Türkçü Turancı Otağ

GENEL KONULAR OTAĞI => GÜNCEL => Tarihte Bugün => Konuyu başlatan: Kurtcebe Noyan - 24 Kasım 2007

Başlık: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: Kurtcebe Noyan - 24 Kasım 2007
(http://www.hunturk.net/forum/rsm/basogretmen-1195889070.gif) (http://www.hunturk.net)


(http://www.hunturk.net/forum/rsm/basogretmen1-1195889340.jpg) (http://www.hunturk.net)


Başbuğ Ata'mız bakın, öğretmene ve eğitime, ne denli önem vermiş?

Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan topluluğunun en fedakar ve muhterem unsurlarıdır.

Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir.

Muallimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakar muallim ve mürebbilerini sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.

Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder.

Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bur millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır.

Öğretmenler! Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.

Bir millet eğitim ordusuna sahip olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak eğitim ordusuyla mümkündür.

Öğretmenler; Cumhuriyetin fedakar öğretmen ve eğitimcileri, yeni nesli sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin beceriniz ve fedakarlığınızın derecesiyle orantılı olacaktır. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister. Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir... Sizin başarınız Cumhuriyetin başarısı olacaktır.


Bu gün 24 Kasım öğretmenler günü. Aynı zamanda Başbuğ Ata'mıza Başöğretmenlik ünvanın verilişinin 78. yılı. Başta Bağöğretmen Atatürk olmak üzere elleri öpülesi öğretmenlerimizin bu özel gününü kutlar, aramızdan ayrılanları rahmet ve minnetle yad eder, hayatta olanlara da sağlıklı ve uzun ömürler dileriz.

Tanrı Türk'ü Korusun
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: tungatonyukuk - 24 Kasım 2007
İlk Olarak Başbuğ Atatürk'ün Öğretmenler gününü sonra ise öğretmen olan bozkurt babamın Öğretmenler gününü kutlarım..

Bütün Türk Öğretmenlerinin Öğretmen günü Türk Acun una Kutlu olsun..

Esenlikler Dilerim

Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: TÜRK-KAN - 24 Kasım 2007
(http://img519.imageshack.us/img519/4518/trklerinanayurduac4.jpg) (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2ltYWdlc2hhY2sudXM=)

Silahla olduğu gibi kafayla da savaşım zorunda olan ulusumuzun birincisinde gösterdiği üstünlüğü ikincisinde de göstereceğinden hiç kuşkum yoktur. Ulusumuzun temiz yaradılışı nice yeteneklerle doludur. Ancak bu doğadan gelen yetenekleri geliştirecek yordamlarla donatılmış vatandaşlar gereklidir. Bu görev sizlere (öğretmenlere) düşüyor.

M.Kemal Atatür

 Baş Öğretmenimimiz olan YÜCE BAŞBUĞ ATATÜRK'ün ve onun izinden giderek BÜYÜK TÜRK MİLLETİ'ne fikri hür, irfanı hür nesiller yetiştiren bütün Öğretmenlerimizin, Öğretmenler Gününü kutlarız.


Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: Temir Yalıg - 24 Kasım 2007
Yüce Başbuğ Atatürk'ün ve onun izinden giden bütün Cumhuriyet Öğretmenlerinin bu anlamlı günü kutlu olsun.
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: ÇEPNİ FİRUZ - 24 Kasım 2007
Baş öğretmen Atatürk ve Cumhuriyet ilke'lerine bağlı tüm Türk ve Türk'çü mensubu Öğretmenlerimizin bu anlamlı gününü canı gönülden kutlarım.
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 24 Kasım 2007
Türk Milletinin Başöğretmeni Başbuğ Atatürk'ün, yolundan giden bütün öğretmenlerimizin, öğretmenler günü, kutlu olsun.

TTK
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: motun yabgu - 24 Kasım 2007
Soyca,katisiksiz Türk olan,ögretmenlerimizin bayrami kutlu olsun TTK
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: Kurtkaya - 24 Kasım 2007
Başöğretmen Gazi M. Kemal Atatürk'ü ve Türk gençliğinin ileri, çağdaş ve hür vicdanlı kişiler olarak yetişmesine katkıda bulunmuş olan Türk Soylu öğretmenlerimizi saygıyla anarım.
Aramızdan ayrılanları rahmet ve minnetle yad eder, hayatta olanllara da sağlık, mutluluk ve esenlikler dilerim.
24 Kasım Öğretmenler Günü kutlu olsun.

Tanrı Yüce Türk'ünü Korusun.
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: TiginNoyan - 26 Kasım 2007
Öğretmenler Günü kutlu olsun.
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: YALNIZKURTKARAGÜLLE - 23 Kasım 2011
24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ (E.Astsb.Ayhan BAYIRLI kaleminden)
 
Bu gün kendimin de BİR ZAMANLAR tank silah kurulu öğretmeni olmam sebebiyle(şimdinin emeklisi)benim için daha bir önem arz etmektedir.
 
Aslına bakarsak gerçek öğretmenlerimiz hayatımızın her alanında olan ve bir an olsun sağ oldukları müddetçe yanımızdan ayrılmayan gölge gibi takip eden anne ve babalardır.
 
Bunun yanında önceliği olan ve hatırlananlarsa ilk ve orta öğretim deki öğretmenlerimizdir.
 
Onlara birer lakap da takar aklımızda kalmasını sağlardık.
Ama hepsinin bir anısı vardır öğretim hayatımızda.
 
Arar mıyız veya nereye kadar o biraz şüpheli!
 
Birde yüksek okul zamanlarımız da esas hayatımızın olağan akışından farklı yerlere bizi getirecek olan öğretim görevlilerimiz dekanlarımız da vardır.
 
Bu kişilerde işimiz düştüğünde aranan olmaktan öte geçmezler.
(aynı millet mektepleri kanununda Dr Mustafa Albayrak'a işimiz düştüğü gibi)
 
Biz askerlerin ise hayatlarında daha farklı bir süreçte olan askeri öğretmenler vardır.
Daha ziyade bu süreç şimdilerde Astsb MYO’LARI, Subaylar için askeri lise ve Harp okulu ve genelde hepsi için  sınıf okulları olarak tanımlanabilir.
Konumu ismi veya yeri neresi olursa olsun mutlaka bizlere bir şeyler veren ve öğreten öğretmenlerimiz bugün ülkemizin çeşitli noktalarında fedakarca bir şeyler vermenin hazzını yaşıyorlar.
Onların elleri öpülmeyecekte kimin eli öpülecek.
İşte bu duygu ve düşüncelerle bizlerin hayatında hep var olmaya devam eden öğretmenlerimizin 24 Kasım öğretmenler gününü en içten dileklerimle kutlar
 
saygılar sunarım.
 
Atatürk'ün 100. Doğum yıldönümü 1981 yılında, 24 Kasımın her yıl Öğretmenler Günü olarak kutlanması kararlaştırıldı.
 
Atatürk, Ulus Okulları dediğimiz Millet Mektepleri'nde yazı tahtasının başına geçerek dersler verdi. Bakanlar kurulu 11.11.1928 günü yaptığı toplantıda Ata'ya Ulus Okullar Başöğretmenliği sanını verdi. 24 Kasım Atatürk'ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür.
Öğrencileri, öğretmenleri, okulu çok seven Atatürk yurt gezilerinde okullara uğrardı. Sınıflara girer, sıralara oturur, ders dinlerdi. Öğrencilere sorular sorardı. Öğretmenlerle konuşur, her yerde öğretmenliğin üstün bir meslek olduğunu anlatırdı.
 
I. Millet Mektepleri Talimatnamesi
Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati Bey’in hazırladığı “Millet Mektepleri Talimatnamesi” (Yönetmeliği) 11 Kasım 1928’de Bakanlar Kurulu’nda onaylandı ve 7284 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 24 Kasım 1928’de Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla yürürlüğe girdi.
Yönetmeliğe göre daha önce okuma yazma bilsin bilmesin 16-30 yaş arası her Türk vatandaşının kurulacak Millet Mektepleri’nde kurs görmesi zorunlu idi. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk bu okulların Genel Başkanlığını ve “Başöğretmenliği”ni üstlendi (Bu nedenle 1981’de 24 Kasım günü “Öğretmenler Günü” olarak ilan edilmiştir) . Kadın erkek her Türk vatandaşı da bu kurumun üyesi ve yardımcı organı kabul edildi.
52 maddeden oluşan yönetmelikte okulların amacı, öğretim, derslere devam şartları, dershaneler için harcanacak paranın sağlanması, propaganda için basının kullanılması, başarılı olan¬lara verilecek belgeler belirtilmişti
 
II. Millet Mektepleri Talimatnamesi
Yönetmelik, bir yıllık uygulama süresinden sonra değişikliklere uğradı[2]. 22 Eylül 1929’da yayınlanan yeni yönetmeliğe göre millet mekteplerinde vatandaşlara okuma-yazma öğretmenin yanı sıra hayat ve maişetlerinin (geçimlerinin) ve vatandaşlık sıfatlarının gerektirdiği ana bilgilerin verilmesi amaçlanmıştır.
 
