Katıra, baban kim? Diye sormuşlar.
Katır, babam eşek demeye utandığından, at dayım olur, demiş.
Bizim kara kaşlı, elâ gözlü, selvi boylu, ağzı ballı, endamı şanlı siyasal İslâmcılar, vatandaştan topladıkları paraya faiz verilerek paranın değeri korunup, üstüne kâr sağlanacak diyemedikleri için, kur garantisi diyorlar.
Yani bunlar işlerine gelince din modeli, olmadı Çin modeli, daha olmadı cin modeli, yani her halükarda milletin sırtına bin modeli geliştiriyorlar.
Model geliştirmede üzerlerine yok, maşallah!
Hz. Muhammed (sav) Peygamber der ki:
Öyle bir zaman gelecek ki insanlar haramları helâl göstermek için onların adlarını değiştirecek.
Kur koruma, kur farkı, fiyat güncelleme, vade farkı, kâr payı, kâr ortaklığı vb. adlarla yapılan bütün iş ve işlemler, faizin adının değiştirilmesidir.
Kâr ortaklığı yaptığını söyleyen yatırım bankalarının; aylık, üç aylık, altı aylık ve yıllık kâr payı yüzdelerine bakıyorsun, bankaların faiz yüzdeleriyle, noktasına, virgülüne, küsûratına kadar aynı.
Oysaki ticarette kâr, zararın kardeşidir ve kesin kâr garantisi olmadığı gibi, milimi milimine, kar yüzdesini önceden öngerebilmek de mümkün değildir.
Bu yalancı ve istismarcı siyasal İslâmcılar, faizden rahatsız olan insanların paralarını, kâr ortaklığı adıyla toplayıp, faiz sistemine dahil ediyorlar.
Aslında para sahipleri de bunun farkında ama, o kıt akıllarıyla İslâm dininde hile-yi şeriyye denilen yöntemle, Allah'ı kandırmaya yelteniyor.
Bu siyasal İslâmcı zihniyet böyle bir soysuzluktur.
Allah ile insanları aldattığı yetmiyor gibi, bir de, Allah'ı kandırmaya yelteniyorlar.
Herkesi Allah ile korkutup, Allah'tan korkmayan bir zümredir bu siyasal İslâmcılar.
Mevlana Celaleddin Rumi, bundan yedi, sekiz yüz yıl önce boşuna,
İslamı yobazlardan koruyun, aksi halde dünyayı İslâm'dan korumak gerekir.
Dememiş.
Ne Mutlu, Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla.
Çağrıbey.