Gönderen Konu: Başbakan Bu Soruların Cevabını Vermelidir!  (Okunma sayısı 13851 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Çağrıbey

  • [GÖKBÖRÜ ANKARA]
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2149
  • Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Ynt: Başbakan Bu Soruların Cevabını Vermelidir!
« Yanıtla #10 : 10 Ekim 2013 »
İRAN'IN MUT'A ARŞİVLERİNDE KİMLER VAR?

" Mut'ayla Acem tarafına çekilen Türk kamu görevlileri olduğu gibi, en kritik noktalara sızan ve sonradan angaje edilen VEVAK unsurları da var..."

* Bugün İran'da 10 milyon civarında insan mut'ayla cinsel birliktelik yaşıyor.

* Ve mut'a, İran'ca en etkili istihbarat araçlarından biri olarak başarılı bir şekilde kullanılıyor.

* Türkiye de mut'a entrikasının azami sonuç doğurduğu bir toplum yapısına sahiptir.

* Bugün İran'ın hararetle müdafiliğini yapanların geçmişlerine bakıldığında belirli sürelerle İran'da bulunmuş olması dikkat çekicidir.

* Türkiye'deki İran yanlısı STK, yayın, yazar, siyasi, dernek ve vakıfların çokluğu İran istihbaratına etkili manevra sahaları açıyor.


Mut-a'nın, İran'ca en etkili istihbarat araçlarından biri olarak başarılı bir şekilde kullanıldığına dikkat çeken Bugün'den Gültekin Avcı, Türkiye'nin de mut'a entrikasının azami sonuç doğurduğu bir toplum yapısına sahip olduğu notuyla İran'ı savunanların geçmişlerine bakıldığında belirli sürelerle İran'da bulunduklarına dikkat çekti.

İşte, Gültekin Avcı'nın önemli tespitleri:

İran cumhurbaşkanlarından Rafsancani, 90'lı yıllarda gençleri mut'aya teşvik eden hutbeler okumuştu.

İran resmi makamlarının, mut'a araştırmalarında, "10 milyon kişinin Mut'a sebebiyle evlilikten daima kaçındığı" sonucuna ulaşılmıştı.

Bu da mut'anın bazı Şiiler'in iddialarının aksine istisnai bir uygulama olmadığının nişanesi.

10 dakika ile 99 yıl arasında süren mut'alar

Bugün İran'da 10 milyon civarında insan mut'ayla cinsel birliktelik yaşıyor.

Hal böyle olunca sorumlulukları olan evlilik kurumuna herkes uzak duruyor.

4-5 saatlik mut'ayla dünyaya gelen ve kimsenin sahip çıkmadığı çocuklar ortada kalıyor.

Çoğu mut'a süresi bittikten sonra doğan bu zavallı bebekler, cinsel heveslerini tatmin edip terk eden babalarınca reddediliyor; bakımları üstlenilmiyor.

Karnındaki bebekleriyle terk edilen binlerce annenin göz yaşartıcı akıbetleri içler acısı.

Talihsiz mut'a kadınları, sokaklarda ve izbe evlerde sefalet içinde yaşamaya mahkûm ediliyor.

Küçük çocuklarının ellerinden tutup caddelerde erkekleri durdurarak kendilerine mut'a yapması için yalvaran kadınların görüntüleri, yazık ki İran ve İranlılar için alışılmış enstantaneler.

Hatta Meşhed şehrinde El-Rızavi Örgütü tarafından açılan genelevin kuruluş gayesi ilanda şöyle anlatılmaktadır:

"Örgütümüzce açılan genelev, İmam Rıza'nın türbesini karılarından uzakta kalarak ziyaret eden kardeşlerimizin ruhaniyet ortamlarını ve kalp rahatlığını temin etmek içindir."

Üstelik "Besmele" ile başlayan bu ahlaksız ilanda mut'a sürelerine göre fiyatlar belirtilmekte, "12-35 yaş arası bacılarımız" denilerek çalışmaya (fuhşa) davet edilmektedir.

Ve mut'a, İran'ca en etkili istihbarat araçlarından biri olarak başarılı bir şekilde kullanılıyor.

Iğdır'da yakalanan İranlı Zehra Y. adli soruşturmada, Pasdaran'ca yönlendirildiğini, kendisine "Ne sorarlarsa ne görev verirlerse yap. Açık ol. Seni Türkiye'ye yasal yollardan sokacaklar" dediklerini ifade etmişti.

Peki, VEVAK/Pasdaran mut'a arşivlerinde saklanan görüntülerde kimler var?

Kendi ülkesinde Acem oltasına takılan ve kayıtları Pasdaran'a intikal eden, angaje olan bürokrat ve siyasiler dışında...

İran ve Suriye gezilerinde mut'a macerasına girenlere bakalım:

-Mut'adan istifade eden bazı devlet adamları.

-Siyasiler ve kritik nokta bürokratları.

-İş dünyasının önemli simaları.


