Gönderen Konu: VAHDETTİN HAİN MİYDİ ? YOKSA VATANSEVER MİYDİ ?  (Okunma sayısı 12832 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

tungatonyukuk

  • Ziyaretçi
Anadolu' da bideyim sıkca söylenir;
Kimi bilemez, kimi bulamaz...

Atamızı olur olmaz boş lakırtılarla yeren insanlar, yakın geçmiş tarihimizde Onun gibi BOZKURT BAKIŞLI bir önder olmasaydı neşekilde ne hallerde olurlardı.

Din elden gidiyor diye ayaklananlar ATATÜRK olmasaydı, kilise yada havrada mı namaz kılacaktı?
Özgürlük, eşitlik, evrensellik diye nara basanlar ATATÜRK olmasaydı, o salya salan ağızlarınız açılabilirmiydi?

Varsınlar onu bunu VATANSEVER ilan etsinler nasıl ki yukarıda olan ÇOK GİZLİ antlaşma ayyuka çıktıysa, herşey gün yüzüne çıkar ve TARİH HAK EDENİ YERLİ YERİNE otutturur...


Andam Haklısın İyi yazmışsın..

Çevrimdışı motun yabgu

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1566
Degerli andam sayin Dedem korkut asya,güzel yorumunuz icin kutlarim,yalniz arap soylu,sonradan olma,reisicumhur,ingilterede exeterde (ajan üniversitesi) okurken,iki sene kilisede namaz kildigi icin,yukaridaki,kilisedemi namaz kilsinlar,sözünüzden dolayi,umarim sizden davaci olmaz TTK
ÜZE TENGRI TEMÜR CIDA OKLAR BIRLE BIR BULUT

  BASBUGUMUZ TANRIKUTTUR TANRIKUTTUR

                       TANRIKUT.

Çevrimdışı DEDEM KORKUT_ASYA

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 145
Uslanmaz deli gönül...
Yar bildik Ülkü' yü,
Can bildik TÜRKLÜĞÜ...

Bizleri sukut içinde hayal etmesinler,
Gönlümüz ASYA'nın bozkırında DELİ KISRAK koşturur hala...

Çevrimdışı HanTengri

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 51
  • İL BASIMIS HÜLAGÜ HAN.
Başbuğ'un Samsuna çıkarken memleketin durumuna dair yaptığı tesbitlerin özeti.
Düşman devletler, Osmanlı devlet ve memleketine karşı maddî ve manevî saldırıya geçmişler. Onu yoketmeye ve paylaşmaya karar vermişler. Padişah ve halife olan zat, hayat ve rahatını kurtarabilecek çareden başka bir şey düşünmüyor. Hükûmeti de aynı durumda. Farkında olmadığı halde, başsız kalmış olan millet, karanlıklar ve belirsizlikler içinde olup bitecekleri beklemekte. Felâketin dehşet ve ağırlığını kavramaya başlayanlar, bulundukları çevreye ve alabildikleri etkilere göre kendilerince kurtuluş çaresi saydıkları tedbirlere başvurmakta... Ordu, ismi var cismi yok bir durumda. Komutanlar ve subaylar, I. Dünya Savaşı'nın bunca çile ve güçlükleriyle yorgun, vatanın parçalanmış olduğunu görmekle yürekleri kan ağlıyor; gözleri önünde derinleşen karanlık felâket uçurumu kenarında beyinleri bir çare, kurtuluş çaresi aramakla meşgul...

Burada pek önemli olan bir noktayı da belirtmeli ve açıklamalıyım. Millet ve ordu, Padişah ve Halife'nin hâinliğinden haberdar olmadığı gibi, o makama ve o makamda bulunana karşı asırların kökleştirdiği din ve gelenek, bağları dolayısıyla da içten gelerek boyun eğmekte ve sadık. Millet ve ordu bir yandan kurtuluş çaresi düşünürken bir yandan da yüzyıllardır süregelen bu alışkanlık dolayısıyla, kendinden önce, yüce hilâfet ve saltanat makamının kurtarılmasını ve dokunulmazlığını düşünüyor. Halifesiz ve padişahsız kurtuluşun anlamını kavrama yeteneğinde değil... Bu inanca aykırı bir düşünce ve görüş ileri süreceklerin vay haline! Derhal dinsiz, vatansız, hain ve istenmeyen kişi olur...

