Gönderen Konu: Tarikat ve Cemaat Gerçeği - Siyasal İslâmcılıkla Yüzleşme.  (Okunma sayısı 109282 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Yüzbaşı Sançar

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 246



YORUMSUZ..
HER ŞEYİ, ZİYADESİYLE, ANLATIYOR...

Tanrı Türkü ve Türk yurtlarını korusun!
Yüzbaşı Sançar Uçmağa varalı on üç yüz yıldan çok oldu. Onun düştüğü meçhul yerde, ay ışıklı yaz gecelerinde hâlâ ıztıraplı kahkahalar ve şeref ilahileri işitilir. Bu ilahiler rüzgârın çıkardığı sestir. Onu herkes işitir. Fakat o ıztıraplı kahkahaları herkes duyamaz. Onun yankılarını uzak, yakın ellerden, ancak içinde Tanrı Dağı’nın odu yanan gönüller sezer. Bu ıztıraplı kahkahalar Yüzbaşı Sançar’ın soyu, onun düştüğü yerde zafer töreni yapıncaya kadar yıllarca, belki yüzyıllarca sürüp gidecek…

Çevrimdışı Egenin Efesi

  • Gökbörü'nün izinde Tanrı Türk'ü korusun!
  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 178
İLAHİYATÇI PROF. DR. GÜNER AKÇA, ACABA  KUR'AN'DA NELER YOK DEYİP ARAŞTIRMIŞ, BİLELİM İSTEMIŞ VE YAYINLAMIŞ.

ÇOK ENTERESAN ve ÇOK EZBER BOZAN DURUMLAR VAR.


Buyurun birlikte okuyalım ve öğrenelim Kur'an-ı Kerim'in hakikatlerini.
Doğru bildiğimiz yanlışlar, veya yanlış bildiğimiz doğrular...

Gökbörü'nün izinde Tanrı Türk'ü Korusun!

1 - Tüm Şefaat sadece Allah'a aittir. Şefaat ya Resullulah,  ya Ali,  ya Geylani, ya Gavs vs. yok.

2 - Mehdinin geleceği yok...

3 - Kabir hayatı, kabir azabı yok...

4 - Miraç yok.

5 - Kadercilik yok...

6 - Recm cezası yok.

7 - Hac ayları 4 aydır, dileyen 2 günde dileyen daha fazla günde işini bitirir ve döner. 10 günlük hac süresi yok.

8 - Hac’da şeytan taşlama, hacer-ül esved taşına el yüz sürme yok.

9 - Mezhepler yok.

10 - Altın/İpek erkeğe haramdır, yok.

11 - Bir şeyhe veya tarikata bağlanma yok.

12 - Kıyamet alametleri yok.

13 - Erkek/Kadın sünnet olmak yok.

14 - Hayızlı/lohusa kadınlara ibadet yasağı yok.

15 - Kuran’ı anlamadan sevap için okumak yok.

16 - Ölüye Kuran okumak, sevap transferi yapmak yok.

17 - Bir insandan Tevbe almak vermek, rabıta yapmak, dönmek, kafa sallamak yok.

18 - İnfakta/zekatta kırkta bir yok. Malın biriktikçe ihtiyacından fazlasını imanın/samimiyetin/takvan oranında verirsin.

19 - Erkeğin kişisel üstünlüğü, kadının erkeğe itaati yok. Sorgusuz itaat Allahadır.

20 - Evliya (Allah dostu), keramet sahibi yok.

21 - Mevlid yok.

22 - Salavat yok.

23 - Sünnet namaz zorunluluğu yok.

24 - Arapça dua etmek ve Arapça namaz kılma zorunluluğu yok.

25 - Muska/Büyü/Nazar yok.

26 - Cuma namazı sadece erkeklere farzdır diye birşey yok. İman eden her erkek ve kadına farzdır.

27 - Kölelik/Cariyeliği teşvik yok.

