TÜRKLÜK ve TÜRK DÜNYASI OTAĞI > TÜRK KÜLTÜR ve MEDENİYETİ

TÜRKÇEYE NASIL KIYDIK?

<< < (9/11) > >>

4_hilal:
Aslinda müslüman olanlar biliyor olmalilar, bilmeyenlere de ögretmek gerekir.
Araf Suresi 180.ayetin Türkçesi, "En güzel isimler Allah'indir. Ona bu güzel isimleriyle hitap edin. Allah'in isimleri hakkinda gerçekleri çarpitanlari birakin terkedin."

Halk dilinde arapçasi ile Esma'ül Hüsna denilen sözcükler, Allah'in isimleridir.
Fakat ayette Allah'in isimlerinin manasini çarpitmayin derken kastedilen sey ona baska sözcüklerle hitap etmeyin degil.
Allah'in Esma'ül Hüsna'da geçen 99 isminin belirttigi Allah'in sifatlarini, yani bu 99 ismin mana içeriklerini çarpitmayin, inkar etmeyin, saptirmayin demektir.
Buna göre orada geçen 99 isimde belirtilen ve Allah'in kendi varliginda barindirdigi özellikler, onun "Tanrilik vasfi" (uluhiyyet) ile baslar ve diger güç, sonsuz kuvvet, merhamet, canlari yaratan ve alan olmak, gibi ona has olan özelliklerini inkar etmemek demektir.

Tanri sözcügü herseyden önce uluhiyyet sifatini, Allah olma vasfi yani yaratan olmasini ifade ettigi için, o manada kullanan için Allah sözcügünün mana içerigini karsiliyor. Müslüman olan birisi Allah ismini kullanmayi daha çok seviyorum, tercih ediyorum diyorsa, bu tercihine saygi duyarim.
Fakat mana içerigi olarak Tanri sözcügünün Allah sözcügünün mana içerigini karsilayamadigi iddia edilirse, bunu kabul etmemiz mümkün degil.
Bunu biz kabul etmedigimiz gibi, Allah'in kendisi de kabul etmiyor ve yukarda bahsedilen ayette buyuruyor.

Türkçemizde çesitli vesilelerle, Tanri sözcügü çogul haliyle kullaniliyorsa, o kullanimlarda kastedilen seyin Islam dinindeki tek ilah olmadigi zaten konu içerisinde anlasilir. Kisilerin Tanri sözcügünü ne niyetle kullandigi önemlidir burada.
Allah'i kastediyorsa, Allah dahi kendisinin kastedildigini bilirken, kullara ne oluyor diye sorar, ve bende buna yanarim.

Bir eklemek istedigim de sudur ki, olaki bir müslüman size Esma'ül Hüsna 99 tanedir, Kuran'da geçen isimleridir, bu 99 isme bir 100. baska isim eklenemez diye iddia ederse. Ona diyiniz ki, Kuran'da ve hadislerde de geçen örnegin; Hannan ve Mennan isimleri Allah'in çok sevdigi isimleri olmasina ragmen, Kuran'da geçmesine ragmen, bu 99 içinde yoktur. Yani bu 99 isim evet Allah'in sifatlarini ve özelliklerini belirten isimleridir ama, Allah'in isimleri sadece bu 99'dan ibaret degildir. Aynen ayette buyruldugu gibi, en güzel isimler hep O'nundur, hangi dilde olursa olsun. Farsça Hüda'da Allah'tir, Türkçe Tanri'da Allah'tir yeterki o niyetle kullaniliyor olsun.

TTK,

Kurtkaya:

--- Alıntı yapılan: turania_25 - 13 Kasım 2015 ---
Tanrı kelimesi-Allah kelimesini birebir karşılamıyor yada bazı noktalarda yetersiz kalıyor.


--- Alıntı sonu ---

Değerli turania_25 Kandaşım;
Size otağımızda yer alan aşağıdaki yazıyla yanıt vermek istedim.


--- Alıntı yapılan: Üçoklu Börü Kam - 28 Aralık 2011 ---Sanırım burada Tanrı tabirini yadırgıyorsunuz.
Arapçada Allah; İngilizcede God, Almancada Godd, Hırvatçada Bog, Romencede Dumnezeu, Rusçada Gor, Farsçada Hüda olduğu gibi Türkçe'de de Tanrı demektir.
Bunda yadsınacak ne var.?
Yani Romen çingenesi kendi dilinde yaratıcısına  Dumnezeu diye yakaracak iş Türk'e gelince Türk kendi dilinde yaratıcısına Tanrı diyemeyecek!?
Dünyanın hiç bir yerinde ve tarihin hiç bir döneminde böyle bir çifte standart ve bir milletin din kisvesiyle kültürel emperyalizme maruz bırakılması ne görülmüş ne de duyulmuş şeydir.
Türkler; içten gelen istekleriyle Müslümanca yaşamak istiyor. Lakin garip Türk'e kendince ve Türkçe Müslümanlık yapmayı bile çok görenler O'nu kutsal istismarlarla Araplaştırmaya çalışıyor.
Bizim karşı çıkışımız bunadır.
Biz Türkçüler diğer insanlara göre Müslümanlaşmakla, Araplaşmanın, dindar olmakla dincilik yapmanın farkını fark ediyoruz ve bu tutum ve davranışımızı anlamayan, algılayamayanlar bizi olduğumuzdan başka değerlendiriyor.
TTK.


--- Alıntı sonu ---

Yine iletiizde:


--- Alıntı yapılan: turania_25 - 13 Kasım 2015 ---
Gramer bakımından arapça, bütün dillerden geniştir.