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: YALNIZKURTKARAGÜLLE - 23 Kasım 2011
7284 SAYILI MİLLET MEKTEPLERİ KARARNAMESİ(SADECE BİRİNCİ SAYFA)

(https://fbcdn-sphotos-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash4/374724_274191159290564_100000990478002_769485_2027533690_n.jpg)

Dr. Mustafa Albayrak 'ın Yukarıda Eklediğim 24 Kasım 1928 TARİHLİ RESMİ GAZETE İÇERSİNDE GEÇEN Kararname ile ilgili makalesi
 
Osmanlı İmparatorluğu döneminde göz ardı edilen konulardan biri de eğitim olmuş, özellikle imparatorluğun son dönemlerine doğru, öteki işlerde olduğu gibi, bu konuda önemli bir çalışma yapılmamıştır. Bu ihmalin bir sonucu olarak bu olumsuzluklardan önemli bir bölümü Cumhuriyet’e de yansımıştır. Kendisi savaştan sonra çok daha büyük sorunların beklediğini bilen Mustafa Kemal (Atatürk), Sakarya Savaşı öncesinde, 16 Temmuz 1921 tarihinde toplanan Eğitim Kongresi’nde yaptığı konuşmada, bu noktaya değinerek, “Silahıyla olduğu gibi dimağıyla de mücadele mecburiyetinde olan milletimizin, birincisinde gösterdiği kudreti ikincisinde de göstereceğine asla şüphem yoktur” diyerek, bu noktaya işaret etmek istemişti.
 
 
Savaşın kazanılmasından sonra, kendisine “şimdi ne yapmak isterdiniz?” diye sorulduğu zaman, “Maarif Vekili olarak milli irfanı yükseltmek en büyük emelimdir.” diye yanıt vermişti. Atatürk “mektep”le ilgili görüşlerini açıklarken de şunları söylemişti;
“İlim ve fen teşebbüsatının merkezi faaliyeti ise mekteptir. Binaenaleyh mektep lazımdır. Mektep namını hep beraber hürmetle, tazimle zikredelim. Mektep genç dimağlara, insanlığa hürmeti, millet ve memlekete muhabbeti, şerefi istiklali öğretir... İstiklal tehlikeye düştüğü zaman onu kurtarmak için, takibi muvafık olan en samimi yolu belirtir... Bunu temin eden mekteptir.”
 
Atatürk, eğitimde rasyonel düşünceyi, eğitimin kişiye uygulamada sağlayacağı yararları gözler önüne sererken, bilimin tek yol gösterici olması gereği üzerinde durmuş, bu yöntemle özgür düşünceye sahip, yaratıcı, barışçıl, üretici demokrat insanların yetiştirilebileceği kanısına sahip olmuştur ki; bu amaç ve yöntem bilgi toplumuna ulaşmanın en kısa, en sağlıklı yoludur. Mustafa Kemal’e göre; bunu sağlamak için, öncelikle bilmezliğin ortadan kaldırılması, halka okuma-yazmanın yanı sıra ulusunu, yurdunu, dünyasını tanıtacak kadar tarihi, coğrafi ve ahlaki bilgiler verilmesi ve matematik esaslarının öğretilmesi gerekmektedir. Atatürk, “bir ulusun gerçek kurtuluşunun eğitim işlerinde başarılı olmakla”, olabileceğini savunmuş ve “eğitim programlarının toplumsal yaşantımızın gerçeklerine ve yaşadığımız çağın gereklerine bağlı olması” konusu üzerinde durmuştur.
 
Cumhuriyet’in eğitim düzeninde bu amaçlara uygun bir yöntem geliştirebilmek amacıyla, Türkiye’ye dünyaca tanınmış bilim adamları ve eğitimciler davet edilmiştir ki; bunlardan biri de Colombia Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. John Dewey’dir. Dewey, Türk eğitimi ile ilgili olarak 1924 yılında hazırladığı raporunda;
“Vatandaşların heyeti mecmuası, memleketin siyasi, iktisadi ve harsi (ekonomik ve kültürel) inkişafına (gelişmesine) iştirak edecek bir terbiye almalıdır” demiş ve bazı önerilerde bulunarak;
 
“Bilhassa zirai tedrisatı ve ikmal tedrisatı (olgunlaştırma eğitimi), halk mektepleri ve iktisadi teavünü (ekonomik yardımlaşmayı) gibi meseleleri tetkik etmek üzere Danimarka’ya bir komisyon göndermelidir” şeklinde görüşlerini açıklamıştır.
 
Türkiye’de, özellikle yetişkinlerin eğitimi amacıyla kurulan Millet Mektepleri’nin, Danimarka Halk Okulları’ndan etkilenmesinin bu gerekçe ile açıklanabileceği kanısındayım. Millet Mektepleri açılmadan önce, Milli Eğitim Bakanı İsmail Safa (Özler) zamanında (1923’te), İlköğretim Genel Müdürlüğü’ne bağlı bir Halk Eğitim Bürosu kurulmuş ve bu Genel Müdürlük, halk eğitimi çalışmalarını yürütmekle yükümlü tutulmuştur. Bu Genel Müdürlük, eğitim ve öğretimin birleştirilmesinden sonraki yıllarda çalışmalarına hız vermiş ve 1927–28 yılları arasında 3.304 adet Halk Dershanesi açarak, 64.302 kişinin belge almasını sağlamıştır .
Bu deneme, Arap harfleri ile yaygın bir eğitim çalışmasının gerçekleştirilemeyeceğini, bir kere daha ortaya koymuştur. Türk diline ve yazım kurallarına uygun olduğu kadar, öğrenilmesi de kolay olduğu bilinen ve adeta uluslararası bir alfabe durumunda olduğu anlaşılan Latin kökenli yeni harfler, 1 Kasım 1928 tarihinde kabul edilmiştir . Aynı gün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir konuşma yapan Başbakan İsmet Paşa (İnönü), yeni harfleri öğretmek amacı ile Hükümetin bütün memlekette “Millet Mektepleri” adı altında halk eğitimi kurumları açacağını ve vatandaşların işlerini aksatmadan bu harflerle onların okur-yazar duruma getireceklerini müjdelemiştir .
 
Başbakan 8 Kasım 1928 tarihinde yaptığı açıklamada da, bu okullardaki eğitim süresinin iki, dört ya da altı ay devam edeceğini belirli yerlere gelemeyecek durumda olan vatandaşlar için, gezici Millet Mektepleri açılacağını, en büyüğünden en küçüğüne kadar bütün bürokratların buralarda görev alacaklarını belirttikten sonra, bu yöntemle yılda bir kaç yüz bin kişinin okutulmasının planlandığını söylemiştir. Başbakan, bu “Mekteplerin” Genel Başkanlığını ve Başöğretmenliği’ni de Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın kabul ettiğini duyurmuştur .
 
Bakanlar Kurulu, 11 Kasım 1928 tarihinde, Millet Mektepleri Yönetmeliği’ni onaylamış ve bu yönetmelik 24 Kasım 1928 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir
.
Böylelikle Millet Mektepleri resmen kurulmuştur. Ancak bu yönetmelik bir yıl sonra, Milli Eğitim Bakanlığı’nın önerisi ve Bakanlar Kurulu’nun 22 Eylül 1929 tarihli oturumunda kabul edilen değişikliklere uğramıştır. Bu değişiklikleri içeren yeni yönetmelik aynı tarihte Cumhurbaşkanı tarafından da onaylanarak yürürlüğe konmuştur . (Her iki yönetmelikte incelenerek, özellikle 1929 yönetmeliği esas alınmıştır.) Bu yönetmeliklere göre açılan Millet Mektepleri’ni kısaca incelemekte yarar vardır.
 