28 - Kadının uğursuzluğu, cenazeden uzak tutulması, sadece erkeğin cenaze namazı (duası) kılması yok. Cenaze namazı cenaze duasıdır.

29 - Kaza namazı yok.

30 - Haremlik/Selamlık şartı yok.

31 - Kadının sesi haramdır yok.

32 - Kutsal günler/Kandiller yok. Sadece Kadir gecesi özeldir.

33 - Bazı ayetleri veya duaları belli sayıda okuyup üflemek ve bundan murad beklemek yok.

34 - Sırat Köprüsü yok.

35 - Kuranın saydığı haram yiyecekler. dışında kalan yiyecekler kültürel, tercihler ve alışkanlıklar ile ilgili meselelerdir. Kafaya göre haram koymak yok.

36 - Erkeğin kadını dövme yetkisi yok.

37 - Dua ederken el açmak, âmin demek zorunluluğu yok.

38 - Teravih namazı yok!

49 - Sağ el / Sağ ayak saçmalığı yok.

40 - Hem askerde veya savaşta ölenin şehit olması gibi birşey yok.

41 - Boşanma yetkisinin yalnızca erkeğe ait olması yok.

42 - Ölüye telkin ve ıskat yok.

43 - Takva kıyafeti (sakal, cübbe, sarık vs.) yok.

44 - Sorgulamadan bir fikre, bir şahsa tabii olmak yok.

45 - Kuranın tüm emir ve yasakları farzdır. Sadece 32 veya 52 farz yok.

46 - Kuranda 6236 ayet var, 6666 ayet yok.

47 - Çocuk yaşta evlilik yok.

48 - Namus/zinada kadın erkek farkı yok.

49 - 61 gün oruç tutma cezası yok.

50 - Türbede dilek dilemek yok.

51 - Tasavvuf, gavs, kutup, şeyh, seyyidlik İslamda yeri yok.

52 - Kuran anlaşılması zor bir kitaptır, yok.

53 - Deve idrarı içen ve iç diyen bir resul yok.

54 - Resul ve Nebi var, Peygamber kelimesi ise kuranda yok.

55 - Kuran okumak için abdest şartı yok.

56 - Sakala jilet vurmak haramdır diye bişey yok.

57 - Cehennemde yanıp çıkma yok.

58 - Din değiştirenin (Mürtedin), namaz kılmayanın, içki içenin, zina yapanın öldürülmesi diye bişey yok.

59 - Sakalı şerif, nalı şerif, hırkayı şerif, Kabak, hurma, zemzem, tesbih, seccade vs. kutsaldır diye bişey yok.

60 - Sevap kazanmak için kertenkele, kara köpek vs hayvanları öldürmek yok. Uğursuz hayvan yok.

61 - İslami bir isim koymadan ve sünnet olmadan müslüman olamazsın diye bişey yok.

62 - Hadisler kesin peygamber sözüdür diye bişey yok.

63 - Hadis, Fıkıh kitaplarında kuran dışında hükümler vardır diye bişey yok...

 
Dün Efe'ydik, Zeybek'tik; bu gün: GÖKBÖRÜ'dür Adımız!

Çevrimdışı Adil ÖZTÜRK

  • Türkçü-Turancı
  • ***
  • İleti: 83
TARİKAT VE CEMAAT GERÇEĞİ 
(SİYASAL İSLAMCILIKLA YÜZLEŞME)

