
Siyasal İslâmcılığın ürettiği yeni
varoş muhafazakârı, Batı’yı ahlaksızlıkla itham eder ama, çocuklarını Londra’da okutur.
Sekülerliği lânetler ama, estetik ameliyatlarını Alman doktorlara yaptırır.
Moderniteyi küfürle eşleştirir ama, havuzlu villalarda yaşayıp, son model arabaya biner.
Devleti kutsar ama devleti soymaktan da imtina etmez.Cuma hutbesinde,
sekülerizmi eleştiren vaiz, hafta sonu AVM’de kahve içip,
iPhone'dan borsaya bakar.İkiyüzlülük, ahlak değil, stratejidir.Biat kültürü, yalnızca dini değil, siyasal bir kontrol mekanizmasıdır.
Devletin her kademesinde, liyakat değil, sadakat esastır.Bu yalnızca bir ahlaki çöküntü değil; aynı zamanda, ideolojik bir çürümedir.
Bu çürüme devletin damarlarına kadar işlemiştir.Varoş muhafazakârlığı, artık sadece bir kültürel kategori değil, bir yönetim biçimidir.
Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!