A. Millet Mekteplerinin Amaçları ve Yönetim Örgütleri :
 
1928 yılında yapılan yönetmeliğe göre, (A) ve (B) derslikleri olmak üzere iki derslik açılması ve (A) dersliklerinde hiç okuma-yazma bilmeyenlerin; (B) dersliklerinde ise, Arap harfleri ile okur-yazar olanlara yeni Türk harflerinin öğretilmesi amaçlanmıştır, (md.l) 1929 yılında hazırlanan yönetmeliğe göre ise, (A) dersliklerinin yalnızca yeni harfleri öğretmesi; (B) dersliklerinde de okuma-yazma öğrenmiş olan vatandaşlara “hayat ve maişetlerinin (geçimlerinin) ve vatandaşlık sıfatlarının istilzam ettiği (gerektirdiği) ana bilgilerin verilmesi amaçlanmıştır. (1929-md. l,4,45). Başka bir deyişle bu eğitim kurumlarında “iyi vatandaş, iyi insan” yetiştirilmesi felsefesine bağlı kalınmıştır. Eğitim süresi 1928 yönetmeliğine göre; (A) dersliklerinde dört, (B) dersliklerinde iki ay iken bu süreler, 1929 yönetmeliğinde her iki derslik için de, dörder ay olarak belirlenmiştir. (1928-md.2)-(1929-md.4–5).
 
1.Yönetim örgütleri ve görevleri: Millet Mekteplerinin Genel Başkanlığı ve Başöğretmenliği’ni Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal (Atatürk) kabul etmiştir. (1928-md.4; 1929-md.9). TBMM Başkanı, Başbakan, Bakanlar Kurulu Üyeleri, Genel Kurmay Başkanı ve CHP Genel Sekreteri bu kuruluşun başkanları olarak kabul edilmiştir. (1928-md.5; 1929-md.l0). Ayrıca kadın-erkek her Türk vatandaşı bu kuruluşun üyesi ve yardımcı organları olarak kabul edilmiştir. (1928-md.3); (929-md.8). Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu kuruluşlar için yol göstermesi, emirler vermesi ve çalışmaları denetlemesi, her üç ayın sonunda genel başkanlığa bir rapor vermesi, İlköğretim Genel Müdürlüğü’ne bağlı olan Halk Eğitimi Şubesi’ni verilen emirleri uygulaması ve Millet Mektepleri’nin Maarif Eminlikleri’ne bağlı olması öngörülmüştür. (1928-md.6,7,8). 1929 yönetmeliğine göre, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yetkileri arttırılmıştır. (1926’da sayıları 13 olan Maarif Eminlikleri 1931’de kaldırılmıştır.
 
a) Millet Mektepleri’nin en önemli bölümlerini iller oluşturmakta idi. (1928-md.10; 1929-md. 14). İl Yönetim Kurulları; Vali’nin başkanlığında, Savcı, Defterdar, Baş Mühendis, Sağlık Müdürü, Jandarma Komutanı, Özel İdare Müdürü, İl Encümeni’nden bir üye, Emniyet Müdürü, Belediye Başkanı, CHF Saymanı, Milli Eğitim Müdürü’nden oluşuyordu. (1928-md.l0). 1929 yönetmeliğinde İl Yönetim Kurulu’ndan Savcı, Defterdar, Baş Mühendis, Sağlık Müdürü, Jandarma Komutanı, Emniyet Müdürü, Özel İdare Müdürü gibi devlet görevlilerinin üyeliğine son verilmiş, bu arada Türk ocağı Başkanı bu kurula alınmıştır (1929-md.15). Aynı madde ile bu kurulun yetki ve sorumluluklarını Vali, Milli Eğitim Müdürü ve CHF Saymanı’ndan oluşan bir komiteye bırakabileceği kabul edilmiştir.
 
İl Yönetim Kurullarının görev ve sorumlulukları 1929 yönetmeliği ile genişletilmiştir. Bu kurulların kendi sınırları içinde en çok vatandaşı eğitebilmek amacıyla yer sağlamak, il özel bütçesinden parasal kaynak ayırmak, öğretim araçlarının ve yayınların zamanında sağlanması, özendirme çalışmalarının etkin bir biçimde yürütülmesi; Halk Okuma Odalarının açılması; buraların döşenmesi, aydınlatılması, ısıtılması, CHP ve Türk Ocağı gibi ulusal kuruluşlarla işbirliğine gidilmesi, bu kuruluşlardan ve yardımsever vatandaşlardan bağış toplanması, parasal koşulların uygun olması durumunda, il ve ilçe merkezlerinde Köy \atı Dershanelerinin açılması ve buraların yönetilmesi gibi görev ve sorumlulukları vardı. (1929-md.15). İl Yönetim Kurullarının başkanı olan valilerin; birincisi 15 Aralık tarihine kadar gönderilmesi gereken rapor olup, bu raporda; açılmış olan Millet Mektebi sayısı, görevlendirilen öğretmen ve devam eden öğrenci sayısının yer alması istenmiştir, ikinci rapor ise, 14 adet hazırlanarak 15 Marta kadar postaya verilmiş olacaktı. Bu raporda da, birinci rapordaki değişikliklerin ve belge alanların sayısı ile halkın eğitilmesine ilişkin genel görüşlerin yer alması öngörülmüştür (1929-md.l7). İl Yönetim Kurulları’nın genel sekreterliği görevini Eğitim Müdürü’nün üstlenmesi ve bu kişinin yönetim kurulunun işlerini kolaylaştıracak önlemleri alması, bir çalışma programı hazırlaması ve öğretim kurumlarını bitirenlere belge verilmesi gibi görevleri vardı (1929-md.l8).
 
b) İlçe Yönetim kurulları: 1928 yönetmeliğine göre bu kurulun üyeleri, Kaymakamın başkanlığında; Savcı, Mal Müdürü, Jandarma Komutanı, Polis Komiseri, Belediye Başkanı, CHP Saymanı’ndan oluşmakta iken; 1929 yönetmeliğine göre, Savcı, Jandarma Komutanı, Polis Müdürü ve Mal Müdürü gibi görevlileri bu kurulların dışında bırakılmış ve Türk Ocağı Başkanı bu kurula alınmıştır. Kurulun genel sekreterliğini Eğitim Müdürlerinin yapması ve bu kurulun, kendi yönetim birimleri içinde, il yönetim kurullarının görevlerini yapmaları planlanmıştır (1928–15; 1929–19).
c) Bucak Yönetim Kurulları: Bu kurulun üyeleri arasında, Bucak Müdürü, Başöğretmen, Öğretmen, varsa Belediye Başkanı, CHP Bucak Saymanı ve 1928 yönetmeliğine göre Jandarma Komutanı gibi görevliler yer almışlardır. Jandarma Komutanı, 1929 yönetmeliğinde bu kurulun dışında bırakılmıştır (1928-md.l3; 1929-md.20).
 
d) Köy ve Mahalle İhtiyar Kurulları: Bu kurullarda muhtarlar, ihtiyar kurulların üyeleri ve öğretmenler görev almışlardır. Gerek bucak yönetim kurulları ve gerekse köy ve mahalle yönetim kurullarının görevleri, kendi alanlarında, il yönetim kurullarının görevlerine benzemektedir (1929-md.21).
 
B. Millet Mekteplerinin Yapısı:
 
Millet Mektepleri sabit, gezici ve özel olmak üzere üçe ayrılmakta olup, daha öncede belirttiğimiz gibi, bunlar kendi içinde (A) ve (B) derslikleri diye adlandırılmakta idi. 1929 yönetmeliğine göre, bunlara ek olarak Köy Yatı Dershaneleri ve Halk Okuma Odalarının açılması öngörülmüştür.
1. Saftır Millet Mektepleri: Genellikle okul olan yerlerde açılan eğitim kurumları olup, 1929 yılından itibaren buralarda açılan (A) ve (B) dersliklerinde öğrenim süresi dört ay olarak belirlenmiştir. Bu dersliklerden ihtiyaca göre kadın, erkek ve karışık cinslerin devam edebileceği sınıfların açılabilmesi yetkisi, yönetim kurullarına bırakılmıştır. Derslere her yıl 1 Kasım’da bayram havası içinde başlanması haftada, üç gün ve en az altı saat ders yapılması; Pazar-Perşembe günleri de saat 15.30’dan sonra kadınların, aynı günlerin akşamları saat 19.30’dan sonra da erkeklerin derslere girmeleri uygun görülmüştür . Ancak bu gün ve saatler zorunlu olmayıp, yönetim kurullarının kararı ile uygun zamanlara alınabilmekteydi. Derslere devam konusuna büyük önem verilmiş ve üçte iki devam etmeyenlerin bitirme sınavlarına alınmamasına ve öğrencilerin devam durumlarının karnelerine işlenmesine özen gösterilmiştir. Dikkati çeken bir başka önemli nokta da, gerek basın yolu ile ve gerekse konferanslar aracılığı ile propaganda çalışmalarına gösterilen özendir.
 
