Uğurlu ve kutlu olsun!
Türkiye'de kullanılan latin abaçasına ilaveten Türk dilinin işleyişini ve dolayısıyla da gelişmesini sağlayacak 5 yeni harf eklenmiş. Bu harfler Azerbaycan'da kullanılmaktaydı.
İlaveten Osmanlı Türkçesinde ki ﮔ gef ve ﯕ sağır kef, nazal ne seslerini verecek harfler de eklenerek toplam 36 harf olması gerekiyor.
Daha önceden Ortak Türkçenin oluşturulmasıyla ilgili çok ciddi çalışmalar yapılmıştı.
Üstüne kona kona bir noktaya geldi.
En doğru ve sağlıklı yol ve yöntem de bu. Zira dil zorlama kabûl etmez.
Emeği geçen herkese minnettar ve müteşekkiriz.

Konuyla ilgili otağımızda yer alan: TÜRK DÜNYASINDA ORTAK DİLİN OLUŞTURULMASI (Ortak Türkçe’nin Temel İlkeleri) adlı konu başlığı incelenebilir.

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

İzmir Valiliği, İzmir'in ve Türkiye'nin Kurtuluş günü olan 9 Eylül'de, Solo TÜRK ve TÜRK Yıldızlarının İzmir semalarında gösteri uçuşu yapmasını, programa almayarak, dolaylı olarak, uçmasına izin vermedi.

Adam Türkiye Cumhuriyetinin İzmir valisi mi, yoksa Yunanistan'ın Atina valisi mi belli değil.
Türk düşmanlığı, ta hücrelerine, işlemiş.

Açık ve gizli bütün düşmanlara inat zaferimiz ve 9 Eylül Kurtuluş Günümüz kutlu olsun!

Ne mutlu, Türk doğup Türk gibi Yaşayana.
Saygılarımla.
Çağrıbey.

Harp okullarını birincilikle bitiren kızlarımızı ve tören sonrası mezunların yaptığı kılıç çekme ve Mustafa Kemâlin Askerleriyiz vurgulu yeminlerini, ilk önce, destekleyen Bahçeli birden bire çark edip, yaylım ateşine başlamıştır.

Şaşırdık mı?
-HAYIR!
Bahçeli'dir, ne yapsa yeridir.

Hz Ali:
En tehlikeli düşman, bize benzeyip de, bizden olmayandır.
Sözleriyle, bu tipleri, tarif etmektedir.

Münafıklık, son tahlilde, inkarcılığa/şirke/küfre denktir.
Eski büyükler kafirin küfrünü, münafığın nifakından evhan görmüşlerdir.
Zira kafir küfrünü aleniyetle yapar ve buna karşı önlem alınır, ama münafık gizli yaptığı için hemen farkedilmez ve önlem almakta geç kalındığı için daha büyük zararlar verir.

Yüce Yaradan, Türk Milletini, münafıkların nifakından korusun!

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

Casusların sayısından bahsetmiyorum bile ama potansiyel siyasi ve sosyal riskler çok büyük olacak. İnsanların inançlarını ve psikolojilerini büyük ölçüde etkiler.

İstanbul, 13 Kasım 1918'den, 6 Ekim 1923'e kadar; 4 yıl, 10 ay, 23 gün İngiliz işgali altında kaldı.

Bu süreçte, uzun zaman; ezan okunmadı, camilerin çoğu kapatıldı ve ibadetler kısıtlandı.

Irz ve namus tecavüzlerini yazmaya, edebimiz elvermiyor.

Ne hikmetse, diyanet koltuğunu gaspeden, tescilli fetöcü, Pontus Ali ve avanesi bu süreçten, hiç bahsetmez.

Tescilli fetöcü, Pontus Ali'nin ağzından, o kötü günlere ve o kötülükleri icra eden İngilizlere karşı, bir tek, kem söz duymadık.

Ama İstanbul'u işgalden kurtaran Atatürk'e demediğini bırakmadı.

Yoksa, tescilli fetöcü Pontus Ali'nin, Atatürk'e öfkesi, İstanbul'u, İngiliz işgalinden, kurtardığı için mi?

Acaba, tescilli fetöcü Pontus Ali'ye; İngiliz uşağı, fetöcü, Pontus Ali mi demeliyiz?

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!