Atatürk fotoğrafının parçalandığı Kabataş Lisesi’nin Müdür Yardımcısı’nın beş yıl önceki söylediği sözleri hatırladınız mı: “Bütün okullarımızın imam hatip lisesi gibi olması zamanı geldi. Beş yıl sonra Nazif Yılmaz’lar sayesinde o noktaya ulaştık. Her kes elinden geleni yapsın, eksiği kalmasın.”
Nazif Yılmaz “Türkçe öldü” diyerek imam hatiplerde Türkçe konuşmayı yasaklamayı öneren isim.
Yayımladığı bildiri unutulur mu: “Arapça öğretilirken ikinci bir dil kullanılmaması gerekir. Öğrenciler, öğretmenleri ile ancak Arapça diyalog kurabileceklerdir. Öğrenci teneffüslerde öğretmeni ile ancak Arapça konuşabilir. Ya konuşur ya da yanında tercüman getirir.”
Nazif Yılmaz, kendisi öğretmenken yaptığı uygulama sayesinde aldığı sonucu şöyle anlatıyor: “Türkçe konuşmanın yasak olmasıyla öğrenciler mecbur kaldıkları için ister istemez Arapça konuşmaya başladılar. Rüyalarında dahi Arapça konuşanlar oldu.”
Milli Eğitim bakan Yardımcısı olan Nazif Yılmaz, Ensar Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti ile bağlantısı bulunmakta ve Önder İmam Hatipliler Derneği’nin Denetleme Kurulu üyeliğini yapmaktadır.
Eskilerin ‘’İmam o.urursa cemaat s.çar’’ diye bir sözü vardı ki aynen günümüz Türkiye’sindeki Siyasal İslam dayatmasını ve bunlardan güç alarak ayrık otu gibi çoğalan Cumhuriyet ve Türk kimliği düşmanı Cemaatleri çok güzel anlatmaktadır.

Türk kimliğine ve Türkiye Cumhuriyeti değerlerine adeta savaş açmış görünümündeki günümüz Siyasal İslam’ın Milisleri, Tarikat ve Cemaatlerinin baskıları sonucu birçok Parasız Devlet Yurdu kapatılarak ekonomik durumu zayıf öğrenciler bu Tarikat ve Cemaatlerin kurdukları Vakıf Yurtlarına itildiler. Bu yurtlarda ‘’Badeleme’ diye erkek öğrencilere tecavüz edilirken bu tecavüzlere daha fazla dayanamayarak feryatları basına kadar ulaşan minik yavruların haberleri ‘’haber yasakları’’ ile kapatılmaya çalışılsa da, aileleri bir şekilde susturulsa da artık herkesçe malum olmuştur. Öyle ki en yetkili ağız ‘’Bir kerden bir şey olmaz’’ deme gafletinde bulunarak adeta Siyasal İslam’ın geldiği bu rezalet boyutunu sıradanlaştırmaya çalışmıştır.
Dünya genelinde baş gösteren Covit-19 salgını ve devamında ekonomik sorunlar, Siyasal İslam’ın milisleri olan Tarikat ve Cemaatlerin içlerine düştükleri rezaleti unutturmaya başlamışken Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Enes Kara, Elazığ'da bir binanın 7. katından atlayarak yaşamına son vermeden hemen önce sosyal medyaya bıraktığı Cemaat Yurdu ile ilgili feryadı artık tüm Türkiye’nin duygusallığı bir tarafa bırakarak, çocuklarımızın geleceği için acilen Tarikat ve Cemaat gerçeği olan Siyasal İslamcılıkla yüzleşmemiz gerektiği gerçeğini mecbur kılmaktadır.

Adil ÖZTÜRK
Adil ÖZTÜRK

Çevrimdışı Çağrıbey

  • [GÖKBÖRÜ ANKARA]
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2148
  • Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!

KARANLIĞA KURBAN VERİLEN BİR GENÇ DAHA

Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Enes Kara, Elazığ'da bir binanın 7. katından atlayarak yaşamına son verdi. Enes Kara, olaydan önce çektiği videoda ise kaldığı yurtta baskılara maruz kaldığını ve psikolojik olarak yorulduğunu söyledi. Üniversite yetkililerinden alınan bilgilere göre de, Enes Kara'nın son 1 aydan bu yana birçok dersine girmediği ve içine kapanık olduğu da kaydedildi.

