GENEL KONULAR OTAĞI > GÜNCEL

Tarikat ve Cemaat Gerçeği - Siyasal İslâmcılıkla Yüzleşme.

<< < (17/22) > >>

Üçoklu Börü Kam:
Gâzi Başbuğ ATATÜRK:

Tekke ve zaviyeleri kapattım, en çok İngilizler feryad etti.

Demektedir.

Kurtuluş Savaşı günlerinde, tekke ve zaviyelerin büyük çoğunluğu, haçlı batının, ileri karakolu ve gayr-i resmi istihbarat şubesi gibiydi.

Atatürk bu, köhne ve şer, mahfilleri kapatarak, İngiliz ve cümle haçlıyı; elsiz, kolsuz, gözsüz ve kulaksız bırakmıştır.

Atatürk düşmanlığının altında yatan neden budur.

Siyasal İslâmcılık bir, haçlı batı, projesidir.

Yüce dinimiz İslamiyet'i siyasal İslâmcıların tasallutundan kurtarmak her Müslümanın, öncelikli, görevidir.

Hattızatında siyasal İslamcılık çoktan iflas etti. Bunu Haçlı batılılarda biliyor. Sadece siyasal İslamcıların yaptıkları tiksindirici işler sayesinde Türk toplumunun dinden uzaklaşması için, kanser hastasının ağrılarını dindirmek için morfin verildiği gibi bunların, algı yönetimi ile, biraz daha başta kalması sağlanıyor

Evet, yukarıda da izah edildiği gibi siyasal İslamcılık, diğer bir ifadeyle, güncel Emevi dini, çoktan iflas etti.
Ama bu bir savaş hali olduğundan, bunların ipini elinde tutan sahipleri, bunların kokuşmuş ve leşleşmiş varlıklarını, tıpkı eski zamanlarda rakibin direncini ve lojistik kaynaklarını kurutmak için, su kuyu ve kaynaklarını hayvan leşleriyle zehirledikleri gibi, Türk toplumunun milli ve manevi mukaddesat kaynaklarını zehirliyorlar.
Yani haçlı bunların dirisinden de ölüsünden de, olabildiğince, yararlanıyor.

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

Üçoklu Börü Kam:
Mâlum siyasal İslâmcı gürûh, Ayasofya'nın müzeden camiiye çevrilmesini, garip ve anlamsız bir mantıkla, Ayasoyfa'ya biletle giriyorduk gerekçesiyle açıklıyorlar.
Bunların kafası, hiç bir şeye basmıyor!
Evet, Ayasofya'ya, biletle girildiği, doğrudur.
Zira Ayasofya da bir müze olduğundan, diğer müzelerde olduğu gibi, burada da, devletin belirlediği, bir giriş ücreti vardı.
Ama, unuttukları, görmezden geldikleri bir şey var ki, Ayasofya'ya ücretle girmeyi sağlayanlar, bunları, Ayasofya'ya pasaportla girmekten kurtaranlardır.
Onlar olmasaydı, Ayasofya'ya pasaportla gireceklerdi.
Belki de hiç giremeyeceklerdi.

Atatürk'e ve Cumhuriyet değerlerine düşmanlık ve nankörlüğün bu kadarına pes doğrusu!

Aslında bu düşmanlık ve nankörlüğü anlamak pek de zor değil.
Zira o zihniyet; keşke Yunan kazansaydı diyebilecek, Ayasofya'nın minberinden lânet okuyacak kadar; Atatürk'e, Cumhuriyete ve Türklüğü var eden milli ve manevi değerlere düşman olduklarını alenen göstermiştir.

Türk Milletinin başına musallat edilmiş en büyük düşman, diğer bütün düşmanlıkları da bünyesinde barındıran, siyasal İslâmcık denen melânettir.

Türk Milletinin ve hatta İslâm Âleminin ve bütün insanlığın; huzurunu, refahını, hayatiyetini, istiklâlini ve istikbâlini tehdit eden, en büyük tehlike, siyasal İslamcı zihniyettir!

Siyasal İslâmcı zihniyet bütünüyle yok edilmedikçe; Türk Milletine de, İslâm Âlemine de, insanlığa da; huzur, mutluluk ve barış harâmdır.

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

Üçoklu Börü Kam:
Fakirlik Allah'a yakın olmaktır!
Diyerek Türk Milletine; fakirliği, yokluğu ve yoksulluğu kanıksattıran, ama kendisi milyon dolarlık makam aracına binen tescilli Türk, cumhuriyet ve Atatürk düşmanı, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, bu yetmez gibi bir de Londra'dan villa satın almış!

