Türkçü Turancı Otağ
TÜRKLÜK ve TÜRK DÜNYASI OTAĞI => TÜRK - TURAN DÜNYASI => Konuyu başlatan: Böri - 18 Ekim 2011
-
Ayrı ayrı başlıklar açmak yerine, izninizle Türk Tarihi üzerine ilginç bulduğum konuları bu başlık altında toplayacağım...
___________________________________
KIPÇAK ÜLKESİ = 1300 YILLIK TÜRK YURDU
Kabaca bugünkü Ukrayna olarak tanımlayabiliriz ancak daha doğru bir tanımla Hazar Denizi'nden bugünkü Macaristan ve Bulgaristan'a uzanan alan 1300 yıllık* Türk yurdudur. Türkler bu alanda M.S. 400 yılından, 1783 yılına kadar egemenlik kurmuşlardır. (Bu alan, Avrupa Hun Devleti'nin egemenliğindeki topraklarla birebir çakışır.)
* not: Eğer İskit (Skyth) ve Sarmat kavimlerinin Türk oldukları ispat edilirse 1300 yıldan çok daha fazla bir zamanı kapsar. (Benim şahsi görüşüm İskit ve Sarmatların, Hint-Avrupalı ve Proto-Türk kavimlerinin karışımıyla oluştuklarıdır. Tam olarak hepsi Türktü diyemeyiz. Sarmatlar Alanların, Alanlar da Osetlerin atalarıdır. Osetler Türktür diyemeyiz!)
Avrupa Hunları, Türk asıllı gerçek Bulgarlar (Utigurlar, Kutrigurlar, Ogurlar dahil), On Ogurlar, Macarlar**, Sabirler, Avarlar, Hazarlar, Kıpçaklar-Kumanlar, Peçenekler, Altınordu Devleti, Kırım Hanlığı (ve Osmanlılar), günümüzün Kırım Tatarları;
hepsi Türktü ve aynı kavimdi. :asker: Bir Türk devleti yıkılırken bu devletin ardında kalan Türkler, yeni kurulan Türk devletine katılıyorlardı.
(Avrupalılar ise hepsini ayrı ayrı kavimler sayarlar. Bu bilim dışıdır!)
** not: Macarlar başlangıçta bir Fin kavmiydi. Ancak Türklerle çok karışmışlardır. Macar Arpad hanedanı, Hun hükümdarı Attila'nın soyundan geliyordu. Doğu Romalılar, Macarları "Türk" olarak görüyorlardı ve Macaristan Kralı Geza'ya(1074-1077) "Tourkia'nın (= Türkiye!) kralı" demişerdir:
http://en.wikipedia.org/wiki/File:G%C3%A9za_I.jpg (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9GaWxlOkclQzMlQTl6YV9JLmpwZw==)
Geōvitzas pistós králēs Tourkías = Tourkia'nın dindar kralı Geza
Koyu Katolik zihniyet ve Osmanlı'ya karşı Hristiyanlığın kalesi konumunda olmaları nedeniyle Macarlar, gerçek tarihlerine sırt çevirmişlerdir. Buna Avusturya idaresi de eklenmiştir. Gene de Macarlar, Komünist idareden önce bir Turan kavmi olduklarının bilincindeydiler. Daha sonra kültürel olarak ne yazık ki Yahudileşmişlerdir! Komünist idareden sonra da Avrupa Birliği hayranlığı yüzünden Turanlı atalarına sırt çevirmektedirler! (Elbette bilinçli Macarlar vardır!)
Avarların Türk mü, Moğol mu oldukları tartışmalıdır. Moğol asıllı Altınordu Devleti kısa zamanda Türkleşmiştir. (Halkı Kıpçaklardan oluşuyordu.)
Kafkasya'daki Balkar Türkleri de belki (Türk asıllı) Bulgarların soyundan gelmektedir.
____________________________________
TURCILINGI:
http://en.wikipedia.org/wiki/Turcilingi (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9UdXJjaWxpbmdp)
(Wikipedia'dan örnekler veriyorum ama Wikipedia'da Türklüğe yönelik sayısız saldırı vardır! Bunu da belirtmek isterim...)
Turcilingi kavmi, Avrupa Hun Devleti'nin ortadan kalkmasından sonra ortaya çıkmış bir kavimdir. Turcilingi kavminin lideri Odoacer /Odovakar 'dır.
Odoacer sıradan biri değildir. M.S.476 yılında son Batı Roma İmparatoru Romulus Augustulus'u tahtından indirerek Batı Roma İmparatorluğu'na son vermiştir! (Odoacer sıradan bir Germen kabilesinin lideri olmamalıdır.) Odoacer'in İtalya'da kurduğu devlet kısa ömürlü olmuş, Ostrogotlar tarafından yıkılmıştır.
Odoacer'in babası Edeko / Edekon'dur. Edeko, Hun hükümdarı Attila'nın adamlarından biridir!
Turcilingi'nin "-ing" takısı Germen dilinde "halk" anlamına gelir... Bu sözcüğü Nottingham ve Reading gibi İngiliz şehirlerinde (ve futbol takımlarında! :-) ) bugün bile görmekteyiz...
-ing kısmını atarsak geriye "Turci" kalır ki, "Türkler" demek olabilir mi? :?
Ve eğer Turcilingi = Türkler demekse,
Türk sözcüğünün Göktürklerden çok önceleri de (M.S. 476 civarı) kullanıldığı sonucuna varırız. Bu sonuç ayrıca Avrupa Hunlarının Türk olduklarını ve Türk adını aldıklarını gösterir!
not: Turcilingi safkan bir Türk kavmi değildi elbette. Hun-Germen karışımıydı... Çünkü Hun Devleti bile Hun-Germen (Got-Gepid) karışımıydı. (Aslında ne yazık ki Attila'nın ölümünden sonra bu nedenle kısa bir süre de çökmüştür! :-( Hunlar, Attila'nın ölümünden sonra Germenlerin ihanetine uğramışlardır! )
-
HUN:
Tarih kitaplarında Asya Hunları "Xiongnu", Avrupa Hunları ise "Hun" olarak adlandırılıyorlar.
Çinliler Asya Hunlarına "Xiongnu" demişlerdir. Bu, günümüzde Çinceyi Latin alfabesiyle gösteren Pinyin sistemine göre yazılışıdır. Daha önce kullanılan sistem ise Wade-Giles sistemi idi. Wade-Giles'e göre "Hsiung-nu" biçiminde yazılıyordu.
Xiongnu = Hsiung-nu (Aynı sözcüğün değişik sistemlerde yazılışıdır. Okunuşları aynıdır. )
Bu sözcüğün günümüz Çincesinde okunuşu "Şyunğnu" dur. (Buradaki "Ş" sesi de adeta HŞ'layarak çıkan bir sestir. "HŞyunğnu" biçiminde okuyorlar.)
not: Pinyin sisteminde X = "Ş" değerindedir. (Konuya uzak olanlar bu Xiongnu adındaki X'i "KS" sesiyle karıştırırlar... X'li bir isim diyerek, Çince yazılışlardan soğurlar. Bu Çince yazılışlarla Hun Tarihi onlar için içinden çıkılmaz bir hal alır! -Bilimadamlarımız ise bu okunuşları halkımızla paylaşmaz! Kendilerine saklarlar!-)
"Şyunğnu" da Hun sözcüğüne hiç benzememektedir. (İşte Türk karşıtları, -Yahudi-Ermeni asıllı tarihçiler ve Batılı tarihçilerin bir kısmı diyebiliriz- buna dayanarak "Avrupa Hunları ve Asya Şyunğnuları ayrı kavimlerdir ve Türk değildir!" demektedirler...)
Bu doğru mudur? Doğru değil, YALANDIR!
Bir kere bu okunuş günümüz Çincesindeki okunuşudur!
Eski Çincede okunuşu "Hongnu" dur. Ancak bu da batılılar okusun diye yapılmış bir okunuştur. Bunun da doğru Türkçe okunuşu: "Hunğ-nu" dur.
Bu sözcükteki "nu"(Çince) = "Köle" anlamındadır. Çinliler bu ifade ile Hunları küçültmek istemişlerdir. (Hunlar köle değildi elbette ancak Büyük Hun Devleti çökünce Hunlar ne yazık ki bir anlamda Çinlilerin köleleri oldular.)
Böylece "nu" kısmını atarsak, geriye "Hunğ" kalır ki "Hun" sözcüğüne benzemiyor mu?
__________________________________
W.Eberhard'ın eserleri çok değerlidir. O, eserlerinde Çince sözcüklerin tek tek "Türkçe okunuşlarını" vermiştir. Eberhard, Asya Hunları'ndan kitaplarında "H'yunğ-nu" biçiminde bahsediyor.
Ancak yanılgı şuradadır: H'yunğ-nu, H'yunğ-nu diye okunmuyordu! Eberhard bunu belirtir. H harfini kullanmamış, onun yerine H' işaretini kullanmıştır. Bunu tablolarında belirtir. Bu ses H sesi değil HŞ'layarak çıkan bir Ş sesidir.
Yani Eberhard da "Şyunğnu" biçiminde okuyordu... (Bu okuyuş doğrudur ama günümüz Çincesinde okunuşudur!)
Sonuç olarak; Xiongnu = Şyunğnu = Hsiung-nu = H'yunğ-nu = Asya Hunları
ve bunun Eski Çincede okunuşu: Hongnu = Hunğ-nu
"nu" da küçültücü olarak köle anlamına geldiğinden geriye sadece "Hunğ" kalır!
____________________________________
Joseph de Guignes 1756 yılında (-Fransız İhtilalinden çok önce!-) yazdığı eserinde* "Avrupa Hunları, Asya Hunlarından gelmektedir." demiştir.
Buna bir kanıt Avrupa'daki tarihçiler "Hunlar, Alanlara saldırdı." derken, aynı savaş hakkında Çinli tarihçiler "Xiongular ( = Hsiung-nular), Alanlara saldırdı." demektedir! Bu Hunların, Xiongnularla aynı kavim olduğunu gösterir.
Avrupalılar, ayrıca Attila ve Hunlara "barbar" derler... Oysaki bellidir ki arkalarında büyük bir kültür ve uygarlık birikimiyle Asya'dan Avrupa'ya gelmişlerdi. Sıradan "barbar" kavmi olsalardı Hunlar, hem Doğu Roma İmparatorluğu'nu hem Batı Roma İmparatorluğu'nu nasıl yeneceklerdi?
* not: Joseph de Guignes'in eseri "Histoire générale des Huns, des Mongoles, des Turcs et des autres Tartares occidentaux" = "Hunların, Türklerin, Moğolların ve daha sair Tatarların Tarih-i Umumiyyesi" adını taşır... "Büyük Türk Tarihi" adıyla 8 cilt olarak, 1976 yılında "yeni" baskısı yapılmıştır. (Daha önce defalarca belirttiğim gibi bu kitapların yeni baskıları yapılmıyor!!!)
______________________________________
Peki Hunlar kendilerine ne diyordu? Eski Çinliler kendilerine "Hunğ" demiş olabilirler... Hunlar, kendilerine ne diyordu? Genel kabul KUN dedikleri yönündedir...
Orhun Yazıtlarında (Göktürk dilinde) kün = "halk, kavim" anlamındadır.
Moğolcada da kün = "halk" anlamındadır.
Hun / Kun = Kün? olabilir mi? :?
_______________________________________
AKHUNLAR: Avrupalı tarihçiler, Akhunlar Hint-Avrupa asıllı bir kavimdir diyorlar! :-( O dönemki Hint kaynakları onları "Huna" biçiminde anıyor. Hun asıllı yönetici bir sınıfın, Hint-Avrupa asıllı kavimler üzerinde (Yuezhi, Hint, vb.) egemenlik kurdukları açıktır. Zamanla Hunlar bu kavimlerle karışmıştır ve Göktürk-İran ittifakı karşısında yenilerek yok olmuşlardır.
-
Şehit haberleri geldikten sonra yazdıklarımın ne kadar boş olduğu gibi bir hisse kapıldım...
Ancak aradan saatler geçtikten sonra yazdıklarımın değer taşıdığını farkettim.
Çünkü ders kitaplarımız Ermeni asıllı, Yahudi asıllı "içimizdeki hainler" tarafından tahrif edilmekte, zır cahil kitleler meydana getirilmektedir!
İlköğretim-Lise-Üniversite öğrencileri Türk Tarihi hakkında hiçbirşey bilmemektedir!
-
12 HAYVANLI TÜRK TAKVİMİ / ÇİN TAKVİMİ:
2012 yılı Çin Takvimine göre "Ejderha Yılı" olacak...
Çinlilerin günümüzde de kullandığı bu takvimi geçmişte Türkler de kullanıyordu.
Bu konuda temel çalışma Osman Turan'ın "Oniki Hayvanlı Türk Takvimi" adlı eseridir.
Ziya Gökalp'ın da belirttiği gibi Türk kültürü, Çin kültüründen farklıdır ancak iki millet aynı medeniyetin bir parçasıdır. Bu takvim bunun en iyi kanıtıdır. Ziya Gökalp, "Türk Medeniyeti Tarihi" adlı eserinde 12 Hayvanlı Türk Takvimini de tanıtmıştır.
Ben de aşağıdaki çizelgede 12 Hayvanlı Türk Takvimindeki hayvan isimlerinin Türkçe-Çince-İngilizce karşılıklarını gösteriyorum... Fikir vermesi açısından karşılık gelen yılları da belirttim:
Sıçan = "shu" = rat (2008)
Sığır = "niu" = ox (2009)
Pars / Kaplan = "hu" = tiger (2010)
Tavşan = "tu" = rabbit (2011*)
Ejderha ="long" = dragon (2012**)
Yılan = "she" = snake (2013)
At = "ma" = horse (2014)
Koyun= "yang" = sheep (2015)
Maymun = "hou" = monkey (2016)
Tavuk = "ji" = rooster (2017)
Köpek = "gou" = dog (2018)
Domuz = "zhu" = pig (2019)
12 toplayarak veya çıkararak bütün yıllar kolayca hesaplanabilir:
Sıçan Yılı: 2008
2008 + 12 = 2020 (Sıçan yılı olacak)
2008 - 12 = 1996 (Sıçan yılıydı)
1996 - 12 = 1984 (Sıçan yılıydı)
1984 - 12 = 1972 (Sıçan yılıydı) gibi...
Eski Türkler bu yılları sırasıyla: Sıçgan, Ud, Bars, Tavışgan, Lu, Yılan, Yund, Koy, Biçin, Taguk, İt, Tonguz olarak adlandırmışlardır.
______________________________________
Türk asıllı Bulgarlar da aynı takvimi kullanmıştır:
"somor" = sungur /sıçan
"şegor" = sığır
"vereni" = evren / ejderha
"dilom" = yılan
"dvan" = yund / at
"tekou" = teke / koyun
"toh" = tavuk
"yethi" = it / köpek
"doh's" = domuz
İlk bakışta Türkçe değilmiş izlenimi veren bu sözcüklerin Türkçeden nasıl türediğini Talat Tekin, "Tuna Bulgarları ve Dilleri" adlı eserinde tek tek belirtmiştir.
somor < sungur - m < ng ses değişmesi olmuştur! -
şegor < sıgur < sıgır = sığır - ş < s ses değişmesi olmuştur! -
vereni < evren
dilom < cilom < cılam < cılan < yılan - d < c < y ses değişmesi olmuştur! -
dvan < cuan < yun = yund / yunt (-t çoğul eki) - d < c < y ses değişmesi olmuştur! -
tekou (okunuşu: teku) < tekü < tekegü = teke
toh < tawuk < taguk / takagu = tavuk
yethi < it < ıt = köpek
doh's < dokus <dogus < dongus < tonguz = domuz
Bu takvimin Eski Bulgarlar tarafından kullanılması, onların Türk asıllı olduğunun delilidir.
-
TURCILINGI: Yukarıda bu konuya değinmiştim...
L.N.Gumilev'in "Hunlar" adlı eserinde 584. sayfada, Attila'ya bağlı kavim adları sayılırken "Turcilingler" de sayılmıştır...
Türkçe çeviride Türkçe "-ler" çoğul eki kullanılmıştır.
Yukarıda açıklamaya çalıştığım gibi: Turcilingi'nin "-ing" takısı Germen dilinde "halk" anlamına gelir... Bu sözcüğü Nottingham ve Reading gibi İngiliz şehirlerinde de görmekteyiz.
Turci-l-ing-i
çözümlersek: En sondaki "-i" Latince çoğul ekidir. "-ing" ise Germen dillerinde (burada Got dili) halk anlamındadır...
Turci-ingi dememek için araya l (= L) sesi araya kaynaştırma harfi olarak konmuştur...
Geriye sadece "Turci" kalır. (Buradaki "-i" yine Latincedeki çoğul ekidir.)
Böylece elimizde "Turc" sözcüğü kalır!!! (ki "Türk" sözcüğüdür! :-) )
Avrupa Hunları döneminde topluluğun genel adı "Hun /Kun"dur. "Türk" ise Hun boylarından birinin adı olmalıdır. (Bu Türk adını, Asya Hunları içinde bir boy da kullanıyor olmalıdır... Göktürklere adını, bu "Türk" isimli boy vermiştir. Daha sonra Türk /Göktürk egemenliğine giren diğer Hun boyları da "Türk" adını almıştır.)
_____________________________________
Got asıllı tarihçi Jordanes M.S. 551 yılında yazdığı "Got Tarihi" adlı eserde Turcilingi kavminden bahsetmiştir:
http://www.shsu.edu/~his_ncp/Jordanes.html (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3d3dy5zaHN1LmVkdS9+aGlzX25jcC9Kb3JkYW5lcy5odG1s)
alıntı yapıyorum: it was not long before Odoacer, king of the Torcilingi, invaded Italy, as leader of the Sciri, the Heruli and allies of various races. He put Orestes to death, drove his son Augustulus from the throne and condemned him to the punishment of exile in the Castle of Lucullus in Campania. Thus the Western Empire of the Roman race, which Octavianus Augustus, the first of the Augusti, began to govern in the seven hundred and ninth year from the founding of the city, perished with this Augustulus in the five hundred and twenty second year from the beginning of the rule of his predecessors and those before them, and from this time onward kings of the Goths held Rome and Italy.
...
The western country, long ago governed by the rule of your ancestors and predecessors, and that city which was the head and mistress of the world,--wherefore is it now shaken by the tyranny of the Torcilingi and the Rugi?
____________________________________
metinde Torcilingi biçiminde geçiyor...
Turcilingi kavminin lideri Odoacer /Odovakar 'dır. Odoacer sıradan biri değildir. M.S.476 yılında son Batı Roma İmparatoru Romulus Augustulus'u tahtından indirerek Batı Roma İmparatorluğu'na son vermiştir! (Metinde de bu vurgulanıyor!)
Turcilingi sıradan bir kavim olamaz! Batı Roma İmparatorluğu'na son veren kavimdir!
_______________________________________
Jordanes'in eseri M.S. 551 yılında yazılmıştır. Yani Batı Dünyası "Turcilingi" adını bu tarihten beri bilmektedir.
Batılı Tarihçiler bu adın bilinmesini istemiyorlar... Turcilingi /Türk karşılaştırmasını yapmamışlardır!
Bu konuya dikkat çekmek istedim.
-
ÇİN'İN KOMŞULARI:
http://www.chinaknowledge.de/History/Altera/altera.html (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3d3dy5jaGluYWtub3dsZWRnZS5kZS9IaXN0b3J5L0FsdGVyYS9hbHRlcmEuaHRtbA==)
Bu sitede hepsi toplu halde gösterilmiş; Eskiçağ ve Ortaçağdaki Di, Rong, Yuezhi, Hun-Türk, Moğol, Tunguz, Kore, Qiang-Tibet kabileleri belirtilmiş... (Çin'in diğer komşuları ve ticari ilişki içinde olduğu Japonya, Parthia, Roma, Sogd, Vietnam gibi ülkelere de kısaca değinilmiş...)
____________________________________
Bu konuda yazılmış en iyi kaynak eserlerden biri: W.Eberhard'ın "Çin'in Şimal Komşuları" adlı kitabıdır. Bu kitapta Hun-Türk, Moğol, Tunguz, Kore boyları tek tek gösterilmiştir.
(Daha önce belirttiğim gibi, bu eserlerin yeni baskıları yapılmalı, bu eserler geniş kitlelerin istifadesine sunulmalıdır... 1-2 bilimadamının bu eserleri ezbere bilmesi önemli değildir!!!)
-
ÇİN VE MAÇİN:
Genelde "Çin", bildiğimiz Çin Ülkesi sanılır... Peki "Maçin" neresidir?
Öncelikle "Çin" = Kuzey Çin, "Maçin" = Güney Çin bölgeleridir.
Ancak "Çin ve Maçin" tabirinde kullandığımız "Çin" aslında Çin Ülkesi demek değildir!!! :-o & :wink:
"Çin ve Maçin" tabirindeki Çin < Cın (Bu Türkçe okunuşudur. Çince yazılışı: Jin /Chin, okunuşu: Cın)
http://en.wikipedia.org/wiki/Jin_Dynasty_(1115%E2%80%931234) (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9KaW5fRHluYXN0eV8oMTExNSVFMiU4MCU5MzEyMzQp)
Cın adı "altın" anlamındadır. 1115-1234 yılında Kuzey Çin'de hüküm sürmüş bir hanedanın (ve bu hanedanın yönettiği ülkenin) adıdır! Bu hanedan Çinli değil, Tunguz-Mançu asıllıdır.
Cın / Jin / Altan / Kin / Chin / Nüzhen / Jurchen / Cürçet / Ju-Cın hepsi aynı hanedanın adıdır.
http://en.wikipedia.org/wiki/File:Sung_Dynasty_1141.png (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9GaWxlOlN1bmdfRHluYXN0eV8xMTQxLnBuZw==)
Haritada mavi alan Cın / Jin ülkesidir. (Kuzey Çin bölgesi)
Bu Cın adı, Çin adı ile karıştırılarak Arap ve İran uluslarına "Çin" biçiminde (-yanlış olarak!-) yansımıştır! İşte "Çin ve Maçin" tabirindeki "Çin" budur. (Doğrusu: "Cın")
_______________________________________
Aynı haritaya tekrar bakarsak, güneydeki Song (Sunğ) yazan turuncu bölge Güney Çin = "Maçin"dir.
Maçin < Manzi (Türkçe okunuşu: Mandsi)
Manzi / Manji / Machin / Mangi (Latince) /Maçin: çeşitli devirlerde, çeşitli dillerde aynı adın değişik yazılışlarıdır sadece... (okunuşu da zamanla Mandsi > Manci değişmiştir...)
Bu Manzi adı (okunuşu zamanla: Manci), Arap ve İran uluslarına "Maçin" biçiminde yansımıştır! İşte "Çin ve Maçin" tabirindeki "Maçin" budur. (Doğrusu: "Manzi")
http://en.wikipedia.org/wiki/Names_of_China#Mangi (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9OYW1lc19vZl9DaGluYSNNYW5naQ==)
maddesi, Maçin için:
From Chinese Manzi (southern barbarians). The division of North China and South China under the Jin Dynasty and Song Dynasty weakened the dogma that China should be unified, and it was common for a time to call the politically disparate North and South by different names. While Northern China was called Cathay, Southern China was referred to as Mangi. Manzi often appears in documents of the Mongol Yuan Dynasty. The Mongols also called Southern Chinese "Nangkiyas" or "Nangkiyad", and considered them ethnically distinct from North Chinese. As Marco Polo used it, the word "Manzi" reached the Western world as "Mangi" (Machin). The Chinese, themselves, saw "Mangi" as a derogation and never used it as self appellation.
demektedir...
Man = "Güney barbarları demektir...
not: M.Ö. 200'lerde Güney Çin, Tayvan ve Vietnam'da Çin asıllılar değil, "Malay asıllılar" yaşıyordu! (Tarihçiler, bu gerçekleri es geçerler!)
O devirde sadece Kuzey Çin, Çin asıllıydı! Asıl Çinli olan kuzeyliler, güneylileri "yabancı" (barbar = "Man") olarak görüyordu ve onların ülkesine Manzi /Maçin = "Güney Barbarları Ülkesi" adını veriyordu.
Ancak aradan yüzyıllar geçtikten sonra (M.S. 1200'lere gelindiğinde) durum değişmiş, Güney Çin "Çinlileşmiş", buna karşılık Kuzey Çin ise Türk-Moğol-Tunguz istilaları ile Çinli olmaktan çıkmıştı! Bu kez kuzeyli olan Türk-Moğol-Tunguzlar, güneylileri yine "yabancı" (barbar = "Man") olarak nitelendiriyor ve onların ülkesini yine Manzi / Maçin olarak adlandırıyorlardı. (Ama bu kez Güney Çinliler "gerçek Çinli" olmuşlardı! -Artık Malay asıllı değildiler...-)
_______________________________________
Bildiğimiz "Çin Ülkesi" adı nereden geliyor? :
http://en.wikipedia.org/wiki/Qin_Dynasty (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9RaW5fRHluYXN0eQ==)
Çin < Qin (okunuşu: Çin)
Qin / Çin Hanedanı M.Ö. 221-M.Ö.206 yıllarında hüküm sürmüştür ve ülkeye "ÇİN" adını vermiştir!
Çin / Qin / Ts'in / Ch'in aynı adın değişik yazılışlarıdır sadece!
________________________________________
Bu konuyu yazarken rastladığım bir linki de göstermek istiyorum, konu oldukça iyi işlenmiş:
http://turkishstudies.net/sayilar/sayi6/70inayetalimcan.pdf (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3R1cmtpc2hzdHVkaWVzLm5ldC9zYXlpbGFyL3NheWk2LzcwaW5heWV0YWxpbWNhbi5wZGY=)
-
Reha Oğuz Türkkan'ın "Kızılderililer ve Türkler" adlı eserinin büyük bir bölümüne katılıyorum...
___________________________________
Bu konuyla ilgili daha önce not aldığım yazıları buraya aktarıyorum:
"tepe" (Türkçe) = tepec / tepetl (Aztek dili / Nahuatl)
yer adları:
Chapultepec, Popocatépetl, Cerro de Macuiltépetl , Cerro Teotepec, Cerro Zempoaltépetl, Ometepec, Tlacotepec, Xochitepec, Tehuantepec, Zinacatepec, Yautepec, Nauhcampatepetl, Tuxtepec, Coatepec, Coscomatepec de Bravo, Coyotepec, Ixtepec, Jamiltepec, Jilotepec, Jonacatepec, Mapastepec, Ocotepec, Tepehuanes
Bu yer adlarındaki bütün "tepe" sözcükleri, tepe anlamındadır!
_____________________________________
Yaotl (Aztek dilinde) = "düşman" (Türkçe "yağı" sözcüğüne benziyor!)
itzcuintli (Aztek dilinde) = "köpek" ("it" sözcüğüne benziyor!)
______________________________________
KON-TİKİ:
Con-Tici Viracocha (İnka Güneş Tanrısı)
Tiki (Polinezyalıların tanrısı)
Kon-Tiki ~ Kün Tengri?
Kon = Kün = "Güneş"
Tiki = Tengri = "Tanrı"
____________________________________
ata (Eskimo) = "ata, baba"
ate (Dakota/Sioux) = "ata, baba"
tata (Quechua / İnka dili) = "ata, baba"
baba(Taino) = "baba" (Türkçe) = "baba"(Çince) = "baba"(Farsça)
not: Taino dili, K.Kolomb'un Antiller'de ilk karşılaştığı Kızılderililerin dilidir!
ya'ax (Maya dili) = "yeşil" < yaşıl (Göktürkçe)
Maya dilinde x, "ş" sesini göstermek için kullanılıyor... (ya'ax = "yaaş" okunur!)
K'iin (Maya dili) = "gün, Güneş" < Kün (Göktürkçe)
____________________________________
Bunlar "uydurma" değil, incelenmesi gereken bir konudur!
-
"TİBET" ADI TÜRKÇEDEN Mİ GELİYOR?
Tibetliler elbette Türk asıllı değildir. Ancak tarih boyunca çok sayıda Türk ve Moğol, Tibetlilerle karışmıştır.
Tibetlilerin ataları olan Qiang (Ch'iang / K'iang; okunuşu: Çyanğ / ancak eskiden okunuşu: Kyanğ olmalı!) kabileleri, Asya Hunlarının (Xiongnu) müttefiki idi. (Bu konuda Eberhard'ın eserleri, Gumilev'in "Hunlar" adlı eseri, Türk Tarih Kurumu'nun yayımladığı "Han Hanedanlığı Tarihi" kaynak olarak belirtilebilir...) Qiang kavmi, Çinlilerle sürekli savaşıyordu! (Yani sanıldığı gibi Tibetliler çok da "barışçı" değillerdi geçmişte!)
Tibet adı, Orhun Anıtlarında "Tüpüt" olarak geçer.
Yine Orhun Anıtlarından öğreniyoruz ki "töpü" sözcüğü Göktürk dilinde tepe anlamındadır.
"-t" çoğul eki ile (Bu sadece Moğolca çoğul eki değildir... Diğer Altay Dillerinde ve Türkçede de mevcuttur: tarkan > tarkat gibi.)
töpü = tepe
töpüt = tepeler, yükseltiler (belki dağlar?)
ayrıca Orhun yazısında "ö" ve "ü" aynı harf ile gösterilir!!! (Töpüt, Tüpüt olarak da okunabildiği gibi; Tüpüt, Töpüt gibi de okunuyor olabilir!)
Bu durumda "Tibet" anlamına gelen "Tüpüt" = "Dağlık Ülke" anlamına gelebilir!
Tibet = "Tepeler"
Daha öncede belirttiğim gibi ben sadece bir amatör olarak (daha doğrusu bir Türkçü olarak) Türk Tarihi ve Türk Dili ile ilgileniyorum...
Bu konuya dilcilerin dikkatini çekmek isterim...
Wikipedia ne kadar kaynak olarak gösterilebilir? Bu konu tartışmalıdır... (Her isteyen bu ansiklopediye bir şeyler yazabilir...)
Ancak Wikipedia'da bulduklarımı da buraya aktarıyorum:
http://en.wikipedia.org/wiki/Tibet (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9UaWJldA==)
The English word Tibet or Thibet dates back to the 18th century.[8] While historical linguists generally agree that "Tibet" names in European languages are loanwords from Arabic طيبة، توبات (Ṭībat or Tūbātt), itself deriving from Turkic Töbäd "The Heights" (plural of töbän)
Burada aynen benim dediklerim yazıyor: Tibet'in Türkçe "tepeler" anlamında Töbäd sözcüğünden geldiği (Bana göre Tüpüt veya Töpüt deseydi daha doğru olurdu!) belirtiliyor...
__________________________________
tepe (Türkçe) < töpü (Göktürkçe)
bu böyle midir? Yoksa Göktürkçe hem "töpü" hem "tepe" sözcükleri beraber mi kullanılıyordu?
Çünkü yukarıda Kızılderililer üzerine yazdığım notlarda:
"tepe" (Türkçe) = tepec / tepetl (Aztek dili / Nahuatl)
Aztek / Nahuatl dilinde "-c" ve "-tl" 'nin sadece ek oldukları gözönüne alınırsa, Orta Asya'dan göç etmiş Kızılderili Aztekler bile "tepe" sözcüğünü kullanıyordu ki, "tepe, dağ" anlamındadır!
Bu nedenle "tepe" biçimi de eski bir biçimdir.
______________________________________
"Türk Tarihi Üzerine Notlar" başlığı altında yazdığım bu notlara yorumlarınızı bekliyorum...
-
ÇİN HANEDANLARI:
Çince adlar, Latin alfabesine değişik sistemler ile çevrilmiştir. En önemli iki sistem: Pinyin ve Wade-Giles sistemleridir. Wade-Giles sistemi ağırlıklı olarak geçmişte kullanılıyordu. Pinyin sistemi günümüzde daha çok tercih edilmektedir.
not: Konuya uzak olanlar için, Çince adların değişik sistemlerle değişik biçimlerde yazılması içinden çıkılmaz bir hal alır... Çin tarihi ile hiç ilgilenmeyen biri "Xia" Hanedanı'nın adını "Ksiya" olarak okur! Başka bir kitapta gördüğü "Hsia" Hanedanı'nın adını "Hısiya" diye okuyabilir! "Ksiya" ve "Hısiya" diye okuduğu bu isimlerin aslında aynı hanedan olduğunun farkına varmaz! -Bu okunuşlar elbette yanlıştır. Bu aynı hanedandır ve "Şya" biçiminde okunur!- (Anlı şanlı bilimadamlarımız ise bilgilerini kendilerine saklarlar! Çince adların okunuşu ve Türk Tarihi ile ilgili Çince yazılan sözcüklerin nasıl okunması gerektiğini halka göstermezler!)
Aşağıda tarih sırasıyla Çin Hanedanları listesi ve okunuşlarını veriyorum:
Efsanevi hükümdarlar: 3 Huang ve 5 Di Dönemi M.Ö.2100'den önceki devirler
Xia Hanedanı(Pinyin sistemi) = Hsia(Wade-Giles sistemi) = Şya(okunuş) M.Ö. 2100-M.Ö.1600
Shang Hanedanı = Shang = Şanğ M.Ö.1600-M.Ö.1046
Zhou Hanedanı = Chou = Cov yaklaşık M.Ö.1050-M.Ö.249
Savaşan Beylikler Dönemi (Qin/Çin bu beyliklerden sadece biriydi... Uzun savaşlar sonucunda diğerlerini yendi)
Qin Hanedanı = Ch'in = Çin M.Ö.221-M.Ö.206 (Bu hanedan, "ÇİN" ülkesine adını vermiştir!)
Han Hanedanı = Han = Han M.Ö.206-M.S.220
3 Devlet: (Wei, Shu Han, Wu) = (Wei, Shu, Wu) = (Veğ, Şu, Vu) M.S. 221-265
Jin Hanedanı = Chin = Cin M.S. 265-419
Kuzey sülaleri: (Wei*, Zhou, Qi) = (Wei, Chou, Ch'i) = (Veğ, Cov, Çi)
* not: Wei Hanedanı = Tabgaç, Türk asıllıdır!
Güney sülaleri:(Liu Song, Güney Qi, Liang, Chen) = (Liu Sung, Ch'i, Liang, Ch'en)= (Sunğ, Çi, Lyanğ, Çın)
Sui Hanedanı = Sui = Suy M.S. 589-618
Tang Hanedanı = T'ang = Tanğ M.S.618-907
5 devlet zamanı: (sonraki Liang, sonraki Tang, sonraki Jin, sonraki Han, sonraki Zhou) = (sonraki Liang, sonraki T'ang, sonraki Chin, sonraki Han, sonraki Chou)= (sonraki Lyanğ, sonraki Tanğ, sonraki Cin, sonraki Han, sonraki Cov)
Liao Hanedanı(Kitan/Moğol asıllı) = Liao = Lyav M.S.907-1211
Jin Hanedanı = Chin = Cın/Altan Hanedanı/Kin/Cürcen/Cürcet/Jinn/Ju-cın/Nüzhen M.S.1115-1234 (Mançu asıllı)
Song Hanedanı = Sung = Sunğ M.S.960-1276
Yuan Hanedanı(Moğol) = Yüan = Yüen M.S.1277-1368 (Cengiz Han'ın soyundan gelen Çin hanedanı)
Ming Hanedanı = Ming = Minğ M.S.1368-1644
Qing Hanedanı(Mançu) = Ch'ing = Çinğ M.S.1644-1911
Çin Cumhuriyeti
Çin Halk Cumhuriyeti
Tayvan
-
Günümüzde bütün bu hanedanları Çinli olarak kabul ediyoruz...
Ancak listeye tekrar bakarsak:
Qin Hanedanı = Ch'in = Çin M.Ö.221-M.Ö.206 (Bu hanedan, "ÇİN" ülkesine adını vermiştir!)
Çin Ülkesine "Çin" adını M.Ö. 221 yılında Çin Hanedanı vermişti. Daha önce Çin Ülkesine, Çin denmiyordu!
Bu yüzden Xia, Shang ve Zhou Hanedanlarına "Çinli" yerine "Proto-Çinli " (Ön Çinli) denmelidir!
(not: Bu durum, Göktürklerden önce Türk asıllı boylara "Türk" deniyor muydu? Asya Hunlarına "Türk" deniyor muydu? sorusuna benziyor...)