"KENDİME SADECE 3 SAAT AYIRABİLİYORUM"

Enes Kara çektiği videoda, ailesinin zoruyla yurtta kaldığını söyleyerek, "Hiç kalmak istemememe ve bunu aileme defalarca söylemiş olmama rağmen bu yurtta kalmaya devam ediyorum. Defalarca söyledim ama beni burada kalmaya zorladılar" ifadelerini kullandı. Yurtta kendisine sadece 3 saat ayırabildiğini söyleyen Enes Kara, şöyle devam etti: "3 saat gibi bir şey kalıyor ve kalan zamanda adam akıllı ders de çalışamıyorum. Çünkü psikolojik olarak yorgun oluyorum. Özgür hissetmiyorum kendimi 24 saatten kendime ayırabildiğim 3 saat falan."
Enes Kara'nın intiharından sonra Nurcu babasının konuşması günümüzde Tarikat ve Cemaatlerin insan beynini nasıl hipnotize ettiğini net açıklıyor: 
"Sürekli telefonla oynuyordu. İçine kapanık birisiydi. Fazla konuşmazdı. Çevresiyle falan da konuşmazdı.
Videosunu izledim. Kaldığı yer güzel insanların kaldığı yer. Talebelerin kaldığı yer. Orada kalmasını tavsiye ettim. Devlet yurdunda başvuru yapmadık. Durumumuz iyi. Manevi olarak ahiretine faydası olsun istedim. Ben 25 yıldır Risale-i Nur okuyorum. Bir zararını görmedim. Ben bu Cemaatin 25 yıldır içindeyim. Kaldığı yerde hiçbir sorun yoktu. Sürekli arkadaşlarıyla iletişim halindeydik. Birkaç ay kalır sonra alışır dedim.
Cenazeyi aldık şu an dönüyoruz Hatay’a. Biz kimseden şikayetçi değiliz. Olaydan sonra durumunu daha iyi anladık."
(haber-alıntı)

KISACA:
Oğlu intihar eden bir baba değil de sanki sıradan bir olaydan bahseden insan psikolojisindeki baba tam bir zombi profili çizmekte.
Vakıf Yurtlarında tecavüz olaylarından sonra Vakıf Yurtlarında intiharların başlamasıyla artık mızrak çuvala sığmamaya başladı.

Adil ÖZTÜRK



Kimseler görmese de, görmezden gelmeye kalkışsa da, ve hatta inkar bile etse de, Türkiye'nin gerçek gündemi budur!
Türk insanını esir alan siyasal İslamcılık adlı gerçekle yüzleşmek zorundayız.
Tez elden.
Sonra bir şey gelmez, elden.

Ne Mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla...
Çağrıbey.


Çevrimdışı Adil ÖZTÜRK

  • Türkçü-Turancı
  • ***
  • İleti: 83
SİYASAL İSLAMIN ZOMBİLERİ
Bağnaz ve Yobaz Zihniyetler

Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara, kaldığı cemaat yurdunda yaşadığı baskılar ve taşıdığı gelecek kaygısını anlattığı bir videoyu sosyal medyadan yayınladıktan sonra canına kıydı. Aile baskısıyla kaldığı cemaat yurdunun 7’nci katından atlayarak canına kıyan 20 yaşındaki Enes Kara’nın Bağnaz ve Yobaz Zihniyete dayanamayarak intiharından sonra Siyasal İslam’ın milis güçleri Cemaatler adeta Enes Kara’yı suçlayarak akıllara zarar bir şekilde kendilerini savunma durumuna geçtiler.
Yıllarını Yobaz zihniyete veren baba Mehmet Kara adeta hipnotize edilmiş bir insan profili çizerek ölen oğlu değil de kırılan bir eşyadan bahseder gibi: “Kaldığı yerde sorun yoktu. Birkaç ay kalır sonra alışır dedim. Olaydan sonra durumunu daha iyi anladık. Kimseden şikayetçi değiliz” dedi.

