Harf Devrimi'nin pek bilinmeyen ve bilhassa üzerinde değinilmeyen en önemli amacına kısaca değinmek gerekir.
O dönemde Azerbaycan ve diğer Türk Cumhuriyetleri de Latin Alfabesi kullanıyordu. Bu devrimin en önemli amacı, Türkiye'de yaşayan Türkler ile Türk Dünyası'ndaki diğer soydaşlarımız arasındaki dil ve alfabe bağını inşa ederek aramızdaki birliğin altyapısını kurmaktı. Ancak işgalci komünist rus rejimi, Soydaşlarımızın alfabelerini Rus Kiril olarak zorla değiştirdi. Böylelikle Türk Dil Birliği'nin ve Ortak Alfabenin önüne geçildi.
Türkçüler olarak tarihten çıkaracağımız önemli dersler ve YÜCE BAŞBUĞUMUZ ATATÜRK'ün TÜRK DİLİ ile ilgili çalışmalarının önemini kavrayarak TÜRK DÜNYASI'nın DİL BİRLİĞİ'ni sağlamak için var gücümüzle çalışmalıyız.
Sayın Türk Kan kandaşımı bu önemli tespitinden dolayı hem tebrik ediyor, hem çok teşekkür ediyorum.
Bugün Türkiye'de Atatürk devrimleri arasında en çok konusu yapılan, galiba harf devrimidir.
Bu konu çok çarpıtılmakta ve gerçekler farklı sunulmaktadır, ki bu yüzden burada yukarda alıntılanan tespiti, bu konu açıldığında kandaşlarımız anlatmalı ve milletimizi bilgilendirmelidir.
Atatürk Kaşgar'daki Türk'te İstanbul Türkçesi konuşacak ve tüm Türkler birbirini anlayacak derken, aynı yayınların tüm Türkler tarafından anlaşılması hedefini pratikte uygulamaya koyarken, bugün böyle muhteşem bir hamlenin çarpıtılıp başka şekilde sunulması çok acıdır.
Dil konuşma dili ve yazı dili olarak ikiye ayrılır bildiğiniz gibi.
Konuşma dili ve yazı dili apayrı incelenmesi gereken unsur iken, bu konu aslında zaman zaman filmin koptuğu yer olageliyor.
Bugün Türklerin varlığını dahi tartışmaya açanlar, yani yoktur diyenlerin sıkça kullandığı kendilerince önemli olan delilleri, işte dil konusudur. Özellikle yazı dili.
Kandaşlar Türkler herzaman aynı konuşma diliyle Türkçe konuşmuşlardır, devletlerin adının değişmesi, coğrafyalarının değişmesi, yani zaman ve dönem farketmeksizin bizim Atalarımız Türkçe konuşmuşlardır.
Dillere yeni kelimeler girer ve zaman zaman bazıları unutulmaya yüz tutar ve hatta unutulur.
Öz olarak dilimiz, konuşma dilimiz her dönem ve heryerde Türkçe idi.
Türkler yazıya çok geç geçti deriz, ki bu çok yanlış bir düşüncedir.
Türkler kaya resimlerini ilk kullananlar oldukları halde, nedir biz Türklerin kendileri dahi yazıya geç geçtik dememize sebep!
Türklerin yere batası, belki de göğe çıkası, dünyayı yönetme aşkı, bizi tarih boyunca coğrafyadan coğrafyaya savurmuş, bölmüş, dağıtmış parçalamıştır.
Hedefleri bu denli büyük olan milletler bazı şeylere zaman da bulamaz, mekanda bulamaz, fırsatta bulamaz ayrıca ihtiyaçta duymaz. Bu bir stratejidir ki, Türkler bulundukları her coğrafyada o coğrafyada o içinde bulunulan dönemde kullanılan yazı dilini, yani varolan abece'yi kullanmışlardır.
Bu tutum ve strateji Türkleri rahatsız etmemiştir, edemezdi çünkü, konuşma dili hep o aynı Türkçe ve Türk Kültürü dilden dile aktarılarak kendini idame ettirmiş bir temel üstüne oturtulmuştur.
Eğer bulunduğunuz bir ortamda bu konu açılırsa, bunları anlatın.
Türkler yoktur veya daha dün ortaya çıkmıştır diye bizi 1000 yıllık veya 1500 yıllık, yepyeni bir millet göstermeye çalışan olursa, konuşma dilimizin ezelden beri Türkçe olduğu, Türklerin tarihte yazı dili takıntısı olmadığı, çünkü Türk Kültürü'nün dilden dile anlatım ile aktarıldığı, bu yüzden bugün başkalarının gibi gösterilen abece'lerin muhakkak belki de o abece'nin sahibi veya mucidi olanlardan daha çok Türkler tarafından kullanıldığını duysunlar bilsinler, kabul etmeseler de bunları duysunlar, muhakkak bu onların istemedikleri yönde olsa dahi ufuklarını açacaktır.
Harf devrimi her devriminin ayrı bir önemi ve bir ihtiyacı karşılayan boyutu olduğu gibi, Atatürk dehasının muhteşem bir tezahürü, insanüstü geniş bir ufuk ile değerlendirilecek yansımasıdır.
Çok büyüksün Atatürk çok, sana neler borçlu olduğumuzu idrak ettiğimiz gün, abad ve ihya olacağız milletçe.