Çinliler; Tibet-Burma(Myanmar)-Butan halklarıyla akraba bir kavimdir. Bütün bu kavimler Çin-Tibet Dilleri konuşur:
http://starling.rinet.ru/maps/maps32.php?lan=en (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3N0YXJsaW5nLnJpbmV0LnJ1L21hcHMvbWFwczMyLnBocD9sYW49ZW4=)
Günümüzde (yanlış olarak!) Çin H.C. topraklarında yaşıyan herkesi "Çinli "olarak görüyoruz. Oysa Çin; Tayvan-Uygur Ülkesi-Tibet-İç Moğolistan-Mançurya bölgelerini sonradan elegeçirmiştir!
Asıl Çin (harita) : http://www-chaos.umd.edu/history/picts/song.gif (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3d3dy1jaGFvcy51bWQuZWR1L2hpc3RvcnkvcGljdHMvc29uZy5naWY=)
Hatta Güney Çin bile, asıl Çin'e sonradan dahil olmuştur... Güney Çin'de geçmişte "Malay asıllı Yue halkı" yaşıyordu!
Qin = Çin Hanedanı dönemi haritası:
http://en.wikipedia.org/wiki/File:Qin_empire_210_BCE.png (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9GaWxlOlFpbl9lbXBpcmVfMjEwX0JDRS5wbmc=)
Çin Hanedanı, Çin ülkesinin tamamına hakim olmadan önce Çin / Qin batıdaki bir beylikti... Qin / Çin beyliği, diğer beylikleri tek tek yenerek ilhak etmiş, ülkeyi birleştirmiş ve ülkeye "ÇİN" adını vermişti:
http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/6/6c/EN-QIN260BCE.jpg (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3VwbG9hZC53aWtpbWVkaWEub3JnL3dpa2lwZWRpYS9jb21tb25zLzYvNmMvRU4tUUlOMjYwQkNFLmpwZw==)
______________________________________
ÇİN ÜLKESİNİN DİĞER ADLARI:
http://en.wikipedia.org/wiki/Names_of_China (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9OYW1lc19vZl9DaGluYQ==)
konuyu oldukça güzel anlatmış... Önemli olan adlara burada değineceğim:
Huaxia = Çin Ülkesinin Çin hanedanından önceki adıydı. Xia Hanedanı'ndan gelen bu ad günümüzde de kullanılıyor!
Zhongguo = "Merkez Ülke"
Zhongguo (Pinyin sistemi ile yazılışı) = Chung-kuo (Wade-Giles sistemi ile yazılışı)
Han = Han hanedanı'ndan gelen bir ad. Günümüzde gerçek Çinlilere "Han" adı veriliyor...
Tabgaç = Göktürkler, Çin'e "Tabgaç" adını veriyorlardı. Türk asıllı Tabgaç/Wei hanedanı M.S.386-549 yıllarında Kuzey Çin'e hakim olmuştu.
Cathay = Batılıların Çin'e verdiği isim. Moğol asıllı Kitayların adından geliyor.
Sin = Latince "Ç" sesi olmadığından, batılılar Ortaçağ'da Çin adını "Sin" biçiminde yazıyorlardı. (Ayrıca Qin/Çin hanedanı'nın adını Fransız bilimadamları geçmişte Ts'in biçiminde yazmışlardır! -Belki eski dönemlerde Çin değil, "Ts'in" biçiminde okunuyordu bu ad!- Ziya Gökalp'ın eserlerinde de Çin Hanedanı, "Tsin" biçiminde geçer!)
Sinae = Sin sözcüğünün çoğuludur (Çinliler gibi...)
Seres = "ipek ülkesi"
____________________________________
Çin Hanedanı, başlangıçta sadece Çin beyliğini yönetiyordu... Çin beyliği, Hun sınırındaydı. Çin beyliği ırk olarak Çin-Hun(Türk)-Qiang (Tibet) karışımıydı. Saf Çinli değildi!
Xia ve Zhou hanedanları'nın da ırk olarak Proto-Çinli-Hun(Türk) karışımı olduğunu bilimadamları kabulediyor. (Bu konuda W.Eberhard'ınkiler başta olmak üzere çeşitli eserlere gözatılabilir...)
12 Hayvanlı Türk Takvimi / Çin Takvimi meselesi: Bu takvimin Türkler tarafından mı, yoksa Çinliler tarafından mı bulunduğu hep tartışılmıştır... E.Chavannes, Ziya Gökalp, Osman Turan bu takvimi Türkler buldu demektedirler. "Çin Uygarlığı" 'nı başlatan Xia Hanedanı'nın da Proto-Çinli-Hun(Türk) asıllı olduğu iddia edilmektedir. Çin Takvimi de böylece Xia Hanedanı döneminde Çin Ülkesinde yaşayan Hunlar(Türkler) tarafından bulunmuş olabilir.
_____________________________________
"Xia Hanedanı", Hun asıllı mıydı?
Buna Çin tarih kitapları, "Hunlar (Xiongnu) Xia Hanedanı'ndan gelmektedir." biçiminde yanıt veriyorlar!
Xia Hanedanı'nın son hükümdarı Jie'nin oğlunun adı Chunwei idi. Chunwei (M.Ö.1600'de yaşıyor), Hun hükümdarları Teoman ve Mete'nin (M.Ö.209) atasıydı!
Bunu eski Çin tarih kitapları yazmaktadır!
not: Çok sonraki dönemde Cengiz Han soyundan gelen Moğol asıllı Yuan Hanedanı'nın Çin'i kaybedip, kuzeye Moğolistan'a çekilmesi gibi bir durum sözkonusudur! Hun (Xiongnu) asıllı Xia Hanedanı da, Çin'i yitirmiş ve kuzeye (bugünkü Moğolistan'a!) çekilmişti! Teoman ve Mete bu kuzeye çekilmiş hanedan mensuplarının 1400 yıl sonraki torunlarıydı!
ayrıca: Bu adlar Xia/Hsia , Jie/Chieh, Teoman /Tuman, Mete/Mao-tun/Modu vb. gibi her kitapta değişik-değişik yazılırsa kimse birşey anlamaz! İşin içinden çıkılmaz!
____________________________________
Sonuç olarak; "Çin Tarihi bilinmeden Türk Tarihi de tam olarak anlaşılmaz!" demek istiyorum... 8-)
-
Chunwei konusuna Nihal Atsız, "Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar" adlı eserinde değinmiştir (s: 45) :
"Çin kaynakları milattan önce 1766 yıllarında Şün-goey adında birinin Kunları bir idare altına topladığını söylüyorlar."
_____________________________________
Nihal Atsız bu eseri 1933-1936 yılları arasında yazmıştır. Şün-goey ve Chunwei aynı isimdir. Şün-goey Fransız ekolünün okuma biçimidir (De Guignes ana kaynaktır). Geçmişte Xia/Hsia/Şya Hanedanı'nın M.Ö.1766 tarihinde sona erdiği düşünülüyordu. Şimdi ise M.Ö.1600 olarak yaklaşık bir tarih verilmektedir.
Sonuç olarak, Hun/Kun/Xiongnu tarihi M.Ö.209 yılında başlamamaktadır! Hun tarihinin M.Ö.1600'lere kadar gerilere gittiğini eski Çin tarih kitapları söylüyor!
-
Orta Asya'daki "Türk Olmayan" Kavimler:
Orta Asya'nın yerlisi olan Altay ırkından Moğol, Tunguz, Kore asıllı kavimlerdir...
MOĞOLLAR: Hun döneminde Moğollara "Donghu" (Tung-hu) ve "Shi-wei" adı veriliyor... Donghu (okunuşu: Dunğ-hu), Çince "Doğudaki Barbarlar" anlamına gelmektedir. (Wade-Giles sisteminde "Tung-hu" biçiminde yazıldığı için başlangıçta -yanlış olarak!- Tunguzlarla özdeşleştirilmişlerdir.)
Siyenpi (Xianbei / Hsien-pei) ve Wuhuan kavimleri Donghuların bir bölümüdür.
not: Siyenpiler, Türk-Moğol karışımı olabilir. Donghu = "Doğudaki Barbarlar" anlamına geldiğinden, Çinliler bu bölgede yaşayan bütün kavimlere Donghu demişlerdir!
Kitaylar (Kitan) ise Shi-wei (okunuşu: Şı-veğ)lerin bir koludur.
Juan-Juanlar, Türk mü Moğol mu tartışmalıdır... (not: İki kavmin karışımı da olabilirler!)
Göktürkler döneminde adları geçen Tatar, Tatabı kavimleri de Moğol asıllıdır.
Kurıkan kavminin Türk asıllı mı, yoksa Moğol asıllı mı oldukları tartışmalıdır! (Ahmet Taşağıl'ın eserlerinde "Türk" boyu olarak geçiyorlar... Osman Fikri Sertkaya ise "Moğol asıllı" olabilirler. demektedir.)
Moğollar, "Moğol" adını çok daha sonraki dönemlerde almıştır.
KORE DEVLETLERİ:
Joseon (Chao-hsien / Cav-şyen / Chaoxian / Cosen / Chosen / Tyosen / Çosan / Jyusin / Choson / Chosun)
Hepsi aynı devletin çeşitli biçimlerde yazılışıdır. Bu devlete "Eski Joseon" anlamında Go-Joseon (Kocoson) da denilmektedir.
Jin (Çın)
Jin Devleti yıkılınca 3 parçaya bölünmüştür. Koreliler buna "Samhan devletleri" (3 hanlık) adını veriyorlar. (Buradaki han sözcüğü han/kan/kağan ile aynıdır!)
1) Jinhan (Çınhan/Chin Han /Chenhan)
2) Mahan
3) Byeonhan (Byen-çın / Byen-han / Pyönhan / Byeonjin)
Harita: http://en.wikipedia.org/wiki/File:Samhan.PNG (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9GaWxlOlNhbWhhbi5QTkc=)
bu üç devlet zamanla yıkılmış, yıkıntılarından 3 başka devlet doğmuştur:
Jinhan > Silla
Mahan > Baekje
Byeonhan > Gaya
1) Silla (Hsin-lo / Şilla / Saro-guk)
2) Baekje (Bay-ci / Pai-chi / Paekche / Pekçe)
3) Gaya (Kaya)
Harita: http://en.wikipedia.org/wiki/File:History_of_Korea-375.png (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9GaWxlOkhpc3Rvcnlfb2ZfS29yZWEtMzc1LnBuZw==)
Bunlardan başka:
Goryeo (Kore / Koguryo / Kao-li / Gav-li / Kogurya / Korya)
bu devlet Kore'ye adını vermiştir!
Buyeo (Puyo / Fu-yü / Puyeo) devleti
TUNGUZLAR:
Geçmişte Tunguzlara "Sushen" adı veriliyordu (okunuşu: Su-şın)
Tunguzlar kendilerini "Evenk" olarak adlandırıyorlar.
Mançular da Tunguzların bir koludur.
DİĞER KAVİMLER:
1) Qiang (Ch'iang / K'iang) kavmi Tibetlilerin atalarıdır.
2) Yuezhi (okunuşu: Yüe-cı) Bu kavim Türk asıllı değildir! Hint-Avrupa asıllı olan bu kavim Hunların düşmanıydı.
not: Kuşanlar, Yuezhilerin bir koludur! (Kuşanlar, Türk değildir!)
Ayrıca Tokharlar ve Yuezhiler aynı kavim olabilirler!
(bazı bilimadamları da Skyth/ Saka kavmi ile Yuezhi kavminin aynı kavim olduğunu ileri sürer. Skyth/Sakaların bir kısmı Hint-Avrupa asıllı, diğer bir kısmı Turani olabilir... Hint-Avrupa asıllı olanlar, Yuezhiler olabilir!)
3) Tangutlar: Tibet-Moğol karışımıdır.
4) Tu-yü-hun: Siyenpi-Tibet karışımıdır.
_____________________________________
Anlatmak istediğim, bu konular sanıldığı gibi zor ve karışık değildir! Bu konular 1-2 profesörün ilgi alanına bırakılmamalıdır! 70 milyon bu konularda hiçbirşey bilmesin, 1-2 kişi binlerce kitabı ezbere bilsin... BU ÇOK SAÇMADIR!
Ben, ana kaynakların okunması gerektiğini düşünüyorum... Bu yazıyı, bu konunun içinden çıkılmaz-anlaşılmaz bir konu olmadığını göstermek için yazdım. 8-)
Esenlikler,
-
W.Eberhard'ın (bende bile olmayan! :wink: ) dört dörtlük bir eseri:
http://istanbul.edu.tr/enstituler/turkiyat/kutuphane/metin/1940_1_07_08/1940-1_07-08_08_W_EBERHARD.pdf (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2lzdGFuYnVsLmVkdS50ci9lbnN0aXR1bGVyL3R1cmtpeWF0L2t1dHVwaGFuZS9tZXRpbi8xOTQwXzFfMDdfMDgvMTk0MC0xXzA3LTA4XzA4X1dfRUJFUkhBUkQucGRm)
(Çin Kaynaklarına Göre Orta ve Garbi Asya Halklarının Medeniyeti)
Doğrudan Türk tarihi ile ilgili olmamakla birlikte, Türk tarihine yardımcı bir eserdir. Hsi Hsia ( Xi Xia/ Tangut), Hotan, K'ang-chü / Kangju (ki bunların Türk olma ihtimali yüksektir!), Yüeh-chih (Yuezhi) gibi medeniyetlerini anlatıyor...
Bu kitabın da yeni baskısı mutlaka yapılmalıdır!
______________________________________
Bahaeddin Ögel'in "Eski Orta Asya Kabileleri Hakkında Araştırmalar- Yüe-çiler"/ Yuezhi eseri:
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/26/1231/14063.pdf (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2RlcmdpbGVyLmFua2FyYS5lZHUudHIvZGVyZ2lsZXIvMjYvMTIzMS8xNDA2My5wZGY=)
Bu da kitap haline getirilmelidir!
-
Osmanlı Devleti ne zaman kuruldu? Halil İnalcık ikide bir "1302 yılında Koyunhisar Savaşı ile kuruldu." diyor...
_____________________________________
Ben buna katılmıyorum! Osmanlı Devleti (başlangıçta Osmanoğulları Beyliği) kurulmuş olması gerekir ki, Koyunhisar Savaşı'nı yapabilsin! Devlet kurulmadan savaşa nasıl girer?
Bu yüzden geleneksel kuruluş tarihi (1299) çok da yanlış değildir!
Koyunhisar Savaşı ile Osmanlı Beyliği varlığını kanıtlamıştır sadece!
Ayrıca Osman Gazi 1281 yılında "bey" olmuştur (Ertuğrul Gazi'nin ölümüyle). Bu tarih asıl başlangıç olarak kabuledilebilir...
(Daha da gerçekçi olursak Ertuğrul Gazi döneminde de beylik mevcuttu!)
-
Osmanlı Devleti 1299'da kurulsa ne olur, 1302'de kurulsa ne olur?
Bunlar "fesi bırakıp, püskülle uğraşmaktır"!
Bu konuları dert edineceklerine Osmanlı Devleti'ni kimler çökertti, bunları araştırsınlar...
____________________________________
Halil İnalcık'ın kitapları çok yakın bir tarihe kadar yayımlanmıyordu! Kendisi de televizyonlara çıkarılmıyordu!
-
Mete kaç kuşak önce yaşadı? :
Hun hükümdarı Mete (Modu), M.Ö.209 tarihinde hükümdar olmuştur.
2011 + 209 = 2220 yıl önce
Tarih biliminde: 1 kuşak = 33 yıldır.
2220 / 33 = ~ 67
Hun hükümdarı Mete, 67 kuşak önceki atamızdır!
(Sanıldığı kadar çok çok eski dönemler değil! Sadece 67 kuşak!)
Bu yöntem ile tarihteki her dönemin kaç kuşak öncesine denk düştüğü bulunabilir...
-
Anadolu Beylikleri:
Anadolu Beyliklerinin toprakları, tuhaf bir tesadüfle İlkçağda Anadolu'da mevcut olmuş devletlerin toprakları ile örtüşmektedir:
Bithynia > Osmanoğulları
Phrygia > Germiyanoğulları
Lykaonia > Karamanoğulları
Troas ve Mysia > Karesioğulları
Lydia > Saruhanoğulları
Ionia > Aydınoğulları
Karia > Menteşeoğulları
Lykia > Teke Beyliği
Pisidia > Hamidoğulları
Kilikia > Ramazanoğulları
Paphlagonia > Candaroğulları
Kappadokia > Eretna Devleti
Kommagene > Dulkadiroğulları
Pontos > Trabzon Rum İmparatorluğu
Bu devletlerin hiçbiri başlangıçta Yunan asıllı değildi! Anadolu'da Hitit-Luvi asıllı insanlar yaşıyordu. Zamanla Ionia ve Pontus kıyıları Yunan istilasına uğradı. Anadolu ancak Büyük İskender'den sonra Yunan egemenliğine girdi. (Büyük İskender Yunanlı değildi, Makedonyalıydı! Ancak Yunan kültürünü benimsemişti.) Bithynia, Phrygia, Mysia devletleri Trak asıllıydı. Geri kalanlar Luvi asıllıdır.
Daha sonraki dönemlerde Roma İmparatorluğu ve Doğu Roma İmparatorluğu dönemlerinde bu bölgeler sadece coğrafi bölge konumuna geldi. Örneğin Lykia bölgesinde artık Lykialılar yaşamıyordu! Anadolu Halkı, Büyük İskender'den sonra Yunancayı, Roma İstilasından sonra Latinceyi benimsedi. Doğu Roma İmparatorluğu M.S.629 yılında Latinceyi bırakarak, Yunancayı resmi dil olarak kabuletti. Ortodoks inancı ve Yunancanın etkisi ile Anadolu Halkı Rumlaştı.
Ancak Rum, Yunanlı demek değildir! Anadolu Halkı; Doğu Roma İmparatorluğu döneminde örneğin Girit ve Atina'da yaşayanlardan farklıydı!
Anadolu'nun "Türk öncesi" tarihinden çekineceğimiz hiçbirşey yoktur!
___________________________________
not: Bilerek Bitinya, Frigya, Misya, İyonya, Karya, Likya, Pisidya, Kilikya, Paflagonya, Kapadokya biçiminde yazmadım... BU YAZILIŞLAR YANLIŞTIR!
Eski Yunanca "y" sesi ü değerindedir! (Doğu Roma döneminde i olmuştur!)
Bu nedenle bütün özel isimler orijinal halleriyle yazılmalıdır!
-
Şu İngilizce sitede Hun Tarihi ilgili bilgiler yer alıyor:
http://www.imperialchina.org/Huns.html (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3d3dy5pbXBlcmlhbGNoaW5hLm9yZy9IdW5zLmh0bWw=)
aynı sitede Göktürkler ve Uygurlar da anlatılıyor:
http://www.imperialchina.org/Turks_Uygurs.html (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3d3dy5pbXBlcmlhbGNoaW5hLm9yZy9UdXJrc19VeWd1cnMuaHRtbA==)
Sitenin üst tarafındaki linkler tıklanırsa, Tibet, Kore, Kitay, Mançu, Moğol, Tayvan, Ryukyu, Japonya, Vietnam, Çin Hanedanları ve Xi Xia (Tangut) tarihlerine de ulaşılabiliyor...
______________________________________
Hunlara ait Noin-Ula Kurganı buluntuları:
http://depts.washington.edu/silkroad/museums/shm/shmnoinula.html (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2RlcHRzLndhc2hpbmd0b24uZWR1L3NpbGtyb2FkL211c2V1bXMvc2htL3NobW5vaW51bGEuaHRtbA==)
http://depts.washington.edu/silkroad/archaeology/mongolia/xiongnu/xiongnuarchhist/xiongnuarchhist.html (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2RlcHRzLndhc2hpbmd0b24uZWR1L3NpbGtyb2FkL2FyY2hhZW9sb2d5L21vbmdvbGlhL3hpb25nbnUveGlvbmdudWFyY2hoaXN0L3hpb25nbnVhcmNoaGlzdC5odG1s)
_______________________________________
Candaroğulları:
Geçtiğimiz günlerde Candaroğulları'nın daha önce sanıldığı gibi 1461 yılında değil, gerçekte 1464 yılında ortadan kaldırıldığı açıklandı... (Bunu da not düşüyorum.)
-
Nizâmülmülk:
Nizâmülmülk, Büyük Selçuklu hükümdarları Sultan Alparslan ve Melikşah'ın veziridir. Büyük bir devlet adamıdır.
Ancak gözden kaçan husus, Nizâmülmülk'ün Büyük Selçuklu Devleti'ni bir İran Devleti haline dönüştürme çabasıdır!
-
Mustafa Kemal adı, Namık Kemal'in adından esinlenilmiştir...
Genelde bütün tarih kitaplarında, Atatürk'ün matematik öğretmeninin: "Oğlum senin adın Mustafa. Benim de öyle. Arada bir fark olmalı. Bundan sonra senin adın "Mustafa Kemal" olsun." dediği belirtilir.
Ancak bir öğrencinin adı, öğretmenin adıyla neden karışsın? (Yaşıt değiller ki!)
Bütün kaynaklarda yer almasına karşın bu biraz çocukça bir hatıradır.
Mustafa Kemal, Namık Kemal'i kendisine örnek almıştır ve kendi adının onun adına benzemesini istemiştir.
Başlangıçta açık açık Namık Kemal'i örnek aldığını söyleyemezdi.
(Bu iddia tam olarak kabuledilmese bile hiç olmazsa kafalarda bir "soru işareti" konulmalıdır...)
-
Osmanlı Devleti neden geriledi? :
Aşağıdaki harita hepimizin bildiği Osmanlı Devleti'nin gerileme ve çöküş döneminin haritasıdır:
(http://aygunhoca.com/images/harita2/36-Osmanli_imp_kuculmesi_1699-1918.jpg)
Osmanlı Devleti 1579 tarihinde Duraklama dönemine girmişti. Duraklama döneminde bile topraklarını kısmen genişletmişti (Girit'in fethi vb.). II.Viyana Kuşatmasında (1683) yenilen Osmanlı Devleti, artık batılılar karşısında "yenilebilen" bir ülke konumuna gelmişti. Bu savaş sonunda imzalanan Karlofça Antlaşmasıyla (1699) Osmanlı Devleti ilk kez toprak kaybetmişti. Bu antlaşma psikolojik olarak bir çöküntü yaratmıştır.
Osmanlı Devleti, en geniş sınırlarına ulaştıktan sonra topraklarını daha fazla genişletemedi. Artık Avusturya ve Rusya gibi güçlü ülkelerle sınır komşusu olmuştuk. Viyana iki kere kuşatıldı ve fethedilemedi. Malta kuşatıldı ve alınamadı. Fatih Sultan Mehmed, İtalya'yı elegeçirmeyi düşünüyordu ve Otranto kalesi fethedilmişti. Ancak Fatih'in ölümünden (öldürülmesinden!) sonra Osmanlılar bir daha İtalya'yı elegeçirmeyi tasarlamadılar.
Osmanlı Devleti doğuda İran ile sınırdaştı. Uzun yıllar boyunca yıpratıcı Osmanlı-İran Savaşları sürdü ve hiçbir sonuç alınamadı. Afrika'da Fas himayemiz altındaydı ve Sahra Çölüne dayanmıştık. Artık fethedilecek bir yer kalmamıştı.
Kolomb'un Amerika kıtasını keşfiyle (1492) artık İpek Yolu'nun ve Akdeniz Ticaretinin eski önemi kalmamıştı. Ümit Burnu'nun keşfiyle de Portekizliler Asya'ya artık Afrika'nın güneyini gemilerle aşarak gitmeye başladılar. Ticaret yollarının değişmesiyle Osmanlı ekonomisi çökmeye başladı.
Osmanlı Devleti, batılıları "kâfir" olarak gördüğü için Batı'daki yenilikleri takip etmedi. Osmanlı Devleti; Macaristan'dan Yemen'e, Cezayir'den Irak'a kadar yayılmış olduğu için Fransa ve İngiltere gibi ülkeleri "küçük ülkeler" olarak görüyordu... Bu büyük bir yanılsamaydı! İngiltere ve Fransa gittikçe güçlenirken, Osmanlı Devleti yerinde saydı!
Batılı ülkeler birbirleriyle "rekabet" halindeydi. Bu rekabet onları geliştirmişti. İngiliz donanması, Hollanda donanması ile rekabet edebilmek için kendini geliştirdi. Bir ülke silahlarını, toplarını geliştirdikçe, ona rakip olan ülke de geliştiriyordu... Osmanlı Devleti ise bütün bu gelişmeleri kayıtsızlıkla izliyordu!
Osmanlı Devleti, "Türk" unsurunu hep savaşlarda harcamış, Türk Kültürüne hiç önem vermemişti. Osmanlı Devleti dönme-devşirme takımının elinde kalmıştı. (1909 yılından sonra yönetim Masonların eline geçmiştir.)
Osmanlı Devleti'nin Kuruluş ve Yükseliş dönemlerinde "kahraman" olarak yaşayan Padişahlar ülkeyi yönetmişti. Oysa Deli İbrahim döneminden sonra gelen bütün padişahlar, Deli İbrahim'in soyundan gelmiştir! (Deli İbrahim deliydi-değildi başka bir tartışmadır... Evet başlangıçta deli değildi ancak sürekli öldürülme korkusuyla normal insanlar gibi düşünememeye başlamıştır!)
Deli İbrahim 1640 yılında padişah olmuştur. Bu tarihten itibaren İngiltere, Fransa, Hollanda gibi ülkeler büyük bir ilerleme kaydetmiştir. 1640 tarihimizde "kırılma noktası"dır.
Osmanlı Devleti zayıflayınca Batılı ülkeler ve Rusya, Osmanlı Devleti'nin içindeki azınlıkları kışkırtmaya başladılar. Fransız İhtilali'nin getirdiği akımlar azınlıklar üzerinde etkili oldu.
Osmanlı Devleti, Rusya ile yaptığı çok sayıda savaşı kaybetmiştir.
Bu topraklar üzerinde 1721 yılından itibaren Masonluk etkili olmuştur. (Bu konuya diğer yazımda değinmiştim.)
Fransızlar Cezayir'i (1830) ve Tunus'u (1881) elegeçirdiğinde, Osmanlı Devleti sadece protesto etmiştir!!! (Osmanlı Devleti'nin Fransa ile savaşabilecek gücü yoktu!)
Rus ordusu, İstanbul üzerine yürüdüğünde Kıbrıs'ı İngilizlere vererek (1878) Rusları durdurabilmiştik...
1896 yılından itibaren Almanya, Osmanlı Devleti üzerinde etkili olmaya başlamıştır. (Bu tarih, Enver Paşa'dan çok öncesidir! Oysa hep Enver Paşa Osmanlı'yı Alman etkisine soktu diye suçlanır!) Osmanlı Devleti; İngiltere, Fransa ve Rusya'ya karşı Almanya'ya yanaşmak zorunda kalmıştır.
Osmanlı Devleti'nde ne doğru düzgün sanayi vardı ne ticaret. Eğitim alanında, bilimde, sanatta Avrupa ülkelerinin çok gerisindeydik. Aşırı borçlanma nedeniyle ekonomi iflas etmişti.
İngiltere, Fransa, Almanya, ABD gibi devletler alıp yürümüştü... Rusya, Avusturya ve İtalya gibi devletlerin bile çok gerisindeydik. Japonya bile batılılaşıp, modernleşmişti.
1770'lerden sonra Ortadoğu'ya İngiliz güdümlü bir din anlayışı yerleştirilmeye çalışılmıştır. "Dini bütün" geçinen kimseler o kadar da dini bütün değildi! (Türkler Karahanlılardan beri müslümandır... Ancak "İngiliz güdümlü din anlayışı" ile Türklerin Müslümanlık anlayışı arasında dağlar kadar fark vardır...)
Osmanlılar, parçalanmaktan kurtulmak için Osmanlıcılık, İslamcılık, Turancılık görüşlerini geliştirmiştir. Osmanlıcılık ve İslamcılık görüşlerinin başarılı olması imkansızdı. Türkçülük-Turancılık görüşü Atatürk döneminde uygulanmıştır. Atatürk'ün ölümünden sonra Türkçülük tamamen bir kenara bırakılarak ülke hızla "Batı yanlısı" bir zihniyete teslim olmuştur. 1950'lerden sonra Batıcı zihniyet "Amerikancı" Dünya görüşü ile birleşmiştir... Günümüzde Avrupa Birliği yanlıları da aslında hem "Amerikancı" hem "Avrupacı"dır! (Aslında bu Amerikancılık ve Avrupa yandaşlığı da değil apaçık Masonluktur!)
-
Geçmişteki tarihsel diziler doğru düzgündü!
Türkiye'de 1984 yılında yayımlanan İtalyan Yapımı Marco Polo dizisi vardı...
Bir de ülkemizde 1985 yılında yayımlanan Japon yapımı Cengiz Han dizisi
Bu diziler oldukça güzeldi. (Tarih öğrenimi için görsellik de önemlidir. Sırf kuru kitap okuyarak tarih kavranılamaz!)
Günümüzde "Amerikan" bakış açısıyla diziler de katledilmektedir. (Onların yaptığı dizilerde ne Roma Romadır, ne Cengiz Han Cengiz Handır!)
____________________________________
İsteyen olursa Cengiz Han ve Marco Polo dizilerinin oyuncularını, yönetmenlerini vb. bulabilirim. Belki bu dizileri internetten de bulabiliriz...
-
Sultan Abdülaziz İngilizlerin "Order of the Garter" nişanını almıştır...
____________________________________
Bunda o kadar abartılacak bir durum yoktur. İngiltere, Hollanda, Rusya, Almanya gibi ülkeler birbirlerine sürekli nişan veriyorlardı.
Sultan Abdülaziz, İngilizlerden nişan aldı diye "İngilizlerin adamı" mı olmuştur?
Osmanlı Devleti de herkese nişan dağıtmıştır.
Çok sayıda hatası bulunmasına rağmen Sultan Abdülaziz'i insafsızca eleştirmemeliyiz...
(Sultan Abdülaziz, İngilizlerin adamıysa neden öldürdüler onu o zaman? İngilizlerin adamı falan DEĞİLDİR!)
-
RUS ANITININ TAHRİBİ (1914)
(http://www.yesilkoyum.com/YESILKOY_HAKKINDA/TARiHi_dosyalar/ANIT/18.JPG)
(http://www.yesilkoyum.com/YESILKOY_HAKKINDA/TARiHi_dosyalar/ANIT/20.JPG)
(http://www.yesilkoyum.com/YESILKOY_HAKKINDA/TARiHi_dosyalar/ANIT/22.JPG)
____________________________________
Anıtın aslında Yeşilköy'de (Ayastefanos) değil, Şenlikköy'de olduğu iddia edilmektedir.
-
Dünya Tarihi Büyük Güçlerin egemenlik mücadelesinden ibarettir. Asıl gerçek budur!
Televizyonlardaki haber bültenlerinde ise ağaçta mahsur kalan kedi ve Çin'deki sevimli pandalar gösterilir!
Ne pandası? Ne kedisi?
I.Dünya Savaşı çıktığında Dünya'nın belli başlı ülkeleri: İngiltere, Fransa, ABD, Rusya, İtalya, Almanya, Avusturya-Macaristan İmp. ve Osmanlı İmp. idi.
Günümüzde Dünya'nın 17.ci ekonomik gücü olduk diye seviniyoruz... Biz Osmanlı'nın en zayıf döneminde bile Dünya'nın sayılı devletlerinden biriydik!
http://en.wikipedia.org/wiki/Historical_powers (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9IaXN0b3JpY2FsX3Bvd2Vycw==)
_____________________________________
Günümüzde ABD'ye rakip olarak Çin gösterilmektedir. Ancak Çin gerçekte ABD'nin rakibi değil işbirlikçisidir!
Avrupa Birliği ise zaten ABD tarafından kurulmuştur.
Almanya, Fransa, Japonya, Güney Kore gibi ülkeler 1945 yılından beri ABD'nin güdümündedir. Hindistan eski bir İngiliz sömürgesidir. Brezilya, Arjantin ve Meksika ülkelerin siyasi bir gücü yoktur.
Demek istediğim bu tür ülkelerden Süper Güç olmaz!
______________________________________
ABD'nin gerçek rakibi herşeye rağmen Rusya'dır.
"ABD'ye karşı Türkiye Rusya'nın yanında yer almalıdır." biçimindeki Avrasyacı görüş tamamen palavradır!
Bir kere Rusya'nın çıkarları Türkiye ile ortak değildir!
______________________________________
Türkiye sıçrayışını kendisi yapmalıdır! (Hiçbir ülke, diğer bir ülkeye yardım etmez zaten!)
Günümüzdeki Satanist-Mason-Liboş, Fethullahçı, Kürtçü, Marksist, "Sahte" Atatürkçü vatandaşlarla işimiz gerçekten de çok zor!
Hepsi tasfiye edilmelidir!
-
Osmanlı Devleti'nde Dış Borçlar:
http://www.mevzuatdergisi.com/2006/04a/03.htm (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3d3dy5tZXZ6dWF0ZGVyZ2lzaS5jb20vMjAwNi8wNGEvMDMuaHRt)
Konu tablolar ile gayet güzel anlatılmış
(Cumhuriyet Dönemi de var)
-
1900 yılında Osmanlı Vilayetleri:
(http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/1/18/Ottoman_Empire_in_1900.png/1000px-Ottoman_Empire_in_1900.png)
not: 1878 yılında Kars, Ardahan ve Batum elimizden çıkmıştı. Yine aynı yıl Kıbrıs İngilizlere bırakıldı. 1882 yılında İngilizler Mısır'ı işgal etti.
Vilayetlerin adları:
http://en.wikipedia.org/wiki/Vilayet (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9WaWxheWV0)
Vilayet aslında "eyalet" anlamındaydı. (Bugünkü vilayet anlamında değildi!) Ermeniler, Doğu Anadolu'daki 6 vilayeti istiyorlardı: Sivas, Erzurum, Bitlis, Van, Diyarbekir, Mamuret-ül Aziz (> Elazığ)
Ermeniler ayrıca Trabzon vilayetini de istiyorlardı! (Bu konuda Sevr Haritasına bir gözatınız. / Ancak Trabzon vilayetini isteyen asıl unsur Pontuslu Rumlardı.)
____________________________________
Okullarımızda bu konular doğru düzgün öğretilmez!
Osmanlı Vilayetleri konusunda Yılmaz Öztuna'nın "Türkiye Tarihi" ile "Devletler ve Hanedanlar" adlı eserlerinde geniş bilgi bulunabilir...
-
1850 yılında Vidin Eyaleti (kırmızı renkli) :
(http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/2/2b/Vidin_Eyalet%2C_Ottoman_Balkans_1850s.png)
Haritada batıdan doğuya; Bosna, Hersek, Sırbistan, Niş, Eflak, Vidin, Silistre,
Yanya, Manastır, Selanik, Edirne ve Girit vilayetleri görülüyor...
(Yunanistan ise 1829 yılında bağımsızlığını ilan ederek, Osmanlı Devleti'nden ayrılmıştı.)
Tarihçiler, ekranlarda abuk sabuk konuları işleyeceklerine Osmanlı İmparatorluğu'nun eyalet sistemini haritalarla doğru düzgün anlatan tarih kitapları yazsınlar!
-
Geçmişteki Osmanlı Eyaletleri:
Rumeli Eyaleti (kırmızı renkli), diğer eyaletlerin adları sayfanın aşağısında yazmaktadır:
http://en.wikipedia.org/wiki/Rumelia_Eyalet (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9SdW1lbGlhX0V5YWxldA==)
(http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/e/ef/Rumelia_Eyalet%2C_Ottoman_Empire_%281609%29.png)
-
İnternetten alıntı:
Kanun-i Esasi'nin yürürlüğe girdiği 1876 yılında merkeze bağlı 29 vilayet bulunmakta olup, bunlardan şimdiki ulusal sınırlar içerisinde yeralan 13'ü ve bağlı alt birimleri aşağıda gösterilmiştir:
Edirne Vilayeti: Edirne, Tekirdağ, Gelibolu, Filibe (1878' de Doğu Rumeli Vilayetine ilhak edilmiştir), İslimiye.
Cezayiri Bahri Sefıd Vilayeti: Biga, Midilli, Sakız, Rodos, İstanköy, Kıbns (1878' de İngiltere'ye verilmiştir).
Hüdavendigâr Vilayeti: Bursa, Karasi, Afyonkarahisar, Kütahya.
Aydın Vilayeti: İzmir, Aydın, Saruhan, Menteşe.
Ankara Vilayeti: Ankara, Yozgat, Kayseriyye, Kırşehir.
Konya Vilayeti: Konya, Niğde, Hamit, Teke, Burdur.
Kastamonu Vilayeti: Kastamonu, Bolu, Sinop, Kengari (> Çankırı).
Sivas Vilayeti: Sivas, Amasya, Karahisar-ı Şarki
Trabzon Vilayeti: Trabzon, Gümüşhane, Batum (1878'de Rus Çarlığı' na terkedilmiştir).
Erzurum Vilayeti: Erzurum, Erzincan, Bayezit, Muş, Çıldır, Kars (1878'de Rus Çarlığı' na terkedilmiştir).
Diyarıbekir Vilayeti: Diyarıbekir, Mardin, Siirt, Malatya.
Mamuretülaziz Vilayeti: Mamuretülaziz.
Adana Vilayeti: Adana, Kozan, İç-il, Payas
Halep Vilayeti: Urfa, Maraş
_____________________________________
1908 yılında merkeze bağlı 28 vilayet bulunmakta olup, bunlardan 14'ü şimdiki ulusal sınırlar içeri-sindedir. Bu vilayetler ve bağlı alt birimleri aşağıda gösterilmiştir:
Edime Vilayeti: Edirne, Tekirdağ, Gelibolu, Gümülcine, Dedeağaç, Kırkkilise (> Kırklareli).
Hüdavendigâr Vilayeti: Bursa, Karesi, Afyonkarahisar, Kütahya, Ertuğrul.
Aydın Vilayeti: İzmir, Aydın, Saruhan, Menteşe, Denizli.
Ankara Vilayeti: Ankara, Yozgat, Kayseriyye, Kırşehir, Çorum.
Konya Vilayeti: Konya, Niğde, Hamitabat, Teke, Burdur.
Kastamonu Vilayeti: Kastamonu, Bolu, Sinop, Kengari (> Çankırı).
Sivas Vilayeti: Sivas, Amasya, Karahisar-ı Şarki, Tokat.
Trabzon Vilayeti: Trabzon, Gümüşhane.
Erzurum Vilayeti: Erzurum, Erzincan, Bayezit.
Van Vilayeti: Van, Hakkâri.
Diyarıbekir Vilayeti: Diyarıbekir, Mardin, Ergani.
Bitlis Vilayeti: Bitlis, Muş, Siirt, Genç.
Mamuretülaziz Vilayeti: Mamuretülaziz, Malatya, Dersim.
Adana Vilayeti: Adana, Kozan, İç-il, Mersin, Cebelibereket
Halep Vilayeti: Urfa, Maraş
-
İnternetten alıntı:
Osmanlı İmparatorluğu mülki bölümler açısından 1919 yılında, İstanbul dahil olmak üzere 15 vilayet, 17 bağımsız ve 35 mülhak liva olmak üzere 67 mülki birime aynlmış olup, vilayetler ve bağlı mutasarrıflıklar aşağıda gösterilmiştir:
Aydın Vilayeti: İzmir (vilayet merkezi), Aydın, Saruhan (Manisa), Denizli.
Ankara Vilayeti: Ankara, Kırşehir, Çorum, Yozgat.
Adana Vilayeti: Adana, Mersin, Kozan, Cebel-i bereket (Osmaniye).
Bitlis Vilayeti: Bitlis, Muş, Siirt, Genç
Diyarıbekir Vilayeti: Diyarıbekir, Ergani, Mardin, Siverek.
Edirne Vilayeti: Edirne, Gelibolu, Kırkkilise (Kırklareli), Tekfurdağı(Tekirdağ).
Erzurum Vilayeti: Erzurum, Erzincan, Bayazıt (Doğubeyazıt).
Hüdavendigar Vilayeti: Bursa (vilayet merkezi), Ertuğrul (Bilecik).
İstanbul Vilayeti: İstanbul, Beyoğlu, Üsküdar.
Kastamonu Vilayeti: Kastamonu, Sinop, Çankırı.
Konya Vilayeti: Konya, Isparta, Burdur.
Mamuretülaziz Vilayeti: Elaziz (vilayet merkezi), Malatya, Dersim (Tunceli).
Sivas Vilayeti: Sivas, Amasya, Tokat, Karahisar-ı Şarki (Şebinkara-hisar)
Trabzon Vilayeti: Trabzon, Rize, Gümüşhane.
Van Vilayeti: Van, Hakkari.
Bağımsız livalar: Niğde, Silifke (İçel), Canik (Samsun), Karahisar-ı Sahip (Afyon), Eskişehir, Kütahya, Antalya, Menteşe (Muğla), Biga, Çatalca, Karesi (Balıkesir), İzmit, Bolu, Kayseri, Urfa, Maraş ve Ayıntap (> Gaziantep)'dır.
______________________________________
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 23 Nisan 1920'de Ankara'da açıldığı tarihte 71 il ve liva mevcut olup, Bunlar:
Adana, Aksaray, Amasya, Ankara, Antalya, Aydın, Bayazıt, Beyoğlu, Bitlis, Bolu, Burdur, Bursa, Canik (Samsun), Cebelibereket (Osmaniye), Çanakkale, Çatalca, Çorum, Denizli, Dersim (Tunceli), Diyarıbekir, Edirne, Elaziz (Elazığ), Ergani, Ertuğrul (Bilecik), Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gelibolu, Genç, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Isparta,İstanbul, İzmir, İzmit, Kângırı (Çankın), Karahisar-ı Sahip (Afyonkarahisar), Karahisar-ı Şarki (Şebinkarahisar), Karesi (Balıkesir), Kastamonu, Kayseri, Kırklareli, Kırşehir, Konya, Kozan, Kütahya, Lazistan (Rize), Malatya, Maraş, Mardin, Menteşe (Muğla), Mersin, Muş, Niğde, Ordu, Saruhan (Manisa), Siirt, Silifke, Sinop, Sivas, Siverek, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Urfa, Üsküdar, Van, Yozgat ve Zonguldak'tır.
____________________________________
1920 yılında 71 olan il sayısı 1921 yılında, Anavatana İltihak Eden Arazide İcra Edilecek Teşkilatı Mülkiyeye Dair Kanun'a istinaden Artvin, Kars ve Ardahan'ın il haline getirilmeleri ile 74'e çıkmıştır.
____________________________________
1924 Anayasası'nin yürürlüğe girdiği tarihten 1933 yılına kadar geçen süre içerisinde, il bölünüşünde yapılan düzenleme sonucunda; Üsküdar, Beyoğlu, Çatalca, Gelibolu, Ardahan, Muş, Dersim, Genç, Siverek, Ergani ve Kozan illeri ilçeye dönüştürüldüklerinden il sayısı 63 olmuştur.
Adana, Afyonkarahisar, Aksaray, Amasya, Ankara, Antalya, Artvin, Aydın, Balıkesir, Bayazıt, Bilecik, Bitlis, Bolu, Burdur, Bursa, Cebel-i bereket (Osmaniye), Çanakkale, Çankırı, Çorum, Denizli, Diyarbekir, Edirne, Elâziz (Elazığ), Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Isparta, İçel, İstanbul, İzmir, Kars, Kastamonu, Kayseri, Kırklareli, Kırşehir, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Maraş, Mardin, Mersin, Muğla, Niğde, Ordu, Rize, Samsun, Siirt, Sinop, Sivas, Şebinkarahisar, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Urfa, Van, Yozgat ve Zonguldak'dır.
-
İnternetten alıntı:
1933 yılında yürürlüğe konulan 2197 sayılı Yasa ile Aksaray, Cebel-i bereket (Osmaniye), Şebinkarahisar ve Hakkari'nin ilçeye dönüştürüldüğü, Mersin ve Silifke illerinin birleştirilerek İçel ilinin, Rize ve Artvin illerinin birleştirilerek Çoruh ilinin kurulduğu görülmektedir. Bu gelişmeler sonucunda il sayısı 57 olmuştur.
Cebelibereket (Osmaniye) ili; merkezi Adana olmak üzere yeni oluşturulan Seyhan iline bağlanmıştır.
____________________________________
1936 yılında, 2885 sayılı Yasa ile Artvin, Hakkari, Bitlis, Bingöl ve Tunceli il haline getirilerek, il sayısı 62'ye çıkarılmıştır. Yeniden kurulan Artvin vilayetine, Çoruh vilayeti adı konulmuş ve bu günkü Rize ve Pazar kazalanndan ibaret kalan Çoruh vilayetine de eskisi gibi Rize vilayeti adı verilmiştir.
_____________________________________
1939 yılında, Hatay'ın Türkiye'ye ilhakını :-) takiben 7 Temmuz 1939 tarih ve 3711 sayılı yasayla il yapılması sonucunda il sayısı 63 olmuştur.
_____________________________________
1953 yılında 9 Temmuz 1953 tarih ve 6129 sayılı Yasa ile Uşak'ın il yapılması sonucunda il sayısı 64'e yükselmiştir.
______________________________________
1954 yılında 6418 sayılı Yasa ile Adıyaman, 6419 sayılı Yasa ile Sakarya illerinin teşkili ve 6429 sayılı Yasa ile de Kırşehir ilinin ilçeye dönüştürülmesi ve Nevşehir ilinin kurulması nedeniyle il sayısı 66'ya çıkarılmıştır.
_______________________________________
1957 yılında 7001 sayılı Yasa ile Kırşehir'in yeniden il yapılmasıyla, il sayısı 67 olmuş ve 1989 yılına kadar bu sayı korunmuştur.
-
İnternetten alıntı:
1989 yılında 3578 sayılı Yasa ile Aksaray, Bayburt, Karaman ve Kırıkkale ilçeleri il haline getirilerek, il sayısı 71 olmuştur.
_____________________________________
1990 yılında 3647 sayılı yasa ile Batman ve Şırnak ilçeleri il halinegetirilerek, il sayısı 73'e yükseltilmiştir.
_____________________________________
1991 yılında 3760 sayılı Yasa ile Bartın ilçesi il haline getirilerek ilsayısı 74'e çıkarılmıştır.
_____________________________________
1992 yılında 3806 sayılı yasa ile Ardahan ve Iğdır ilçeleri il haline getirilerek il sayısı 76'ya çıkanlmıştır.
_____________________________________
1995 yılında 550 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Karabük, Kilis ve Yalova ilçeleri il haline getirilerek il sayısı 79'a çıkanlmıştır.
_____________________________________
1996 yılında 4200 sayılı yasa ile Osmaniye ilçesi il haline getirilerekil sayısı 80'e çıkanlmıştır.
_____________________________________
1999 yılında 584 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Düzce ilçesi il haline getirilerek il sayısı 81'e çıkarılmıştır.
-
İsim değişiklikleri:
Seyhan > Adana
Çoruh > Artvin
Maraş > Kahramanmaraş
Urfa > Şanlıurfa
İçel > Mersin
-
Kaynak takviyesi. :-)
1867 Vilayetler Nizamnamesi’ne Göre 1876 Tarihinde Osmanlı Devleti’nin Mülkî Bölümleri
http://www.belgeler.com/blg/2hah/1867-vilayetler-nizamnamesi-ne-gore-1876-tarihinde-osmanli-imparatorlugu-nun-mulki-bolumleri (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3d3dy5iZWxnZWxlci5jb20vYmxnLzJoYWgvMTg2Ny12aWxheWV0bGVyLW5pemFtbmFtZXNpLW5lLWdvcmUtMTg3Ni10YXJpaGluZGUtb3NtYW5saS1pbXBhcmF0b3JsdWd1LW51bi1tdWxraS1ib2x1bWxlcmk=)
Kolay gelsin.
TTK.
-
Anadolu dışındaki vilayetleri de gösteriyor...
____________________________________
Varna Meydan Muharebesi (1444) :
Bu savaşta Macaristan'a göç etmiş Ermeniler de Türklere karşı dövüşmüştür!
Refugee Armenians in Hungary also took part in the wars of their new country against the Ottomans as early as the battle of Varna in 1444, when some Armenians were seen amongst the Christian forces
kaynak:
http://en.wikipedia.org/wiki/Battle_of_Varna (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9CYXR0bGVfb2ZfVmFybmE=)
(Ermenilerdeki "Türk Düşmanlığının" çok eskilere dayandığının bir kanıtıdır.)
-
Osmanlı Devleti'nde Dış Borçlar:
http://www.mevzuatdergisi.com/2006/04a/03.htm (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3d3dy5tZXZ6dWF0ZGVyZ2lzaS5jb20vMjAwNi8wNGEvMDMuaHRt)
Konu tablolar ile gayet güzel anlatılmış
(Cumhuriyet Dönemi de var)
________________________________________
Bu siteden başka Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlanan "Osmanlı Mali Tarihi Hakkında Tetkikler" (Ziya Karamursal) adlı eserde de Osmanlı'nın aldığı dış borçlar tek tek belirtilir... İngiltere'den hangi yıl kaç milyon sterlin borç aldık, Fransa'dan kaç milyon Frank borç aldık hepsi tek tek gösterilmiştir.
(1940 yılında yazılmış olan bu kitabın dili oldukça ağırdır. Ancak değerli bir çalışmadır. Yeni baskısı bulunabilir...)
-
Umberto: Umberto görünüşte tipik bir İtalyan ismidir. Ancak bu isim aslında Avrupa Hunlarından gelmektedir!
Hun-beraht (Germen dillerinde) > Umberto (İt.) = "Şanlı Hun (savaşçısı)" :asker:
Başlangıçta, Avrupa Hunlarına bağlı Ostrogot savaşçılarının kullandığı bir ad olmalıdır.
Hun-beraht > Humbert (Alm., Fr., İng.)
____________________________________
Humphrey: İngilizce bu isim de Avrupa Hunlarından gelmektedir.
Hun-frid (Germen dillerinde) > Humphrey (İng.) = "Barışçı Hun"
-
Umberto adı ile ilgili olarak internette çeşitli sitelerde:
The name is derivated form the personal name of german origin Humbert (hun ' the name of the Huns' tribe' + beraht 'bright, hell')
ya da ;
Humbert (Latinized Humbertus) is a Germanic given name, from hun "warrior" and beraht "bright".
demektedir...
İkinci örnekte Hun sözcüğünün "savaşçı" anlamına geldiği iddia edilse de, sözcüğün kökü nedir?
Birinci örnekte ise açıkça Avrupa Hunlarından geldiği ifade edilmektedir.
____________________________________
beraht (Germen) > bright (İng.)
bright genel olarak parlak anlamındaysa da burada "şanlı, ünlü, başarılı" anlamındadır.
_____________________________________
Ben zaten alıntıyı internetten değil, "The Penguin-Dictionary of First Names" adlı kitaptan yaptım... Orada açıkça "Hun" anlamından geldiği belirtiliyor.
-
1878 yılında Berlin Antlaşmasıyla Batum, Kars, Ardahan Rusların eline geçmiştir. Tarih kitaplarında bu hep dile getirilir.
Ancak bu topraklarla beraber Artvin, Ardanuç, Oltu, Sarıkamış, Kağızman da Ruslara verilmiştir.
_____________________________________
Eğer Ayastefanos Antlaşması geçerli olsaydı (Doğu) Bayezid, Horasan, Eleşkirt, Diyadin de Ruslara bırakılıyordu!
______________________________________
Iğdır ise Osmanlılar, İranlılar ve Ruslar arasında çok defa el değiştirmiştir. (Iğdır halkının büyük bir bölümü Türk asıllıdır.)
Gerçekçi olmak gerekirse, 1746 yılında Iğdır Osmanlıların elinden çıkmıştır. 1828 yılında da Rusların eline geçmiştir.
Türkler Iğdır'ı 1918 ve 1920 yıllarında iki kez kurtarmıştır.
-
Osmanlı Devleti, Türk devleti midir, değil midir?
Divan Edebiyatı bizim mi?
Aruz ölçüsü bizim mi?
tartışmaları "BOŞ" tartışmalardır!
Bize ait değil de Hollandalılara mı ait?
-
Sırpsındığı Zaferi (1364) :
...nâgâh haber geldi, Sırf leşkeri hücûm itdi didiler. Kasdı Edrene’ye gelmekdür. Kırk Elli Bin mikdârı leşkeri vardur... Sırf leşkeri Edrene’ye yakın gelmiş idi... şimdi ana Sırf Sınduğu dirler...gâziler bir gece tabl-bâz kakup dün basgunı itdi. Sırf leşkeri mağrur olup sarhoş yaturken nâgâh tabl âvâzın ve gâziler ünin işitdiler. "Türk geldi" diyü birbirine dokındılar. Atları ürkdi ve boşandı, bunları çiğnedi. Kâfirler dahı kılıç çeküp birbirin kırmağa başladı. Âhir sınup münhezim olup kaçdılar. Ba’zı râvîler rivâyet ederler kim Sırf leşkerin Hacı İlbeği sıdı dirler... Hacı İlbeğü aydur: "Yoldaşlar nice idelüm" dedi, Yoldaşlar aydur: "Tedbîr sizindir. Siz nice idersenüz eyle idelüm" dediler. Andan Hacı İlbeği her yoldaşını bir depeye kodı. Andan bulara ısmarladı. Her kaçan ben tabl-bâz urup haykıram, herbirinüz dahı eyle idün didi. Kendüsi kâfirlerün bir yanına geçüp heman tabl-bâz urup tekbir getürüp bire gaziler koman diyü çağırdı. Çün kâfir leşkeri ol âvâzları işitdi, gördiler kim dört yanların Türk almış, kendüler ara yirde kalmışlar. Hemendem "Türk geldi" diyü birbirine tokuşup, ol orman arasına tağılup birbirine kılıç urdılar. Karanu gice içinde birbirin fark itmeyüp, eyle kırdılar kim vasf olunmaz. Hemandem münhezim olup kaçdılar gitdiler... Lala Şâhin dahı, İlbeği’nün dilâverliğini görüp, ol zaman beğlerine hoş gelmeyüp adâvet bağladılar. Âkıbet hîle ile Hacı İlbeği’yi helâk ettiler.
