ADIYAMAN’ AĞZIAdıyaman’ da Türkçe Kendine özel bir ağızla konuşulur. Ülkemizde bu ağıza en yakın sadece Kilis yöresinde rastlanır. 
Kullanılan bu kelime ve deyimlerin etimolojik analizi yapıldığında; Azerbeycan, Gagavuz ve Türkmen Türkçeleri ile benzer özellikler taşıdığı görülmektedir. Ağırlık olarak Türkmen Türkçesinin özelliklerini taşıyan Adıyaman ağzının bu özelliğine M.Ö. yedinci yüzyılda bir süre Saka İskil Türklerinin egemenliği ve 1085 yılında da Selçuklu Türklerinin egemenliğinin etki ettiği söylenebilir. TUT,BESNİ,GÖLBAŞI Türk ağırlıklı ilçelerdir
A
A’llaf : Hutubat alıp-satan kişi. 
Ahdaracah : Evde tandır üzerinde yapılan yufkaekmeği tandırın (sacın) üzerinde pişmesi için 
çevirmeye yarayan tahta dan yapılmış kılıcı andıran alet.
Alamyon : Alimiyum. 
Alıta : Sakat, arızalı, özürlü  
B
Balah : Paça 
Balıma : Bari 
Baran : Çizgi, şerit halindeki çizgi, keder çizgisi,üzüm bağlarındaki asma (Tiyek) sıralı hali 
Barmel : Fıçı 
Baz : Bir kuş türü ( Kaz Kazına,baz bazınan herkes enteşınan ) ( Atasözü ) 
Berk : Sağlam
Bılata : Meyvelerin olgunlaşma zamanı  
Delbike : Darbuka 
Deleme : Topaç 
Dink : Buğdayı kepeğin ayırma işlemi yapılan yer 
Dürmik : Dürüm 
Darı : Mısır 
Hamkef : Uykusu, henüz açılmamış, keyfi pek yerinde olmayan 
Hampara : Orta boy taş, Toprak parçası, biçimsiz taş
Haphap : Takunya 
Haraba : Boş arsa 
Harar : Büyük çuval 
Haraza : Kuyunun ağzına konulan 30-40 cm. yüksekliğinde taştan daire şeklinde tek parça 
Çıkıntı.
Harıh : Ark, ince su yolu. 
Hayma : Ahşaptan (ağaç ve dallardan) yapılmış bağ ve bahçelerde inşa edilen bekçi kulübesi.
Hazna : Su biriktirilen yer 
Hecer : Yeni, teze 
Hafdar : Çok yiyen canavar
Hellaç : Keçe işleri uğraşan, keçeci. 
Hemam Leyenı : Büyükçe fazla derin olmayan yayvan su kab 
Hevre : Kepekli undan yapılan hamur işi  
K 
Kalın : Başlık parası 
Kakma : Ağaç ve tahta kıymığı 
Kantarma : Kemerli yapı 
Kara kafir : Kertenkelenin büyükçesi. 
Karulye : Karyola 
Kaynana : Kaim ana, Kaim Valide(ana yerine geçen) anlamına 
Kekre : Acımısı, dil büker şeklinde 
Kuküç : Çekiç 
Kelenguç : Kırlangıç.
Kelle : Tahta masanın çekmecesi, çekmece, para konulan çekmece. 
Kendır : Kıldan yapılmış ( örülmüş ) kalın ip 
Kenıf : Tuvalet –WC (Ayrıca tuvalet için, yüznumara, cartcurt damı, ay ahyolı, abdeshana 
Hela isimlen de kullanılır. ) 
Keppır : Bozuk ve yokuşlu yol. 
Keremet : İftira. 
Kerrik : Olmamış, ham meyve.
Keşkeş : Farba, fırfır
Keveşe : Toprak damlarda, ağaçla toprak arasına giren tahta kamış v.s. malzeme.
Keyyim : Sağlam 
Kıdik : Oğlak.
Lallik : Dilsiz, ahraz 
Lebbe : Boyuna takılan zincir gerdanlık
Lekkom : “ Koyayım “ anlamında sövme ve hakaret ifadesi 
Lembır : Fincan kırığı 
Lenger : Geniş, yayvan içine hamur ve köfte yoğrulan geniş kap 
Loğ : Toprak damın yağmura karşı direncini antırmak üzere kullanılan taştan yapılmış silindir  
Nacar : Marangoz 
Nanır : Bir yerde bulunan herkese ait hayvanların toplanıp gün boyu o yerin dağ ve meralarında otlatılıp akşam olunca getirilme işi. ( hayvan kendi evine kendi gelir ) 
Nehit : Beyaz yapı taşı 
Nukkıl : Gaga  
P
Pağa : Zornaklı kapının kilit yeri. 
Pangılot : Lira 
Papah : Sünnet çocuklarının başlarına taktıkları silindir şeklinde başlık 
Partal : Mitil, ekski giysi 
Patlah : Olmamış incirin yeşil hali 
Peççel : Beceriksiz
Perçem : Saçın alına sarkan kısmı. 
Perensek : Fır dönme 
Perize : Biçilen ekinin tarlada kalan kısmı. 
Peşkir : Havlu 
Pızzik : Lahananın nazik kısmı 
Pırtik : Küçük bez parçası 
Pıssik : Kedi. 
Pızzik(Pezzik): Ciltte çıkan sivilce ve benzer şeyler, 
Pörçikli : Havuç 
Post : Deri. 
Sadana : Saf, salak, ağzı sağır 
Salaca : Tabutun üzerine konulduğu dört kolu olan tahta 
Sefertası : Birkaç çeşit yemek taşımak için yapılmış üst üste konulan kap. 
Sehen : Sahan
Seklem : Sırtta taşıyabilecek kadar yük 
Sele : Sepet 
Sete : Kalas 
Seki : Evin avlusunda topraktan yapılmış divan şeklinde yer
Sırğı : Toprak damlarda, yağan karı sıyırmak için tahtadan yapılmış kar küreği 
Sırım : İp 
Sikke : Demir kazık ( yere çakılan ) . 
Sitam : Üşütme hastalığı, Sıtma 
Sitil : Kova 
Siyeç : Büyük çalı 
Sokı : İçinde bulgur dövülen oyuk taş, dibek 
Soyha : Ölünün sırtından çıkarılan giyecek.  
FIKRA: 
Yazacağım fıkra adıyaman da yaşanmış bi hikayedir.
belki bilirsiniz yada duymuşsunuzdur adıyamanda, adıyaman merkezde abuzer adı baya çoktur... gelelim fıkramıza
jandarmalar abuzer adında bi asker kaçağını ararlar
yoldan geçen arabaları durdurup arama yaparlar
komutan gelen bi otobüsü durdurup yukarı çıkar:
- Adı abuzer olanlar otobüsten aşşağı insin. der
otobüste 30-40 kişi vardır.
hepsi iner sadece bir kişi arabada kalır
komutan şaşırır ve sorar:
- sen neden inmedin senin adın ne?
adam sırıtarak:
- benm adım hacı abuzer. Der 
 ADIYAMANLI TÜRK ANASINI İZLEYİN  AŞATMA(AYŞE-FATMA)