GENEL KONULAR OTAĞI > GÜNCEL

AHKAM KESEN YANCILAR, PAYANDACILAR, EYYAMCILAR!

<< < (2/11) > >>

turania_25:
Şu son iktidar cephesi yok mu?

Zaten insanlar meyilli iken bir de fırsatı lehine çevirip, insanları torpile, yalakalığa, padişahım çok yaşa'ya getirdi.

Vasıfsız, kiralık beyinlerin cirit attığı ülkemizde, bu sayı ister istemez ayyuka çıktı ve yanlışa da 'doğru' diyebilecek alçaklığa erişti.

Bu ülkenin seçmeni, ne tercih etmeyi biliyor, ne de eleştirip tokatlamayı. Bu kesim, malum kesim olan ülkenin yarısına yakınını da temsil ediyor.

Sebep; eğitimsizlik, kişisel ego, çıkarcılık ve ya-la-ka-lık!  Bu ülkenin en büyük sorunu; yalaka hastalığıdır!

Üçoklu Börü Kam:
Duygu birliği, söylem ve eylem birliğinin yeşerdiği iklimdir.

Uluğ Bilge ATSIZ diyor ki:

Zafer ümit kaynağının bir çeşmesidir.
Zafer birçok gönüllerin birleşmesidir.
Gönülleri birleşenler ölsede bir gün
Gök kubbede kalacaktır seslerinden ün.

Türk Milliyetçilerinin milli duyarlılıkları istismar edilerek, kandırıldıkları dönemler geride kaldı.

Aldıkları terbiye ve davaya sadakatleri nedeniyle yönetim kadrolarının yanlış eylem ve söylemleri karşısında, sırf yakıştıramadıkları, üzerlerine konduramadıkları için, bir dönem bocalamış olsalar bile, o dönem de geçti.

Zira hiç bir siyasi gerekçe, hiç bir politik mazeret, orta yerde yığılmış yanlışlar ve hatta ihanetler yığınını kamufle edemiyor.

Milletin aklıyla alay edercesine, yanlış politikaları, bir bildikleri vardır, sihirli formülüyle izaha kalkma kurnazlıkları da iş görmüyor.

Türk Milliyetçiliğinin inandığı ve iman ettiği tek şey; Türk Milletinin ve Devletinin varlığı, dirliği, birliği ve geleceğinin güvende olmasıdır.

Türk Milliyetçiliği; sağ-sol kavramlarının içinde ya da karşısında konumlandırılan, sığ bir siyasi görüş değildir.

Türk Milliyetçiliği, hiç bir yabancı kaynaktan beslenmeyen, hayatiyetini Türklüğe ait değerlerden alan, siyaset ve partiler üstü bir ülküdür.

Kimse, Türk Milliyetçiliğini, siyasetin kirli kulvarında, politika mezesi yapma yetki ve selahiyetine sahip degildir.

Türk Milletinin ve devletinin dününü, bugününü ve binlerce yıl sonrasına uzanan geleceğini kuşatan bir aidiyet, sahiplik ve sorumluluk duygusudur, Türk Milliyetçiliği.

Türklerin İslamlığı seçmeden önceki inanç sisteminde, şimdiki gibi, altından şarap ırmakları akan, hurili, gılmanlı cennet vaatleri yoktu, ama o zamanın Türk Milliyetçileri; yurt için, millet için, töre için, devletin varlığı, budunun dirliği için canlarını seve seve feda ediyorlardı.

Zira Türk Milliyetçiliği;

Hakanların dikilmeli Altay’da tuğları,
Varsın cihanda olmayagörsün mezârımız..

Özverisiyle, isimsiz mezarlarada, anılmadan, vatan toprağına karışmak şuuruna erebilmektir.

Onun içindir ki Türk için vatan; bir toprak parçası olmanın ötesinde, milli hatıraları, sinesinde saklayan kutsal bir hazinedir.

Bu kadar temiz ve ulvi bir ülküyü ve bu ülkünün; özverili ve içten mensuplarını, neidiğü belirsiz, karanlık, şüpheli ve hatta ihanet kokan çirkef siyasetlerin dolgu malzemesi yapmaya hiç kimsenin ne hakkı, ne de yetkisi vardır!
Buna tevessül etmek bile, en hafif tabirle, haddini bilmezliktir.