_____________________________________
Batılı tarihçiler, Sırpsındığı muharebesi'nin varlığını kabul etmez!!! (1364 yılındaki muharebe ile 1371 yılındaki muharebeyi "birleştirirler"! /Nasıl oluyorsa?)
Halil İnalcık gibi "büyük" bir tarihçimiz bu muharebeyi kitabına koymamıştır! (Bu detayı bilmeyen varsa bilsin!)
_______________________________________
Sırplar, Osmanlı askerlerini görünce korkarak "Türk geldi!" diyorlar...
Osmanlı Devleti Türk değildir diyenler ne diyecek buna?
-
Gürcü hezeyanı:
Gürcistan 1991 yılında bağımsız olduktan hemen sonra, 1992-1993 yıllarında "Büyük Gürcistan" haritaları yayımlamaya başladı...
Bu haritalarda; Hopa, Artvin, Ardanuç, Ardahan, Rize, Çayeli, Pazar, Ardeşen, İspir, Oltu, Tortum Gürcistan sınırları içinde gösteriliyordu!
(ayrıca Rusya'nın Soçi kenti ve civarı, Ermenistan ve Azerbaycan'ın Gürcü sınırındaki toprakları da Gürcistan sınırları içinde gösteriliyordu...)
"Büyük Gürcistan" diyorlardı ama Rusya ile kapıştıktan sonra Abhazya ve Güney Osetya'yı yitirdiler.
(Hatta bir ara Acaristan bölgesi de özerkliğini kazanmıştı. Gürcüler daha sonra buraya müdahale ettiler.)
_____________________________________
Gamsakhurdia Gürcü milliyetçisiydi. (Fakat Türkiye aleyhindeki bu haritalar onun döneminde yayımlanmıştı!)
Şevardnadze (eski SSSCB dışişleri bakanı) ve Saakaşvli, Batı'nın adamları...
Günümüzde hep Gürcistan ile Türkiye arasında bir sorun yok dense de, gerçek bu değildir!
-
Bahsettiğim haritayı bir internet sitesi yayımlamış:
(http://www.kafkasevi.com/uploads/b.gurcistan-kucuk.jpg)
-
Büyük Bulgaristan:
Ayastefanos Antlaşmasıyla kurulmak istenen "Büyük Bulgaristan" (pek bildik bir haritadır! :wink:)
(http://www.aygunhoca.com/images/harita2/44-Berlin_Antlasmasi.jpg)
-
Iğdır ise Osmanlılar, İranlılar ve Ruslar arasında çok defa el değiştirmiştir. (Iğdır halkının büyük bir bölümü Türk asıllıdır.)
Gerçekçi olmak gerekirse, 1746 yılında Iğdır Osmanlıların elinden çıkmıştır. 1828 yılında da Rusların eline geçmiştir.
Türkler Iğdır'ı 1918 ve 1920 yıllarında iki kez kurtarmıştır.
İran sınırlarının değişmesi:
Haritada 1813 Gülistan ve 1828 Türkmençay antlaşmalarıyla İran'ın Rusya'ya kaybettiği topraklar görülüyor...
(İran'ın elindeki Iğdır da 1828 Türkmençay antlaşmasıyla Rusların eline geçmiştir.)
Haritada ayrıca Türkiye'nin Nahcivan ile komşu olmak için İran ile yaptığı toprak takası, İran'ın bugünkü güney Türkmenistan topraklarını Rusya'ya yitirmesi, Afgan sınırındaki değişiklikler, İran-İngiliz Hindistanı (bugün Pakistan'da kalan topraklar) arasındaki sınır değişmeleri, Osmanlı Irakı ile İran arasındaki sınır değişmeleri yer alıyor...
(http://homeyra.files.wordpress.com/2008/05/persia-territory-history.gif)
-
En başta, birinci sayfada yazdığım
KIPÇAK ÜLKESİ = 1300 YILLIK TÜRK YURDU
yazısıyla ilgili olarak:
Attila'nın Hun İmparatorluğu ile Kıpçak Ülkesi ve Altınordu aynı ülkedir. Hepsi birbirinin takipçisidir.
Attila'dan çok önceleri (300'lü yıllarda) Hunlar bu topraklara yerleşmeye başladılar. (Attila'nın merkezi günümüz Macaristan topraklarında olduğu için haritada yıldız konulmuş...)
Avrupa Hun İmparatorluğu:
(http://blogs.smithsonianmag.com/history/files/2012/02/800px-Huns_empire-500x286.png)
Altınordu Devleti:
(yeşil alan = Altınordu Devleti'ne bağlı Rus prenslikleri)
(http://media-1.web.britannica.com/eb-media/46/3846-004-A16A7E50.gif)
Moğollar gelmeden bu topraklarda Kıpçak Türkleri yaşıyordu. Zamanla Moğollar İslam dinini benimsedi ve Türkleşti. (Moğol ordusunun 3/4'ü Türk asıllıydı!)
Moğol Kağanlığı:
Altınordu Devleti, Moğol İmparatorluğu'nun bir parçasıydı... Zamanla Altınordu ve Çağatay Devletleri Türkleşti. İlhanlı Devleti'nin topraklarında da Türk Devletleri kuruldu.
(http://novaonline.nvcc.edu/eli/evans/Photos/Russia/Mongols.jpg)
Kırım Hanlığı:
Kırım Hanlığı, Altınordu Devleti'nin bölünmesiyle kurulan devletlerden biridir. 1475-1774 yılları arasında Osmanlı Devleti'ne bağlanan Kırım, 1783 yılında kesin olarak Rusların eline geçmiştir. (SSCB döneminde Ukrayna'nın bir parçası oldu.)
(http://xenohistorian.faithweb.com/russia/Azov.jpg)
Azak kalesi haritada Rusça ismi olan "Azov" biçiminde gösterilmiş...
-
Kazıklı Voyvoda: Fatih Sultan Mehmed'in başlıca düşmanlarından biridir.
Eflak Prensi III. Vlad'ın (Kazıklı Voyvoda) ataları:
III. Vlad < II. Vlad < I. Mircea < I. Radu < Nicolae Alexandru < I. Basarab < Thocomerius (Tok-temür)< Tokta? < Mengü-timur < Tukukan < Batu < Cuci < Cengiz Kağan
not: Thocomerius (Tok-temür)'un, Mengü-timur'un oğlu olma ihtimali de vardır.
(Yukarıdaki listeyi, çeşitli kitaplar ve Wikipedia'nın da yardımıyla düzenlemiştim...)
_______________________________________
Rumen asıllı Eflak Beylerinin atalarının Moğollara dayandığını Yılmaz Öztuna da "Devletler ve Hanedanlar" adlı eserinin 4.cü cildinde belirtir.
III. Vlad'ın babası II. Vlad, "Dracul" (= Ejderha) lakabını taşıyordu. Bu nedenle oğlu III. Vlad da "Dracula" (= Dracul'un oğlu) lakabını taşıyordu!
III. Vlad 1476 yılında öldürülmüştür.
-
Kazıklı Voyvoda: Fatih Sultan Mehmed'in başlıca düşmanlarından biridir.
III. Vlad'ın babası II. Vlad, "Dracul" (= Ejderha) lakabını taşıyordu. Bu nedenle oğlu III. Vlad da "Dracula" (= Dracul'un oğlu) lakabını taşıyordu!
III. Vlad 1476 yılında öldürülmüştür.
Kütahya'da kaleyi gezerken oradaki görevlilerden birisi kazıklı Voyvada lakaplı Dracula'nın Osmanlıya karşı başkaldırması üzerine yakalanarak Türkiye'ye getirildiği ve bu kalenin altında bulunan zindana atıldığı; bir süre sonra da bu zindanda idam edildiğini söylemişti.
Konuyu okuyunca aklıma geldi.
Kütahya kalesindeki görevlinin anlattıklarının tarihi gerçekliği var mıdır, yok mudur, yoksa başka bir olayla mı karıştırılmıştır? Bilmiyorum.
Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla..
Çağrıbey
-
Sanırım Kazıklı Voyvoda (III. Vlad), daha babasının (II.Vlad'ın) hükümdarlığı sırasında rehin olarak Osmanlılara verilmişti...
Kütahya'da kaldığı kesindir. (Ancak orada idam edilmemiş, babası ölünce Eflak'a gönderilerek "bey" olmuştur.)
______________________________________
III. Vlad'ın ölümü 1476 yılında gerçekleşmiştir. Eflak Beyi iken Erdel'e (Transilvanya*)kaçmıştır. Osmanlılar tarafından öldürülmüştür. Kesik başı İstanbul'a getirilmiştir.
* not: Bu nedenle Dracula'nın ülkesi Transilvanya'dır!
-
Yukarıdaki İran sınırlarının değişmesi yazısı ve haritası ile ilgili olarak,
Okul kitaplarında Kasr-ı Şirin Antlaşmasından (1639) sonra Osmanlı-İran sınırı bir daha değişmedi denilir...
Sürekli değiştiğini yukarıdaki harita gösteriyor!
(Kim yazmış bu okul kitaplarını?)
-
Ulubatlı Hasan var mı yok mu tartışması yeniden başladı...
Doğu Romalı tarihçi Sphrantzes'in eserinde Ulubatlı Hasan'ın adı geçmektedir... (Neden yalan söylesin?)
_____________________________________
Sphrantzes'in adı diğer kaynaklarda Francis olarak geçer.
-
Geçmişte buna benzer olarak, Hezarfen Ahmed Çelebi ve Lâgri Hasan Çelebi yaşadı mı, yaşamadı mı? tartışması vardı...
Hezarfen Ahmed Çelebi yaşamadı diyenler vardı... (örneğin İlber Ortaylı!)
Onlara göre adı tek bir kaynakta (Evliya Çelebi) geçip, diğer kaynaklarda geçmediği için Hezarfen Ahmed Çelebi hayal mahsulüymüş (!?)
(Niye yaşamasın?)
____________________________________
Şimdi de Ulubatlı Hasan yaşamamıştır diyenler var (Erhan Afyoncu!)
Afyoncu, Sphrantzes'in eserinde Ulubatlı Hasan'ın adının geçmediği, bu esere Melissinos tarafından ilaveler yapıldığını belirtiyor...
(Peki Melissinos, "Ulubatlı Hasan" gibi bir ismi neden uydursun ki?)
_____________________________________
Bu konuların filmden filme tartışılması da ilginçtir!
-
Pomponius Mela ve "Turcae":
Romalı coğrafyacı Pomponius Mela eserini MS 43 yılında yazmıştır. (MS 45 yılında ölmüştür.)
Bu coğrafyacının eseri beni bildiğim kadarıyla Türkçeye çevrilmemiştir! (Ben, bunda da kasıt görüyorum!)
İngilizce Wikipedia maddesi:
http://en.wikipedia.org/wiki/Pomponius_Mela (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9Qb21wb25pdXNfTWVsYQ==)
İnternette eserinin İngilizce çevirisinden alıntılar vardır:
Budini inhabit the city of Gelonos. Next to them the Thyssagetae and Turcae occupy endless forests and feed themselves by hunting
= "Budinler* Gelonos şehrinde oturuyorlardı. Onlardan sonra Thyssagetler ve Turcae** (Türkler!) kavimleri uçsuz bucaksız ormanlarda oturuyorlardı ve avlanarak geçiniyorlardı."
* not: Türkçe "Bodun" sözcüğünü çağrıştırıyor!
** not: -ae = Latince çoğul ekidir. Sözcük doğrudan doğruya Türkler anlamına gelmektedir!
Demek ki MS 43 yılında da "Türk" sözcüğü kullanılıyordu!
______________________________________
Ancak tarihçi Herodotos'un (MÖ 484-425) eserinde de "Thyssagetas , Iurcae " kavimleri geçmektedir. Pomponius Mela, Herodotos'tan mı alıntı yapmış?
Iurcae ~ Turcae benzerliği açıktır. (Hatta bunun bir yazım hatası olduğu zamanla T harfinin üst kısmının hafifçe silinerek I harfine döndüğü düşünülmektedir.)
Bir diğer iddia da Iurcae = "Yörükler" olduğudur!
Herodotos, Pomponius Mela'dan çok çok önce yaşamıştı... Herodotos devrinde "Türk" sözcüğü kullanılıyor muydu?
-
Adı geçen kavimler Karadeniz'in kuzeyindeki (Kırım'ın da kuzeyinde) Skyth = İskit kavimleridir.
MS 1697'de yerlerini yaklaşık gösteren bir harita çizilmiş:
http://upload.wikimedia.org/wikipedia/en/e/ea/Sarmatia_1697.jpg (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3VwbG9hZC53aWtpbWVkaWEub3JnL3dpa2lwZWRpYS9lbi9lL2VhL1Nhcm1hdGlhXzE2OTcuanBn)
Mavi alanın içinde Budini ve Geloni adları okunmakta , mavi alanın hemen güneyinde Thyssagetae adı da seçilmektedir...
-
Ergenekon:
Osman Karatay'dan alıntı:
Reşidüddin kelimenin anlamını ergene 'dağ beli, geçit' ve kun 'sarp',
Ebü'l-Gazi ise ergene 'bir dağın kemeri' ve kun 'dik' olarak verir.
Bu yazıya internette ulaşılabilir:
ERGENEKON ÖNCESİNDEKİ FELAKET HAKKINDA BİR TARİHLEME DENEMESİ (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cHM6Ly9kb2NzLmdvb2dsZS5jb20vdmlld2VyP2E9diZhbXA7cT1jYWNoZTo3ekRrcTRsdlh6WUo6d3d3LmNhZ2Rhcy5ha3UuZWR1LnRyL2JzL2JpbGRpcmlsZXIvb2thcmF0YXkucGRmK2VyZ2VuZStkYSVDNCU5RmJlbGkmYW1wO2hsPXRyJmFtcDtnbD10ciZhbXA7cGlkPWJsJmFtcDtzcmNpZD1BREdFRVNnTDFhMS15OEZXTTNsSE5TdTAyY0JaZmw3cERuZVdkUGdUbk1QUzk0NjBtTkNKQnhFRU0xYmp6SHZfbmdHbjRaa1psb2k4a0Jud3poZmFfdHlCSGplX1cxLXR0T0xzT0hxNFZZRDZCdV9wX0FTNlByVlUtNWFQdXE5cTlvNnZlcmh4WmNFZCZhbXA7c2lnPUFISUV0YlIxVXlfRGJMcFRHN1BQX0F6WWJFWXFYbXE2Tnc=)
(http://www.beykoz-turkocagi.org.tr/wp/wp-content/uploads/34bdro62.png)
-
Buz dağı:
(http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/2/2b/GoraBeluha.jpg/280px-GoraBeluha.jpg)
Muztau = "Buz dağı" (Ruslar "Belukha / Byeluha Dağı" diye bir ad vermişler.), Rusya-Kazakistan sınırında, Altay Dağları
Buzdağı, Oğuz Kağan Destanı'nda da geçer...
Wiki:
http://en.wikipedia.org/wiki/Belukha_Mountain (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9CZWx1a2hhX01vdW50YWlu)
___________________________________
Burasının Ergenekon olduğu iddia ediliyor!
-
Hezarfen Ahmed Çelebi yaşamadı diyenler vardı... (örneğin İlber Ortaylı!)
Diyelim ki Hezarfen Ahmed Çelebi ve Ulubatlı Hasan yaşamadı. Bundan Türklüğün kazanımı ne olacak?
Türk Milletinin sinesinde ve milli hafızasında yer tutmuş kodlarla oynamaya kimsenin hakkı yoktur.
Belki İstanbul'un surlarına ilk defa Türk Bayrağını diken Türk oğlunun adı Hasan değildi! Ama oraya bir Türk, Türk Bayrağını dikmişti.
Adı ama Hasan'dı, ama Hüseyin'di, Ama Ali'ydi. Ne fark eder?
Sonuçta bir Mehmet oraya o bayrağı dikmişti!!!
Sayın İlber Ortaylı'yı sever ve takdir ederim. Gerçekten Türk Milletinin yüz akı diyebileceğimiz uluslararası çap ve kalitede bir tarihçi ve bilgin.
Lakin bazen "her şeyi bilir abi" pozları da adamı çileden çıkartıyor.
Çok bilen çok yanılır dedikleri sanırım Sayın İlber Ortaylı'nın şahsından yansıyor.
Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla..
Çağrıbey
-
Uygur Kağanlarının adları gerçek adları mı? :
Uygur Kağanlığı, Göktürk Kağanlığı yıkılınca onların yerini almıştır.
Uygur Kağanları:
1) Kutlug Bilge Kül Kagan 745-747
2) Moyunçur (= Bayan Çor) Kağan 747-759
3) Bögü Kagan 759-780
13 kadar Uygur Kağanı vardır. En önemli üç hükümdara dikkat çekmek istiyorum...
1) Kutlug Bilge Kül Kagan 745-747
Bu hükümdarın gerçek adı bu mudur? Bu hükümdar adını açıkça Göktürk Kağanlarından almıştır!
Bilindiği gibi,
II. Göktürk Kağanlığı hükümdarları:
A) İlteriş Kutlug Kagan 682-692
B) Kapgan Kagan (= Bögü Kagan) 692-716
C) İni-İl Kagan 716
D) Bilge Kagan 716-734 / (kardeşi: Kül Tigin)
Böylece Uygur Kağanı Kutlug Bilge Kül Kagan (745-747) açıkça hem Kutlug Kagan'ın hem de oğulları Bilge Kagan ve kardeşi Kül Tigin'in adını almıştır!
not: Osman Fikri Sertkaya, Kül Tigin'in "Köl Tigin" olarak okunması gerektiği düşüncesindedir... (Böylelikle Uygur Kağanının da adı: "Kutlug Bilge Köl Kagan" olacaktır.)
3) Bögü Kagan 759-780
ise açıkça Kapgan Kagan'ın ünvanı olan "Bögü Kagan" adını almıştır! (Bögü = "kurnaz, akıllı")
____________________________________
Ayrıca diğer Uygur Kağanlarının adlarında geçen: "Ay Tengride Kut Bulmış" gibi ifadelerin ad değil, ünvan ya da niteleme olduğu açıktır!
-
Köl Tigin:
(http://www.eskitarih.com/wp-content/uploads/Kul_Tigin.jpg)
Köl Tigin'in yüz yapısı gerçek Türk tipini gösterir. (Buna halk arasında yanlış olarak "Moğol suratlı" denir!)