2. Gezici Millet Mektepleri: Okulu olmayan köylerde yalnızca bir dönem için açılan ve 1928 yönetmeliğine göre öğretim süreleri en az bir buçuk ay olup, dersleri, Sabit Millet Mekteplerinde olduğu gibi yapılmaktaydı. 1929 yönetmeliği ile öğretim süreleri dört aya çıkarılmıştır (1929-md.32–34). Bu eğitim kurslarında, öğleden önce 12–16 yaş arasındaki çocukların, öğleden sonra da 16–45 yaş arasındaki yetişkinlerin devam etmeleri ve yetişkinler için ayrı kurlar düzenlenmesidir. (1929-md.36), buralara atanacak öğretmenlerin kadro fazlası öğretmenlerden ve öğretmenlik yapmaya elverişli aydın kişilerden seçilmesi ve bunlar için sınavlar yapılması öngörülmüştür (1929-md.37–38). Eğitim yapılacak yerin, yönetim kurulu tarafından belirlenmesi, buraların ısıtılması, aydınlatılması, döşenmesi gibi giderlerin, varsa köy sandığından, bu yoksa köy halkının katkıları ile gerçekleştirilmesi, ders araç-gereçlerini götürmeleri ve köye en yakın bucak merkezi ile sıkı ilişki içinde bulunmaları, götürdükleri bu malzemeler için, ayda elli lirayı geçmemek üzere, yönetim kurulunca uygun görülecek miktarda bir ücret alabilmeleri, ancak bu gibi öğretmenlerin köylü için yük olacak ve onu sıkıntıya sokacak isteklerden kaçınmaları zorunluluğu getirilmiştir. (1929-md.41, 42, 43, 44)
3.Özel Millet Mektepleri: Bu kurslar, Devlet Kuruluşları, Belediyeler, Tekel Müdürlükleri, Bankalar, Demiryolu ve Liman İdareleri, Hapishaneler, sermayesinin yarıdan fazlası devlet tarafından karşılanan şirketlerde çalışanlarla, sürekli olarak en az yirmi memur, işçi veya rençper çalıştıran fabrika iş adamı ve çiftlik sahiplerinin bu kişilere okuma-yazma öğretmeleri zorunluluğu getirilmiştir. Bu gibi yerlerin denetleneceği ve sorumluluklarını yerine getirmeyenler hakkında soruşturma açılacağı belirtilmiştir. Bu kursların her türlü giderlerinin ilgili kuruluşlar tarafından karşılanması öngörülmüştür (1928-md.36, 37; 1929-md. 45, 46, 47). Bu kursların da ders programları, öğretim süreleri ve sınavları da Sabit Millet Mekteplerinde olduğu gibidir.
 
4. Köy Yatı Dershaneleri: Okulu olmayan köylerde yaşayan 12–18 yaşları arasındaki köy çocuklarını okutmak ve aydın birer insan olarak yetiştirmek amacıyla, il ve ilçe merkezlerinde açılması planlanmıştır. Bu okullara devam eden yoksul köy çocuklarından ücret alınmamakla birlikte durumu uygun olan öğrencilerden yılda dört taksitte olmak üzere, 100 lira alınmıştır. Bu okulların giderlerinin bir bölümü de Millet Mektepleri bütçesinden karşılanmıştır. Bu okullardan 1930 yılında, Afyon ilinde S, Kastamonu, Tosya ve Tekirdağ’da ise 1’er tane olmak üzere, toplam 8 adet açılmıştır . Bu okullar, daha sonra açılacak olan Köy Enstitülerinin de habercisi olmuştur.
 
5. Halk Okuma Odaları: 1930 yılında açılmasına başlanan bu odaların amacı; okuma-yazmayı öğrenmiş olan vatandaşlara okuma-yazmayı sevdirmek, yetişkinlerin ilgilendikleri konularda bilgi sahibi yapılmaları idi . Bu odalardan 1933 yılına kadar 119’u kentlerde, 659’u da köylerde olmak üzere, toplam 778 adet açılmıştır. Buralara 5885’i kadın, 5î294’ü de erkek olmak üzere, 57179 kişi devam etmiştir . Bu odalar Millet Mekteplerinin bir yan kuruluşu olarak kabul edilebilir.
 
C. Millet Mekteplerinin Gelir Kaynakları ve Giderleri:
 
Millet Mekteplerinin gelir kaynaklarından en önemlileri arasında; genel bütçeden eğitim için ayrılan ödenek, il özel bütçesinden ayrılan para, yönetim kurullarının yöre halkından topladığı bağışlar, ziraat, ticaret odaları, CHP, Türk Ocağı ve benzeri kuruluşlardan alınan yardımlar, yöre belediyelerinden yapılan katkılar, devam etmeyenlerden alınan para cezaları ve “Gazi Hitabesi Plağı”ndan elde edilecek gelirler, yer almıştır .(1928–33).
 
Bu kurumların en önemli giderleri arasında ise, ders araç-gereçleri; ısıtma aydınlatma giderleri ve öğretim kadrolarına verilen dönem ücretleri geliyordu. Öğretmenlere, Başöğretmenlere ve Eğitim Memurlarına bir dönem ücreti olarak 50, İlköğretim Müfettişlerine 60 ve Eğitim Müdürlerine 90 lira verilmesi uygun bulunmuştur (1929–22).
 
D.Millet Mekteplerinde Okutulan Dersler:
 
Yetişkinlerin günlük yaşamlarında en çok yararlanabilecekleri konulara ait bilgilerin verilmesi amaçlanmıştır. Bu dersler arasında şunlar yer almıştır: Okuma-Yazma: Yeni harflerle okuma-yazmayı öğrenmiş olanların düz gün bir biçimde okumalarını ve düşüncelerini en iyi biçimde anlatabilmelerini sağlamaya yönelik olan bu derslerde, halk kültüründen ilginç örnekler, günlük gazete haberleri, kadınlar için ev bilgileri, dergi yazılarının yanı sıra, gündelik yaşamda en çok kullanılan yazışmalar mektup-dilekçe-telgraf-senet v.b. öğretilmekteydi. O günlerde gazetelerin yayımladığı “Halk Sayfaları” büyük bir özenle okunmakta idi .
1. Hesap ve Ölçüler: Günlük yaşamda en çok gerekli olan basit hesap işlemleri, dört işlem, uzunluk ölçüleri (metre, arşın, okka, dirhem, gram, kilogram), para birimleri (lira, kuruş, santim, para), arazi ölçüleri (ar, dönüm, evlek) ve bunların kullanılmaları öğretiliyordu .
 
2. Sağlık Bilgileri: Bu dersin amacı kişilere insan vücudu ile ilgili temel bilgilerin kazandırılması, bulaşıcı hastalıklarla savaş yöntemlerinin öğretilmesi, içkinin zararları, hava, su, gıda maddeleri hakkında temel bilgiler, çocuk bakımı, açık hava ve güneşin yararları, gündelik yaşamda karşılaşılması olası kazalar (zehirlenme, hayvan ısırmaları vb.), çevrenin temiz tutulması ve korunması gibi konular üzerinde bilgiler verilmekteydi. Başka bir deyişle bu dersin amacı sağlıklı insan yetiştirmektedir.
3. Yurt Bilgisi: Bu derslerde vatandaşlara Türk bayrağı, tarihi, vatanı, coğrafyası, komşularımız, Cumhuriyetin kuruluşu, Atatürk’ün yaptığı hizmetler, Bağımsızlık Savaşımız, Anayasa, seçimler, TBMM, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın görevleri, Belediyelerin görevleri, vergiler ulusal bayramlar askerlik, yargı, devlete dilekçe verme, sultanların baskı ve zulümleri ile ilgili bilgiler vermekteydi. Bu bilgilerin gerçek amacının, bireylere ulusal bilinci aşılamak, Cumhuriyet’e ve devrimlere bağlı aydın düşünceli insanlar yetiştirmek olduğu söylenebilir. Bu derslerde söylenen şu cümle bu amacı özlü bir biçimde anlatmaktadır: “İyi bir Türk vatandaşı; vatanını sever, milletini sever, ödevini bilir, çalışır, insancıldır”. Bütün bu derslerin genel amacı ise; Atatürk’ün daha Sakarya Savaşı öncesinde toplanan Eğitim Kongresi’nde, gündeme getirdiği “bilmezliğin ortadan kaldırılması” idi.
 