Milletimizin binlerce yıllık birikimi olan bütün maddi ve manevi değerlerini, hayasızca talan eden; amacı, zihniyeti, niyeti Türk Milletine düşmanlık etmek olduğu ayyuka çıkmış, Türk Milletinden intikam almaya yemin etmiş, devşirmeden devşirme kişi ve kuruluşları, anlamsız bir teslimiyetle, körü körüne destekleyenlerin temsil ettikleri şeyin adı, her şey olabilir, ama asla, Türk Milliyetçiliği olamaz!

Türk Milliyetçilerine, kavalla güdülen koyun muamelesi yapmak, hiç bir dini veya beşeri hukukun tarif etmediği kadar büyük bir günah, bühtan ve çirkinliktir.

Gerçek hainler ihanetlerini, herkesi hain ilan ederek gizlerler.
Bu tecrübeyle sabit sosyolojik bir gerçektir.
Lâkin mızrak çuvala sığmıyor!
Güneş balçıkla sıvanmıyor!
Pisliklerin üstü örtülse bile kokusunun yayılmasına mani olunamıyor.

Henüz tam olarak şaşkınlığı üzerinden atmamış olsa bile milletimiz; başına örülen çorabın farkına varmış, kendi kaderine el koyma iradesini göstermiştir.

Başta emekli amirallerimiz olmak üzere bu oyunu bozan, bu gidişata karşı; eliyle, diliyle, kalemiyle mücadele eden herkes, gerçek birer, kahramandır.

Bu gerçeği, günü birlik politikalar yaparak kaçak güreşenler, kendi fikir zevzekliklerinde patinaj çekenler, kalbi katran karası münafıklar, Allah ile aldatan müşrikler, kokmaz bulaşmaz, tavşan yürekli bananeciler ve benzerleri görmese de, duymasa da, inkar etse de, bu gerçeğe; Türklüğün derin vicdanı, tarih ve Tanrı tanıktır!

Ve tarih, yüz yıl önce Kutlu Türk Başbuğu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve Milli Mücadele kahramanlarınca gerçekleştirilen mucizenin benzerini gerçekleştirecek olan Türk çocuklarının yeni kahramanlık destanlarını yazmak üzere tertemiz bir sayfa açmıştır.

Bu onurlu kıyama el, omuz ve gönül verenlere selam olsun!

Sözümüzü Atsız Bey'in mısralarıyla bitirmiş olalım.

Ey ekmeği alınanlar! Selam sizlere!
Ey rütbesi çalınanlar! Selam sizlere!
Kardeş yahut arkadaştır diye evleri,
Ocakları dağıtılan ülkü devleri,
Selam size! Üstünüzde bütün bakışlar,
Bir gün olur tarih sizi elbet alkışlar!

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

Üçoklu Börü Kam:
Mehmet Akif; Tarih tekerrürden ibarettir diyenlere tarihten ibret alınsaydı, hiç tekerrür edermiydi diye itiraz etmekte.

Gerek Otağımızda, gerek sosyal medya ve gerekse bir çok basın ve yayın kuruluşlarında ülkenin kötü gidişatına dair, uyarıcı ve nasihat niteliğinde, karşılaştırmalı olarak, tarih ve sosyoloji dersi verir gibi yazılar yazılıyor, konuşmalar yapılıyor hem de Bilal oğlana anlatır gibi.
Ama, muhatapların, akp'sinin, anlayacaklarını, daha doğrusu, anlamak isteyeceklerini hiç sanmıyorum.
Zira, işlerine gelmiyor.

Osmanlı Devletinin yıkılmasına neden olan her şey, günümüzede, 19 yıldır, akp'si eliyle, misliyle icra ediliyor.
Akp'si eliyle ülkenin batmasına, felç olup komaya girmesine neden olan icraatlerin hataen değil, kasten yapıldığını düşünüyorum.