Siyasilerin demeçleri ise Siyasal İslam’ın içine düştüğü Çıkmazı Göstermekte:

Büyük Birlik Partisi (BBP) MKYK Üyesi Ahmet Namık Akdoğan, cemaat yurdunda yaşamına son veren Enes Kara'nın vefatıyla ilgili olarak "Bir velet öldü diye cemaatleri mi kapatacağız" ifadelerini kullandı.

Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Enes Kara'nın kaldığı cemaat yurdunda intihara sürüklenmesine dair ilk yorumunu:  "Cemaat ve tarikat yurtları kapatılsın, bu yurtlar kamulaştırılsın" çağrılarına karşı çıkan Babacan, "Gencecik Enes'in ardından şunlar bunlar kapatılsın diyorlar. Bu ülkede kapatmak dışında başka bir çözüm önerisi yok mu" dedi.

İlmi ve Fikri Araştırmaları Merkezi'nin (İFAM) kurucu başkanı olan ve kadınlara yönelik açıklamalarına gelen tepkiler üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından açığa alınan İhsan Şenocak, ailesinin zoruyla kaldığı cemaat yurdundaki baskılar ve gelecek kaygısı nedeniyle yaşamına son veren tıp fakültesi öğrencisi Enes Kara intiharına ilişkin açıklama yaptı. "Onlarca intihar içerisinden Enes Kara'nın gündem yapılması gösterdi ki ahlak yobazları istiyor ki, bu ülkede tesettür kalmasın, ezan okunmasın, kubbeler gökleri selamlamasın, İslam'ın hediyesi Anadolu’da tek bir Müslüman kalmasın. Kilisede doğsalardı cenaze günü böyle kin kusamazlardı.” ifadelerine yer verdi.
Tuğrul Selmanoğlu, Enes Kara'nın ölüm sebebinin solun propagandasını yaptığı ateizm olduğunu belirtti.

Yazar Şevki Karabekiroğlu: ‘’ Enes’i dinledim Anlattıklarında hayatına son vermesini gerektirecek kadar bir zorluk ve baskı yok. Daha ziyade Hayatın anlamını ve gayesini yitirmiş gibi görünüyor, hayatı yaşamaya değer bulmuyor.’’

Bizler Filistin, Suriye, Libya, Afganistan ile oyalanırken farkına bile varmadan batağa saplanmışız.
‘’Umutların bittiği yerde Türk'ün kudreti başlar!..’’
Ermenilerin bir sözü vardır; ‘’Türklerin son aklı bizde olsa bütün dünyayı ele geçiririz’’ derler. 
Son Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk’ün sonsuzluğa intikalinden itibaren emperyalistlerin içimizdeki kalıntıları Türklük, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlıklarını sinsice bu güne kadar her fırsatta ve her platformda bilhassa din konusunu kendilerine maske edinerek sürdürmüşlerdir. Buna rağmen Türk milleti kimliğine Başbuğuna ve Cumhuriyete sahip çıkarak bağnaz ve yobaz zihniyetlere Türkiye Cumhuriyetini teslim etmemiş ve teslim etmeyecektir.
Biz Türk milleti olarak, Anne ve Babalar vesilesiyle dünyaya getirdiğimiz masum ve asil çocuklarımızı korumak ve aydınlık yarınlara hazırlamak ilk asli görevimizdir. Bağnaz ve yobaz zihniyetlerin sömürülerine hizmet ettirmek değildir. Çocuklarımızın ışığını bağnaz ve yobaz zihniyetin karanlıklarında söndürmek yerine çocuklarımız o masum ışıklarıyla dünyayı aydınlatsınlar.”
Ne Mutlu Türküm Diyene!..

Adil ÖZTÜRK
Adil ÖZTÜRK

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2234

SİYASAL İSLAMIN ZOMBİLERİ
Bağnaz ve Yobaz Zihniyetler

Siyasilerin demeçleri ise Siyasal İslam’ın içine düştüğü Çıkmazı Göstermekte:

Büyük Birlik Partisi (BBP) MKYK Üyesi Ahmet Namık Akdoğan, cemaat yurdunda yaşamına son veren Enes Kara'nın vefatıyla ilgili olarak "Bir velet öldü diye cemaatleri mi kapatacağız" ifadelerini kullandı.



Bir velet öldü diye ha!
Ruhen de, cismen de, fikren de bir zombi ancak bu kadar duyarsız ve gayr-i insani olabilir!
Bunlara denecek tek söz: Allah sizlere de aynı acıyı yaşatsın!

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2234


Alıntı yapılan: Basından

Diyanet-Sen başkanı ve yargıtay imamı Mehmet Ali Güldemir, alkollü araç kullanırken, yakalanmış...


Adamın sevabı, yani avansı çok, belli ki.
Avansının bir kısmını kullanmak istemiş.
Hepsi bu!
Zaten kendileri de diyor.
Günah işleme özgürlüğü var!
Diye.

Ne demekse?

Ben bunlara hiç şaşırmıyorum.
Zira, siyasal İslâmcılığın, melanet, zihniyetini biliyorum.

Bunların kılık ve kıyafetine, işgal ettikleri makam ve mevkinin cancan ve şatafatına aldanmamak lazım.

Bunlar, Kur'an-ı Kerim'in tarif ettiği, mümin insan tipine uymuyor.

Bunlar, çağdaş firavun,
Bunlar, çağdaş yezit...

Bunlar; İslâmlığın da, insanlığın da, yüz karası...

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimdışı Çağrıbey

  • [GÖKBÖRÜ ANKARA]
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2148
  • Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Her biri kendini müçtehit sayanlar, İslamda o olmaz, bu olmaz diyerek kafalarına göre hüküm ve nas koyarlar.
Dünyada kaç milyar müslüman varsa her birine aynı nasla ilgili soruyu sorsan bin çeşit farklı yorum ve cevap alırsınız.
O nedenle aynı din içinde, onbinlerce, mezhep, tarikat ve içtihat mevcut.
Din sadece inanç sistemidir. Yaradan ile kul arasında.
Dini toplum hayatına sokarsanız, dini ve iktidarı elinde tutan egemen güç kendince yorumlar yapıp kurallar koyar.
O kurallara uymayanı da kafir ilan eder, kellen gider, olur biter.
Siz istediğiniz kadar yırtının ki, din öyle demez, böyle der diye!
Bunun kaç tane örneği var, İslâm ülkelerinde.
Bütün bunlardan ibret ve ders almak bir yana hâlâ laikliği anlamayıp, dini rol model alarak topluma dayatma peşinde olanlar var!
Bunlar, akıllarını kullanıp, kırk ve hatta bin nasihatin öğreticiliğinden gerekli dersleri almak yerine, bir musibetle her şeyi öğrenirler ama, çoktan, iş işten, geçmiş olur.

Ne Mutlu Türk doğup Türk gibi yaşayana...
Saygılarımla.
Çağrıbey.

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2234
Bu ülkede ne zaman tarikat ve cemaat yapılaşmaları yüksek sesle tartışılmaya başlansa, ne hikmetse, kurtarıcı bir manipülasyon, anında, devreye giriyor.

Hatıralarınız 15 Temmuzdan sonra biz öyle değiliz yarışına girmişti, fetönün yumurta ikizleri.

IŞİD ve Taliban'ı görüp ayıkan ve tedirgin olup mesafeli yaklaşan halkımıza; onlar Selefi, biz Ehl-i Sünnetiz mesajı vermekte yarışa girdiklerini de unutmuş değiliz.

Bu ülke ve ümmetin başına musallat edilmiş en büyük belâ, siyasal İslâmcılığın yapı taşları olan, tarikat ve cemaatlerdir.