E. Sınavlar ve Belge Alanların Kazanacakları Haklar:
 
Sınavlar her dönem sonunda (A) dersliklerinde Alfabe, okuma, yazma, yazım kuralları ve basit hesap işlerinde; (B) dersliklerinde ise okuma-yazma, hesap ye ölçüler, sağlık bilgileri ve yurt bilgisi derslerinden yapılmaktaydı. Sınavlarda ilk üç dereceye girenlere Atatürk’ün imzasını taşıyan birer Anayasa armağan edilmekte ve bu kişiler halk yayınlarından bedava olarak yararlanmaktaydılar. Dışarıda özel okullarda ve evlerinde ders alanlarında bu sınavlara katılarak belge almaları zorunlu tutulmuştur. Millet Mekteplerine devam ederek belge almayanların, 1931 yılı Mayıs’ından itibaren köy ve mahalle kurulları, devlet kuruluşları, belediye, şehremaneti, banka, tekel, demiryolu, liman idareleri, bankalar, en az yirmi memur, işçi yâda rençper çalıştıran şirket, fabrika ve çiftliklerde görev alamayacakları belirtilmiştir. Ancak sağlık koşulları ve geçim durumu uygun olmayanlar bu zorunluluk dışında tutulmuşlardır (51929–49). Millet Mekteplerine devam edenlerin, halka mesleki ve teknik bilgiler vermek amacıyla açılan Halk Dershanelerine, dil, ticaret ve sanat kurslarına öncelikle alınması karara bağlanmıştır. Derslere devam etmeyenlerden 5–60 lira arasında değişen miktarda para cezası alınması da kabul edilmiştir (1929–40) . Bu bilgilerden de kolaylıkla anlaşılacağı gibi, Millet Mekteplerine halkın devamını sağlamak için, her türlü özendirici önlemler alınmış, ceza da caydırıcı bir uygulama olarak konulmuştur.
 
Türkiye’de yeni harflerle halka okuma-yazma öğretme çalışmaları, yeni Türk Harfleri Yasası kabul edilmeden ve Millet Mektepleri Yönetmeliği hazırlanmadan önce başlatılmış ve Atatürk’ün yanı sıra, çok sayıda bürokrat ve öğretmen derslere başlamış, hatta milletvekilleri bile bu konuda çalışmalarda bulunmak üzere, kendi seçim bölgelerine gitmek yolunu seçmişlerdi. Bunlar arasında; Ali (Rize), Ahmet (Kars), Mehmet Ali (Artvin), Mehmet Emin (Karahisar), Kazım (Giresun), Rana (Samsun), Bekir Lütfü (Tokat), Recai (Ordu), Adil (Samsun) Beylerden oluşan dokuz kişilik bir grubun da Karadeniz yöresine gitmeleri, Başöğretmen Atatürk’ü çok mutlu etmiş ve bu gruba, 14 Eylül 1928 tarihinde bir telgraf çekerek kendilerini kutlamışlardır . Yeni harfler konusunda Türkiye’de başlayan çalışmalar, Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere, birçok ülkede ilgi ile karşılanmıştır .
 
Yeni Harfler Yasası’nın kabulü ve Millet Mektepleri Yönetmeliği’nin hazırlanması ve kabul edilmesinden sonra 1 Ocak 1929 tarihinde Millet Mekteplerinin resmen açılışı yapılmıştır. Türk tarihinde tam anlamıyla bir “eğitim seferberliği” diye nitelendirebileceğimiz bu dersliklerden bir gün içinde, yalnızca İstanbul’da 2500 adet açılmış ve aynı gün 1208 derslikte eğitim çalışmalarına başlanmıştır .
 
Bu arada, yeni harfler ve Millet Mektepleri konusunda büyük çabalar harcayan genç ve idealist Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati Bey’in aniden ölümü üzerine, bu görevi de üstlenen Başbakan İsmet Paşa, 1 Şubat 1929 öğretmenlere gönderdiği bir kitapçıkta, yetişkin öğrencilerine özenle yaklaşmalarını istemiş ve “derslerinden bir öğrencinin azalmasının bile, kendileri tarafından bir izzeti nefis meselesi” yapılması gereğine dikkati çekmiştir . Büyük bir disiplin içinde başlayan bu çalışmalardan elde edilen sonuçları, kısaca incelemekte yarar olduğu kanısındayım.
 
F. (A) Dersliklerinin 1928–1935 Öğretim Döneminde Yaptığı Çalışmalar:
 
Bu dersliklerden kentlerde 9812 erkek, 4198 kadın ve 26’sı da karma olmak üzere toplam olarak 14036 adet açılmış, buralarda 19089 öğretmen görev yapmıştır. 367731’i erkek, 249457’side kadın olmak üzere 617280 öğrenci devam etmiş ve bunlardan 190852’si erkek, 125443’ü de kadın olmak üzere, 316295 kişi belge almıştır. Dışarıda özel öğrenim gören 64635 erkek ve 11041 kadın olmak üzere, 75676 kişi belge almıştır. Toplam olarak kentlerde öğretim veren (A) Dersliklerinden toplam olarak, 255487’si erkek ve 116484’ü kadın olmak üzere 391966 yetişkin belge alınmıştır . Bu duruma göre; kentlerdeki başarı aynı yıllar arasında açılan ve köylerde çalışmalarını sürdüren (A) dersliklerinden 26163’ü erkek, 8655’i kadın ve 139’u da karma olmak üzere toplam 34957 adet açılmıştır. Bu dersliklerde 32727 öğretmen görev almış, dersliklerde 1008331’i erkek ve 480361’i kadın olmak üzere 1488692 kişi devam etmiştir. Bunlardan 493709’u erkek ve 160136’sı kadın olmak üzere 653845’i belge almıştır. Dışarıda özel öğrenim görenlerden de 28996’sı erkek, 11347’si kadın olmak üzere belge alan 40343 kişiyi buralardan belge alanlara katarsak, toplam olarak bu dersliklerden de 522705’i erkek ve 171480’i kadın olmak üzere 694185 kişinin belge aldıkları anlaşılır ki , köylerde sağlanan başarı oranının da % 46,6 olduğu anlaşılır.
 
1928–1935 öğretim yılları arasında kent ve köylerde toplam olarak 35957’si erkek, 12853’ü kadın ve 165’i de karma olmak üzere 48993 adet (A) Dersliği açılmış; buralarda 1376074’ü erkek, 729818’i kadın olmak üzere 2105892 yetişkin devam etmiş ve bunlardan 684561’i erkek, 285579’u da kadın olmak üzere 970140 kişi belge almıştır. Dışarıda özel öğrenim görenlerden ise, 93631’i erkek, 22388’i kadın olmak üzere 116019 kişi belge almıştır. Başka bir deyişle, bütün (A) dersliklerinden belge alanların genel toplamı 1086159’u bulmuştur . Bu dersliklerin Türkiye genelindeki başarı oranı da %51,5’i bulmuştur. Bu dersliklerden 1928–29 öğretim döneminde 485632 kişi belge almıştır ki; bu toplam, yedi yıllık öğretim döneminde belge alanların % 44,7’sini oluşturmaktadır. Daha sonraki yıllarda karşılaşılan başarı oranındaki düşüş, ilk yıllardaki ilgi ve coşkunun giderek azalmasından ileri gelmiştir.
 
G. (B) Dersliklerinin 1928–1935 Öğretim Döneminde Yaptığı Çalışmalar
 
Bu dönem içinde bütün Türkiye’deki kentlerde 4402 erkek, 1101 kadın ve 6 karma olmak üzere 5509 derslik açılmış; 130798’i erkek, 66141’i kadın olan 196939 yetişkin devam etmiştir. Devam edenlerden 84200’ü erkek, 41143’ü kadınlar olmak üzere toplam 125343 ve dışarıda özel öğrenim görenlerden de 20583’ü erkek, 2785’i kadın olmak üzere 23368 yetişkin belge almıştır”. (B) dersliklerinden kentlerde belge alanların genel toplamı ise 104784’ü erkek, 43927’si kadın olmak üzere 138711’i bulmuştur. Bu dersliklerin başarı oranı % 53,2’yi bulmuştur. Köylerde açılan (B) dersliklerin sayısı da 26163 erkek, 8655 kadın ve 139 karma olmak üzere toplam 34957’yi bulmuş, bu dersliklerde 32727 öğretmen görev almıştır. Köylerdeki dersliklere de 142191’i erkek, 42308’i kadın olmak üzere 184514 yetişkin devam etmiştir . Dersliklere devam edenlerden 90902 erkek, 24737 kadın olmak üzere, 115639 kişinin yanı sıra, dışarıda özel öğrenim görenlerden de 3204 erkek, 542 kadın olan 3746 kişinin belge aldığı düşünülürse, buralardan belge alanların sayısının toplam olarak 119385’i bulduğu anlaşılır. Köylerde belge alanların 94111’i erkek, 25279’u kadınlardan oluşturmaktadır. Köylerde sağlanan başarı oranı da % 64702’dir .
 
Yedi dönemlik çalışmalar sırasında kentlerde ve köylerde açılan (B) dersliği sayısı, 9080 erkek, 2222 kadın ve 78 karma olmak üzere 11380 derslik açılmış ve buralara 266989 erkek, 107964 kadın olarak toplam 380953 yetişkin devam etmiştir. Dersliklere devam edenlerden 174202 erkek, 65880 kadın olmak üzere 240982 yetişkin belge almıştır. Dışarıda özel öğrenim gören 23787’si erkek, 3327’si kadın olan 27114 yetişkini de belge alanlara katacak olursak, 198895 erkek ve 69206 kadın olmak üzere (B) dersliklerinden toplam olarak 268096 belge alındığı görülecektir . Bu dersliklerin Türkiye genelindeki başarı oranı ise, % 70,3’ü bulmaktadır.
 
