Bazı arkadaşlar yahudi malllarını almayalım diye yüzlerce markanın listesini yollamışlar.
Bir tanesinin resmini yukarıda paylaştım.
Listeyi şöyle bir inceleyince geriye; evdeki bulgur, bahçedeki domates, kümesteki tavuk, mangaldaki kül kalıyor.
Siyonist mallarının, uzun uzadıya listesini yapmak yerine, Müslüman mallarının listesini yapsak daha kolay olurdu.
Tabii listesi yapılacak kadar Müslüman üretimi varsa!?
Bu manzara bile Müslümanlarının pür melâl halinin resmidir.
Müslümanlar önce; aklıyla barışıp, dine sokuşturulmuş hurâfelerden ve hurafe yayan şeytan evliyaların tasallutundan kurtulup, Adetulllah'a, yani; akla, düşünceye, bilime, fenne, teknolojiye sarılarak, fiili duasını yerine getirmedikçe, Yaradan'a talimat vermekten başka hiçbir anlam taşımayan, kavli duasıyla bir sonuç alamayacak, onca lanet ve bedduaya rağmen haçlı da, siyonist de var olmaya, kullandığı aklı ve sahip olduğu bilim ve fenle daha da güçlenerek, Müslümanları; katletmeye, aşağılamaya ve sömürmeye devam edecektir.
Kur'an'dan habersiz, peygamberi tanımayan, tevhidin içeriğini kavrayamamış, yaratılışın sırrını çözememiş Müslümanlar; tembellik, korkaklık ve acziyetlerini Mehdi bekleyerek, gizlemekten başka bir şey yapmıyorlar.
İslâmın aydınlık düşünceli evladı Aliya İzzetbegoviç:
_Mehdi bizim tembelliğimizin adıdır veya sıkıntılar ve sorunların ağırlığı, imkanlar ve mücadele, vasıtalarla kıyaslanamayacak derecede büyük olduğunda, güçsüzlüğümüzden büyüyen yalancı bir umuttur._
Diyerek Müslümanlarının; ruh, düşünce ve psikolojik yapısının MR'ını çekmiştir.
Dünyanın en zengin 500 kişisi arasında yer alan şahısların kahır ekseriyesi Müslüman ülkelerin yöneticileridir.
Bu dolar milyarderi liderlerin yönettiği ülkelerin, yine kahır ekseriyesi, açlıktan ölümlerin olduğu ülkelerdir.
Dini hurafelerden ve hurafecilerden temizleyerek; inanış, düşünüş ve yaşayışı Kur'ani ve Nebevi çizgiye çeken Gâzi Mustafa Kemâl ATATÜRK ne diyordu?
Buğdayını, sütünü, etini, bilimini ve sanatını kendin ürettiğin sürece özgürsün!
Şimdi iğneyi kendimize batıralım ve can alıcı soruyu soralım!
Müslümanlar; bilimin, fennin, sanatın, teknolojinin, üretimin neresinde?İki milyarlık
İslâm aleminin dünya ekonomisine sağladığı katma değer; % 8 iken, 90 milyon nüfuslu Almanya'nın, dünya ekonomisine sağladığı katma değer, tek başına, % 13,8 dir. Gerçek bu ve gerisi laf-ı güzaf.
Özelde Türk Milleti, genelde İslâm Âlemi ışığını yitirmiştir.
O ışık; akıldır, fikirdir, düşüncedir, bilimdir, teknolojidir, fendir ve bütün bunların doğal sonucu olan; çalışkanlıktır, verimliliktir, üretimdir.
İstanbul'u fetheden kutlu Türk Başbuğ'u Fatih Sultan Mehmet; antik Latince dahil, yedi dil biliyor, fizik, kimya, astronomi, mekanik, edebiyat ve daha bir çok bilim dalında ,mühendislik düzeyinde, bilgiye sahip, şair, edebiyatçı, en önemlisi de,
şayet ben işimi ehil kişilerle değil de sevdiklerimle yapsaydım İstanbul'u fethedemezdim diyerek, liyakati esas aldığını beyan ediyordu.
Aynı şekilde, yüz yıl önce üzerimize çullanan haçlı batıyı, 1400 yıl önce, Bedir'de;
Bu İslâmın ilk ordusudur, bizi muzaffer kıl diye Yaradan'a yakaran Kutlu Nebi'nin duasına nazire yaparak:
Bu İslâmın son ordusudur, bizleri muzaffer eyle! diye yakaran Türklüğün; tunç yürekli, bükülmez bilekli, çelik iradeli Bozkurt oğlu son Başbuğ Gâzi Mustafa Kemâl'de; 6 dil biliyor, kitap yazacak düzeyde; coğrafya, mekanik, fizik, matematik, geometri, astronomi, tarih, felsefe ve lugat bilgisine sahip, antik çağ bilgelerinin eserleri de dahil olmak üzere, dörtbinin üzerinde kaynak kitabı, sindire sindire, okumuştu.
Yani İstanbul'u fethederek, Türklüğün onurunu arşı âlâya çıkartıp, haçlının kalbine, acısı mahşere dek çıkmayacak olan, hançer saplayan Fatih de, yine haçlı,
bin yıllık rüyamı gerçekleştirdim dediği anda, insanlık tarihinin en onurlu direnişi olan Millî Mücadeleyi başlatarak, mazlûm milletlere ilhâm kaynağı olan Atatürk de; aklın, bilimin, fennin, yani Adetulllah'ın/Sünnetullah'ın çizgisindeydi.
Her ikisi de hurafeleri çöpe atmış, şeytan evliyalarının yalanlarını bozup, itibarını alaşağı ederek, İslâmı Kur'ani ve Nebevi çizgisine döndürmüştü.
Ve ne acıdır ki, her ikisi de, şeytan evliyalarınca; din düşmanı ve hatta kafir ve gizli Hristiyan ve Yahudi olarak bile suçlandı.
Durum bundan ibaret.
Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!