Daha önce 12 yaşında bir kız çocuğunu cinsel taciz eden kıllı kart sapıkla ayyuka çıkan cemaat ve tarikat sapkınlıkları Erol Mütercimler'in akla zarar açıklamasıyla can simidi yapılmış, Mütercimler'in İHL'leri suçlayan çıkışıyla, atlatılmıştı.

Enes Kara'nın intihar etmesiyle oluşan infialle yeniden tartışılan cemaat ve tarikat yapılanmaları, sanki dün yazılmış gibi 2017 yılında yazılmış Sezen Aksu şarkısıyla, can suyu bulmuşçasına bir tavır ve pişkinlikle, yine sesiz sedasız, işin içinden sıyrılacaklar.

Kur'an-ı Kerim'de;

Allah'ım ben âsi oldum, ben zâlim oldum, beni affet!

Diye nedâmet gösteren bir Adem profili karşımızda dururken, biz kendi muhayyelimizde oluşturduğumuz İlâh'ın jandarmalığına soyunup, Sezen Aksu'ya lânet okuyarak, dinimizi savunduk.

Eeee bu kadar ibadet ve cihattan sonra, artık, cennete girmeyi hak ettik.
Ne dersiniz cennete gideriz değil mi?
Bunca gayretten sonra gireriz, gireriz...

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2234
Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu günümüzde Müslümanların ve İslâm Âleminin içinde bulunduğu durumun şöyle bir özetini yapmış

1. İslam dini dünyada yaşansın diye gönderildi, ahirette değil. Yani dünyayı terk et, hiçbir şey yapma, ahirette kazanırsın mesajını vermiyor. Müslümanlar dünya-ahiret dengesini yitirdiler.

2. Biz Müslümanlığı sadece inanma ve namaz, oruç, hac gibi belli ritüelleri yerine getirme olarak algıladığımız sürece bu mahçup edici durum devam edecektir.

3. Ortadoğu toplumları barut fıçısı gibi. Birbirlerine duydukları öfkeyi mezhep, din duyarlılığı veya öteki üzerinden dile getiriyor, onlar üzerinden kimlikler şekilleniyor. Toplum olarak ayrıştığımız, artık birbirimize öfke duyduğumuz doğrudur. Bunlar sosyal birlik beraberliğimiz açısından alarm noktalarıdır.

4. Serbest pazar mantığıyla fetva arayan, müşteri memnuniyetine göre fetva verenler kapladı ortalığı. İslam âlimlerinin içinde yaşadığı hayatla ve gerçekliklerle bağı koptu. Üçüncü, beşinci asırda yazılan kitaplardaki bilgileri tekrar ederek insanlara dini anlattığımızı düşünemeyiz. 50 küsur İslam ülkesi var, paramparçayız.

5. İslam barış dinidir diyoruz ama kimseyi inandıramıyoruz, çünkü birçok yerde Müslümanlar birbirinin boğazını sıkıyor. Birbirinin Müslümanlığını beğenmez oldular, birbirini itham ve tekfir ederek sürekli camdan aşağı atmakla meşguller.

6. Her şeyin altüst olduğu, fırsat eşitliğinin olmadığı, işgaller altında umutların tükendiği, siyasal katılımın olmadığı toplumda sadece din anlatarak insanları mutlu edemeyiz. İslam dünyası acilen bilgi, çalışma, üretme, temizlik, sosyal barış, sosyal adalet, insan hakları, kadın hakları, çevre, özgürlükler, ötekinin hakkı gibi temel konularda zihnini durultmak ve bu konularda mesafe almak zorunda. İslamiyette ibadet sadece kıldığımız namaz değildir. İnsanlığa, dünyanın imarına, sulha, barışa hizmet eden her davranış ibadettir.