Diğer önemli bir noktayı da belirtmek gerekir. Kurtuluş çaresi ararken İngiltere, Fransa, İtalya gibi büyük devletleri gücendirmemek temel ilke olarak kabul edilmekte idi. Bu devletlerden yalnız biri ile bile başa çıkılamayacağı kuruntusu hemen bütün kafalarda yer etmişti. Osmanlı Devleti'nin yanında, koskoca Almanya, Avusturya - Macaristan varken hepsini birden yenip yerlere seren İtilâf kuvvetleri karşısında, yeniden onlarla çatışmaya varabilecek durumlara girmekten daha büyük mantıksızlık ve akılsızlık olamazdı.

Bu zihniyette olan yalnız halk değildi; özellikle seçkin ve aydın denen insanlar böyle düşünüyordu.

O halde, kurtuluş çaresi ararken iki şey söz konusu olmayacaktı. Önce, İtilâf Devletleri'ne karşı düşmanca tavır alınmayacak; sonra, Padişah ve Halife'ye canla başla bağlı ve sadık kalmak temel şart olacaktı.

Yukarida yazilanlarda NUTUK dan alintidir. Vahdettin'i anlamak için sağlığında osmanlının durumunu Özetle Ata'mızın anlatımıyla yukarıdaki gibidir. Memeleketin durumu bukadar net olarak özetlenmiş olması bize Vahdettin ve Efradının ne hallerde olduğunu açıkça göstermektedir.Hatta milletin içinde bulunduğu buhrandan da bahsetmistir. Kısaca işinin nekadar zor olduğunu anlatmaktadır Başbuğ. Hain veya bilmem ne diye tartışmak  Türkçü Başbuğ'un izinden giden bizlere sadece zaman kaybıdır. NUTUK okunmaz ise kaybedecek daha çok zamanımız olacaktır.
Avşar beğin tesbitleride ayrıca takdire şayandır.
Esenlikler.
İL BASIMIZ HÜLAGÜ HAN, İLHANIMIS HÜLAGÜ HAN, JERDE AYITTI KÖKTE AYITTI, ŞIKIP KETTİ HÜLAGÜ HAN

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2239
Başbuğ Atatürk’ün kurduğu laik Türkiye Cumhuriyeti, Türk Milli Kimliği esasına dayalı, milli bir devlettir.
Osmanlı ise çok uluslu ve ümmet anlayışına sahip bir devlet olup, Osmanlı padişahları aynı zamanda, İslam aleminin manevi otoritesi kabul edilen halifelik vasfına da sahiptiler.
Günümüzde başta etnik döküntüler olmak üzere, ümmetçiler, şeriat özlemi içerisinde olanlar, Türk Milli varlığına ve hakimiyetine açıkça karşı çıkamayanlar, laiklik karşıtları, Başbuğ Atatürk’ü kıskananlar  ve benzerleri gibi karşı cephede bulunanlar, açıkça Cumhuriyete ve Atatürk’e karşı gelmeye cesaret edemedikleri için Vahdettin ve son halife Abdülmecit üzerinden bir nevi deneme atışı yapmaktadır.
Bunu yaparken öylesine usta ve sinsi hareket ederler ki, Atatürk’ü ve Milli Mücadeleyi çok iyi bilmeyen kişileri kolaylıkla aldatabilip, Vahdettin’i ve Osmanlı hanedanını Cumhuriyet rejiminin haksız yere mağdur edip, hainlikle suçladığı masum kişiler olarak göstermeye çalışırlar.
Bu gizli irticacıların ve Atatürk ve laik Cumhuriyet düşmanlarının meşhur zırvaları vardır. Bu zırvalara göre güya Atatürk’ü Anadolu hareketini başlatmak üzere, yüklü miktarda altın vererek görevlendiren kişi Vahdettin’dir.
Aynı mantığın devamı olan bir başka zırva ise, güya kurtuluşu mümkün olmayan Osmanlının bu mukadder sonundan hiç olmazsa yeni bir Türk devletinin çıkması için Vahdettin’in gönüllü olarak hain gösterilmeyi ( güya işgalcileri aldatmak için oluyormuş) istediği şeklindedir ki, çizilen bu Vahdettin portresi derin ve gösterişten uzak gerçek bir vatansever insan olduğunu amaçlayarak, böylesine büyük bir vatansever şahsın Atatürk tarafından dışlanması mantığını kurup, bilinç altlarında Atatürk’ün ahde vefasızlığının ve asıl ihanetçiliğin temelleri atılmak istenir.
İşte cumhuriyet ve Atatürk düşmanları böylesine sinsi, kurnaz ve Vahdettin için  bilinç altı sempati alanı oluşturmaya yönelik olarak çalışmaktadır.
Elbetteki amaç Vahdettin’i temize çıkartmak değildir. Amaç yukarıda da ifade edildiği gibi yeni kurulan devletin Türk Milli kimliğine ve hakimiyetine dayalı olan yapısıdır.
Bu yeni devlet yapısında ümmetçilik, etnik yapılanma, din ticareti vs. yapılamamakta, bu kısıtlamalar  etnik döküntülerin, ümmet özlemcilerinin ve Türkiye üzerinde hesabı olan emperyalistlerin işine gelmemektedir.
Isıtılıp soğutulup ortaya sürülen bu ve benzeri iddialar tamamen Türk Devletinden ve laik cumhuriyet rejiminden gedik açma girişimleridir.

