CUMHURİYET ŞEHİDİ KUBİLAY ve MENEMEN OLAYI
CUMHURİYET ŞEHİDİ KUBİLAY
(http://img187.imageshack.us/img187/6900/kubilaymi4.jpg)
MUSTAFA FEHMİ KUBİLAY ( 1906 - 1930 )
Adı Mustafa Fehmi Kubilay. Baba adı Hüseyin, ana adı Zeynep. Giritli bir ailenin çocuğu. 1906 doğumlu. Kubilay bir öğretmen. Cumhuriyet öğretmeni. 1930 yılında İzmir'in Menemen İlçesi'nde askerlik görevini yapıyor. O sırada 24 yaşında.
Bu genç insan, Menemen’de 23 Aralık 1930’da şeriat isteyenler tarafından öldürüldü. Genç Cumhuriyet rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanından sonra tanık olduğu ikinci önemli irtica olayı, "Menemen Olayı - Kubilay Olayı" olarak tarihe geçti.
Menemen olayının izleri toplumsal bellekten hiç silinmedi. Kubilay "devrim şehidi" olarak simgeleşti.
(http://www.ataturk.net/cumh/26b.gif)
MENEMEN OLAYI
Derviş Mehmet isminde bir yobaz ve altı silahlı arkadaşı 23 Aralık 1930 günü Menemen'e gelmişler ve camiye girerek üzerinde dini ibareler yazılı bir bayrakla, camide bulunanları ve merakla cami önüne toplananları, kendileriyle birlik olmaya davet etmişlerdir. Derviş Mehmet halka hitap ederek; "Ey Müslümanlar, ne duruyorsunuz; Halife Abdülmecit hududa geldi, Sancak-ı Şerif çıktı, gelin altında toplanalım, şeriat isteyelim" diye bağırmıştır.
Gösteriler ve tekbirlerle dini ibareler bulunan bayrağı Hükümet Konağı önündeki meydana dikmişlerdir. Toplanan halkı dağıtıp bu yobazları yakalamaya mesleği öğretmen olan Yedek Asteğmen Kubilay Bey'in askeri müfrezesi görevlendirilmiştir. Kubilay Bey, şakilere nasihatta bulunarak; yaptıklarının hatalı, sakıncalı ve kötü bir şey olduğunu belirterek vazgeçmelerini ve dağılmalarını söylemiştir. Şakiler buna mavzer kurşunu ile cevap vermişlerdir. Kubilay Bey kendisini korumak için tabancasını çekmiş ise de, bir kurşunla yaralanarak yere düşmüş ve gözleri dönmüş canilerden biri, yaralı Kubilay Bey'in üstüne atılarak boğazından kesip başını gövdesinden ayırmıştır. Bu arada Hasan adlı fedakar bir mahalle bekçisini de şehit etmişlerdir.
Olay yerine yetişen askeri birlik ve jandarmalar şakilerin teslim olmalarını istemiştir. Bu isteği reddeden yobazlar ateşle karşılık vermişlerdir. Çatışma sonucu Derviş Mehmet ve iki arkadaşı vurularak, ikisi de yaralı ele geçirilmiştir. Diğer ikisi de iki gün sonra yakalanmıştır. Araştırma sonucu; olayın bölgesel bir nitelik taşımadığı, organize bir şebekenin düzenlediği, Cumhuriyet'i yıkmak amacını güden irticai ve siyasi bir hareket olduğu ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine Hükümet, Menemen ilçesi ile Manisa ve Balıkesir illerinde bir ay süre ile sıkıyönetim ilan etmiştir. Yakalananlar muhakemeleri sonunda ağır cezalara çarptırılmışlardır.
Olaydan hemen sonra Atatürk, Cumhurbaşkanı ve Başkomutan olarak Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi (Çakmak) Paşa'ya 28 Aralık 1930 günü bir taziye telgrafı göndererek, Cumhuriyet'e karşı suikast tertipleyen mütecavizleri lanetlemiş ve Kubilay Bey'i görevini yapan şehit olarak takdirle anmıştır. Atatürk; "Hepimizin, dikkatimiz, bu meseledeki vazifelerimizin icabatını hassasiyetle ve hakkıyla yerine getirmeye matuftur. Büyük ordunun kahraman genç zabiti ve Cumhuriyetin mefkureci muallim heyetinin kıymetli uzvu Kubilay Bey, temiz kanı ile Cumhuriyet'in hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır." demiştir.
ŞEYH ESAT VE YANDAŞLARI
(http://www.add.org.tr/images/stories/seyh_esat.jpg)
Olay. zamanın Nakşibendi tarikatının lideri Şeyh Esat ve yandaşları tarafından planlanmış ve Menemende uygulamaya konulmuştur. Şeyh Esat’ın Manisa’da Nakşibendi tarikatını yaymakla görevlendirdiği Laz İbrahim’in yönlendirdiği Manisa tarafından gelen, dördünün adı Mehmet ikisinin de Hasan olan yobazlar; 23 Aralık 1930 da sabah namazından sonra camiden aldıkları Yeşil Sancağı yola dikerek silah zoruyla etraflarına adam toplamaya çalışırlar. Katılmak istemeyenlere 70 bin kişilik bir Halife Ordusunun beklediğini ve onların öncü olduklarını belidirler. İstedikleri şeriattır. Karşı çıktıkları Cumhuriyettir, Atatürk ilke ve Devrimleridir.