Bu çalışmalar sonucunda, 1927 yılında Türkiye’de okur-yazarlık oranı % 10,5 iken, bu oranın 1935 yılında % 20,4’e yükselmiştir. 1927 yılında erkeklerde okur-yazarlık oranı % 13, kadınlarda % 4 iken, bu oranlar 1935 yılında erkeklerde % 29,3’e, kadınlarda ise % 10,5’e çıkmıştır. Başka bir anlatımla, erkeklerdeki okur-yazarlık düzeyi % 16,9, kadınlardaki okuryazarlık düzeyinde ise % 6,5’lik bir artma dikkati çekmektedir .
 
Bu oranlarda 1928–35 öğretim dönemlerinde ilkokulları bitiren öğrencilerin sayısı da dâhildir. Ancak bunların belirtilen oran içindeki yeri ancak % 1,3’tür. Bu oran düşüldükten sonra ortaya çıkan 19,1’lik oran Millet Mekteplerinin çalışmaları sonucunda sağlanabilmiştir. Bu ise, Türkiye’de okur-yazar oranının yılda ortalama olarak % 2,7 yükseltildiği anlamına gelmektedir . Öte yandan % 19,1’lik orandan, daha önce Arap harfleri ile okur-yazar olan nüfusu düşmemiz gerekse bile, yedi yıllık dönem içinde % 8,6’lık bir artış sağlandığı anlaşılır ki, bu artış, Cumhuriyet’in devraldığı okur-yazar oranından daha fazladır . Bu artış, daha sonraki yıllarda da sürdürülebilmiş olsaydı, 1960 yılına gelindiği zaman Türkiye nüfusunun %100’ünün okur-yazar hale getirilebileceği savunulmuştur ki , bunda belli ölçüde gerçek payı vardır.
 
Millet Mekteplerinde elde edilen olumlu sonuçlar giderek düşüş göstermiştir. Bu olumsuzlukta merkezi yönetimlerin ilk yıllardaki ilgi ve desteği göstermemelerinin etkisi olmuştur. Örneğin; 1928–29 döneminde (A) dersliklerinden 485632, (B) dersliklerinden de 111378 yetişkinin belge alması Cumhurbaşkanı M. Kemal Atatürk’ü çok mutlu etmiş ve 1 Kasım 1929 tarihinde TBMM’ni açarken yaptığı konuşmada bu mutluluğunu; “Millet Mektepleri normal tedrisat haricinde kadın ve erkek, yüz binlerce vatandaşın nurlanmasına hizmet etti” diyerek, dile getirmiştir. Gerçekten de Millet Mekteplerinin ilk yıllarında, başlangıçta sözünü ettiğimiz merkezi yöneticileri, her yıl Nisan ayı içerisinde Başbakan’ın başkanlığında ve Milli Eğitim Bakanı’nın raportörlüğünde toplanarak, bir durum değerlendirmesi yaparken (1929-md.54); Milli Eğitim ve Mülkiye Müfettişleri sıkı bir denetim uygulaması içinde bulunurken, çalışmaların daha verimli olduğu görülmektedir. Bu ilgi ve denetimlerin azalması ile verim de azalmıştır.
 
Bu olumsuzluklarda, dünya ekonomik bunalımı sırasında, Türkiye’de de yaşanan önemli ekonomik sorunlar, Osmanlı’dan devralınan dış borçların getirdiği yük, var olan kaynakların sanayileşme konusuna yöneltilmesi, Millet Mekteplerine genel bütçeden gerektiği kadar payın ayrılamaması ve bu kuruluşların yerel yönetimlerce finanse edilmesinin öngörülmesi gibi nedenler, etkili olmuştur. Öte yandan 1932 yılında çalışmalarına başlayan ve büyük umutlarla kurulan Halkevlerinin altıncı şubesi “Halk Dershaneleri ve Kurslar Şubesi” adı verilerek , halkın eğitilmesi, bu kuruluşlara bırakılmıştır. Halkevleri, Türkiye’nin siyasi, ekonomik, toplumsal ve kültürel yaşamına önemli katkılarda bulunmakla beraber, Millet Mektepleri Yönetmeliği ile ulaşılmak istenen amaç, bütünüyle gerçekleştirilememiştir.
Sonuç olarak söylemek gerekirse, Millet Mektepleri, yazı değişimi ile sonrasında, bizzat Cumhuriyetin kurucusu ve Türk Devrimi’nin önderi Atatürk tarafından örgütlenmiş ve önemli bir işlevi yerine getirmiştir.
Dr. Mustafa Albayrak
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 24 Kasım 2011
(http://www.hunturk.net/forum/rsm/basogretmen-1195889070.gif) (http://www.hunturk.net)


(http://www.hunturk.net/forum/rsm/basogretmen1-1195889340.jpg) (http://www.hunturk.net)

Tüm Türk soylu öğretmenlerin "ÖĞRETMENLER GÜNÜ"nü kutlar; başta, Türk Milletine her şeyi öğreten, Başöğretmen Gazi Başbuğ Atatürk olmak üzere aramızdan ayrılan değerli öğretmenlerimizi rahmet ve şükranla anar, yaşayanlara da sağlık ve esenlik dolu uzun ve mutlu bir ömür dilerim.

TTK.
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: TARDU KAĞAN - 24 Kasım 2011
Türk milletinin yetiştirdiği tüm Türk soylu  öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutlar, ellerinden öperim.
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: Cebe Noyan - 24 Kasım 2011
Yüce Türk öğretmenlerimizin öğretmenler günü kutlu olsun.
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: Kurtkaya - 24 Kasım 2011
Hepimizin hayatında yer alan en önemli kişilerin başında şüphesiz ki öğretmenler gelir.
Öğretmen ana kucağından sonraki ilk yabancı temastır ve hemen bütün insanlar için ilkokul öğretmeni hayranlık duyulan ve asla unutulmayan bir şahsiyettir.
Öğretmenlerimizin günü kutlu olsun!
Öğretmenler günü dolayısıyla Türklüğün Bilge Bozkurt Başöğretmeni Atatürk'ü en derin saygı, şükran ve minnet duygularımla yad ederim.
Tanrı Yüce Türk'ünü Korusun.
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: Almıla - 24 Kasım 2011
En başta Başöğretmenimiz Yüce Atatürk olmak üzere, Türk Aydınlanmasının temel taşı olan öğretmenlerimizin bu özel günlerini kutlar, ebedi dünyaya göç etmişlere Tanrıdan rahmet, hayatta olanlara da sağlık ve mutluluklar dilerim.
TTKvY
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: TÜRK-KAN - 24 Kasım 2011
 Başta BAŞÖĞRETMEN BAŞBUĞ ATATÜRK olmak üzere Tüm Türk soylu öğretmenlerimizin ÖĞRETMENLER GÜNÜ kutlu olsun.
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: Gökçe Ana - 24 Kasım 2011
Ulu Önder M. Kemal Atatürk'ün öğretmenlerinin 24 Kasım öğretmenler gününü kutlarım.
Tanrı Türk'ü Korusun ve Yüceltsin.
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: TÜRK-KAN - 24 Kasım 2014
TÜRK soylu öğretmenlerimizin, 24 Kasım Öğretmenler günü kutlu olsun.
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: KarapapakTerekeme - 24 Kasım 2014
Dünya'nın en değerli varlıkları olan siz Türk Ögretmenler! Bugün, Türk Ögretmeninin şeref günüdür. Ona olan saygıyı yenileme, onun yüceliğini anma günüdür. Böyle anlamlı bir günde hepinizi sevgiyle, candan Kutluyoruz.  :trbayrak
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: TÜRK-KAN - 24 Kasım 2014
Şerefsiz kürt enikleri tarafından görevlerini ifa ederken alçakça şehit edilen Öğretmenlerimizi rahmetle anıyoruz ve Öğretmenler Günlerini kutluyoruz. Aziz ruhları şad, mekanları cennet olsun.
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: TÜRK-KAN - 24 Kasım 2014
UNUTTURULANLARDAN...

HAZİN BİR ÖĞRETMEN ''HİKAYESİ''...(!)

“NEŞE ÖĞRETMEN, Tekirdağ Şarköy’de, 1972 yılında, Alten ailesinin en küçük kızı olarak dünyaya gelmişti. Öğretmen olmak istiyordu.

