Türkçü Turancı Otağ

GENEL KONULAR OTAĞI => SORU-CEVAP => Konuyu başlatan: brakisefal - 20 Ağustos 2007

Başlık: Atsız'ın bir makalesi
Gönderen: brakisefal - 20 Ağustos 2007
Türk Gençleri Nasıl Yetişmelidir- Nihal Atsız
http://www.nihalatsiz.org/turk_gencligi_nasil_yetismelidir.htm

Aynı zamanda bir öğretmen de olan Nihal Atsız'ın "Türk Gençleri Nasıl Yetişmelidir" makalesinde aklıma takılan bazı konular oldu. Açıkcası garipsedim bile sayılır. Bu konuda sizler ne düşünmektesiniz diye merak ediyorum. İşte anlam veremediğim bir kaç cümle.Altına yorumlarımı yazarak aynen aktarıyorum:

* 1- İlkokullardan başlayarak yüksek tahsil müstesna olmak üzere bütün okullardan muhtelif tedrisatı kaldırmalıyız küçük sınıflarda kız ekseriyeti arasında kalan bazı erkek çocukların erkeklik ruhlarını kaybettikleri ve kısmen avareleştikleri muhakkaktır

Nihal Atsız burada karma eğitimin sakıncalı olduğundan bahsediyor. Atsız'ın bahsettiği kızlarla erkeklerin bir arada eğitim görmemeleri gerektiği hususunda ne düşünmeliyiz  ?

*Dayak gayri insani (!) olduğu için kaldırılmıştır. Okuldan koğmak da yok. Bu yüzden ilkokulların bazıları haşarat yuvası haline geliyor ve bizim asri pedagojimiz (!) bunu normal buluyor.

Atsız Ata bu cümlede ve yazının devamında açıkca dayağın eğitim sisteminde gerektiğini söylüyor. Bunda fikir ayrılığı yaşıyorum. Siz ne düşünüyorsunuz ?

* 7- Kadın öğretmenler erkek talebeye ders vermemelidir. Bütün öğretmenler sade kılıkları ile talebeye örnek olmalıdır. Boyalı veya bob-stil hocalar derhal meslekten uzaklaştırılmalıdır.

Kadın öğretmenlerin erkek talebeye ders vermemesi gerektiğini belirten Atsız Ata'nın bu görüşleri hakkında ne düşünüyorsunuz ?

16 Devlet Masalı ve Uydurma Bayraklar makalesi hakkındaki düşüncelerinizi de bu vesileyle sormak istiyorum.

Otağa yeni eklenen soru-cevap kısmı kutlu olsun.
Başlık: Ynt: Atsız'ın bir makalesi
Gönderen: TÜRK-KAN - 20 Ağustos 2007
Aynı zamanda bir öğretmen de olan Nihal Atsız'ın "Türk Gençleri Nasıl Yetişmelidir" makalesinde aklıma takılan bazı konular oldu. Açıkcası garipsedim bile sayılır. Bu konuda sizler ne düşünmektesiniz diye merak ediyorum. İşte anlam veremediğim bir kaç cümle.Altına yorumlarımı yazarak aynen aktarıyorum:

* 1- İlkokullardan başlayarak yüksek tahsil müstesna olmak üzere bütün okullardan muhtelif tedrisatı kaldırmalıyız küçük sınıflarda kız ekseriyeti arasında kalan bazı erkek çocukların erkeklik ruhlarını kaybettikleri ve kısmen avareleştikleri muhakkaktır

Nihal Atsız burada karma eğitimin sakıncalı olduğundan bahsediyor. Atsız'ın bahsettiği kızlarla erkeklerin bir arada eğitim görmemeleri gerektiği hususunda ne düşünmeliyiz  ?

 Nihal Atsız Beğ,  kız öğrencilerin sayıca çok olduğu sınıflarda erkek öğrencilerin sayıca az kalmasının onların psikolojik ve biyolojik gelişimlerini etkileyeceğinden bahsetmiş.  Bunu karma eğitime karşı olduğuna dair yorumlamamak gereklidir. Karma Eğitime külliyen karşı olsaydı, karma eğitim sistemi olan okuduğu ve asistanlık yaptığı üniversiteye devam etmezdi.

*Dayak gayri insani (!) olduğu için kaldırılmıştır. Okuldan koğmak da yok. Bu yüzden ilkokulların bazıları haşarat yuvası haline geliyor ve bizim asri pedagojimiz (!) bunu normal buluyor.

Atsız Ata bu cümlede ve yazının devamında açıkca dayağın eğitim sisteminde gerektiğini söylüyor. Bunda fikir ayrılığı yaşıyorum. Siz ne düşünüyorsunuz ?

Atsız Beğ, bilindiği gibi Askeri Tıbbiye dolayısıyla Asker kökenli bir olan bir insandır. Disipline çok önem veren militarist bir ruha sahip olduğu kesindir. Türk gençlerinin Asker Disiplini altında büyümelerini, gelişmelerini ve Türk Yurduna Türk Irkına bağlı, sağlam ahlaklı demir iradeli, çelik yürekli bir Ordu haline gelmelerini arzulamaktadır. Düşündüğü Eğitim Sistemini de bu tarz bir anlayışla bağdaştırmıştır.

Bugün ortaokul ve liselerimizin haline bakarsanız, çokta haksız sayılmayacağını görürsünüz. Okullar; çakal, mikrop yuvasına ve kürt çetelerinin at oynattıkları, haraç, gasp, fuhuş ile uyuşturucu ticaretinin merkezlerine dönüşmüştür. Bunun sebebi de ezberci eğitimi kaldırıp övünen ilerici solcu aydıncıklar ile kendilerine pedagog denen, liseleri mikrop yuvalarıına çevirilmesini sağlayan ahmaklardır. Çünkü bu yaratıklara engel olabilecek kimse yoktur. Ne dayak atabilecek öğretmenler ne de herhangi bir kuruluş, yaşlarının gençliğinden istifade ederek işledikleri suçlar cezasız kalıyor.

Bizim yetiştiğimiz dönemde okul kurallarını hiçe sayanları Öğretmenler disipline verirler, en fazla 2-3 tokat atarlardı. O da serserilere ders olur, gözleri yılardı. Bence bu konuda Atsız Ata yerden göğe kadar haklıdır. Atalarımızında dediği gibi dayak cennetten çıkmadır.

 
* 7- Kadın öğretmenler erkek talebeye ders vermemelidir. Bütün öğretmenler sade kılıkları ile talebeye örnek olmalıdır. Boyalı veya bob-stil hocalar derhal meslekten uzaklaştırılmalıdır.

Kadın öğretmenlerin erkek talebeye ders vermemesi gerektiğini belirten Atsız Ata'nın bu görüşleri hakkında ne düşünüyorsunuz ?

Atsız Ata bunu söylerken o dönemin şartlarını esas almıştır. Yani genel bir değerlendirme olarak yaklaşmak yanlış olur. Çünkü Eğitim ile ilgili yazdığı sonraki makalelerde buna benzer bir anlam çıkabilecek bir ifade yoktur.

Günümüze gelirsek; Abuk sabuk mankenlere özenen, magazinvari giyinen insanların Türk Evlatlarına ders vermesini açıkçası istemeyiz. Erkek olsun , kadın olsun bütün öğretmenler Türk Soylu, Atatürk İlke ve İnklaplarına sonuna  kadar bağlı, Türk Ahlak ve Terbiyesine sahip kişiler olmak zorundadırlar. Öğretmen olacak kişilerinde bu hussiyetlere sahip olanlardan seçilmesi elzemdir.


16 Devlet Masalı ve Uydurma Bayraklar makalesi hakkındaki düşüncelerinizi de bu vesileyle sormak istiyorum.

 16 Devlet bayraklarının çoğu uydurmadır. En azından Güney Hun Devletine ait olan bayraktaki timsah şekli bunun en güzel kanıtıdır. Türklerin yaşdığı hiçbir coğrafyada timsah yokken bunu Güney Hun Devletinin bayrağı diye yutturmaya kalkan zihniyete açıkçası gülmekten başka yapacak bir şey yoktur. Bu hususta da Atsız Ata'nın haklı olduğu görülüyor.

http://www.hunturk.net/forum/index.php/topic,1115.msg14541.html#msg14541 bu başlıkta da 16 Devlet ve Uydurma Bayraklar ile ilgili çeşitli görüşler var.