Mekke, Medine gibi Müslüman şehirlerde Hz. Muhammed'e (sav) komşu olmak varken, neden İngiltere'de, Kraliçe Elizabeth'e komşu olmuş ki, çok muhterem(!) Ali Erbaş Efendi hazretleri?

Siyasal İslâmcılık denen zihniyet, hem Batı'ya sövüp, hem de Batı'nın kucağından inmemektir.

Ainesi iştir kişinin, lafa bakılmaz!

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

Üçoklu Börü Kam:

--- Alıntı yapılan: BASIN ---
Alpaslan Kuytul'un kurucusu olduğu Furkan Vakfı'nın tutuklu olan sekiz üyesinin serbest bırakılması için geçen cumartesi günü Adana'da düzenlediği eyleme, polisin sert müdahalesi, siyaset gündemine de damgasını vurdu. Başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olmak üzere iktidar, polisin "orantısız güç" kullandığın kabul ederken, MHP Lider Devlet Bahçeli, eyleme müdahale eden polisleri "tertemiz alınlarından öptüğünü" söyledi. Muhalefet partileri ise "orantısız güç" kullanımı nedeniyle iktidara sert tepki gösterdi.
2018 yılında OHAL kararnamesi ile kapatılan Furkan Vakfı üyeleri, geçen cumartesi günü bir süredir tutuklu olan ve henüz haklarında iddianame hazırlanmayan sekiz üyesinin serbest bırakılması için Adana'da yürüyüş düzenledi.
Polis, 'izinsiz' gösteri yaptıkları gerekçesiyle vakıf üyelerine, coplu, biber gazlı müdahalede bulundu. Vakfın Kurucusu Kuytul da bu eylem sırasında gözaltına alındı.

KAYNAK


--- Alıntı sonu ---


--- Alıntı yapılan: Çağrı Bey - 20 Mart 2011 ---
Muhammet Esed, ya da gerçek adıyla Leopolde Weiss adlı Avusturya Yahudisi mühtedisi milliyetçiliği karalama ve köreltmekle kalmayıp işi bir adım daha ileri götürerek:

Hükümetler şeriatın omuzlarına yüklediği amaçları gerçekleştirdiği müddetçe bütün vatandaşların ona bağlı kalması konusunda mutlak hak sahibi olur ve halk üzerinde kolaylıkla ve zorlukla, hoşa giden veya gitmeyen her konuda itaat istemeye hakkı vardır. Müslüman’a düşen şer’i hükümetle bir ve beraber olmak, onu devamlı desteklemek, ona yardımcı olmak ve bu birlik uğruna tüm fayda, zevk ve dünya mallarını ve gerektiğinde hayatlarını feda edebilmektir.

Allah ve Resulü adına insanları yöneten ve şeriatın emirlerini yerine getiren hükümet, halkın ve devletin selameti böyle bir uygulamayı gerektirecek olursa, kişilerin hayatları ve malları dâhil olmak üzere, halkın sahip olduğu her şeye el koyabilir.

Siyasal İslamcılığın Beslendiği Kaynaklar!


--- Alıntı sonu ---

Siyasal İslamcı zihniyetin iktidarında, muktedirler, herkesten mutlak itaat ister.
İtaat etmeyenin veya düzene ayak uyduramayanın kimliği, kişiliği, düşüncesi önemli değildir.
Mutlak itaat!
Tek kural bu!

Türkiye'de, şimdilik, polis copu var.
Gidişata dur denilmezse, sonrasına dair; İran, Arabistan, Afganistan, Pakistan vb. kaynaklı sayısız, infaz örneklerini, hepimiz, izledik.

Furkan vakfının da, zihniyet olarak diğerlerinden hiç bir farkı yok.
Belki fazlası bile var.
Uzun zamandır bir alan kavgası, menfaat çatışması, güç paylaşım, anlaşmazlığı yaşanıyordu.
Belki ki uçurum büyümüş ve siyasi otorite tarafından kalemleri kırılmış.

Bütün dünya milletlerine esin kaynağı olan güzel ülkemiz, nelere sahne oluyor?
Biz ışığımızı yitirdik!
Yüce Yaradan milletimize hayırlı sahipler versin.
Tabii biraz da akıl, fikir versin!

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

[Hun Türk]:
Açıklamaları hayretle okudum. Dün başka cemaatleri övenler şimdi de bunları över duruma gelmiş.

Devlete baş kaldıranın başı gider.


Bunun daha nesini savundular bu kadar pes. İnsanda ar namus olur birazda susar en azından. Bunu başörtüsü üzerinden siyayet yapacak kadar küçülen küçük insanlarda bi bitmedi başımızdan.

Küçük Afrika ülkeleri gibi siyasetimiz maşallah.

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

[*] Önceki Sayfa

Tam sürüme git