Eğitim Fakültesi’nden 1993 yılında mezun oldu.Ataması Diyarbakır’ın Bismil ilçesine yapıldı.

Bölücü örgüt, öğretmenleri “Türk asimilasyonunun” en önemli parçası sayarak,eylem yapma kararı almıştı.Emri, bugünlerde devlet yetkililerince “kanı durdurmak için herkesle görüşülür” denilerek müzakere yapılan Apo vermişti.

Neşe henüz 22 yaşındaydı.Çıtı pıtı,çocuk görünümlü bir kızcağızdı. “Bayrağımızın dalgalandığı her yere giderim” diyor, başka bir şey demiyordu.

Nokta tayininin çıktığı teröre müzahir bölge olan Çavuşlu Köyü’ne ulaşır ulaşmaz, görev yapacağı okula gitti.Hali içler acısıydı.

Köy muhtarı ve köyün ileri gelenleriyle konuşup, eksikleri gidermek için yardım istedi.Köylüler isteksizdi. Ancak “Parasını ben vereyim” deyince onarımı başlatabildi. İlk maaşının büyük bölümünü ustalara verdi, gerisini de borçlandı.

1993 yılının 26 Ekim’i...Neşe yorgun argın okuldan eve geldi.Program defterine ertesi günün derslerini yazdı.

Biraz dinlendikten sonra babasına “Tamirat işleri yüzünden açıldık. Evde sivri biberimiz var istersen onları kızartalım ekmek ve yoğurtla yeriz” dedi.

Henüz bir ocakları yoktu.Biberleri hazırladı,tavayı mavi piknik tüpüne koydu. Ekmek ve yoğurdu masaya bıraktı.

Hava iyice kararmış, köydeki köpekler sürekli havlıyor;onun ötesinde uluyordu.

Köpek ve rüzgar sesinden,önce kapının vurulduğunu duymadılar. Sertçe çalmaya devam edince, babası “Kim o” diye seslendi.

“Açın, hoca hanımla bir şey görüşeceğiz” dedi kapıyı çalanlar.

Açtılar. Karşılarında silahlı iki yarasa. “Dışarı çıkın” diye bağırdılar.

Türkçeyi düzgün konuşanı, “Biz faşist T.C.’nin hiçbir öğretmenini Kürdistan’a sokmayacağız, biletlerini iptal etsinler” demedik mi diyerek, Neşe’nin yaşlı babasını tokatlayarak yere yuvarladı.

Neşe, köylülerden yardım gelir umuduyla bağırmaya başladı.Avazı çıktığı kadar haykırdı ama köyden “yardıma gelen kimse” çıkmadı.

Doğrulan babası “Yapmayın” diye yalvarıyordu.

Yarasalardan biri silahın namlusunu Neşe’nin babasının kafasına dayadı ve tetiğe bastı.

Neşe donup kaldı.Tekrar bağırmak istedi ama sesi çıkmadı.
Kendini olduğu gibi yere bıraktı.

Neşe’yi saçından tutup tekme ve dipçik darbeleriyle köyün çıkışındaki tepeye kadar sürüklediler.

Genç kızın üstündeki elbise paramparça oldu.Bedeni sefil yaratıkların gözleri önündeydi.

Bu arada yarasaların sayısı beş olmuştu.

Neşe gözleri açık ve donuk, ölüme hazır bir huri gibi bakıyordu.

Biri kalaşnikofunu seriye aldı ve Neşe’nin sağ göğsünün üstüne dayayıp tetiği çekti.Beş mermi Neşe’nin göğsünü parçalamaya yetmişti.

Yarasalar tatmin olmadı. Diğer göğsünün de hakkını verelim dediler gülerek. Aynı işlemi cansız bedeninin diğer göğsünde de tekrarladı biri.

Ailesinin üzerine titreyip kıyamadığı Neşe’nin elbiseleriyle birlikte vücudu da lime lime oldu...”

“Neşenin ölümü insan hakları için mücadele ettiğini iddia eden hiçbir dernek tarafından kınanmadı.

AB komiserleri kimseye “ne yapıyorsunuz” demedi.

Sokak köpekleri için kıyameti koparanların sesi çıkmadı.

Azıcık nasırına basılsa bağıranlardan tek bir açıklama gelmedi.

Aydınlardan “bunu umursuyorum” diyen olmadı.

Neşe öğretmen ve babasının arkasından on binler yürümedi” (Alıntıdır)

***

Not : Olay tamamen gerçek olup, sınıf öğretmeni olan Neşe ALTEN, Diyarbakır İli Bismil İlçesi Çavuşlu Köyü ilkokulu'ndaki görevine 30.09.1993 tarihinde başlamış, yirmi beş günlük öğretmen iken, 26.10.1993 tarihinde şehit edilmiştir.

Saygılarımla
Dede Ersel AKSU
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: Egenin Efesi - 24 Kasım 2014
Elleri öpülesi öğretmenlerimizin bu anlamlı günleri kutlu olsun!

Gökbörü'nün izinde Tanrı Türk'ü Korusun!

Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: TÜRK-KAN - 24 Kasım 2015
Türk Soylu öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlu olsun.

Terör örgütü pkk tarafından alçakça katledilen öğretmenlerimizi de saygı ve rahmet ile anıyoruz.

Aziz ruhları şad, mekanları cennet olsun.

Unutmak tükenmektir.

GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİ
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: TÜRK-KAN - 24 Kasım 2015
Şehit Fırat Çakıroğlu, Şehit Neşe Alten, Şehit Nesrin Ünügür.

Öğretmenler gününüz kutlu olsun.

Unutmak, tükenmektir.

GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİ
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: TÜRK-KAN - 24 Kasım 2015
UNUTTURULANLARDAN...

HAZİN BİR ÖĞRETMEN ''HİKAYESİ''...(!)

“NEŞE ÖĞRETMEN, Tekirdağ Şarköy’de, 1972 yılında, Alten ailesinin en küçük kızı olarak dünyaya gelmişti. Öğretmen olmak istiyordu.

Eğitim Fakültesi’nden 1993 yılında mezun oldu.Ataması Diyarbakır’ın Bismil ilçesine yapıldı.

Bölücü örgüt, öğretmenleri “Türk asimilasyonunun” en önemli parçası sayarak,eylem yapma kararı almıştı.Emri, bugünlerde devlet yetkililerince “kanı durdurmak için herkesle görüşülür” denilerek müzakere yapılan Apo vermişti.

Neşe henüz 22 yaşındaydı.Çıtı pıtı,çocuk görünümlü bir kızcağızdı. “Bayrağımızın dalgalandığı her yere giderim” diyor, başka bir şey demiyordu.

Nokta tayininin çıktığı teröre müzahir bölge olan Çavuşlu Köyü’ne ulaşır ulaşmaz, görev yapacağı okula gitti.Hali içler acısıydı.

Köy muhtarı ve köyün ileri gelenleriyle konuşup, eksikleri gidermek için yardım istedi.Köylüler isteksizdi. Ancak “Parasını ben vereyim” deyince onarımı başlatabildi. İlk maaşının büyük bölümünü ustalara verdi, gerisini de borçlandı.

1993 yılının 26 Ekim’i...Neşe yorgun argın okuldan eve geldi.Program defterine ertesi günün derslerini yazdı.

Biraz dinlendikten sonra babasına “Tamirat işleri yüzünden açıldık. Evde sivri biberimiz var istersen onları kızartalım ekmek ve yoğurtla yeriz” dedi.

Henüz bir ocakları yoktu.Biberleri hazırladı,tavayı mavi piknik tüpüne koydu. Ekmek ve yoğurdu masaya bıraktı.

Hava iyice kararmış, köydeki köpekler sürekli havlıyor;onun ötesinde uluyordu.

Köpek ve rüzgar sesinden,önce kapının vurulduğunu duymadılar. Sertçe çalmaya devam edince, babası “Kim o” diye seslendi.

“Açın, hoca hanımla bir şey görüşeceğiz” dedi kapıyı çalanlar.

Açtılar. Karşılarında silahlı iki yarasa. “Dışarı çıkın” diye bağırdılar.

Türkçeyi düzgün konuşanı, “Biz faşist T.C.’nin hiçbir öğretmenini Kürdistan’a sokmayacağız, biletlerini iptal etsinler” demedik mi diyerek, Neşe’nin yaşlı babasını tokatlayarak yere yuvarladı.

Neşe, köylülerden yardım gelir umuduyla bağırmaya başladı.Avazı çıktığı kadar haykırdı ama köyden “yardıma gelen kimse” çıkmadı.

Doğrulan babası “Yapmayın” diye yalvarıyordu.

Yarasalardan biri silahın namlusunu Neşe’nin babasının kafasına dayadı ve tetiğe bastı.