Otağa yeni eklenen soru-cevap kısmı kutlu olsun.

Sağolun Anda ! Umarız bütün Türkçü kandaşlarımız bu bölümden ziyadesiyle yararlanıyorlardır. Bizde elimizden geldiğince Türkçülere yardımcı olmaya çalışıyoruz.

Esenlikler,

TTK
Başlık: Ynt: Atsız'ın bir makalesi
Gönderen: Ziya Gökalp - 20 Ağustos 2007
Atsız Ata'nın makalesinde belirttiği hususların tümüne katılıyorum.

 Günümüzde eğitim kurumlarının hali içler acısıdır.Bu hepimizin malumu.Eğitim kurumlarının laçkalaştığı bir ülkenin sıhhatsiz bir geleceği olacağını düşünüyorum.Gerekirse erkek ve kız öğrenciler ayrılabilir de.Ahlakın ve geleneğin çiğnendiği günümüz Türkiyesinde bu tip radikâl önlemler alınmalıdır.Bayan öğretmenler erkeklere ders verebilir ancak Atsız Ata'nın bahsettiği gibi boyalı ve bob-stil öğretmenler görevlerinden uzaklaştırılmalıdır.Askerlik eğitimi istisnasız olarak Türk evlatlarına ilkokuldan itibaren verilmelidir.Sıkı bir ırkçı-laik-Atatürkçü eğitim programı olmalıdır.Uyuşturucunun,alkolün,tacizin ve hatta hatta tecavüz vak'âlarının yaşandığı eğitim kurumlarında gerekirse dayağa da başvurulabilir.TÜRK-KAN andanın da dile getirdiği söz gayet yerindedir.Mamafih,dayak cennetten çıkmadır.


Esen kalın.Selam ile..

TTK!
Başlık: Ynt: Atsız'ın bir makalesi
Gönderen: Teoman Yabgu - 22 Ağustos 2007
Erkek çocuklar olayı konusunda Atsız Ata'nın ne kadar haklı olduğunu bizzat yaşayarak gözlemliyorum.Erkeklerde kadınsı özelliklerde davranma son dönemlerde en üst seviyeye çıktı.Kaş alma,gözleri boyama,kırık konuşma aşırı bir şekilde artış gösteriyor.Bence de kız çoğunluğun arasında erkek azınlık olmamalı.Tabi bunun tersi de söz konusu.
Başlık: Ynt: Atsız'ın bir makalesi
Gönderen: Almıla - 29 Ağustos 2007
Bu konuda tüm kandaşlarıma katılıyorum çünkü; günlük hayatta karşımıza çok çıkıyor.Çoğunluk kadın arasında büyüyen erkekler bile(abla ve anne, anneanne, babaanne aynı evde) kız oyunları, oyuncaklarına daha fazla sempati duyuyor ve daha duygusal oluyor.Atsız atamız çok güzel bir konuya değinmiş sağlıklı nesiller adına...
Esen kalın...
TTkvY!
Başlık: Ynt: Atsız'ın bir makalesi
Gönderen: alper_bozkurd - 05 Eylül 2007
Atsız Atamızın o zamanda ne kadar doğru söylediğini günümüzde daha iyi anlayabiliyoruz. Atsız Atamızın dedikleri daha o günlerda yapılıyor olsaydı zamanımızda bu ve buna benzer olaylar yaşamazdık.
TÜRK TÜRK'Ü TANRI TÜRK'Ü KORUSUN!!!
Başlık: Ynt: Atsız'ın bir makalesi
Gönderen: tungatonyukuk - 05 Eylül 2007
Atsız Atamızın o zamanda ne kadar doğru söylediğini günümüzde daha iyi anlayabiliyoruz. Atsız Atamızın dedikleri daha o günlerda yapılıyor olsaydı zamanımızda bu ve buna benzer olaylar yaşamazdık.
TÜRK TÜRK'Ü TANRI TÜRK'Ü KORUSUN!!!

Katılıyorum:)
Başlık: Ynt: Atsız'ın bir makalesi
Gönderen: TiginNoyan - 06 Eylül 2007
Atsız Ata'nın ne kadar ileri görüşlü olduğunun bir kanıtı daha.
Başlık: Ynt: Atsız'ın bir makalesi
Gönderen: Güneydoğulu - 01 Aralık 2012
Atsız Atanın söylediği herşey zamanla tek tek ortaya çıkıyor ayrıca kandaşlar konuyla ilgili güzel tesbitler yapmışlar.
Başlık: Ynt: Atsız'ın bir makalesi
Gönderen: KÜR ŞAD 2023 - 26 Ocak 2013
Karma eğitim disiplini alt üst eden kullanışsız bir sistemdir. Kız çocuğu ile erkek çocuğunu hele ki ergenlik döneminde bir arada tutarsan bu topluluktan disiplin ve yüksek ahlak beklemen hayaldir. Atsıza kesinlikle katılıyorum.
Bayan öğretmenler erkek talebe için tamamen şehvet duygusunu canlı tutucu birer figürdür. Erkeklerde olgun bayan merakı malumdur. Herkes öğrencilik yıllarında hoş öğretmenlerine nasıl baktığını hatırlarsa Atsızın haklı olduğunu görecektir. Ayrıca istisnalar hariç bayan öğretmen erkek öğrenci üzerinde hakimiyet kuramaz, disiplin sağlayamaz.
Dayak ve ağır cezalar disiplin için şart ve gereklidir. Sevgi ve saygı bile korkudan başlar. Öğretmeninden korkmayan bir talebe ne tarz davranış bozuklukları sergiler, herhangi bir okula gidip gözlemleyebilirsiniz. Atsız burada da haklıdır.
16 Türk devleti yoktur tezi, son derece iyi niyetli bir tezdir. Ancak tutarlı olmadığı yerler vardır. Çağdaş devletleri büyük zorlamalarla birleştirmiştir. Mesela bugün 7 bağımsız devleti nasıl tek devlet sayacağız? Ancak Turancılıkla birleşeceğini iddia ederek böyle bir yol tutabiliriz ki bu da zorlamadır. Buna rağmen 16 devlet yoktur tezi benim taraftar olduğum bir tezdir.
Başlık: Ynt: Atsız'ın bir makalesi
Gönderen: motun yabgu - 26 Ocak 2013
Karma Eğitim
   Atatürk kadınların sosyal ve ekonomik hayatta aktif rol alması gerektiğini düşünerek "bir milletin erkeği ve kadını ile bir bütün oluşturduğunu, kadınların da yüceltilmesiyle bir milletin yücelebileceğini" savunmuştur.
Atatürkçülükte; Türk Milleti'nin kalkınabilmesi için kadın ve erkeğin eşit şartlar altında çalışması şarttır. Bunu gerçekleştirmek için eğitimin bütün kademelerinde kız ve erkek çocukların eşit olarak karma bir eğitim görmeleri sağlanmıştır.

                  Basbug Atatürkten daha ileri görüslü arkadaslarimizin olmasi sevindirici ! Ben yinede Atatürkün görüslerine katilmayi tercih ediyorum .
Başlık: Ynt: Atsız'ın bir makalesi
Gönderen: KÜR ŞAD 2023 - 26 Ocak 2013
Karma eğitime taraftar olmayanlar, kızları eğitimden tamamen dışlayalım demiyor ki. Müfredat aynı olduktan sonra, aynı okulda da olsalar, başka okullarda da bulunsalar eş değer bilgi birikimiyle yetişecektir çocuklar. Kadın evdeşlik ve analık görevlerini de üstleneceği için; erkeklerden daha kültürlü yetiştirilmelidir. Buna bir itirazı olan yoktur bence. İtiraz edilen nokta şu. Ergenlik dönemindeki kız ve erkek çocuklarını aynı çatı altında tutmak, hem disiplin, hem de ahlak açısından sakıncalıdır. Örneklerini görmek isteyenler kendilerine en yakın liseyi ziyaret edebilirler.
Kadının asli görevi ve Türkçülüğün kadına bakışı hakkında bilgi edinmek için, Atsız atanın "Türkçülüğün meseleleri" isimli makalesi okunmalıdır.
Başlık: Ynt: Atsız'ın bir makalesi
Gönderen: o.öcal - 27 Ocak 2013
Dede Korkut hikayelerini hatırlarsak hikayeye konu olan yiğidin veya beyin kırk savaşçı arkadaşı vardır, yine hikayeye konu olan Türk kızının (Bey kızı) kırk yiğit kız savaşçı arkadaşı vardır. Bunlar ayrı ayrı kuvvetlerdir. Ama gerektiğinde birleşerek bir birlerine yardımcı olurlar.