BİZE KURŞUN İŞLEMEZ
(http://www.add.org.tr/images/stories/kubilay_akibet.jpg)
Böylece tekbir getirerek sancağın etrafında dönmeye başlarlar. “Şapka giyen kafirdir, din elden gidiyor, saltanatı geri getireceğiz” diyerek bir isyan hareketi başlatmak isterler. Menemen’de yedek subay öğretmen olarak görev yapmakta olan Kubilay bu hareketi bastırmak için bir manga askerle olay yerine gelir. Askerlerin yanından ayrılarak tek başına yobazların arasına girip, sert bir davranışla teslim olmalarını ister. Yobazlardan biri ateş ederek Kubilay’ı yaralar. Karşıdan bunu gören askerler ateş açarlar. Fakat tüfeklerinde öldürücü etkisi olmayan manevra fişekleri vardır. Bu yüzden yobazlara tesir etmez. Böylece: "bize kurşun işlemiyor” diyerek halkı kandırmaya çalışırlar.
KUBİLAY'IN ÖLÜMÜ
Derviş Mehmet isimli yobaz yaralı olarak kaçmaya çalışan Kubilay’ı ensesinden bir bağ bıçağı ile keserek başını bayrak direğine asar. Bu sırada Şevki ve Hasan isimli mahalle bekçileri yobazlara ateş açarlar. Çıkan silahlı çatışmada gericilere ateş açan bel vurularak öldürülürler. Olay, alaydan gelen takviye birliklerince bastırılıp elebaşları öldürülür. 30 Aralık’ta Bakanlar Kurulu Kararıyla Menemen, Manisa ve Balıkesir’de sıkıyönetim ilan edilir.
DİVANI HARP MAHKEMESİ
(http://www.add.org.tr/images/stories/kubilay_divaniharp.jpg)
General Mustafa Muğlalı başkanlığında kurulan Divan Harp Mahkemesinde 41 kişi suçlu görülerek çeşitli cezalara çarptırılır 36 sanık hakkında ise idam cezası verilir, Ölüm cezası verilenlerden bazıları yaşı küçük veya çok yaşlı olduğu için idam cezasından kıırtulur. 28 kişi ise 3 Şubat 1931 de Menemen’de kurulan dar ağaç asılarak idam edilirler.
Görüldüğü gibi bu olay çok büyük bir kitle hareketi, bir toplu isyan değildir. Halkın büyük bir çoğunluğu olaylara hiç karışmamıştır. Karışan suçlular da yargılanarak en ağır cezalara çarptırılmışlardır. Zaten bu kişilerin büyük bir kısmı da Menemen’li değildir. Eylemi başlatanlar o sabah Menemen’e dışardan gelen kişilerdir.
GAZİ'NİN ORDUYA TAZİYENAMESİ
Menemen’de ahiren vukua gelen irtica teşebbüsü esnasında Zabit Vekili Kublay Beyin vazife ifa ederken duçar olduğu akıbetten Cumhuriyet ordusunu taziyet ederim. Kubilay Beyin şehadetinde mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen’deki ahaliden bazılarının alkışla tavripkâr bulunmaları, bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hâdisedir. Vatanı müdafaa için yetiştirilen; dahilî her politika ve ihtilâfın haricinde ve fevkinde muhterem bir vaziyette bulunan Türk zabitinin mürteciler karşısındaki yüksek vazifesi vatandaşlar tarafından yalnız hürmetle karşılandığına şüphe yoktur.
Menemen’de ahaliden bazılarının hataları bütün milleti müteellim etmiştir. İstilânın acılığını tatmış bir muhitte genç ve kahraman Zabit Vekilinin uğradığı tecavüzü milletin bizzat cumhuriyete karşı bir suikast telâkki ettiği ve mütecasirlerle, müşevvikleri, ona göre takip edeceği muhakkaktır. Hepimizin dikkatimiz bu mes’eledeki vazifelerimizin icabatını hassasiyetle ve hakkile yerine getirmeğe matuftur.
Büyük ordunun kahraman genç zabiti ve Cumhuriyetin mefkûreci muallim heyetinin kıymetli uzvu Kublay Bey, temiz kanı ile cumhuriyet hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır.Reisicumhur
Gazi Mustafa Kemal
(http://img10.imageshack.us/img10/5369/kubilayq.jpg) (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2ltYWdlc2hhY2sudXMvcGhvdG8vbXktaW1hZ2VzLzEwL2t1YmlsYXlxLmpwZy8=)
Türkiye Cumhuriyeti'nin ve BAŞBUĞ ATATÜRK'ün düşmanı, vatan hain, işbirlikçi satılmış yobazlar tarafından alçakça şehid edilen TÜRK SUBAYI MUSTAFA FEHMİ KUBİLAY'ı rahmetle ve minnetle anıyoruz.
Ne acıdır ki o vatan haini alçak yobazların torunları bugün Millet Meclisimizi kirletmektedirler.
Ruhun şad, mekanın cennet olsun, Ey Şehit !
"İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz."
TTK
(https://fbcdn-sphotos-f-a.akamaihd.net/hphotos-ak-prn2/1517582_461897800582656_1349749112_n.jpg)
23 Aralık 1930'da İzmir'in Menemen ilçesinde, Cumhuriyet'e başkaldıran İngiliz, Yunan beslemesi; yobaz katil sürüsü tarafından kör testere ile başı kesilerek alçakça şehit edilen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay'ı rahmetle anıyoruz. Cumhuriyet Şehidi Kubilay'ın aziz ruhu şad, mekanı cennet olsun.
"İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz."
GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİ