Son İletiler

Sayfa: 1 ... 5 6 7 8 9 [10]
91
Şeyh' ül İslâm Mustafa Sabri; Yunanistana kaçtı. Türklükten istifa ettim, Mustafa Kemâl yahudi, dedi.

Şeyh Nazım Kıbrısi; İngiltereye yerleşti, tarikat kurdu. Prens Charles doğuştan sünnetli, Atatürk Müslüman değil dedi.

Cemalettin Kaplan; Almanyada hilafet ilan etti. TC yıkılacak, Atatürk kafirdir dedi.

Fetö; Amerika'ya yerleşti,Türk ordusuna kumpas kurdu, laiklik dinsizlik, Atatürk deccal dedi.

Fesli deli ve hacc parası dolandırıcısı Kadir Mısıroğlu; keşke Yunan kazansaydı, dedi.

Bütün bunlardan, daha elim ve vahim olanı, hâlâ bu hainlere inanan ve din adamı olarak gören, yüzbinlerce mankurtun olmasıdır.

Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla...
Çağrıbey
92
GÜNCEL / Ynt: SOKAK HAYVANLARININ KATLİNE FERMAN VERENLER!
« Son İleti Gönderen: Çağrıbey 17 Ağustos 2024 »
Yerde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki; onlar da sizin gibi bir ümmet olmasınlar.

En'am Sûresi - Ayet 38

Sokak hayvanlarının katli için yasa çıkartanlar, Kur'an'ın bu hükmünü bilmiyorlarsa, Kur'an'ın deyimiyle, -zır cahiller- şayet bilerek yapıyorlarsa, alenen, Yaradan'a karşı çıkıyorlar.

Kısırlaştırarak, barınaklarda, kontrolü sağlamak varken, bu günahsız hayvanlara karşı, katliam yapmak niye?

Hani, yaratılanı, Yaradan'dan ötürü, seviyorduk?

Çekin ellerinizi, Yaradan'ın, konuşamayan mü'minlerinin üzerinden!

Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla...
Çağrıbey
93
GÜNCEL / Ynt: LGBT MESELESİ
« Son İleti Gönderen: Üçoklu Börü Kam 16 Ağustos 2024 »
Türkler; doğayla barışık, yaratılış kanunlarına saygılı, üstün ahlâki değerlere sahip bir millettir.
Türk ahlâki; aileyi, doğayı, nesli, toplumsal barışı ve kişi hak ve özgürlüklerini koruyan, geliştiren ve yaşatan bir sistemdir.
Yaratılış yasalarına aykırı ve Türk töresine uygun olmayan hiç bir davranışı onaylamaz.
Zinayı ağır suç, evli kadına ilişmeyi idam sebebi sayan, her türlü çarpık ve ensest ilişkiyi şiddetle cezalandıran bir ahlak normuna sahip Türk Milletinin davasını güden biz Türkçülerin bunun dışında bir düşüncesi olamaz.
Demokrasi, fikir ve düşünce özgürlüğü vb. bir takım argumanlara sığınılarak ileri sürülen davranış bozukluklarını ve cinsel tercihleri olumlu bulmuyor, toplum ahlâkını dejenere eden bu davranışların gerekli yasal düzenlemeler yapılarak devlet tarafından disipline edilmesini öngörüyoruz.
Burada bir farkı ve özel durumu ayırmak gerekir. Şöyle ki:
Bazı şahısların yaratılıştan cinsel eğilimleri farklı olabilmektedir. Bu istisnai durumu görmezden gelemeyiz. Bunun gibi istisnai hallerin çözümünü de yine yasal düzenleme ve devlet eliyle yapmak gerekir.
Konu hassas ve istismara çok açık.
O nedenle ölçülü ve dikkatli olmak ve uzlaşmacı bir dil kullanmak zorundayız.

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
94
GÜNCEL / Ynt: Filistin İçin Ağıt Yakanlara Kapak Olsun!
« Son İleti Gönderen: Üçoklu Börü Kam 16 Ağustos 2024 »
Buna arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.

Türk Atasözü

Türklere karşı; Kıbrıs'ta Rumların, Azerbaycan Karabağ'da Ermenilerin, Doğu Türkistan'da, Uygurlara soykırım yapan, Çin'in yanında yer alan, PKK/PYD destekçisi, Filistin devlet başkanı Mahmut ABBAS, TBMM'de, konuşma yapacakmış.

Kıbrıs'ta, Makarios'un mezarına çelenk koyan bu şahsın, İsrail başbakanının cenazesine katılmak gibi bir haysiyetsizliği de vardır.

Birileri CİBİLLİYETSİZ arıyordu.
Alın size CİBİLLİYETSİZ'in daniskası.

Sahi, böyle bir CİBİLLİYETSİZ'i TBMM'de, Atatürk'ün kürsüsünde, konuşturmak, hangi sıfatı hak ediyor?

Kararı, temiz vicdanlara bırakalım.

Gerçek olan şudur ki:

Pis bardaktan, temiz su içilmez!

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
95
GÜNCEL / LGBT MESELESİ
« Son İleti Gönderen: ARTUK 14 Ağustos 2024 »
Türkçüler olarak LGBT meselesine bakışınızı sormak istiyorum. LGBT bireylerin toplum tarafından kabul görmesi için yürütülen bir hareket var ve bu hareket ülkemizde de gün geçtikçe daha fazla taraftar topluyor. Eskiden toplum baskısı nedeniyle ibneliğini gizleyenler günümüzde cesurlaştı ve açıkça ''velev ki ibneyiz'' dövizi açabiliyor. Günümüz bilimi eşcinselliği bir hastalık olarak görmüyor. Madem ki eşcinseller var o halde eşcinsel dürtüleri ile toplumda yaşamalarının belirli koşulları olması gerek zira hasta sayılmasalar bile normal olduklarını da söyleyemeyiz. Eşcinsellerin bu toplumda yaşayabilmelerinin koşulu ise aseksüel olmaları olmalıdır. Yani seksüellikten uzak bir hayat yaşamalılar. Meslekleri neyse onu icra etmeli ve sosyal hayatta aktif olmalılar. Çekirdek aile dediğin bir anne bir baba ve çocuklardan oluşur. Ancak eşcinsel bireylerin aile olması mümkün değildir. Çünkü biyolojik olarak kadın olmayan bir bireyin anne olmasını ve örnek bir ebeveyn olmasını kimse bekleyemez. Zaten böyle bir ilişkiye karı koca ilişkisi de diyemeyiz. Şimdi bu gerçekler ortadayken politik doğruculuk uğruna ve sözde çağdaş toplum algısı uğruna lgbt hareketini savunacak değilim. LGBT konusunun Türkçülüğün öncelikli konularından biri olmadığını ben de biliyorum fakat kabul edin ya da etmeyin Türk ailesinin geleceğini korumak için önemli bir konudur. Herkes fikirlerini beyan edebilir ancak unutulmasın ki Türk kültürünü koruyacaksak önce aileyi korumalıyız!
96
Bu vatanın adı Türkiye, burada yaşayan milletin adı Türk Milleti, dilimiz de Türkçe'dir.

Tarihten ders almayanların, millet kavramını çeşitlendirme hevesleri, her zaman, hayal kırıklığı ve hüsran ile sonuçlanmıştır.

Gâzi Başbuğ Atatürk gibi, büyük bir gururla;

Ne mutlu Türk’üm Diyene!

Diyoruz.

Çünki biz, hep birlikte, Türk Milleti'yiz!

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
97
Din tüccarı albızın/şeytanın yeryüzündeki en sadık hizmetçisidir.

Pir-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevi

Yıl 1150 yani günümüzden 874 yıl önce!

Ulu pirimize; rahmet, minnet ve saygılar olsun...

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
98
GÜNCEL / Ynt: Filistin İçin Ağıt Yakanlara Kapak Olsun!
« Son İleti Gönderen: Üçoklu Börü Kam 13 Ağustos 2024 »


Bazı arkadaşlar yahudi malllarını almayalım diye yüzlerce markanın listesini yollamışlar.
Bir tanesinin resmini yukarıda paylaştım.

Listeyi şöyle bir inceleyince geriye; evdeki bulgur, bahçedeki domates, kümesteki tavuk, mangaldaki kül kalıyor.

Siyonist mallarının, uzun uzadıya listesini yapmak yerine, Müslüman mallarının listesini yapsak daha kolay olurdu.
Tabii listesi yapılacak kadar Müslüman üretimi varsa!?

Bu manzara bile Müslümanlarının pür melâl halinin resmidir.

Müslümanlar önce; aklıyla barışıp, dine sokuşturulmuş hurâfelerden ve hurafe yayan şeytan evliyaların tasallutundan kurtulup, Adetulllah'a, yani; akla, düşünceye, bilime, fenne, teknolojiye sarılarak, fiili duasını yerine getirmedikçe, Yaradan'a talimat vermekten başka hiçbir anlam taşımayan, kavli duasıyla bir sonuç alamayacak, onca lanet ve bedduaya rağmen haçlı da, siyonist de var olmaya, kullandığı aklı ve sahip olduğu bilim ve fenle daha da güçlenerek, Müslümanları; katletmeye, aşağılamaya ve sömürmeye devam edecektir.

Kur'an'dan habersiz, peygamberi tanımayan, tevhidin içeriğini kavrayamamış, yaratılışın sırrını çözememiş Müslümanlar; tembellik, korkaklık ve acziyetlerini Mehdi bekleyerek, gizlemekten başka bir şey yapmıyorlar.

İslâmın aydınlık düşünceli evladı Aliya İzzetbegoviç:
_Mehdi bizim tembelliğimizin adıdır veya sıkıntılar ve sorunların ağırlığı, imkanlar ve mücadele, vasıtalarla kıyaslanamayacak derecede büyük olduğunda, güçsüzlüğümüzden büyüyen yalancı bir umuttur._
Diyerek Müslümanlarının; ruh, düşünce ve psikolojik yapısının MR'ını çekmiştir.

Dünyanın en zengin 500 kişisi arasında yer alan şahısların kahır ekseriyesi Müslüman ülkelerin yöneticileridir.
Bu dolar milyarderi liderlerin yönettiği ülkelerin, yine kahır ekseriyesi, açlıktan ölümlerin olduğu ülkelerdir.

Dini hurafelerden ve hurafecilerden temizleyerek;  inanış, düşünüş ve yaşayışı Kur'ani ve Nebevi çizgiye çeken Gâzi Mustafa Kemâl ATATÜRK ne diyordu?
Buğdayını, sütünü, etini, bilimini ve sanatını kendin ürettiğin sürece özgürsün!

Şimdi iğneyi kendimize batıralım ve can alıcı soruyu soralım!

Müslümanlar; bilimin, fennin, sanatın, teknolojinin, üretimin neresinde?

İki milyarlık İslâm aleminin dünya ekonomisine sağladığı katma değer; % 8 iken, 90 milyon nüfuslu Almanya'nın, dünya ekonomisine sağladığı katma değer, tek başına, % 13,8 dir.

Gerçek bu ve gerisi laf-ı güzaf.

Özelde Türk Milleti, genelde İslâm Âlemi ışığını yitirmiştir.

O ışık; akıldır, fikirdir, düşüncedir, bilimdir, teknolojidir, fendir ve bütün bunların doğal sonucu olan; çalışkanlıktır, verimliliktir, üretimdir.

İstanbul'u fetheden kutlu Türk Başbuğ'u Fatih Sultan Mehmet; antik Latince dahil, yedi dil biliyor, fizik, kimya, astronomi, mekanik, edebiyat ve daha bir çok bilim dalında ,mühendislik düzeyinde, bilgiye sahip, şair, edebiyatçı, en önemlisi de, şayet ben işimi ehil kişilerle değil de sevdiklerimle yapsaydım İstanbul'u fethedemezdim diyerek, liyakati esas aldığını beyan ediyordu.
 
Aynı şekilde, yüz yıl önce üzerimize çullanan haçlı batıyı, 1400 yıl önce, Bedir'de;  Bu İslâmın ilk ordusudur, bizi muzaffer kıl diye Yaradan'a yakaran Kutlu Nebi'nin duasına nazire yaparak: Bu İslâmın son ordusudur, bizleri muzaffer eyle! diye yakaran Türklüğün; tunç yürekli, bükülmez bilekli, çelik iradeli Bozkurt oğlu son Başbuğ Gâzi Mustafa Kemâl'de; 6 dil biliyor, kitap yazacak düzeyde; coğrafya, mekanik, fizik, matematik, geometri, astronomi, tarih, felsefe ve lugat bilgisine sahip, antik çağ bilgelerinin eserleri de dahil olmak üzere, dörtbinin üzerinde kaynak kitabı, sindire sindire, okumuştu.

Yani İstanbul'u fethederek, Türklüğün onurunu arşı âlâya çıkartıp, haçlının kalbine, acısı mahşere dek çıkmayacak olan, hançer saplayan Fatih de, yine haçlı, bin yıllık rüyamı gerçekleştirdim dediği anda, insanlık tarihinin en onurlu direnişi olan Millî Mücadeleyi başlatarak, mazlûm milletlere ilhâm kaynağı olan Atatürk de; aklın, bilimin, fennin, yani Adetulllah'ın/Sünnetullah'ın çizgisindeydi.
 
Her ikisi de hurafeleri çöpe atmış, şeytan evliyalarının yalanlarını bozup, itibarını alaşağı ederek, İslâmı Kur'ani ve Nebevi çizgisine döndürmüştü.

Ve ne acıdır ki, her ikisi de, şeytan evliyalarınca; din düşmanı ve hatta kafir ve gizli Hristiyan ve Yahudi olarak bile suçlandı.

Durum bundan ibaret.

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
99
Totaliter rejimler, kendi yalanlarının tutsağıdır!

Her şeyi tahrif eder, değiştirir.
Geçmişi de, bugünü de, geleceği de, istatistikleri de.

Bireyler bütün bu yalanlara inanmak zorunda değillerdir. Ancak inanıyormuş gibi yapmak kendi haklarında daha hayırlı olur.
Bu nedenle, kendi içlerinde yalanı kabul etmeseler de, yalanda yaşamak zorundadırlar.

Bireyin ayaklar altına alınması, onun nihai kurtuluşu olarak ilan edilir

Vaclav Havel- Eski Çek Cumhurbaşkanı

Ne kadar tanıdık, bir Türkiye manzarası, değil mi?

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
100
İrtica, saltanatını, bir ülkenin eğitimini ele geçirerek kurar ve böylece kökleşir, kalır.
Okullarda beyinleri yıkanan genç kuşaklar yönetimde görev aldıkları zaman, ülke çıkarlarının değil, kendilerini eğitenlerin sözcüleri olacaklardır.


Émile François Zola - Germinal

Ne kadar tanıdık bir Türkiye manzarası değil mi?

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin?
Sayfa: 1 ... 5 6 7 8 9 [10]