Günümüz şartlarında ister karma ister ayrı ayrı sınıflarda eğitim gördürelim pek farklı bir şey ortaya çıkmaz. çocuklarımızın ahlakı o kadar bozulmuş ki kız kıza erkek erkeğe istediğin gibi yanlış yapabilmektedir. Karma bir sınıfta karşı cinsten az da olsa çekinme olayı olacağından bu ahlaksız tutum ve davranışlarda aza indirgeme mümkündür.

Önemli olan Türk kültürünün özünde bulunan büyüğe saygı olayının gerçek hayatta uygulanabilir olması, saygının korkudan ve inançtan değil töreden kaynaklandığının bilincine varılması, uygulanacak disiplinin hırçınlaştırıcı değil caydırıcı olmasıdır.

Günümüz şartlarında bayan öğretmenin sınıfa girmesi disiplin açısından yeterli olmamaktadır. Bu girmemesi gerekir anlamına gelmez. Zaten disiplini bozan da töresizliktir.

Yapılması gereken Türk milli eğitiminin Türk kültürüne hizmet eder hale getirilmesi yanında tüm eğitimcilerin de Türk kültürü ile donatılması lazımdır. Velilerimiz Türk kültürünü özümsemezi gerekir. Velilerimizden az da olsa bazıları tüm aklaksızlıkları artık hoş görür duruma gelmiş, disiplinsizliği özgürlük olarak algılamaktadır.

Atsız Ata'nın yaşadığı dönem ile şimdiki dönem arasında dağlar kadar fark vardır ve gittikçe aleyhimizde değişmektedir. O zaman Atsız Ata'nın önerdiği tedbirlerden daha fazla tedbir alınması gereği ortaya çıkmıştır.
Başlık: Ynt: Atsız'ın bir makalesi
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 27 Ocak 2013
Bu başlık altına ileti ekleyen bazı arkadaşlarımızın, içinde art niyet taşımadan, bizim Türk Aydınlanması dediğimiz Gazi Başbuğumuzun Türk Devletine kuruluş felsefesi yaptığı temel ilkelere muhalefet etmekte olduklarını gözlemlemekteyim.
Böyle bir otağda, Türkçülük davasındaki kişilerin böylesine bir yanılgıya ve çelişkiye düşmüş olmalarını yadırgadım ve yoksa AKP denilen dönüştürme mekanizması Türkçüleri de mi, fark ettirmeden, dönüştürmekte diye düşünmekten kendimi alamadım.
Eğer, farkında olmadan art niyetsizce, Gazi Başbuğumuzun uygulamalarına aykırı düşünceler ileri süren arkadaşlar Gazi Başbuğumuzun Türklük ve Türkçülük bilincini ve bu bilincin farkındalığıyla hayata geçirilmiş olan Türk Aydınlanmasını iyi bilse ve özümsemiş olsalardı basit bir mantık yürütmeyle bile ortadan kalkabilecek bir hatanın hatalısı olmayacaklardı.
Gazi Başbuğ Atatürk'ün yaptığı her şey Türklüğü; özüne, aslına ve esasına döndürme ve kavuşturmak içindir.

