Bu bilgilerin tamamı, Türk Dil Kurumu Bilgi Bağından alınmıştır
http://www.tdk.gov.tr/TR/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EFD157CB4DF4A46466
Türk Dil Kurumuna, bu çalışmalarından ötürü, minnet ve şükranlarımızı sunarız.
Hepimizin, bu bilgileri öğrenmesi ve yazılarımızda özenle kullanması, en önemli görevimiz olmalıdır.
Dil ve dile ait yazın bir milletin varlığının yegane temelidir.
Her birimiz; Türklüğe ait kutlu değerleri yaşatmak ve korumakla, görevli olduğumuzu unutmamalıyız.
Türk olmanın şerefi ve Türkçülüğün bilinci, dilimize sahip çıkmak ve doğru kullanmakla, doğru orantılıdır.
TÜRKÇEYİ DOĞRU KULLANMAK VE DOĞRU YAZMAK DİLEĞİYLE...
KANDAŞLARIMIZA VE BÜYÜK TÜRK MİLLETİNE, ESENLİKLER DİLERİM.
SAYGILARIMLA...
TTK
1- Ses, Harf ve Alfabe
Akciğerlerden gelen havanın ses yolunda meydana getirdiği titreşime ses denir. Ses, dili oluşturan en küçük birimdir. Harf ise sesin yazıdaki karşılığıdır.
Bir dildeki harflerin belirli bir sıraya dizilmiş bütününe alfabe denir.
Türk alfabesi, Latin harfleri esas alınarak 1.XI.1928 gün ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun ile kabul edilmiştir. Bu Kanun’a göre, Türk alfabesinde 29 harf bulunmaktadır.
(http://www.resimload.com/071211/MB1_Turk_Alfabe_Tablosu.bmp) (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3d3dy50dXJrdmlzLmNvbQ==)
Kanun’da önce “i” sonra “ı” belirtilmişse de yaygın ve yerleşmiş olan sıraya göre önce “ı” sonra “i” gelmektedir.
Türk Kodlama Sistemi, ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak TDK İmla Kılavuzu Çalışma Grubu tarafından 8 Ocak 2004 günü belirlenmiş ve TSE tarafından Nisan 2005/TS 13148 numaralı belge ile ölçünlü (standart) hâle getirilmiştir.
Sesler ve Ses Uyumları
Türkçede sesler, ünlüler ve ünsüzler olmak üzere iki ana gruba ayrılır.
Ünlülerin Nitelikleri
Ses yolunda herhangi bir engele çarpmadan çıkan seslere ünlü denir. Türkçede sekiz ünlü vardır: a, e, ı, i, o, ö, u, ü.
Ünlüler şu biçimde sınıflandırılır:
A. Çıkış yeri ve dilin durumuna göre:
1. Kalın ünlüler: a, ı, o, u.
2. İnce ünlüler: e, i, ö, ü.
B. Dudakların durumuna göre:
1. Düz ünlüler: a, e, ı, i.
2. Yuvarlak ünlüler: o, ö, u, ü.
C. Ağzın açıklığına göre:
1. Geniş ünlüler: a, e, o, ö.
2. Dar ünlüler: ı, i, u, ü.
Ünlülerin nitelikleri aşağıdaki çizelgede toplu olarak gösterilmiştir:
(http://www.resimload.com/071211/0sv_Unlulerin_nitelikleri_cizelgesi.bmp) (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3d3dy50dXJrdmlzLmNvbQ==)
Uzun Ünlü
Kökeni Türkçe olan kelimelerde uzun ünlü yoktur. Uzun ünlü, Arapça ve Farsçadan Türkçeye giren kelimelerde görülür: şair (şa:ir), numune (numu:ne), iman (i:man). Bu örneklerde iki noktadan önceki harfin gösterdiği ses uzun ünlüdür ve uzun söylenir. Ancak, birçok kelimede uzun ünlü kısalmıştır: beyaz, hiç, rahat, ruh. Bu örneklerdeki koyu harflerle belirtilen sesler, alındıkları dilde uzun oldukları hâlde Türkçede kısa söylenir.