Göktürk hükümdarı Bilge Kagan'ın kardeşi olan Köl Tigin, Moğol istilasından 500 yıl önce yaşamıştır. Bu yüz yapısı Moğol değil, Türk yüz yapısıdır.
____________________________________
Osman Fikri Sertkaya, Kül Tigin'in "Köl Tigin" olarak okunması gerektiğini eserlerinde belirtmiştir...
-
Kül Tigin'in "Köl Tigin" olarak okunması gerektiğini eserlerinde belirtmiştir...
Son zamanlarda bu güzel Türk ismi, ne yazık ki, Gültekin'e dönüşmüştür.
Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla..
Çağrıbey
-
Diyelim ki Hezarfen Ahmed Çelebi ve Ulubatlı Hasan yaşamadı. Bundan Türklüğün kazanımı ne olacak?
Türk Milletinin sinesinde ve milli hafızasında yer tutmuş kodlarla oynamaya kimsenin hakkı yoktur.
Belki İstanbul'un surlarına ilk defa Türk Bayrağını diken Türk oğlunun adı Hasan değildi! Ama oraya bir Türk, Türk Bayrağını dikmişti.
Adı ama Hasan'dı, ama Hüseyin'di, Ama Ali'ydi. Ne fark eder?
Sonuçta bir Mehmet oraya o bayrağı dikmişti!!!
Sayın İlber Ortaylı'yı sever ve takdir ederim. Gerçekten Türk Milletinin yüz akı diyebileceğimiz uluslararası çap ve kalitede bir tarihçi ve bilgin.
Lakin bazen "her şeyi bilir abi" pozları da adamı çileden çıkartıyor.
Çok bilen çok yanılır dedikleri sanırım Sayın İlber Ortaylı'nın şahsından yansıyor.
Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla..
Çağrıbey
_____________________________________
Sphrantzes / Francis'in eserinden alıntı:
"... İşte o sıralarda Hasan adlı bir yeniçeri, memleketi Ulubat olup koca bir vücuda sahipti, sol eli ile başının üstüne kalkanı tutup sağ eli ile kılıcını çekti ve bizimkilerin* şaşkınlık içinde geri çekildikleri o bölgede surun tepesine doğru atıldı. Onunla aynı cesareti göstermek isteyen 30 kadar diğeri de kendisini takip etti...
/ Ne var ki, Hasan kendisine özgü şiddeti ile surun üstüne çıkmayı ve bizimkileri* kaçırmayı başardı...
/ Savaş sırasında bir taş Hasan'a isabet etti...
/ ...almış olduğu pek çok yaradan sağ kolu işlemez oldu ve oklarla kaplandı...
/ Tüm bunlar olup biterken hem içeriden, hem dışarıdan ve hem de liman tarafından bir ses yükseldi: "Kale (Şehir) Düştü! , Kulelerde bayraklar ve de askerî işaretler yükseldi!"
___________________________________
* not: "bizimkilerin" = Sphrantzes Rumdur!
Sphrantzes böyle bir şeyi neden uydursun ki?
-
1590 yılında Osmanlı Devleti'nin Doğu sınırı:
İstanbul Muahedesi / İstanbul Antlaşması / Ferhat Paşa Antlaşması (1590) ile Osmanlı Devleti doğudaki en geniş sınırlarına ulaşmıştır.
Çerkezistan, Abhazya, Gürcistan, Ahıska, Kuzey Azerbaycan (Karabağ ve Şirvan), Güney Azerbaycan (Tebriz), Şehrizor ve Luristan'ın kontrolü Osmanlılara geçmiştir. Osmanlı Devleti, Hazar Denizi'ne dayanmıştır.
harita:
http://en.wikipedia.org/wiki/File:OttomanEmpireIn1683.png (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9GaWxlOk90dG9tYW5FbXBpcmVJbjE2ODMucG5n)
___________________________________
O dönemde bugünkü Ermenistan topraklarında çoğunluk olarak Azeri Türkleri yaşıyordu. ("Erivan Hanlığı")
İranlılar ve Ruslar hep Ermenileri desteklemiştir.
-
"Tatar" :
Göktürk anıtlarında Tatar sözcüğü Moğol boyları için kullanılıyor. (Türklere de Tatar denilip, denilmediği tartışmalıdır...)
Günümüzde ise Tataristan ve Kırım Tatarları tabirleri kullanılmaktadır. Tataristanlılar ve Kırım Tatarları Türktür.
Moğollar bilindiği gibi Kıpçak Türklerinin yurdunu istila etmiştir. Bu Moğol boylarının arasında mutlaka Tatar boyu da vardı. Batılılar bunlarla karşılaşmışlar ve bundan sonra bütün Türk-Moğol boylarını "Tatar" olarak adlandırmışlardır. 19.yüzyılda Ruslar, Azerilere de Tatar diyordu.
Tartaros (Yunanca) = "Cehennem" (Eski Yunan mitolojisinde)
Batılılar, "Tatar" dedikleri Türk-Moğol savaşçılarını Cehennem'den gelen savaşçılar olarak görüyordu...
Bu nedenle Yunanca Tartaros ve Tatar sözcüklerini bir araya getirerek Tatarlara "Tartar" da demişlerdir.
_________________________________________
Tatar yanlış bir tabirdir.
Bu nedenle Tataristanlılar yerine "Kazan Türkleri",
Kırım Tatarları yerine de "Kırım Türkleri" desek daha doğru olmaz mı?
__________________________________________
Tatar-Türk ayırımı Ruslar tarafından kasıtlı olarak yapılmıştır. (Sanki ayrı milletlermiş gibi!)
-
Orhun Irmağı (Orkun) :
(http://cfile232.uf.daum.net/image/153385324C8D9B84756201)
(http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/6/63/Orchon-mongolei.JPG/256px-Orchon-mongolei.JPG)
(http://farm4.static.flickr.com/3531/3873951279_7ac1470cf4.jpg)
_______________________________________
Google Görsellerde
Orkhon River, Selenga River, Yenisei River, Altai Mountains, Tian Shan Mountains, vb. yazılarak
Orhun Irmağı, Selenge Irmağı, Yenisey Irmağı, Altay Dağları, Tanrı Dağları, vb. görülebilir...
-
Macarlar:
Macarlar, Türk-Fin kavimlerinin karışmasından meydana gelmiştir. Macarların Arpad Hanedanı'nın Türk asıllı olduğu (hatta Attila'ya dayandığı!) Yılmaz Öztuna'nın eserlerinde belirtilir.
Macar göçü:
(http://ezerszazev.uw.hu/honfoglalas/etelkozmap.jpg)
1918 öncesinde Macaristan:
(http://upload.wikimedia.org/wikipedia/sr/1/17/Velika_Madjarska_(pre_1918).PNG)
-
(http://cfile232.uf.daum.net/image/153385324C8D9B84756201)
(https://www.hunturk.net/forum/rsm/3190-ankara-1330806256.JPG)
Başkentimiz Ankara'nın adını oraya buraya bağlayan eziklere bir türlü anlatamadığım gerçeği bu harita gösteriyor.
Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir
-
Ankara ~ Angara benzerliği Atatürk Döneminde de tartışılmıştır.
ancak,
http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_river_name_etymologies (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9MaXN0X29mX3JpdmVyX25hbWVfZXR5bW9sb2dpZXM=)
Angara: Buryat angarkhai "the mouth of a wild beast"
Angara sözcüğünün Buryat Moğolcasında "vahşi hayvanın ağızı" anlamına geldiği belirtiliyor...
_____________________________________
Ankara adı ise Çankırı ve Sakarya adlarına da benzemektedir. Anadolu (Luvi) kökenli bir ad olması yüksek olasılıktır.
Çankırı < Gangra
Sakarya adı ise Yunanca Sangarios haline getirilmiştir. Sangarios < Sankara gibi bir addan türemiş olmalıdır.
_______________________________________
Sonuç olarak Orta Asya'dan Mezopotamya ve Doğu Anadolu'ya daha Sumerler döneminden beri göçlerin yapıldığı bilinmektedir...
Ankara ~ Angara eşitliği doğru olmasa bile bu sonuç değişmemektedir.
-
Hemde has Angara şivesiyle yazılmış :D
-
20 Milyon Liralık banknot (2001-2005) : Böyle bir para birimi Dünya'da yoktu!
(http://www.paramatik.com/wp-content/uploads/20-milyon-lira-eski-para.jpg)
___________________________________
Macaristan'da Hiperenflasyon:
1,000,000,000,000,000,000,000 Pengo değerindeki banknot!
1 Milliard B-Pengo, (American 1 Sextillion Pengo) 1946
1,000,000,000,000,000,000,000 Pengo
World's highest denomination ever printed
(http://tomchao.com/eu/hung2fx.jpg)
__________________________________
1 Milliard B-Pengo = Egymilliard B. Pengö
Egy (Macarca) = 1
B. = Billion (Bilyon) = Trilyon
Thus a B-Pengo or 1 Billion Pengo is really American 1 Trillion Pengo
1 Milyar X Trilyon = 1,000,000,000,000,000,000,000 Pengo (21 sıfırlı!!!)
-
Büyük Sayılar:
Kısa Ölçek:
Bir - Bin - Milyon - Bilyon - Trilyon - Katrilyon - Kentilyon - Sekstilyon
(ABD, İngiltere* ve genelde Eski İngiliz Sömürgeleri bu sistemi kullanıyor.)
* not: İngiltere 1974 yılında Kısa Ölçeğe geçmiştir.
____________________________________
Uzun Ölçek:
Bir - Bin - Milyon - Milyar - Bilyon - Bilyar - Trilyon - Trilyar
Görüldüğü gibi Bilyon ve Trilyonun değeri Kısa ve Uzun Ölçeklerde değişiktir!
(Almanya, İtalya, Fransa, İspanya ve diğer Avrupa ülkeleri Uzun Ölçeği kullanıyor.)
_____________________________________
Türk Sistemi:
Bir - Bin - Milyon - Milyar - Trilyon - Katrilyon - Kentilyon - Sekstilyon
Aslında "Kısa Ölçeği" kullanıyoruz... Sadece Bilyon yerine Milyar kullanılıyor.
Gerçekte Türk sisteminde "Trilyar" yoktur! (Fakat gündelik hayatta var zannedilir!)
"Katrilyarlarca para harcadık!" diye bir şey de yok! (Geçmişte hep denirdi!) Çünkü katrilyar diye bir birim yok!
-
Ural-Altay Dilleri:
(http://joshberer.files.wordpress.com/2009/12/linguistic-map-of-the-altaic-turkic-and-uralic-languages.png)
-
Haritada Batı Trakya Türkleri gösterilmemiş...
Gene de olumlu bir harita
-
Haritada Batı Trakya Türkleri gösterilmemiş...
Gene de olumlu bir harita
Kosova ve Makedonya Türkleri de yok.
-
Karlofça Antlaşması (1699)'na göre Osmanlı Devleti'nin Macaristan sınırı ____________
Pasarofça Antlaşması (1718)'na göre Osmanlı Devleti'nin sınırları _____________
Belgrad Antlaşması (1739)'na göre Osmanlı İmparatorluğu - yeşil alan -
(http://lh5.ggpht.com/_xYY7IOt8M-8/Sg2tzesKDkI/AAAAAAAAF2c/YdMM--b8dXM/south_east_europe_1648.jpg)
Belgrad Antlaşmasıyla, Kuzey Sırbistan ve Batı Eflak'ı Avusturya'dan geri aldık.
-
Belh:
Eski Türkçede "balık" sözcüğü şehir anlamındadır.
Afganistan'ın kuzeyindeki Belh kenti de şehir anlamına gelen bu "balık" sözcüğünü andırmaktadır.
Baktra (Yun.) = Bactra (Lat.) = Belh = Balkh (İng.)
Eski Yunanlılar Belh şehrine Baktra demişlerdir ama Belh adı, Baktra'dan mı geliyor? (Pek benzemiyor bu iki ad!)
Zeki Velidi Togan, Belh ~ Balık benzerliği üzerinde durmuştur.
_________________________________
Batılı tarihçiler, Türk Tarihini M.Ö. 209 yılında Asya Hunları ile başlatır... Onlara göre Hunlar Moğolistan'da yaşıyordu ve daha önce bugünkü Türkmenistan, Azerbaycan, Özbekistan, Afganistan, Kazakistan, Kırgızistan, Doğu Türkistan gibi bölgelerin Türklükle bir ilgisi yoktu! (İranlılar da bunu savunur.) Onlara göre bu bölgelerde Hint-Avrupa asıllı Skyth (Saka), Hotan, Sogd, Yuezhi, vb. kavimler yaşamıştır.
Oysa Sumercedeki Türkçe ile açıklanan sözcüklerin varlığı ortadadır. M.Ö.5000'lerde bugünkü Türkmenistan'dan Mezopotamya'ya Turanî bir kavim göçetmiştir. Türkmenistan'da Turanî bir kavim mevcutsa, komşu bölge Afganistan'da da mevcut olmuş olamaz mı?
________________________________
Türkistan'ın İlkçağ Tarihi:
http://www.turkiyat.selcuk.edu.tr/pdfdergi/s1/15.pdf (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3d3dy50dXJraXlhdC5zZWxjdWsuZWR1LnRyL3BkZmRlcmdpL3MxLzE1LnBkZg==)
-
Türk Dünyası'ndaki Yer Adları:
Semerkant = Marakanda (Büyük İskender döneminde) = Maracanda (Lat.) = K'ang-kuo (Çince)
kant / kand (Sogd dili) = "kent" / (kent sözcüğünün köküdür!)
Buhara = Bukarak (Orhun anıtlarında) = An-kuo (Çince)
Taşkent = Çac, Çaş, Çaşkand, Şe (Shi), Şaş = Shih-kuo (Çince)
Merv < Margiana < Marguş
Merv = Mary (Mari)
Aşkabat
Astana = "başkent"
Almatı = "elmalı", geçmişte: Alma-ata
Hive
Hotan = Yü-t'ien
Yarkent = Shache (Çince) < Saka! (Saka = Skyth / İskit)
Shache, Şao-çe, Suoju
Kaşgar = Ordukend = Su-le, Şule, Su-lo, Solek / Sorak
Aksu
Kuça
Hami = Kumul (Kamul) = İ-Wu, Yiwu (Çince)
Karaşar = Yen-k'i, Yen-ch'i, Yanqi (Çince) = Agni (Sanskritçe) = Yangı
Turfan = Turpan, Tulupan
Bakû = Bakı
Gence, SSCB dönemindeki adı: Kirovabad, Çarlık Rusyası döneminde: Yelizavetpol
Hankendi, işgalci Ermeniler Stepanakert adını veriyorlar.
Sumgait = Sumgayıt
Lenkeran = Lenkoran
Ahıska = Akhaltsikhe (Ahaltsihe) = Aksaka (Dede Korkut Kitabı'nda)
Kazan
Ufa
Nahcivan
Tebriz < Tarwi-Tarwakisa
Erdebil
Batum = Batumi = Bathys (Yun.)
1878 yılına kadar Osmanlı Devleti'nin bir parçasıydı.
Fergana = Ta Yüan / Dayuan = "Büyük Yunan!" (Çince), Yunan Seleukos ve Baktriane Devletleri buraya kadar uzandığı için!
Urumçi, eski adı: Tihwa
Bişkek, SSCB dönemindeki adı: Frunze
Cend
Belh = Baktra (Yun.) = Bactra (Lat.)
Derbent
Mahaçkale
Yakutsk 1632 yılında kuruldu.
__________________________________
Listeyi genişleteceğim... Ekleme yapmak isteyenler yapabilir.
-
Irmaklar:
Dnieper (Dinyeper) = Özü (Türkçe) = Borysthenes (Yun.)
Dniester (Dinyester) = Turla (Türkçe) = Tyras (Yun.) = Danastris (Yun.) = Nistru (Rumence)
Don = Ten (Türkçe) = Tanais (Yun.)
Bug (Buğ) = Aksu (Türkçe) = Hypanis(Yun.)
Danube = Tuna = Istros (Yun.) = Ister (Lat.) = Danubius (Lat.)
Hint-Avrupa dilindeki danu = "ırmak" sözcüğü, Dnieper-Dniester-Don-Tuna-Donets adlarının kökenidir.
Türkçe Ten < Tanais'ten türemiştir.
Türkçe Turla < Tyras'tan türemiştir.
Özü ise Türkçe bir sözcüktür. öz < ögüz (Göktürkçe) = "ırmak"
Ural = Yayık (Türkçe)
Eski Yunanlılar, Yayık adını "Daikh / Daix (Daiks)" biçiminde yazıyorlardı. ( Y > D ses değişmesi! / Yunanca sözcükler genelde "-s" ile biter...) Yayık adı Türkçe ise, Türkler Eski Yunan devrinden beri burada oturuyordu!
Volga = İtil / İdil (Türkçe)
Osman Karatay'ın ırmaklarla ilgili önemli bir yazısı:
http://www.karam.org.tr/Makaleler/1761730255_karatay.pdf (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3d3dy5rYXJhbS5vcmcudHIvTWFrYWxlbGVyLzE3NjE3MzAyNTVfa2FyYXRheS5wZGY=)
Orkun = Orhun = Orhon
Selenge, Moğolca = Selenga
Tola = Togla
Amur, Moğolca = Heilong Jiang (Çince)
Kerülen = Kherlen, Moğolca
Yenisey
İrtiş, Ertiş
Amu Derya = Ceyhun = Oxus (Oksus)
Siri Derya = Seyhun = Iaxartes (Yaksartes) = Yinçü Ögüz (Göktürkçe), "İnci Nehri"
Angara, Moğolca
Ob = Obi
Lena, Tunguzca
Sarı Irmak = Huang He, Hwang Ho (Çince) = Yaşıl Ögüz (Göktürkçe), "Yeşil nehir"
___________________________________
Göller:
Hazar Denizi = Caspian Sea (İng.)
Caspian: Eskiçağda yaşamış Caspi / Kaspi kavminin adından. İran'dak Kazvin şehrinin adı da bu kavimle bağlantılıdır.
Hazar: Hazar Devleti'nin adından
Aral, Moğolca "ada" (Göldeki küçük adalar nedeniyle?)