TTK.
Başlık: Ynt: Atsız'ın bir makalesi
Gönderen: KÜR ŞAD 2023 - 28 Ocak 2013
Börü Kam ülküdaşımın tespitleri de yine Türkçülüğün iyi niyetidir. Lakin onun görüşlerinin ciddi bir kısmına katılamayacağım. Bir sefer Atatürk'ü ulusalcılar gibi heykelleştirmek biz Türkçülere yakışmaz. Atatürk Türk ülküsüne hizmet etmiş kahramanlardan biridir, baki olan ise Türklük ve Türk ülküsüdür. Hiçbir Türkçü Atatürk'ün şapka inkılabına, yahut tarih ya da dil görüşüne tamamen biat etmek zorunda değildir. Her insanın hata yapması gibi Atatürk de hatalar yapmış, hatalarıyla birlikte büyük olma niteliğini kazanmıştır. Her konuyu Atatürk böyle buyurdu diyerek tartışmak doğru bir tutum değildir.
Karma eğitime karşı olmamız, bayan hocalarla ilgili tutumumuz şüphesiz aykırıdır. Ancak biz AKP ile aynı amaç için çalışacak yahut ondan etkilenecek kadar kişiliği oturmamış bir görüşün mümessilleri değiliz. AKP ve türevleriyle görüşlerimiz örtüşüyorsa bu onların  omurgasızlığından ileri gelmektedir. Biz yerimizde duruyor, Tanrıkut Mete'den beri aynı şeyleri söylüyor ve düşünüyoruz.
TTK
Başlık: Ynt: Atsız'ın bir makalesi
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 28 Ocak 2013
Bir sefer Atatürk'ü ulusalcılar gibi heykelleştirmek biz Türkçülere yakışmaz. Atatürk Türk ülküsüne hizmet etmiş kahramanlardan biridir, baki olan ise Türklük ve Türk ülküsüdür. Hiçbir Türkçü Atatürk'ün şapka inkılabına, yahut tarih ya da dil görüşüne tamamen biat etmek zorunda değildir. Her insanın hata yapması gibi Atatürk de hatalar yapmış, hatalarıyla birlikte büyük olma niteliğini kazanmıştır. Her konuyu Atatürk böyle buyurdu diyerek tartışmak doğru bir tutum değildir.


Umar ve dilerim ki bu yazdıklarına mantıklı açıklamalar getirebilirsiniz.
Şimdi söyler misin bu otağın hangi yerinde Atatürk heykelleştirilmiştir Sayın KÜR ŞAD?
Atatürk elbette ki Türk Milletine ettiği hizmetlerle büyüklüğü belirginleşmiştir. Ama yaradılışı bu büyüklüğe uygun olmasaydı kendisini büyük kılan işlerin üstesinden gelebilecek miydi? 
Gazi Başbuğun büyüklüğünün mensubu olduğu Türk Milletinin büyüklüğünden geldiğini elbette ki bilmekte ve kabul etmekteyiz.
Kemalizm adı verilen fikir yapısının Atatürk'ü yok etmeye matuf bir dezenformasyon hareketi olduğunu ve Kemalizm denen bu yapının gerçekte İnönücülük olduğunu da bilmekte ve kabul etmekteyiz.
Bu farkı fark ederek işe koyulursak birbirimizi anlamamız ve Atatürk'ün Türkçü fikir sistemi içerisindeki tartışmasız yerini belirlememiz daha kolay olacaktır.
Bunu yapabilmek için öncelikli olarak Atatürk'ü herhangi biri gibi görme tutumunu terk etmeniz gerekmektedir. Aksi halde daha işin başında tıkanır kalırız.
Atatürk'ün hatalarından bahsetmişsiniz.
Elbette ki Atatürk'de bir kişioğludur ve her kişioğlunun doğası gereği hata ve yanlışları olacağı gerçeği Gazi Başbuğ Ata'mız için de geçerlidir.
Hata, ama neye ve kime göre hata!?
Sizin artniyet taşımaksızın ilimi objektiflik perspektifinde sergilediğiniz tutumun benzerlerini birileri tamamen arkadan dolaşma kurnazlığıyla çok yaygın olarak yapmıyor mu?
Biz daha laf ağızdan çıkarken kelimelerin diziliş ve akışından sözün sahibinin niyetini anlayabilecek kadar deneyime kavuştuk. Daha doğrusu bu şark kurnazlarıyla kırk yıldır  uğraştığımız için bunların ciğerini bilmekteyiz.
Büyük Türk Milletinin büyüklüğü bizzat Atatürk'ün şahsında tecessüm etmiştir.
Gazi Başbuğ Atamızı; Tanrı Kut Mete'den, Oğuz Kağan'dan, Atilla'dan daha az büyük mü sanırsınız?
Eğer böyle bir düşüncenin kırıntıları bile bir kişinin fikir donanımının bir yerlerinde barınıyorsa bilin ki o kişi önce Türk Tarihini ve töresini ve sonra da Milli Kurtuluş Mücadelemizi ve hemen akabinde başlatılan Türk Aydınlanmasını iyi bilmemektedir.
Biz bizzat Başöğretmenimizden; aklın, ilmin ve fennin yegane yol gösterici olduğunu, doğmaların insan düşünce ve fikrini körelttiğini öğrenmekteyiz.
Başbuğumuz hayatının bütün dönemlerinde ilmi ve aklı rehber etmiş olup Türk Aydınlanmasını akıl ve ilmin aydınlığında Türklüğün tarihi mirası, yaşam biçimi ve inançları doğrultusunda laik bir vicdanla hayata geçirmiştir.
Elbette ki Türk oğulları buyruğunu son Başbuğ, Türklüğün ruh üfleyicisi ve aydınlatıcısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'den alacaklardır!!!

