GÜNÜMÜZ TÜRKLÜĞÜ
18. Yüzyıla kadar Orta Asya dediğimiz bölgenin adı ‘’Türkiye’’, ‘’Türkistan’’ idi. İngilizler; İskoçların, İrlandalıların arasına çiftçileri, san’atkarları casus olarak sokarak önce fitne çıkarıp milli direnişlerini kırdıktan sonrada onları işgal ettikleri gibi 18. Yüzyılda İngiliz tarihçiler kasıtlı olarak ‘’Türkiye’’, ‘’Türkistan’’ denen bu bölgeye Orta Asya demeye başlamışlardır. Yetişmiş tarihçi kadrolarımız olmadığı için zamanla bizlerde bu tuzağa düşerek bu gün (5) Türk devletinin (5) Türk topluluğunun olduğu Türk coğrafyasına Orta Asya diyoruz.
Günümüzde Türk Dünyası, ekonomik mücadele yanında gerek siyasi gerekse kültürel olarak bağımsızlık mücadelesi vermektedir. Öyle ki, emperyalist güçler tüm kozlarını oynarken biz Türk milleti mevcudiyetimizi devam ettirmek için ciddi hiçbir çaba sarf etmemekteyiz. Biz Türk Dünyasını önce dini inanışlarımızdan ötürü birbirimize düşman etmek istediler sonra da bölgesel etnik kimlik ayrımını denediler. Biz Türk insanlarının okuyup Bilim İnsanı, Tarihçi, Türkolog, Felsefeci, Sosyolog, Astronot olmasını engellemeye çalıştılar ve hala da engellemeye çalışıyorlar. Birkaç Bilim İnsanı, Türkolog ve Tarihçi, Sosyolog dışında hala yetersiziz. Hala son dönemde ciddi anlamda Türk Sosyolog ve Türk Felsefeci yetiştiremedik. Birkaç Felsefeciniz ve Sosyoloğumuz da gerek ilgisizlik gerek se başka olumsuz etkenler yüzünden etkili olamamıştır.
Biz Türkler, bazılarının dediği gibi Siyasal birliğin oluşturduğu farklı etnik kimliklerden oluşan bir ‘’Türk Ulusu’’ muyuz?, Bir bölgede yaşayan, kendine ait bir kültürü olan sıradan bir ‘’Türk Milleti’’ miyiz?, yoksa dünya tarihine damgasını vurmuş, dünyanın olmazsa olmazı olmuş, binlerce yıldır siyasal ve kültürel olarak Asya, Avrupa, hatta Afrika ve Kuzey Amerika kıtasında var olan ve gelecek yüzyıllarda da insanlığa yön verecek olan bir ırk mıyız?
Son günlerde ‘’Andımız’’ üzerinden yapılan tartışmalarda ne yazık ki ferdi bir iki cılız söyleyen inanmış Türk’ten başka maalesef hiçbir Türk kanaat önderi ortaya ciddi bir şey koyamamıştır. Oysa tehlikenin farkında değiliz. Kültürel asimilasyona uğrayarak Türklüğünü kaybeden, Sümerler, Etiler, Hititler, Kimmerler, Truvalılar, Kıpçaklar, Hazar Türkleri Bulgar Türkleri, Macarlar bizlere hala ders olmamış. Macarlar tekrar Türk kimliğine sarılma heyecanını yaşamaya başladılar, yavaş yavaş Bulgarlarda da Türk kimliği heyecanı başlamışken adı Türkiye olan, dili Türkçe olan Türkiye Cumhuriyeti adlı devleti kuran kurucu çoğunluk biz Türklerin bu rehavetimiz, bu kendimize olan yabancılığımız anlaşılır gibi değil.
Önce Irak’tan ne oldukları belirsiz bir çapulcu sürüsü getirildi PKK terörü hortladı, sonra Suriye’den Arap çapulcular gelmeye başladı. Sanki kanserli hücrenin sağlam bir vücuda yayıldığı gibi tüm Türkiye’ye yayıldılar. Yavaş yavaş kolonileşmeye başladılar. Kadınlarımızı taciz ediyorlar, erkeklerinizi bıçaklıyorlar. Hak etmedikleri halde her ay aldıkları onca para işin cabası. Hastane bedava, Eğitim bedava, devlet daireleri Araplar tarafından adeta ele geçirilmeye başlandı. Yakında Türkçe ana dilimizin yanına ikinci ana dil olarak Arapça eklenir, sonra bunun devamı olarak başka diller gelir. Kimse itiraz edemiyor neden ‘’Din kardeşliği’’ silahı birilerinin elinde. Oysa kardeş kardeşin namusuna tecavüz etmez, kardeş kardeşi bıçaklamaz, kardeş kardeşin hakkını gasp etmez. Kardeş kardeşin bağımsızlık andından rahatsız olmaz. Bunları anlatacak, Arapların din kardeşimiz olmayıp ülkemizin düzenini bozan bir felaket olduğunu anlatacak Felsefeci, Sosyolog ve gerçek Din Adamlarına ihtiyacımız var.
Esenlikler.
Adil ÖZTÜRK