GENEL KONULAR OTAĞI > Tarihte Bugün

ERGENEKON'DAN ÇIKIŞIMIZ ve YENİGÜN TÜRK BUDUNU'NA KUTLU OLSUN!

<< < (3/11) > >>

KökTürk:
Türk Yurdu Var Olsun,
Türk Irkı Sağ Olsun,
Budunumuzun Nevruz'u kutlu olsun.

Tanrı Türk'ü Korusun. Ne mutlu Türk'üm diyene !

Kurtkaya:
Türklüğün bu ulu gününü ite, kürde, soysuza terk etmek Türklüğün binlerce yıllık köklerini koparmak demektir. Bu kutlu günü it, kürt kendilerince uydurdukları şekilde kutluyor diye gocuntuya kapılmadan her yıl tazelediğimiz yaşam sevincimizin başlangıç günü olarak ısrarla, etkin bir şekilde kutlamak, var olmanın ve var kalmanın gereğidir.
Doğudan-Batıya, Güneyden-Kuzeye Dünya üzerinde yaşayan bütün Türk soyluların Yenigünleri hayırlı ve uğurlu olsun!


--- Alıntı yapılan: KökTürk - 21 Mart 2013 ---Türk Yurdu Var Olsun,
Türk Irkı Sağ Olsun,

--- Alıntı sonu ---

Tanrı Yüce Türk'ünü Korusun.

Yüzbaşı Sançar:
4650. yılın Türk Milletine birlik, dirlik ve bolluk getirmesini dilerim.
Her karanlığı bir aydınlığın parçaladığı gibi Türklük; önünde Gökbörüsüyle her dem Ergenekondan çıkmaya hazırdır.
Her dem yeniyiz, her dem diriyiz...
Tanrı Türkü ve Türk yurtlarını korusun.

Üçoklu Börü Kam:

--- Alıntı yapılan: o.öcal - 21 Mart 2013 ---
Değerli arkadaşlar konu ile ilgili cahilliğimi bağışlayın. Bu 4650 yılı nereden geliyor? Saatlerden beri arıyorum bir bilgi bulamadım. Ergenekon her ne kadar destan da olsa çok çok önemli bir konu hakkındaki bilgilerin sağlıklı olması gerekir diye düşünüyorum.

Ben bu konuyu biliyorum diyen bir arkadaşımız var ise aydınlatıcı bir cevap yazarsa memnun kalırız. Esenlikler diliyorum.


--- Alıntı sonu ---

Sayın Osman Beğ Hocam,
Bir kaç gündür işlerim oldukça yoğun olduğundan size ancak yanıt verebiliyorum. Gecikmeden ötürü kusura bakmayın.
Sorunuz çok yerinde ve bu vesileyle de Türkçü camiaya doğru bilgilerin ulaştırılmasına olanak sağlamaktadır. Bilim ve eğitim insanlarına has araştırmacı ve ilmi şüphecilik (septizm) bu demektir.
Şahsınızda belirginleşen bu üstün vasfın bütün Türkçülerde de gelişmesi hamaset edebiyatı yapmamak ve Türkçülüğü olması gereken ilmi, tarihi ve kültürel dayanaklarıyla sağlamlaştırmak bakımından çok önem taşımaktadır. Bu nedenle size bir teşekkür borcumuz doğmaktadır. Sağ olun, var olun!
Konuya dönersek, bu konuda Uluğ Bilge Atsız Ata'nın öğrencilerinden olan değerli Türkçü büyüğümüz Erk YURTSEVER Beğ'in 12 HAYVANLI TÜRK YILLIĞI adlı çalışması bize konuyla ilgili en sağlam ve doyurucu bilgileri vermektedir. Sayın Erk Beğ'in kişisel olarak sahibi olduğu ve şu sıralarda yayında olmayan www.tonyukuk.net adlı sanal ağelinde bu bilgiler yer almaktaydı ve ben oradan alarak arşivlemiştim. Çok şükür ki kişisel arşivime almayı akıl etmişim. Şimdi başvurup kullanmaktayız.
Ben Erk Beğ'in çalışmasını bölüm bölüm ekleyerek konuya açıklık getirmeye çalışacağım. Şayet üzerinde bir takım görüşmeler ve fikir alış-verişleri yapmak gerekirse konuya vakıf arkadaşlarla hep birlikte yaparız.

Sağlık ve esenlik dileklerimle...
TTK.

Üçoklu Börü Kam:

--- Alıntı ---
12 HAYVANLI TÜRK YILLIĞI / Erk YURTSEVER
 
TÂRÎHÇE:
 
12 hayvanlı Türk yıllığı, bir Ay-Güneş yıllığıdır. Çinliler Türk’lerden aldıkları bu yıllığı doğumdan önceki (D.Ö.) 1437nci yılın 31 Ocak günü, saat 18:13den bu yana yazılı kaynaklarında kullana gelmişlerdir. Buna ek olarak, Yazılı Çin Târîhi'nin öncesindeki 1200 yıllık Sözlü Çin Târîhi'nin de bu yıllık ile târîhlendirildiği göz önüne alınırsa, yıllığın yalnız Çin’de (D.Ö.) 2637nci yılın 7 Şubat günü, saat 18:10dan beri kullanılmakta olduğu gerçeği ortaya çıkar.*
 
YILLIK NEDEN ÇİN KÖKENLİ DEĞİLDİR?

