Çin'de, 2540 km otoyolun maliyeti; 2,5 milyar $.
Yani 1 km yol: 984.251-$'ye yapılıyor.

Türkiye’de ise, 426 km otoyolun bedeli; 11 milyar $.
Yani 1 km yol: 25.821.596-$'ye yapılıyor.

Yani, Türkiye’de yol yapım maliyeti, Çin'in 26 katı.

1/26. Şu farka bakar mısınız?

Bu manzarayı tarifte; deveyi havuduyla yutmak sözü bile az kalıyor.

Demek ki biz, yol yapmadan, yolumuzu bulamıyoruz!

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

Eğitim sistemimiz berbat. Baskıcı ve sıkıcı. Dil, güzel sanatlar ve spora gereken önem verilmiyor. Okullarda, uygulamalı bilim yok denecek kadar az. Böyle olunca tembel ve eğitimden soğuyan jenerasyon yetiştiriyoruz. Çocuklar her yıl okulda mutlaka bir spor yapmalı, bir görsel sanatla uğraşmalı.

Siyasal İslâmcıların eğitim ve öğretim mantığı aynen şu şekilde:
Bize kabirde; matematik, coğrafya, fizik, kimya vb. sorulmayacak, dinimizin gerekleri sorulacak. Bu dünya fani, ahiret ise bakidir. Öyleyse fani dünyayı ne edelim. Baki olan ahiretimizi garanti altına alalım.

Evet, maalesef, dinci kesiminin mantığı bu doğrultuda.
Ondan sonra da Yahudi’nin silahları karşısında aciz kalıp, ağlaşıyor ve dua ve beddua ile işi, Yaradan'a havale ediyorlar.

Oysaki Yahudi gücünü, Müslümanlarının ihmal ettiği ve gereksiz gördüğü; fizikten, kimyadan, tıptan, biyolojiden, astronomiden, tarihten, antropolojiden, mühendislikten, yani aklın ürünleri olan; bilimden, fenden, sanattan alıyor.

Gerçek İslâm anlayışında fiili duayı gerçekleştirmeden, kavli duanın bir şey ifade etmeyeceği gibi muhteşem bir mantık vardı.

Müslümanlar fiili duayı, yani aklın ürünü olan ilimi, fenni terketti.
Son tahlilde, Yaratıcıya talimat vermek demek olan, kavli dua ve bedduayla başbaşa kaldı.

Muhatap oldukları zilletin, tek izahı budur.

Kur'an'daki aklını kullanmayanların başına pislik (necaset, dışkı) yağdırırız hükmü ilahisi tecelli ediyorda, Kuran’dan bihaber Müslümanlar, bunu bile anlayamıyor.

Yüce Yaradan sonumuzu hayreylesin.

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

Enver Paşa'yı rahmet ve özlemle anıyorum.

Hikaye uzun ama bu kadar evet.

Körler, sağırlar; birbirini ağırlar.

Dönme dolap çevirmeye devam...

Sn Andam, tüm kurumlarımızın içi boşalmış. Kimi kime şikayet edecen duruma gelinmiş. Affedersin kör tuttuğunu öper olmuş durumdayız.

Biz bunların cemaziyelevvelini de biliyoruz.



2012 yılında Filistinin başbakanı sıfatıyla Turkiye'de bulunan HAMAS Lideri İsmail Haniye Diyarbakır'da pkk/bdp eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'la da görüşmüş ve Diyarbakır'in özgürlüğünü görmeyi dilemişti.
İşte o günün gazete haberleri:

Alıntı

Diyarbakır için özgürlük mesajı
Selahattin Demirtaş ile görüşen Haniye, isim benzerliği esprisi yaparak ‘Kudüs yeni Selahaddin’ini bekliyor’ dedi
Gazze’deki Filistin Hükümeti’nin Başbakanı İsmail Haniye, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile Filistin ve Kürt sorunununun çözümünü konuştu. Haniye, Demirtaş’ı Kudüs’e davet ederken Kudüs’ü haçlı kuvvetlerinden alan Selahattin Eyyubi ile isim benzerliğine dikkat çekerek, latife yaptı ve “Kudüs yeni Selahaddin’ini bekliyor” dedi. Haniye görüşmede, “Diyarbakır’ın özgürlüğünü görmek isteriz” diye konuştu.
Demirtaş’ın Haniye ile görüşmesi basına kapalı gerçekleştirildi.
Demirtaş, BDP olarak hükümete muhalefet ettiklerini, ancak Filistin konusunda gereken desteği verdiklerini belirtti. Haniye’nin “Ümit ediyoruz ki bütün haklarınızı elde edeceğiniz, kendi kimliğinizle yaşayacağınız günlere kavuşursunuz” yönünde değerlendirme yaptığı öğrenildi. Demirtaş, “Biz Filistin’ien özgürlüğünü görmek isteriz” deyince Haniye’de, “Biz de Diyarbakır’ın özgür olmasını görmek isteriz” diye karşılık verdi.
Görüşmede Demirtaş, Haniye’yi Diyarbakır’a davet etti.
Haniye, Kudüs’ü haçlı işgallerinden kurtaran Selahattin Eyyubi’nin ismine gönderme yaparak latife olsun diye, “Selahaddin’i El kurdi. (Kürt Selahattin) Kudüs yeni Selahaddin’ini bekliyor, tekrar bir kurtarıcı bekliyor” dedi. Haniye, Mavi Marmara gemisinde yaşamını yitirenler arasında bir Diyarbakırlının da olduğuna dikkati çekerek, “Kanımız kanınızdır, şehidiniz şehidimizdir. Boynumuzda bir borçtur” dediği öğrenildi.

Kaynak: MİLLİYET GAZETESİ

Bu geberik Türk düşmanı için gıyabi cenaze namazı kılınıyor ve bununlada kalmayıp bir de milli yas ilan ediliyor.
Şuursuzluğun ve milli bilinç yoksunluğunun zirvesi, bu olsa gerek.

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!