Zaman ve zemine göre azami istifadeyle kullanılacağı an geldiğinde arşivden çıkar ve misyonunu ifa eder.

Mevcut arşivler Şii jeopolitiğinde yer alan tüm aktörler lehine ve karşıtlar aleyhine kullanılmaktadır.

Suriye Muhaberatı da İran tarafından eğitiliyor.

Mut'a operasyonlarıyla İran'ı ve Suriye'yi ziyaret eden Ortadoğulu devlet adamları, siyasiler, istihbaratçılar ve bürokratlar tuzağa düştüyse önlerinde iki yol kalır.

Ya Şii jeopolitiğine ve talimatlarına ram olmak veya görüntülerin servisiyle prestijinin/istikbalinin yerle bir olmasını kabul etmek.

Mut'a eksenli bal tuzağı, en vurucu ve yıkıcı etkisini İslam ülkelerinde doğurur.
Zira bir İslam toplumunun önde gelenlerinin mut'a maceralarının servis edilmesi, zina açısından o kişinin manen idamıdır.

Türkiye de mut'a entrikasının azami sonuç doğurduğu bir toplum yapısına sahiptir. Adam gibi kontrespiyonaj yapmazsanız...

Başka istihbarat hamlelerine gerek bile kalmadan sadece Acem bal tuzağıyla, merkezi istihbaratınızdan devlet kademelerine kadar yüzlerce stratejik noktada, Acemler'e prangalı köstebekler peyda olur.

Ve ne olur biliyor musunuz?

Darbecilerden daha da vahşi bir şekilde bu ülkenin gövdesini kemirirler ve ülkenizi Acem şeytanlarına teslim ederler.

İsrail askeri istihbaratı SHABACK, Hamas ve El Fetih yöneticilerinin seks kasetlerini bile servis etmişti.

Dil öğrenmek ve eğitim gibi mazeretlerle İran ziyaretinde bulunan ve istikbal vadeden kişiler tespit edilip mut'a tezgâhına alınır. Ve arşive kaldırılmak üzere kayda geçilir.

İşadamları ve varlıklı kişilerin mut'a turları da kayıttadır.

Bugün İran'ın hararetle müdafiliğini yapanların geçmişlerine bakıldığında belirli sürelerle İran'da bulunmuş olması dikkat çekicidir.

Haber kaynağıma göre mut'ayla Acem tarafına çekilen Türk kamu görevlileri olduğu gibi, en kritik noktalara sızan ve sonradan angaje edilen VEVAK unsurları da var.

Türkiye'deki İran yanlısı STK, yayın, yazar, siyasi, dernek ve vakıfların çokluğu İran istihbaratına etkili manevra sahaları açıyor.

Merkezi istihbaratımıza ve bürokrasiye sızan/angaje edilen/uyandırılan Acem köstebekleri var ki o konuya henüz hiç temas etmedik.

Kaynak :Aktif Haber

Çevrimdışı Fatih

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 401
  • Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir
Ynt: Başbakan Bu Soruların Cevabını Vermelidir!
« Yanıtla #11 : 13 Kasım 2014 »
Bunların ahlak anlayışları üstat dedikleri bunak Necip Fazıl'ın:
Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,
Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!

Dizelerinde tarif ettiği durumun ta kendisidir.
Yahudi kaynaklarına göre Sodom ve Gomore bu günkü İsrail sınırları içerisinde kalan eski yerleşim yerleri olup bu şehirler içerisinde yaşayanların işledikleri günahlardan ötürü gökyüzünden yağan ateşle yok edilmiştir.

AKP si geçtiğimiz yıl; geçenlerde kızıltamuyu boylayan sübyancı sapık Hüseyin Üzmez'i cezadan kurtarmak için onüç yaşındaki kız çocuklarının evlenebilmelerinin yolunu açan bir kanun çıkartmış ve bu kanun kapsamında geberik sapık sübyancı Üzmez sessiz sedasız tahliye edilmiş, lakin tahliyesine karşı gösterilen şiddetli tepkiler sonunda foyalarının bütün milletce farkedileceğini anladıklarından sapıkbaşını yeniden cezaevine koymak zorunda kalmışlardı.
Bunların hal ve gidişi bizim oralarda söylenen:
"Bizim gelin bizden kaçar, başını örter kıçını açar..."
Halk deyiminde anlatılmak istenen çarpıklık ve sapkınlığa eştir.
Ne yazık ki yapılanlar din boyasıyla boyayınca görülmüyor veya görülmek istenmiyor.
Allah bunların öyle bir belasını verecek ki aynen kutsal kaynaklarda başlarına bela indirilmiş sapık kavimlerin hikayelerinin anlatıldığı gibi bunların sapıklıkları ve bu sapıklık nedeniyle uğradıkları belalar asırlarca ve hatta bin yıllarca ibret olsun diye anlatılacaktır.
Çünkü bunlar hem dine, hem peygambere, hem insanlığa ve hem de Yaradana karşı suç işlemektedirler...
Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir.