Kutlu Türk Başbuğu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün uçmağa varışının 82. Yılında sosyal medya denilen çöplükte eşeleşen, lağım çukurunda debelenen bir takım haşerat yine; akla, izana gelmedik sıçmıklar yayarak, siyasal İslamcılık denen melanetin gerçek yüzünü, bir kez daha, gösterdiler.
Oysaki bu memleketin minarelerinden gürül gürül ezanlar okunuyorsa, camilerinde huşu içinde namazlar kılınıyorsa, müminler huzur ve güven içinde ibadetlerini yapabiliyorsa bunu sağlayan yegane şey; şanlı bayrağımızın hür ve bağımsız olarak, șan ve şerefle, dalgalanmasıdır. Bu bayrağı dalgalandıran kişi, 20. Yüzyılın Alper Tunga'sı, Gâzi Mustafa Kemal ATATÜRK'tür.
Gözleri olduğu halde görmeseler de, kulakları olduğu halde duymasalar da, akılları olduğu halde akletmeseler de, bu gerçeğe Türklüğün derin vicdanı, tarih ve Yüce Yaradan tanıktır.
Bu ülkede müminlerin ifa ettiği her ibadetten, iyiye, güzele dair yapılan her şeyden Atatürk'ün amel defterine sevap yazılmaktadır. Çünkü din de, iman da, ibadet de, amel de ancak hür ve bağımsız insanlara mahsustur.
Bu ülke hür ve bağımsız olmayı, yani dinine, namusuna, istiklaline ve istikbaline, sahip olmayı, Atatürk önderliğinde, Kuvvayı Milliye kahramanlarının verdiği Milli Mücadeleyle elde etmiştir. Bu gerçeğini inkar etmek, güneşe karşı savaş açmaktan başka bir şey değildir.
Kurtuluş Savaşı sırasında Türk Milletinin bağımsızlığını kazanmak ve yurdunu düşman işgalinden temizlemek için verdiği o destansı mücadeleyi durdurmak, direncini kırmak ve ișgalcilerin gayelerinin kolaylıkla gerçekleşmesini temin etmek amacıyla Yunan ve İngiliz uçaklarıyla Anadolu şehir, kasaba ve köylerine, Atatürk ve silah arkadaşlarının; kafir, asi ve eşkıya olduğu, işgalci Yunan ve İngiliz ordusunun halifenin ordusu olduğu şeklinde ibarelerinin yer aldığı yazılı bildiriler dağıtılıyordu.
Bu gün, ne acıdır ki, Atatürk'e haksız yere, adi ve alçakça düşmanlık edenler yüz yıl önce Yunan ve İngiliz uçaklarından dağıtılan bildirilerin yazdıklarını konuşuyorlar.
Safımızı seçerken Atatürk'e düşmanlık etmek için ya "keşke Yunan kazansaydı" diyen insanlıktan çıkmayı din zanneden zihniyetten yana olacağız ya da, "değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli" hassasiyeti ve "ya istiklal, ya ölüm!" düsturuyla işgalci haçlı batı kafirini "geldikleri gibi gidecekler" inancıyla yurdumuzdan defeden; varlığını ve gücünü Türk Milletinden alan, Atatürk ve kuvvayı milliye kahramanlarından yana olacağız.
Çok şükür ki Yüce Yaradan bizleri Türk Milletinden yana etti.
Bunun içindir ki Atatürk ve silah arkadaşlarının üzerimizdeki hakkını teslim etmeyi ve Onları minnet ve şükranla yad etmeyi insani ve vicdani bir borç biliyoruz.
Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
TTK.