Uzun ünlülü kapalı hecelerle biten kelimeler ünlüyle başlayan ek aldıklarında veya yardımcı fiillerle kullanıldıklarında, açık duruma dönüşen hecenin ünlüsündeki uzunluk, ayraç içerisindeki söyleyişte gösterildiği gibi çoğunlukla yeniden ortaya çıkar: esas / esasen (esa:sen); hayat / hayatı (haya:tı); kanun / kanuni (ka:nu:ni); ruh / ruhum (ru:hum); usul / usulü (usu:lü); vicdan / vicdanen (vicda:nen); ahbap olmak (ahba:b olmak), hitap etmek (hita:b etmek). Bazı örneklerde bu durumda da kısalma görülür: beyaz / beyazı, can / canım, kitap / kitaba, meydan / meydana.
Uzun ünlüler, genellikle yazıda gösterilmez: adalet (ada:let), badem (ba:dem), beraber (bera:ber), idare (ida:re), ifade (ifa:de), işaret (işa:ret), kaide (ka:ide), numune (numu:ne), rica (rica:), şair (şa:ir), şive (şi:ve), şube (şu:be), vali (va:li), vefa (vefa:).
Ünlemlerde ünlemin şiddetini ve hecenin uzunluğunu ifade etmek üzere iki veya üç ünlü yan yana gelebilir: ooh, aaah. Bu tür örneklerde ünlüler ayrı ayrı değil uzun olarak söylenir.
Düzeltme İşareti
Düzeltme işaretinin kullanılacağı yerler aşağıda gösterilmiştir:
1. Yazılışları bir, anlamları ve okunuşları ayrı olan kelimeleri ayırt etmek için, okunuşları uzun olan ünlülerin üzerine konur: adem (yokluk), âdem (insan); adet (sayı), âdet (gelenek, alışkanlık); alem (bayrak), âlem (dünya, evren); alim (her şeyi bilen), âlim (bilgin); aşık (eklem kemiği), âşık (vurgun, tutkun); hakim (hikmet sahibi), hâkim (yargıç); hal (pazar yeri), hâl (durum, vaziyet); hala (babanın kız kardeşi), hâlâ (henüz); şura (şu yer), şûra (danışma kurulu).
UYARI : Katil (< katl = öldürme) ve kadir (< kadr = değer) kelimeleriyle karışma olasılığı olduğu hâlde katil (ka:til = öldüren) ve kadir (< ka:dir = güçlü) kelimelerinin düzeltme işareti konmadan yazılması yaygınlaşmıştır.
2. Arapça ve Farsçadan dilimize giren birtakım kelime ve eklerle özel adlarda bulunan ince g, k ünsüzlerinden sonra gelen a ve u ünlüleri üzerine konur: dergâh, gâvur, ordugâh, tezgâh, yadigâr, Nigâr; dükkân, hikâye, kâfir, kâğıt, Hakkâri, Kâzım, mahkûm, mekân, mezkûr, sükûn, sükût. Kişi ve yer adlarında ince l ünsüzünden sonra gelen a ve u ünlüleri de düzeltme işareti ile yazılır: Halûk, Lâle, Nalân; Balâ, Elâzığ, İslâhiye, Lâdik, Lâpseki.
3. Nispet i'sinin belirtme durumu ve iyelik ekiyle karışmasını önlemek için kullanılır. Böylece (Türk) askeri ve askerî (okul), (İslam) dini ve dinî (bilgiler), (fizik) ilmi ve ilmî (tartışmalar), (Atatürk'ün) resmi ve resmî (kuruluşlar) gibi anlamları farklı kelimelerin karıştırılması da önlenmiş olur.
Nispet i'si alan kelimelere Türkçe ekler getirildiğinde düzeltme işareti olduğu gibi kalır: millîleştirmek, millîlik, resmîleştirmek, resmîlik.