--- Alıntı sonu ---

Demişsiniz.
Araştırın bakın böyle olmadığını Arapçanın özellikle şişirildiğini, Arapça lügatlerde; ağız, şive ve lehçe farklarından kaynaklanan değişik telaffuzların bile ayrı ayrı kelimeler olarak yer aldığını göreceksiniz.
Biz Türkçe deyince sadece Batı Türkilinde konuşulan kısmını anlamıyoruz. Türkçe: Altay Dağlarının eteğinden Macaristan'ın içine kadar uzanan ve toplam dünya coğrafyasının % 60 ını kapsayan uçsuz bucaksız bir alanda yüzlerce şive, ağız, lehçesi olan; kitaplara, lügatlere ve ansiklopedilere sığmayacak büyüklükte bir deryadır.
Antik MU ve İNKA medeniyetiyle yaşayan Kızılderili ve hatta Eskimo topluluklarında bariz şekilde Türkçe akrabalığı ve hatta benzeşmesi dikkate alındığında Türkçenin kapsadığı coğrafya neredeyse dünyanın % 75 ine yayılmaktadır.

Bir büyüğümüzün söylediği gibi:


--- Alıntı ---
Bir duygu, bir düşünce, bir düş, bir olgu, bir oluş, bir tanım eğer Türkçe'yle yapılamıyorsa başka bir dille yapılabilmesi olanak dışıdır.
Bir duygu, bir düşünce, bir düş, bir olgu, bir oluş, bir tanım eğer Türkçe'yle yapılamıyorsa bunun iki nedeni vardır. Birincisi bunun var olan dillerde karşılığı yoktur. İkincisi ve gerçek olanı ise o tanımı yapmaya çalışan kişi Türkçeyi yeterince bilmiyordur.


--- Alıntı sonu ---

Siz Türkçe konuşmaya özen gösterin Türkçe size kendisini öğretecektir.

Yine bir büyüğümüzün söylediği gibi:


--- Alıntı ---
Ağzımızda; anamızın ak sütü gibi, helal ve temiz Türkçe'miz olsun!!!


--- Alıntı sonu ---

Ve son söz Ulu Başbuğ Atatürk Atamızdan:

"Türk demek Türkçe demektir!"

Tanrı Yüce Türk'ünü Korusun!

turania_25:
Üçoklu Börü Kam kandaşım. Vermiş olduğunuz gayet net açıklayıcı yazı ve görüşlerinizden dolayı teşekkürü bir borç bilirim. Burada anlatmak istediklerimi sunmaya çalıştıysam da ters tepkilerle karşılaştım. Ama katı bir tavır yerine daha ılımlı açıklamalarınız da olabilirdi mühim değil. Fakat anlaşılamadık yada anlaşamadık her ne denirse artık. Türkçe dilini küçümsediğimi düşünmeniz hoş olmadı. Bu tür bir konuyu yazı ile ifadeye çalışmak hem çok zaman alacak hem de anlatılmak istenenler mutlaka yetersiz kalacaktır. Her dil, her hangi bir dile ait olan kelimelerde yetersiz kaldığı bir kanı değil, aleni bir gerçekken... Bu tür cümlelerimi iddia olarak görmeniz sizce de ilginç değil mi? Selamlar...

turania_25:

--- Alıntı yapılan: o.öcal - 14 Kasım 2015 ---Buraya Dikkat edin:' Şehâdet ederim ki Allah'tan başka hiç bir ilâh yoktur.' Yani ilah sözcüğünün sadece Allah için kullanılacağını şart koşuyor. Ben İllaki Arapçasını söylemek gerekir diyenlerle aynı varlığı kast ederek, bu cümleyi şöyle söylersem: Tanıklık ederim ki Tanrı'dan başka Tanrı yoktur. Şirk mi koşmuş .
 Ben İllaki Arapçasını söylemek gerekir diyenlerle aynı varlığı kast ederek, bu cümleyi şöyle söylersem: Tanıklık ederim ki Tanrı'dan başka Tanrı yoktur. Şirk mi koşmuş olurum yoksa Allah yerine Tanrı diyerek dilimi mi kullanmış olurum.

--- Alıntı sonu ---

O.Öcal kandaşım, açıklamalarınız yerinde ve güzel olmuş sağ olun kaleminize sağlık. Yalnız, Allah yerine Tanrı demek sizi şirke götürür diye bir iddiada bulunmak ahmaklık olur ki kast edilen Allah ise... Erzurum'dan bolca selamlar...

turania_25:
Kurtkaya kandaşım!

Anlatmak istediğimiz şu ki, başka milletler kendi dilinde kullandığı ve kasdettiği Allah; inancıyla alakalıdır ve buna kendi dilinde karşılık verir. Yani müslümanın kasdettiği Allah başkadır, hristiyanın başka, yahudinin, mecusinin vs başkadır. Çünkü inançla alakalı bir durumdur ve bunu zaten tartışmıyoruz bildiğiniz gibi. Yani Allah kelimesinin karşılığını veren her kelime kullanılabilir bunda zaten hemfikiriz. Kasıt Allah ise bu Tanrı da olabilir ancak, karşı çıktığımız durum sadece şu ki, Tanrı ve tanrılar yada Tanrıçalar var. Bu tür inançlara yönelik Tanrı kelimesi ile Allah ifade edilebiliyorsa bunda kimsenin gocunacak bir şeyi kalmaz zaten...

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

[*] Önceki Sayfa

Tam sürüme git