Bir siyasal İslâmcının, Hüseyin Çelik'in, kaleminden, 2. Abdülhamid portresi ve itirafı.
Hızlı bir İslâmcı olarak doktora tezimi 2. Abdülhamid üzerine yapmaya karar verdim.
Kahramanlıklarını araştırıp herkese anlatmak için kitap yazacaktım.
Ama araştırdıkca, şoktan şoka girip, hayal kırıklığına uğradım.
Osmanlı belgelerinde, Necip Fâzıl ve Kadir Mısıroğlu'nun anlattığı gibi bir Abdülhamid yoktu.
Ne vardı peki?
Avrupai hayat tarzına meraklı ama, Avrupadan korkan bir adam.
Etrafında ki tüm adamları ve vezirleri; Ermeni, Rum veya Yahudi.
Yabancı devletler tehdit edince, toprak verip sulh sağlayan, bir padişah çıktı karşıma.
Ali Suavi'nin Çırağan Sarayı baskınından sonra;
- Bunlar beni ve ailemi Topkapı'nın zindanlarında öldürecekler.
Korkusu ile İngiliz elçisini çağırıp;
- Kraliçe beni korur mu?
Diye soruyor.
2 gün sonra elçi gelip;
-Kraliçe seni ve aileni koruyacağını söylüyor. Ama, bir şartı var. Ruslara karşı Malta'da ve Girit'de bulunan askerlerimiz savaşırken sevkiyat zorluğu çekiyor. Kıbrıs'ı vermenizi istiyor.
Diyor.
Dört gün sonra Kıbrıs'ı İngilizlere veriyor.
Kaynak : Hüseyin Çelik, AKP Van eski Milletvekili ve Bakan
TV dizileriyle parlatılan kahraman(!) ancak bu kadar olur.
Bizim kahramanımız, Boğaza demir atmış, işgal donanmasına bakarak; GELDİKLERİ GİBİ GİDECEKLER!
diyen, ve bilcümle işgalciye karşı, dünya tarihinde bir eşi ve benzeri daha görülmemiş Milli Kurtuluş Savaşını vererek, Türk Yurdunu düşmandan arındırıp, şanlı Cumhuriyetimizi kurarak, Türk insanını padişahın kulluğundan; onurlu vatandaş ve birey mertebesine yükselterek, kadını baştacı eden; Türklüğün; tunç yürekli, bükülmez bilekli, çelik iradeli, Bozkurt oğlu, Gâzi Başbuğ Atatürk’tür.
Ne mutlu Türk’üm Diyene!
Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!