Zira her hangi bir sosyal medya hesabında, sıradan bir vatandaşın yazdığı iletiyi bile izleyen izleten iktidarın; memleket meselelerine yıllarını vermiş, bilgi birikimleri ve olayları irdeleme yetileri olan, ciddi arşiv sahibi nice gazeteci, yazar ve aydının yazıp çizdiklerinden haberdar olmamaları, mümkün değildir.

Muhalif görüp dinlemedikleri ve çoğu zaman da öfkelenip, gündüz göze, sokak ortasında darp ettirdikleri ve hızlarını alamayıp cezaevine koydukları bu insanların kadrini ve kıymetini bilseler, bize doğruyu gösterdiniz, hatamızı farkettirdiniz diye ödül bile vermeleri icap ederdi.

Akp'sinin muhalif saydığı ve hoşlanmadığı insanlar, sarayda, hatırı sayılır maaşlarla istihdam ettiği o sen en iyisini bilirsin efendimci danışmanlarından(!) daha büyük hizmeti, hem de bedava, yapıyorlar.

Akp'si için ne denilse boş.
Anlamazlar, duymazlar, görmezler.
Çünkü kibir; idrak ve basiretlerini bağladı.
 
Önümüzdeki süreçte akp'sinin bırakın iktidar olmayı, siyasi varlıklarını sürdürebilecekleri bile meçhul.
Akp'sinin tek şansı; muhalefetin yapacağı büyük hatalar olacaktır.
Bu bir kehanet değil, sosyolojik bir gerçektir!
Şayet akp'si yeniden kazanırsa bunu muhalefetin; beceriksizlik ve  bencillikten kaynaklanan; gaflet, dalalet ve hatta ihaneti olarak okumak gerekir.
En azından ben ve olaylara benim gibi bakan, yüzbinlerce insan, böyle düşüneceğiz.

Her şeye rağmen, İngiliz yazar ve düşünürü Daniel Defoe'nun söylediği gibi;
Bazen kurtuluş, umduğundan daha yakındır.
Hatta ölüme gittiği sanılan yol, kurtuluşuna giden yolun kendisi bile olabilir...!

İki satır yazalım derken yine bir sayfa dolusu yazmışız.
Bu durum aşk ağlatır, dert söyletir gerçeğinin bir dokun, bin ah işit! olarak cereyan etmesi gibi bir şey.

Yüce Yaradan sonumuzu hayır etsin.

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

[Hun Türk]:
Ağabeğ, muhalet açıklamanı açayım biraz...

Kılıçdaroğlu denen varlık:- Kavala, Demirtaş, Ilıcak gibi PKK ve Fettuhlahçılar için haksızlık deyip, durmakta. Gerçi CHP şuanki haliyle zaten açık açık PKK, DHKP/C gibi örgütlere destek verirken, sırtını dayadığı güçlerin sayesinde de Fettuhlahçıların elinden tutuyor.

AKP'nin en büyük şansı CHP.

Irkci10ur:
Sedat Peker ve Mehmet Ağar ile başlayan güç gösterisi devam etmekte. AKP yandaş medya da Deniz Baykal ya da eski MHP mileltvekilerine yapılan kaset tuzağı ile aynı kefeye koyarak buralardan sıyrılmaya çalışıyorlar.

MHP "madem emniyet sibobu" ne gibi bir açıklamaları, görüşleri olacak keskin bir ifade ile merak konusu. Gerçi Çakıcı olayı üzerine alıp bir şeyler demeye çalıştı ama sonuçta MHP gibi bir partiden birinin çıkıpta bir şeyler söylemesi gerekmez mi?

Peker Devletin İçişleri Bakanına olur olmadık sözler söyleyecek kadar geçmişte neler yaşanmış olabilir ki açıklamalar bu kadar sükse edecek etki de olabiliyor. Heyacanla takip ediyoruz.

Allah DEVLETİMİZE zeval vemesin sadece..

Youtube gibi plâtformlarda bu malzemeleri özellikle Fettullahçı gürüh başta olmak üzere nerde gizli saklı aşırı solcu, kominist hakiki k.o.ç varsa toplanmış "Devletin" üzerinden bu malzemeleri çok iyi kullanmaya başladılar. Sokakta ki vatandaş her şeye atlar oldu. Yaşa, başa, taşa aman dikkat!

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

[*] Önceki Sayfa

Tam sürüme git