Hadi varsayalım ki- asla öyle bir şey yokta- Vahdettin iddia edildiği gibi Atatürk’ü gizlice görevlendirmiş, finanse edip, Türk Milleti ve devletinin geleceği için kendisinin hain ilan edilmesine razı olacak kadar vatansever olsun. Biraz yukarıda Çağrıbey andamızın eklediği belge, henüz hain ilan edildiği zamanlarda ortada yoktu ve anlaşıldığı gibi ta ki 1952 yılında ortaya çıkmıştır. 1952 de açıklanan bu belge bile tek başına Vahdettin’in ihanetini kanıtlamaya yeterli bir delildir.
Sonuç itibariyle Vahdettin tartışması, cumhuriyete ve Atatürk’e direk ve açık olarak saldıramayan gizli Türklük düşmanlarının adi ve alçak bir taktiğinden ibarettir.
Bütün Türk çocukları genel Türk tarihini ve özellikle de Başbuğ önderliğinde verilen Türk Milli Mücadelesini ve büyük Türk aydınlanmasını, ezbere bilecek kadar okuyup, öğrenmelidir.

TTK.
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimdışı motun yabgu

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1566
 Ata'ya 'Zaman oyunu' �
Atatürk, Anadolu topraklarında İngiliz idaresinde bir vali olarak çalışmayı teklif etti�

Zaman Gazetesi yazarı, Daily Mail muhabirinin tartışılacak iddiasını kaleme aldı

İŞTE KİTAPTAN İDDİALAR

TARİHÇİLER NE DEDİ?

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu, Yazar Mustafa Armağan dünkü Zaman Gazetesi�nde yayınlanan yorumunda, Atatürk�ün 14 Kasım 1918�de Britanya resmi makamlarına �Anadolu topraklarında İngiliz idaresinde bir vali olarak çalışmayı teklif ettiğini� yazdı. Bu bilgiyi İngiliz Daily Mail Gazetesi�nin muhabiri G. Ward Price�in hatıralarını yazdığı, �Extra-Special Correspondent� (Çok Özel Yazışmalar) adlı kitabından aldığını belirtti.

Kitapta Atatürk�le ilgili anlatımları �Kim kahraman, kim hain?� başlığıyla aktaran Armağan, Atatürk�ün Price�in hatıratındaki beyanatıyla �vatan haini� olarak görülebileceğini ima etti. Armağan �Şimdi söyleyin bakalım İngilizler�le bağlantı kurmak vatan hainliği sayılabilir miymiş?� diye de sordu. Tarihçilere bu soruyu değil ama, Atatürk�ün İngiliz mandasında bir vali olmak istediğine ilişkin �hatıratlar� da değil �belgelerde� bir kayıt olup olmadığını sorduk.


       Buyrun zaman pecetesinin,yeni bir serefsizlik örnegi,ulu öndere yapilan iftiralar bitecek gibi degil,isin en kötü tarafi,bu milletin yarisindan fazlasinin,dini duygularinin istismar edilerek bu yalanlara inanmasi,inandirilmaya calisilmasi.Bunun engellenmemesi halinde,yeni nesillerin,Atatürk düsmani yetismesi,kacinilmaz olacaktir.Bunun yöntemleri bellidir,oluk oluk pis kanlarini akitmaktan,son serefsize kadar,imha etmekten baska,cikar yol yoktur.TTK
ÜZE TENGRI TEMÜR CIDA OKLAR BIRLE BIR BULUT

  BASBUGUMUZ TANRIKUTTUR TANRIKUTTUR

                       TANRIKUT.

Çevrimdışı TiginNoyan

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 549
  • Inançu Apa Yargan Tarkan Köl Tigin
    • Steppe History Forum
Ynt: VAHDETTİN HAİN MİYDİ ? YOKSA VATANSEVER MİYDİ ?
« Yanıtla #16 : 02 Aralık 2007 »
Bu heriften zerre hazzetmezdim, şimdi tümden nefret ediyorum.


Türük Oguz begleri bodun eşid: üze teŋri basmasar asra yir telinmeser Türük Bodun iliŋin törügün kim artatı utaçı erti? Türük Bodun ertin, ökün!