Neşe donup kaldı.Tekrar bağırmak istedi ama sesi çıkmadı.
Kendini olduğu gibi yere bıraktı.

Neşe’yi saçından tutup tekme ve dipçik darbeleriyle köyün çıkışındaki tepeye kadar sürüklediler.

Genç kızın üstündeki elbise paramparça oldu.Bedeni sefil yaratıkların gözleri önündeydi.

Bu arada yarasaların sayısı beş olmuştu.

Neşe gözleri açık ve donuk, ölüme hazır bir huri gibi bakıyordu.

Biri kalaşnikofunu seriye aldı ve Neşe’nin sağ göğsünün üstüne dayayıp tetiği çekti.Beş mermi Neşe’nin göğsünü parçalamaya yetmişti.

Yarasalar tatmin olmadı. Diğer göğsünün de hakkını verelim dediler gülerek. Aynı işlemi cansız bedeninin diğer göğsünde de tekrarladı biri.

Ailesinin üzerine titreyip kıyamadığı Neşe’nin elbiseleriyle birlikte vücudu da lime lime oldu...”

“Neşenin ölümü insan hakları için mücadele ettiğini iddia eden hiçbir dernek tarafından kınanmadı.

AB komiserleri kimseye “ne yapıyorsunuz” demedi.

Sokak köpekleri için kıyameti koparanların sesi çıkmadı.

Azıcık nasırına basılsa bağıranlardan tek bir açıklama gelmedi.

Aydınlardan “bunu umursuyorum” diyen olmadı.

Neşe öğretmen ve babasının arkasından on binler yürümedi” (Alıntıdır)

***

Not : Olay tamamen gerçek olup, sınıf öğretmeni olan Neşe ALTEN, Diyarbakır İli Bismil İlçesi Çavuşlu Köyü ilkokulu'ndaki görevine 30.09.1993 tarihinde başlamış, yirmi beş günlük öğretmen iken, 26.10.1993 tarihinde şehit edilmiştir.

Saygılarımla
Dede Ersel AKSU
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: TÜRK-KAN - 24 Kasım 2015
ŞEHİT NESRİN ÜNÜGÜR,

Diyarbakır Hantepe köyünden 4 arkadaşı ile kaçırılıp köyün kırsalında kurşuna dizildi.
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: turania_25 - 25 Kasım 2015
Daha onlarca öğretmenimiz, hunharca ve alçakca katledildi, hayatları yok edildi. İnsanlık onurunu, gururunu hiçe sayan it soyluların hatta soysuzların iştahı kabardıkça, Türk Milleti'nin bu asil evlatları, bu asil mesleklerini, en asil bir biçimde şehadetle sonlandırmasını da bildiler.

Mekanları uçmağ olsun...

Saygıyla...
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: İL TEGİN - 26 Kasım 2015
 BAŞÖĞRETMEN BAŞBUĞUMUZ ATATÜRK ve Türk Milleti'nin en fedakar fertleri olan tüm öğretmenlerimiz, başımızın tacıdır.

 Görevleri esnasında k.rt denen adi haşaratlar tarafından katledilen şehit öğretmenlerimizin aziz hatıralarını da saygıyla yad ederim. Ruhları şad, mekanları cennet olsun.

 
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 24 Kasım 2019
Öğretmenler..!
Cumhuriyet sizden düşünceleri özgür, vicdani özgür, kültürü özgür kuşaklar ister...!

Mustafa Kemal Atatürk

24 Kasım Öğretmenler günü, bizleri aydınlığa kavuşuran ve yirmidokuz kere kırk yıl köleleri bile olsak, haklarını ödeyemeyeceğimiz, bütün öğretmenlerimize uğurlu ve kutlu olsun!

Yaşamını yitiren öğretmenlerimize de Yüce Yaradan'dan sonsuz rahmetler dileriz.

Ruhları şad, durakları; Uçmak olsun!


Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: Abbas Karakaya Bozkurt - 24 Kasım 2020
Edebiyat öğretmeni Hüseyin Nihâl Atsız’ın nezdinde bütün öğretmenlerimizin 24 Kasım öğretmenler gününü kutlarız...
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 24 Kasım 2020
Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller yetiştiren, aydınlık yarınlarımızın mimari, bütün öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlu olsun!
Aybüke ve Necmettin öğretmenlerimizin şahsında görevi başında şehit olan şehit öğretmenlerimizin ve uçmağa varmış bütün öğretmenlerimizin ruhları şad, mekanları Uçmak olsun!
İbadet șevkiyle görevlerinin başında aydınlık saçan öğretmenlerimize Yüce Yaradan'dan sağlık ve esenlik içerisinde; huzurlu, mutlu ve uzun ömürler dilerim.
Hayatın her alanında bizlere yol göstericilik yapmış olan gerçek manada başöğretmenimiz Kutlu Türk Başbuğu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü de rahmet, saygı, minnet ve şükranla yad ederim.

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
TTK
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: Çağrıbey - 24 Kasım 2020
(https://www.hunturk.net/forum/rsm/3190-images-4-1606229842.peg)

Alyazmalı, ay yüzlü Aybüke ve sonsuzluk bakışlı mert delikanlımızı Necmettin öğretmenler ve bilcümle şehitlerimiz kalbimizde öksüz bir hüznün gölgesini bırakarak uçmağa vardınız.
Ruhunuz şad olsun!
Mekanınız cennet olsun!

Bütün öğretmenlerimizin öğretmenler günü kutlu olsun!
Başöğretmenimiz Atatürk'e sonsuz saygı ve minnetler olsun...
Ne Mutlu Türk doğup Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla.
Çağrıbey.


Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 24 Kasım 2022
(https://www.hunturk.net/forum/rsm/3190-images-14-1669279425.peg)

Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum!
Hz. Ali (kav)

Başta, başöğretmenimiz, Gâzi Mustafa Kemâl ATATÜRK ve şehit öğretmenlerimiz olmak üzere; ışık kaynağımız ve yol göstericimiz olan, bütün öğretmenlerimize en derin; sevgi, saygı ve minnetlerimi sunar; uçmağa varanlara sonsuz rahmetler, hayatta olanlara; sağlıklı, mutlu, huzurlu ve uzun ömürler dilerim.

Özveri ve içtenlik abidesi olan, elleri öpülesi, bütün öğretmenlerimizin 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ uğurlu, kutlu ve bengü olsun!

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: [Hun Türk] - 24 Kasım 2022
Şehit öğretmenlerimizin ruhları şad olsun.

Türkçülülerin kesinlikle öğretmenlik gibi mesleklerde bulunması ve aktif rol oynaması gerekli.

Hakim, savcı, asker, polis, doktor. Devletin tüm lenflerine kadar içi vatan sevdalılar oldukça bize dokunmak hayal. Yeter ki liyakâti unutmadan bu meslekleri icra edelim.

TTK

Alıntı
....
Irkçı Türkçülerin istediği, bu ırkçılığı daha ileri götürerek bütün okulların Türk soyundan gelme talebe almalarını, hatta Türk fikir ve ahlak hayatında rol oynuyan bütün insanların Türk ırkından olmasını; bütün doktor, mühendis, mimar ve öğretmenlerin de kan bakımından Türk olmalarını temin etmektir........

https://www.hunturk.net/en-sinsi-tehlike
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: [Hun Türk] - 24 Kasım 2023
KUTLU OLSUN.

TTK
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 24 Kasım 2023
Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan topluluğunun, en fedakar ve muhterem unsurlarıdır.

Gâzi Başbuğ ATATÜRK

Başta, başöğretmen, Gâzi Başbuğ ATATÜRK olmak üzere; fikri hür, vicdanı hür, irfânı hür,  bütün öğretmenlerin, 24 Kasım Öğretmenler Günü; uğurlu, kutlu ve beñgü olsun!

Şehit edilen ve uçmağa varan öğretmenlerimize sonsuz rahmetler, hayatta olanlarla da, sağlık ve esenlik içerisinde; mutlu, huzurlu ve uzun ömürler dilerim.

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
Başlık: Ynt: ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 24 Kasım 2024
Bir millet eğitim ordusuna sahip olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak eğitim ordusuyla mümkündür.

Gâzi Başbuğ ATATÜRK

Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.
 
Hz. Ali (kav)

Herkes işe gider, öğretmen ise okula gider.
Başkalarının çocuklarını kendi öz çocuğu gibi gören kişidir öğretmen.
Bir meslek değil, aşktır öğretmenlik.

Başta başöğretmenimiz Gâzi Mustafa Kemâl ATATÜRK ve şehit öğretmenlerimiz olmak üzere, bütün öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü  kutlar, uçmağa varanlara sonsuz rahmetler, hayatta olanlara, sağlık ve esenlik içerisinde mutlu,, huzurlu ve uzun ömürler dilerim.