Türk yıllığı, matematikçi ve gök bilgini Fatin GÖKMEN Hoca’nın 1936 yılında ileri sürdüğü görüşe göre en az 10000 yıllıktır (100 asır). Hoca, 1936 yılında yazdığı ve Târîh Cemiyeti’ne Tez olarak sunduğu “Eski Türklerde Hey’et ve Takvim” adlı eserde (Yayın Târîhi 1937 yılıdır) kısaca şöyle demektedir:
“Doğu’nun en büyük gökbilimcilerinden Nâsireddîn-i Tûsî (1201-1274),  Zîc-i İlhânî adlı eserinde Hıtay (Kıtay) ve Türk Takvimi adıyla Mogulların kullandıkları bir ay-güneş  takviminden bahsetmektedir. Tûsî, bu takvimin usullerini ve dayandığı yıldız topluluğu esaslarını açıklamasız ve dayanaksız  olarak sadece nakletmişti. Ben bu esasları îzâha çalışırken gördüm ki Tûsî'nin bize aktardığı takvim, Batlamyus hey’eti adını verdiğimiz (Hâmil-i merkez) topluluğundan önce yaşayan bir hey’et esâsı üzerine kurulmuştur; ve kuruluşun zamânı da 206 yüzyıl kadar öncedir. Kuvvetli bir varsayım ile kuruluşta, geometrinin ana teoremi olan Pisagor teoreminin de dâhil olduğu bir düzlem geometrisi ve oldukça ilerlemiş bir hesap usûlü kullanılmıştır.
Eski Çin yıldız toplulukları bilimine dair yazılan ve incelememden geçen batı eserlerinde, 206 yüzyıl önce kurulmuş olduğu kanaatine vardığım, yıldız topluluklarının esaslarına dâir bir ize rastlamadım. Çin yıldız toplulukları ve takvimi olarak ileri sürülen bilgilerin, batı kaynaklarına, perâkende ve yetersiz olarak aktarılmış olduklarını gördüm; ve şu neticeye vardım:
Kuvvetle muhtemeldir ki bu matematik ve yıldız toplulukları bilgileri, eski Orta Asya (Türk) ilimlerinin bir parçacığıdır.
Konu ile ilgili yararlandığım doğu eserleri şunlardır
Nâsireddîn-i Tûsî  (1201-1274)    Zîc-i İlhânî
Nizâmeddîn-i Nişâbûrî    Zîc-i İlhânî şerhi (Keşfülhakâyık)
Uluğ Bey  (1394-1449)    Zîc-i Gürgânî
Ali Kuşcu  (?-1474)    Zîc-i Gürgânî şerhi
Bercendî    Zîc-i Gürgânî şerhi
Miren (Mirân) Çelebi    Zîc-i Gürgânî şerhi
Abbas Vesim  (?-1759, 1761?)    Zîc-i Gürgânî şerhi
İbn-i Ebilfethissûfî    Risâletün fî Târîh il Hita vel' Uygur
İbn-i Ebilfeth’in bu risâlesi Marâga Rasathânesinde Tûsî'nin çalışma arkadaşı olan Muhiddîn-i İbn-i Ebî Şükrülmağribî'nin Türk takvimi hakkındaki Takvîm-ül edvâr adlı eserine dayanmaktadır. Takvim hakkındaki mâlûmâtı Tûsî gibi asıl kaynağından aktarmış olan bu yazarın eserine üzgünüm ki rast gelemedim. Istanbul kütüphânelerinde yok. Fakat Ebilfeth'in risâlesinde, Tûsî'nin verdiği bilgileri doğruladığını gördüm.“

* * *
Yukarıdaki kısaltılmış yazının özü de şöyledir:
Tûsî bir eserinde, Mogulların (Çingizli’lerin), Kıtay ve Türk Takvimi adlı bir ay-güneş takvimi kullandıklarını bildirmektedir.
Eseri inceleyen Fatin Hoca, bu takvimin, 3üncü yüzyılda Batlamyus’un düzenlediği (merkeze yüklü) sistemin 206 yüzyıl öncesine dayandığına kânî olmuştur.
Hoca, Çin yıldız bilimlerini toplayan batı kaynaklarını incelediğinde bu bilgilerin derme çatma ve yetersiz olduğunu görmüştür.
Çin kaynaklarında da takvimin çalışma sisteminin ne olduğunu, gök cisimlerinin hangi hareketlerine dayandığını bildiren bir açıklama ve anlatım yoktur.
Buna karşılık konu ile ilgili pek çok Türk kaynağı bulunmaktadır.


--- Alıntı sonu ---

Devamı bir sonraki iletidedir.

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

[*] Önceki Sayfa

Tam sürüme git