7. Gönlüm isterdi ki, evrensel ilâhî din olan İslam’ın günümüz uleması dünyada kanıksadığımız bunca eşitsizlik, sömürü, adaletsizlik, güçlü ve egemenin oldu bittileri karşısında hakkın sesi olsun, her türlü ayırımcılığa karşı çıksın, bizlere hepimizin Âdem’in çocukları kardeşler olduğumuzu, insan olarak eşit ve değerli olduğumuzu, insanca bir hayatın hepimizin temel hakkı olduğunu hatırlatsın. Ama öyle olmadı ve olmuyor. Olup bitene eleştirel baktığımızda bunu açıkça görüyoruz.

8. Bugün birçok dini cemaat birer ekonomik sektöre dönüştü. Unutmamalı, Türkiye’de dini gruplar kamusal alana sirayet etmeye başladığı, kapalı ve kayıt dışı olup kendilerine göre dini eğitim vermeye başlarsa sorun büyür, FETÖ’deki gibi. Ülke benzeri oluşumlara gebe demektir.

9. Dini cemaat ve tarikatlar siyaset, kamusal alan, yaygın din eğitimi ve ticaretten elini çekip kendi asli ve sivil hizmet alanlarına çekilmezse, kayıt dışılıktan çıkıp şeffaf ve denetlenebilir olmazsa yeni maceralar yaşamamız kaçınılmaz görünüyor.

10. Din artık melankoli ve gözyaşı olarak sunuluyor ve algılanıyor. Böyle bir din anlayışı sizi dünya sahnesinde yukarı çeker mi? Hazreti Muhammed’in hayatını öyle bir anlatıyorlar ki, öyle bir hayatın örnek alınması ve yaşanması mümkün değil. Bugün İslam dinini gizemli, esrarengiz bir din olarak sunanlar, asılsız kutsallıklar üretenler aslında kendi din ticaretleri için müşteri artırımı peşindeler.

11. “Din, acı, gözyaşı, melankoli ve menkıbedir” dedik. Ya geçmişe özlemle ya da bir kurtarıcı bekleyerek vakit geçiriyoruz. Bireyi ve birey bilincini, birey sorumluluğunu yok ettik. Başımıza geleni de hep “ya Allah’ın gazabı ya da ötekinin kötülüğü” diye anlattık. “Sen sadece dua et, hatta en etkili ve gizemli duayı ve zamanı bul yeter, bunlardan kurtulursun” diyerek piyangocu bir anlayışı besledik. Halkı böyle besleyince onlar da buna uygun hoca tipi istemeye başladı.

12. Böyle bir dini anlayışın, çocuklarımız, torunlarımız tarafından nasıl karşılanacağından emin değilim. Artık yavaş yavaş yol ayrımına geliyoruz. Çocuklarımız, torunlarımız sorguluyor, görüyor, biliyor. Bireyin olmadığı, kadın hakkı, insan hakkı, çevre bilinci, bilgi üretimi, sosyal adalet, hukuk, özgürlük, düşünce gibi temel değerlerin yeterince gelişmediği, sadece melankoli, sadece menkıbe, gözyaşı, ötekileştirme ve öfkenin yer aldığı bir din anlatımı İslamofobi’yi mahallemize indirecektir. Bizim çocuklarımız, torunlarımız da büyük sorular soracaktır.

13. Bizim din anlayışımız sığlaştı. Dindarlığı dar bir alana hapsettik. Müslümanlar şeklen dindarlaştıkça, dünyevileşmesi de artıyor. İslam, seccadeni ser ibadetle ömrünü geçir demiyor. Düşünce, bilgi, yararlı iş, temizlik, haklının ve mağdurun yanında olma, iyiliği destekleyip kötülüğü önleme, insanı insan olduğu için sevme hepsi ibadettir. Sadaka ve iane kültürüyle ya da retorikle bunları sağlayamayız.

14. Kuran’ı Kerim ile aramız açıldı. Kuran’ı Kerim’in bize verdiği öğütlere kulak tıkadık ve kendi yanlışlarımıza kendimiz fetva vermeye başladık.

Prof. Dr. Ali Bardakoğlu - Eski Diyanet İşleri Başkanı
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!