TTK.
Başlık: Ynt: Atsız'ın bir makalesi
Gönderen: KÜR ŞAD 2023 - 28 Ocak 2013
Söylediklerimizin yüzde 95lik kısmında zaten mutabığız. Elbette Atatürk büyüktür ve Ona saygısızlık eden dil kesilmelidir! Çok net söylüyorum, Atatürk'e saygısızlık etmek demokratik hak falan değil, vatan hainliğidir!
Benim söylemeye çalıştığım nokta şu:
Bir konu tartışılırken, Başbuğ Atatürk şöyle demiştir diyerek konuyu bağlamak bence doğru bir tespit değil. Atatürk'ün karma eğitimle ilgili düşüncelerini yalnız uygulamadan biliyoruz. Bir açıklaması yok. Atsız bu konuda haklı ve yapılan uygulama yanlıştır. Bu uygulamanın sahibi ben olsam bile, kendimin yanlış bir iş içinde olduğumu söylerdim. Anlaştık sanırım.
TTK
Başlık: Ynt: Atsız'ın bir makalesi
Gönderen: o.öcal - 28 Ocak 2013
Türk kadını savaş ve felaketlerde bir arada bulunabiliyor ve başarıya beraberce ulaşabiliyor ise barış halindeki eğitimde bir arada bulunmaması doğal değildir. Sunulan çekinceler Türklük şuurunun verilmesiyle giderilebilecek kusurlardır. Eğitimdeki kötü davranışlar ilkokul düzeyine inmiş durumdadır. ilkokul öğrencisinden başlayarak ayıralım. sonra ortaokulu ayırmamız lazım sonra lise ve üniversiteyi. Lise ve üniversite çağı gençliğini okul dışında da ayırman gerekir, çünkü bu yaşlarda başka etkinliklerde de bulunuluyor. Şöyle ki:Eğlenceler, gösteriler, toplantılar, sinemalar, dernekler, düğünler aklımıza ne gelirse sayalım. Daha sonra kadını ve erkeğinde aynı ortamda bulunması sakınca yaratır.

Dedik ki, cezalar caydırıcı olmalı. ( Yeri değilse de yazmak zorundayım, örnek teşkil etsin diye.) Alevi kültüründe şöyle bir şey vardır. Bir kişi alevilik kültürüne ters düşen bir davranışta bulunduğu zaman o kişi düşkün ilan edilme yolu ile cezalandırılır. Görüldüğü gibi canına malına herhangi bir zarar yok, dayak yok. Sadece ilan edilme var. Toplumdan dışlanmak gibi bir ceza caydırıcı bir cezadır. Ben bu cezayı sınıfımda uyguladım ve yararını gördüm. Uyguladığım öğrenci en iyi öğrencilerim arasına girdi.

Geçmişe dayalı bir örnek: Çocukluk ve gençliğe adım attığımız ilk yıllara köy düğünlerimizde kadınları eğlenmesi için çevresi yüksek avlular seçilip kadınlar burada eğlenirlerdi. Kapısına da bir erkek bekçi konur erkekleri içeriye almazdı. Bazı delikanlılar bayan elbisesi giyinip içeriye girebilirlerdi. Şayet bekçi yakalarsa dayağı yeri. Bu eğlencenin ardından köy meydanında sinsin oyunu oynanırdı ve kadın erkek izlerdi. Burada hiç kimse elbise değiştirip farklı düşünme gereği duymazdı. Anlatmaya çalıştığım şudur: Ayırmak ihtirası körükler.