Balkaş = Tering Göl, "derin göl"
Issık (Isık) = "sıcak göl" = Jo-hai (Çince)
Baykal = Beihai (Çince), "kuzey denizi", bei = "kuzey", hai = "deniz"
kal = "göl" anlamındadır.
-
Erhan Aydın'ın Ötüken ile ilgili yazısı:
http://www.turkishstudies.net/sayilar/sayi6/79ayd%C4%B1nerhan.pdf (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3d3dy50dXJraXNoc3R1ZGllcy5uZXQvc2F5aWxhci9zYXlpNi83OWF5ZCVDNCVCMW5lcmhhbi5wZGY=)
______________________________
önerdiği yerin Wiki maddesi:
http://en.wikipedia.org/wiki/Otgontenger (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9PdGdvbnRlbmdlcg==)
(Otgontenger, Hangay dağlarının en yüksek zirvesi... Ötüken'in Hangay dağlarında olduğu her zaman iddia edilmiştir.)
-
Dağlar:
Altay Dağları = Kinşan, Jin Shan (Cın şan), "Altın-dağ" = Altun Yış
Ötüken = Hangai, Hangay, Khangai dağları
Kadırgan = Kingan, Khingan
Kögmen = Tannu-ola
Sayan Dağları
Tanrı Dağları = T'ien Shan (Tiyenşan), Tianshan
Ural Dağları
Kafkas Dağları
Kunlun Dağları
__________________________________
Çöller:
Gobi çölü
Taklamakan çölü
Karakum
Kızılkum
__________________________________
Doğu Türkistan'ın (Uygur) dağlarını gösteren 1762 tarihinden kalma bir harita:
http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/4/49/Map_of_the_Western_Regions_%28English_translation%29_appended_to_the_Hsi-yu-tu-chih%2C_compiled_on_the_orders_of_Emperor_Chien-lung_in_1762.jpg (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3VwbG9hZC53aWtpbWVkaWEub3JnL3dpa2lwZWRpYS9jb21tb25zLzQvNDkvTWFwX29mX3RoZV9XZXN0ZXJuX1JlZ2lvbnNfJTI4RW5nbGlzaF90cmFuc2xhdGlvbiUyOV9hcHBlbmRlZF90b190aGVfSHNpLXl1LXR1LWNoaWglMkNfY29tcGlsZWRfb25fdGhlX29yZGVyc19vZl9FbXBlcm9yX0NoaWVuLWx1bmdfaW5fMTc2Mi5qcGc=)
-
Beş Balık = Biş Balık(Göktürkçe) = Beiting, Pei-T'ing (Çince);
Urumçi'nin doğusunda harabeleri bulunmaktadır.
-
Kök Türkçe yazıtlarda geçen göller ve nehirler:
http://www.turkishstudies.net/dergi/cilt1/sayi6/sayi6pdf/80.pdf (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3d3dy50dXJraXNoc3R1ZGllcy5uZXQvZGVyZ2kvY2lsdDEvc2F5aTYvc2F5aTZwZGYvODAucGRm)
-
Uygur hükümdarı Bayan Çor (Moyunçur) iki adet şehir kurmuştur: Ordubalık, Baybalık
Ordubalık = Karabalgasun, Harbalgas (Moğolca)
Baybalık:
http://turkoloji.cu.edu.tr/ESKI%20TURK%20DILI/erhan_aydin_baybalik_kenti.pdf (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3R1cmtvbG9qaS5jdS5lZHUudHIvRVNLSSUyMFRVUkslMjBESUxJL2VyaGFuX2F5ZGluX2JheWJhbGlrX2tlbnRpLnBkZg==)
________________________________
Moğol İmparatorluğu'nun başkenti Karakurum idi. Kubilay Kağan, başkenti Hanbalık'a (Pekin = Beijing) taşıdı.
-
"Üsküdar" adı:
Persler M.Ö.500'lerde Trakya'ya "Skodra/Skudra" adını veriyorlardı... Anadolu yakasından Trakya'ya gidilen yere de zamanla "Skodra İskelesi" denildi... Bu ad Üsküdar'a dönüştü.
Harita:
http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/b/b3/Map_achaemenid_empire_en.png (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3VwbG9hZC53aWtpbWVkaWEub3JnL3dpa2lwZWRpYS9jb21tb25zL2IvYjMvTWFwX2FjaGFlbWVuaWRfZW1waXJlX2VuLnBuZw==)
Skudra maddesi:
http://en.wikipedia.org/wiki/Skudra (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9Ta3VkcmE=)
_______________________________________
Üsküdar adının gerçek kökeni budur. Romalılar tarafından verilmiş bir ad değildir.
-
Selçuklu Hanedanı:
Dukak Bey > Selçuk Bey > Mikail Bey > Çağrı Bey > Sultan Alparslan (1063-1072) > Melikşah (1072-1092) > Sancar (1118-1157)
Parantez içinde hükümdarlık süreleri belirtilmiştir. Hanedanın babadan oğula geçen ana dalını belirttikten sonra, yan dallarını da belirtiyorum:
Dukak Bey > Selçuk Bey > Mikail Bey > Tuğrul Bey (1040-1063)
Melikşah'ın oğulları: Sancar*, Mahmud (1092-1093), Berkyaruk (1093-1104), Muhammed Tapar (1105-1118)
*not: Hanedanın ana dalına bağlı olanlar (*) işareti ile gösterilmiştir.
_________________________________
Anadolu Selçuklu Devleti:
Dukak Bey > Selçuk Bey > Arslan Yabgu > Kutalmış > Süleyman Şah (1074-1086) > I.Kılıçarslan (1086-1107) > I.Mesud (1116-1155) > II.Kılıçarslan (1155-1192) > I.Gıyaseddin Keyhüsrev (1192-1196) + (1205-1211) > I.Alaeddin Keykubad (1219-1237) > II.Gıyaseddin Keyhüsrev (1237-1246) > II.İzzeddin Keykavus (1246-1256) + (1257-1261) > II.Mesud (1281-1297) + (1302-1308)
Hanedanın yan dalları:
I.Kılıçarslan'ın oğulları: I.Melikşah (1107-1116), I.Mesud*
II.Kılıçarslan'ın oğulları: II.Süleyman Şah (1196-1204), I.Gıyaseddin Keyhüsrev*
II.Süleyman Şah'ın oğlu: III.Kılıçarslan (1204-1205)
I.Gıyaseddin Keyhüsrev'ün oğulları: I.İzzeddin Keykavus (1211-1219), I.Alaeddin Keykubad*
II.Gıyasseddin Keyhüsrev'in oğulları: II.İzzeddin Keykavus*, IV.Kılıçarslan (1249-1254 ortak hükümdar) + (1256-1257) + (1261-1266), II.Alaeddin Keykubad (1249-1254 ortak hükümdar)
IV.Kılıçarslan'ın oğlu: III.Gıyaseddin Keyhüsrev (1266-1281)
II.İzzeddin Keykavus > Feramürz > III.Alaeddin Keykubad (1297-1302)
-
Osmanlı Hanedanı:
Ertuğrul Bey > Osman Gazi (1281/1299-1324) > Orhan Gazi (1324-1362) > I.Murad (1362-1389) > Yıldırım Bayezid (1389-1402) > Çelebi Mehmed (1413-1421) > II.Murad (1421-1451) > Fatih Sultan Mehmed (1451-1481) > II.Bayezid (1481-1512) > Yavuz Sultan Selim (1512-1520) > Kanunî Sultan Süleyman (1520-1566) > II.Selim (1566-1574) > III.Murad (1574-1595) > III.Mehmed (1595-1603) > I.Ahmed (1603-1617) > Sultan İbrahim (1640-1648) > IV.Mehmed (1648-1687) > III.Ahmed (1703-1730) > I.Abdülhamid (1774-1789) > II.Mahmud (1808-1839) > Abdülmecid (1839-1861) > II.Abdülhamid (1876-1909)
Yıldırım Bayezid'in oğulları: Emir Süleyman (1402-1410), İsa Çelebi, Musa Çelebi, Çelebi Mehmed*, Düzmece Mustafa
Fatih Sultan Mehmed'in oğulları: II.Bayezid*, Cem Sultan
III.Mehmed'in oğulları : I.Ahmed*, I.Mustafa (1617-1618) + (1622-1623)
I.Ahmed'in oğulları: II.Osman (1618-1622), IV.Murad (1623-1640), Sultan İbrahim*
Sultan İbrahim'in oğulları: IV.Mehmed*, II.Süleyman (1687-1691), II.Ahmed (1691-1695)
IV.Mehmed'in oğulları: II.Mustafa (1695-1703), III.Ahmed*
II.Mustafa'nın oğulları: I.Mahmud (1730-1754), III.Osman (1754-1757)
III.Ahmed'in oğulları: III.Mustafa (1757-1774), I.Abdülhamid*
III.Mustafa'nın oğlu: III.Selim (1789-1807)
I.Abdülhamid'in oğulları: IV.Mustafa (1807-1808), II.Mahmud*
II.Mahmud'un oğulları: Abdülmecid*, Abdülaziz (1861-1876)
Abdülmecid'in oğulları: V.Murad (1876), II.Abdülhamid*, V.Mehmed Reşad (1909-1918), VI.Mehmed Vahdettin (1918-1922)
-
Hun İmparatorluğu:
Asya Hunları = Xiongnu = Hsiung-nu = (Günümüz Çincesinde okunuşu: Şyunğnu) = (Eski Çincede okunuşu: Hunğ-nu)
nu (Çince) = "köle" anlamına gelir... (Çinliler küçültme amacıyla kullanmıştır!) nu sözcüğünü atarsak, geriye "Hunğ" kalır ki Hun sözcüğüne benzemektedir. (Adlarının aslı Türkçe Kun / Kün olabilir...)
Ne yazık ki Hun hükümdarlarının adlarının Çincesini biliyoruz. Eski Çince, günümüz Çincesinden farklı okunuyordu. Ayrıca günümüz Çincesi de Pinyin ve Wade-Giles sistemlerinde ayrı ayrı yazılmaktadır. (ama aynı okunmaktadır.)
Teoman (M.Ö.244-209) > Mete (M.Ö.209-174) > Lao-shang (M.Ö.174-160)
Lao-shang'ın oğulları: Chün-chen (M.Ö.160-126), Yi-chih-hsieh (M.Ö.126-114)
daha sonraki Hun hükümdarlarının akrabalık dereceleri tarihçiler arasında tartışmalıdır. Bu nedenle diğer hükümdarları listede belirtmedim. (Hun Devleti zamanla gücünü yitirmiş, Kuzey-Güney biçiminde ikiye bölünerek parçalanmıştır.)
Wiki'de Hun hükümdarlarının tam listesi:
http://en.wikipedia.org/wiki/Chanyu (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9DaGFueXU=)
Teoman = T'ou-man, Touman (Tuman?)
(Tuman = "sis" anlamındadır... Tuman > Duman / Hun hükümdarı Teoman böyle bir ad mı taşıyordu?)
Teoman ve Mete için "yanlış okunuşlar" dense de, Eski Çincede böyle mi okunuyorlardı? Yanlış okunuş diye kestirilip atılamaz!
Mete = Mo-tu, Maodun, Mou-tun, Modu
Bagatur = "kahraman" Bagatur > Maodun? ( B > M dönüşmesi ve Çincede R sesinin olmayışı nedeniyle)
Bagatur > Bahadır, Batur
Lao-shang (günümüzde okunuşu: Lav-şanğ ) = Chi-yü, Kiok, Jizhu
(Kiok okunuşu, Kök = Gök adını çağrıştırmaktadır! Gök-han? Hunca adının Lao-shang olmadığı açıktır!!!)
Chün-chen (günümüzde okunuşu: Çün-cin ) = Gunchen, Kün-çin, Kyun-çin
(Kün-çin okunuşu, Kün = Gün adını çağrıştırmaktadır! Gün-han? / Oğuz Kağan Destanı'nda bilindiği gibi oğullarının adı olarak Gökhan, Günhan geçmektedir. Oğuz Kağan = Mete eşitliği de gözönünde tutulursa, Gökhan ve Günhan; Mete'nin oğlu ve torununun gerçek adı mıydı?)
Yi-chih-hsieh = Ichise, İçi
________________________________
Avrupa Hun İmparatorluğu:
Balamir (= Balamber M.S. 374-400) > Uldız (= Uldin M.S.400-410) > Karaton (410-415) > Muncuk (415-422) > Attila (434-453) > İrnek (= Ernakh 503'e kadar)
Attila'nın oğlu İrnek, hem (Türk asıllı) Bulgar hükümdarlarının atası hem de Macar hükümdarlarının atasıdır!
Karaton'un oğulları: Muncuk*, Rua (= Ruga, Rugila 422-434), Oktar
Muncuk'un oğulları: Attila*, Bleda (= Buda 434-445 arasında ortak hükümdar)
Attila'nın oğulları: İlek (= Ellak 453-454), Dengizik (454-469), İrnek*
____________________________________
Avrupa Hunları, Asya Hunlarından inmektedir. Balamir, Mete'nin 15.ci kuşaktan torunudur.
-
Göktürk Kağanları Listesi:
Muntazam hazırlanmış bir liste zaten mevcut:
https://www.hunturk.net/forum/gok-turk-kaganlari-listesi-2363.html (https://www.hunturk.net/forum/gok-turk-kaganlari-listesi-2363.html)
(Yılmaz Öztuna'nın ve Ahmet Taşağıl'ın eserlerine gözatarak, Göktürk hükümdarlarını babadan oğula sıralamaya çalışacağım...)
-
Göktürkler:
T'u-wu > Bumın Kagan > Kara Kagan > Ch'u-lo-hou Baga > Ch'i-min > Shih-pi > Chie-shih-shua (= Jiesheshuai = "Kür Şad")
hanedanın diğer dalları:
T'u-wu* > İstemi Kagan > Tardu Kagan (Batı Göktürklerin Kağanı)
T'u-wu* > Bumın Kagan* > Mukan > Ta-lo-pien
T'u-wu* > Bumın Kagan* > Tatpar Kagan > An-lo
T'u-wu* > Bumın Kagan* > Kara Kagan* > Işbara Kagan > Tou-lan
T'u-wu* > Bumın Kagan* > Kara Kagan* > Ch'u-lo-hou Baga > Ch'i-min > Ch'u-lo
T'u-wu* > Bumın Kagan* > Kara Kagan* > Ch'u-lo-hou Baga > Ch'i-min > İl Kagan
Göktürk Devleti, bilindiği gibi Batı ve Doğu olmak üzere ikiye bölünmüş ve zamanla yıkılmıştır. Kutlug (= İlteriş) Kagan, Göktürk Devleti'ni yeniden canlandırarak, II.Göktürk Devleti'ni kurmuştur.
II.Göktürk Devleti:
Kutlug (= İlteriş) Kagan > Bilge Kagan > Tengri Kagan
Kutlug (= İlteriş) Kagan* > Bilge Kagan* > İçen Bilge Kagan (= İ-jan)
Kutlug (= İlteriş) Kagan'ın kardeşi: Kapgan Kagan (= Bögü Kagan)
Kapgan Kagan > İni İl Kagan
Bilge Kagan'ın kardeşi: Kül Tigin (Osman Fikri Sertkaya'ya göre doğru okunuşu: Köl Tigin)
-
Akhunlar:
Grumbates (M.S.350'ler) > Kidara > Akşunvar (M.S.420-470) > Wazar > Toraman (M.S.496-502) > Mihirakula (M.S.502-530)
Akhunlara, Hintliler "Sveta Huna / Şveta Huna" (= Beyaz Hunlar / Akhunlar) adını vermiştir.
Akhunlar (Heftalitler), Batılı tarihçiler tarafından Hint-Avrupalı bir kavimmiş gibi gösterilmek istense de Hun asıllı oldukları açıktır. (Hunlar; Horasan, İran ve Hindistan'daki Hint-Avrupa asıllı kavimlerle karışmıştır.)
-
Bulgarlar:
Attila (Hun hükümdarı) > İrnek (Hun hükümdarı) > Bazmer > Kubrat (M.S.584-642) > Asparuh (M.S.679-702)
Attila* (Hun hükümdarı) > İrnek* (Hun hükümdarı) > Bazmer* > Kubrat* > Batbayan (M.S.642-679)
Türk asıllı Bulgarlar, M.S.681 yılında Tuna Bölgesine yerleştiler.
Bulgarlar M.S.864 yılında Ortodoks-Hristiyan olarak Slavlaştılar. (Kesin olarak: M.S.893'te)
_________________________________
Avrupa Avar Devleti:
En önemli hükümdarları Bayan Kağan (M.S.565-602)'dır.
_________________________________
Hazarlar:
Bulan Kağan (M.S.620), daha sonraki Hazar Kağanları Musevî dinini benimseyerek İbranice adlar aldılar...
_________________________________
Macarlar:
Yukarıda Bulgarlarda olduğu gibi:
Attila* (Hun hükümdarı) > İrnek* (Hun hükümdarı) > Bazmer* > Kubrat* > Batbayan (M.S.642-679)
Batbayan'ın soyundan gelen Ügyek > Almos (okunuşu: Almoş) > Arpad (M.S.889-907)
Attila'nın soyundan gelen Macar Arpad Hanedanı M.S.1301 yılına kadar devam etmiştir.
Macarlar 1000 yılında Hristiyan oldular.
__________________________________
Uygur hükümdarları listesi:
M.S.744–747 Kutlug Bilge Köl Kagan
747–759 Bayan Çor (= Moyunçur)
759–779 Bögü Kagan
779–789 Tun Baga Tarkan
789–790 Ay Tengride Kut Bulmış Külük Bilge Kagan
790–795 Kutluk Bilge Kagan
795–808 Ay Tengride Ülüg Bulmış Alp Ulug Kutlug Bilge Kagan
805–808 Ay Tengride Kut Bulmış Alp Külük Bilge Kagan
808–821 Ay Tengride Kut Bulmış Alp Bilge Kagan
821–824 Kün Tengride Ülüg Bulmış Alp Küçlüg Bilge Kagan
824–832 Alp Bilge Hasar Tigin Tengri Kagan
832–839 Alp Külüg Bilge Kagan
841–847 Üge Kagan
Kutlug Bilge Köl Kagan > Bayan Çor (= Moyunçur) > Bögü Kagan
en önemli Uygur hükümdarlarıdır.