Ayrı ayrı eğitim veren erkek ve kız imamhatip okulları mezunları onca dini eğitime rağmen suç işlemiyorlarsa ayrı eğitime evet diyelim. Yaşanan olaylar bize yol gösterir.

Bayan öğretmenlerin durumu sorundur.Ama bayan öğretmen üniversite de olmasın demektir. Bu da bayan bilim adamı yetişmesin anlamına gelir. Bayanı doktor yapıp eline erkek hastayı vereceksin her yerini kurcala diyeceksin ama öğretmen yapmayacaksın. Bayanı eve kapamak bize göre değil. Başka çözüm yolları bulunmalıdır. Buda eğitimden geçer. Çevrenizde görmüşsünüzdür, kadın eğitim evleri açılmış her mahallede. En azında Ankara böyle. Bu evlerin amacı kadınlara sadece spor yaptırmak ve beceri kazandırmak mı acaba. Yoksa kafalara örümcek doldurma görevi mi yapıyor.

Önce aile eğitilmeli, gerisi gelir.

Atatürk şayet kadını ve erkeği eğitim aşamasında ayırsa idi kurtuluş savaşında hiç bir kadını cephede ve cephe gerisinde görmek mümkün olmazdı. Unutmayalım ki Kurtuluş savaşının kazanılmasında Kara Fatmaların büyük rolü olmuştur. Osmanlıda Selçukluda bunu göremiyorsun.
Başlık: Ynt: Atsız'ın bir makalesi
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 30 Ocak 2013
Türk tarihinin hiç bir döneminde kadın erkek ayrımı diye bir şeye rastlanılmaz.
Ta ki olmazolası aşağılık Ortadoğu milletlerine ait örf, adet ve yaşayış biçimlerini din sanarak bünyemize zekredene kadar.
O aşağılık ortadoğu milletleridir ki kız çocuklarını utanılası bir suçlu ve bir an önce kurtulunması gereken birer vebalı gibi görmekte ve bu uğurda ağzı günah tutmamış kız çocuklarını diri diri toprağa gömerek şereflerini(!) kurtarma yollarını toplumsal bir kabulle yaygın olarak yapmaktaydılar. İnsanlık tarihi böylesine vahşi ve vicdan kanatıcı bir uygulamayı toplumsal kabul olarak yaşatan başkaca bir topluluğu kaydetmedi.
Bu aşağılık ortadoğu milletleri için kadın; erkek azgınlığını giderici boşaltım cihazı, mutfak işçisi ve her türlü melaneti taşıyan doğal suçludur.
Bu zihniyetin günümüzdeki uzantıları olan siyasal dinci sapkınlar kadınlarını bohça gibi sarıp yedi yıldıızlı otellerde fink atarken yanlarına taktıkları metreslerini kabak çiçeği gibi açmakta, geliştirdikleri mut'a nikahı (https://www.hunturk.net/forum/index.php?topic=4166.msg29960#msg29960) kurumu sayesinde her türlü zinakarlığı dinle kılıflayarak icra etmek haysiyetsizliğini hiç bir tereddüte düşmeden yapabilmetedirler.
İşte Gazi başbuğumuza duyulan öfkenin, bitmez tükenmez düşmanlığın ve ardı arkası kesilmez iftiranın yegane nedeni; Gazi Başbuğumuzun aşağılık ortadoğu felsefesini ve uzantılarını yerle bir ederek kadınına Türk tarihinin ta başından beri var olan Türk insanı olma haysiyetini tekrardan iade etmesindendir.
Yani anlaşılacağı gibi Gazi Başbuğ dini kılıflarla Türklüğün bünyesine sokuşturulmuş olan aşağılık ortadoğu adetlerini bu kutlu bedenden atıp yerine yaradılışına ve onbinlerce yıllık yaşamına uygun Türk adet, örf ve töresini getirmiş ve bu nedenle de ortadoğu milletlerinin kıçını yalamayı ibadet sanan onursuz, ruhsuz, aşağılığın aşağılığı gürühun dünya durdukça düşmanlığını üzerine çekmiştir.

TTK.