Öğretmen kutsaldır, ana gibi
Öğretmen kutsaldır, baba gibi
Öpülesi elleri var.

Başta, başöğretmenimiz, Gâzi Başbuğ ATATÜRK ve şehit öğretmenlerimiz olmak üzere; ışık kaynağımız ve yol göstericimiz olan, bütün öğretmenlerimize en derin; sevgi, saygı ve minnetlerimi sunar; uçmağa varanlara sonsuz rahmetler, hayatta olanlara; sağlıklı, mutlu, huzurlu ve uzun ömürler dilerim.
Özveri ve içtenlik abidesi olan, elleri öpülesi, bütün öğretmenlerimizin 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ uğurlu, kutlu ve bengü olsun!

İYİ VARLAR!

Yüce Yaradan, varlıklarını daim eylesin!

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

Son günlerin gelişmeleri üzerine aklıma, Küba Lideri Fidel Castro'nun;
Eğer düşmanın seni övüyorsa sende bir p.....k var demektir!
Sözü geldi.

Yine bu manada Bulgar devlet adamı Georgi Dimitrov;
Düşmanın seni ancak hata yaptığında över.
Diye, 24 ayar altın değerinde, bir söz söylemiş.

İmam-ı Şafi'ye;
Fitne zamanı hakkı tutanları nasıl anlarız?
Diye sormuşlar.

İmam-ı Şafi;
Düşman okunu takip ediniz, o sizi hak ehline götürür.
Cevabını vermiş.

Barışı yeniden tesis etmek ve bin yıllık kardeşliği(!) korumak edebiyatıyla bölücü terörü aklayan ve bu vesileyle de Apo güzellemeleri yapan Devlet Bahçeli'ye hala; bilge lider, büyük stratejisyen, Türklüğün bekâsı için çalışıyor diyerek, lidere sadakat şerefimizdir sözüyle son noktayı koyan arkadaşlar, bu övgülerin sebebi nedir diye hiç düşünmüyor ama, gözlerinin önündeki mertek hariç, bütün büyük resimleri görüyorlar.

Hep söylediğim gibi;
Bin yıllık kardeşlik edebiyatıyla, barış maskesi altında, maddi ve mânevi hiçbir değer tanınmaksızın, Türk Milletinin dinamikleri, hâyâsızca, dinamitleniyor.

Dünyanın en ağır sınavından geçiyoruz.

Yüce Yaradan sonumuzu hayreylesin.

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

Bahçeli'nin değil de o ayakta alkışlayanların topuna millettin sevgisi daha da artacaktır. İnşallah grup içinde alınarak, sevgi çemberinde kalırlar. Sevgi ile yaşamlarına devam ederler.

Ölmeden bu sevgi tadını tatsınlar. Biz "bilmeyik" sevgi nedir diye. Tecrübelerini sıra kankoşlarıyla paylaşmaları umudu ile.

Maalesef bu işin akıl ve mantıkla açıklanabilir bir yanı kalmadı.
MHP üst yönetiminin tamamı, hipnotize olmuş gibi hareket ediyor.
Sanırsın, insan değil, robotlar.
Bizim gençliğimizde, ocaklarda, fikirde hür, emirde robot diye bir söylem vardı.
Bu söylem, şimdiki zamanda, MHP yöneticilerinin şahsında, robotlaşma şeklinde, gerçekleşti.
Zira, bir tek kişide bile, itiraza veya sürecin ilerleyişine dair, tek bir fikir beyanı yok.
Kuzey Kore'yi ve Kim Jong-un'u kınıyorduk.
Kınadığımız başımıza geldi.
Bakalım, daha neler göreceğiz?

Aynı dilek ve temennilerle; tarihin hakemliğine, Türklüğün derin vicdanına ve Yüce Yaradan'ın adaletine havale ediyorum.

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

Alıntı yapılan: Devlet Bahçeli

Partisinin grup toplantısındaki konuşmasında MHP lideri Devlet Bahçeli, "Komisyon İmralı'ya gitsin" çağrısını yinelemiş ve Türk milletine ; “Terörsüz Türkiye hedefi, milletin sakatlanamaz politik gayesidir. Günlerdir süren İmralı'ya gidilsin mi gidilmesin mi tartışması son bulmalıdır. Sürecin asıl muhatapların birisiyle doğrudan temas kurulamayacaksa sonuç nasıl alınacak, ilerleme nasıl kaydedilecek? Alırım yanıma 3 arkadaşımı, kendi imkânlarımla İmralı'ya gitmekten, bir masa başında yüz yüze gelmekten imtina etmem. Mertçe özgüven içinde muhatabımın gözünün içine baka baka söylerim. Şimdi dava arkadaşlarıma sesleniyorum: İmralı'ya gitmeme izin veriyor musunuz? İşte milletin özü burada, öz kararı da budur diye seslenmiş…

Cehennemin dibine kadar yolu var.
Gidişi olsun da, dönüşü olmasın.
Yanına alacağı üç arkadaşı da, muhtemelen, Sinan Ateş'e kıyanlar olur.
Türk milletinin ipini, çekse çekse, ancak bunlar çeker.

Utanmazlıkta bile bir sınır olur.
Bu şahıs hiç bir maddi ve manevi değer tanımıyor, alenen Türk Milletinin dinamiklerini dinamitliyor.

Demek ki, Yaradan katında çok büyük bir günahımız varmış ki, bu aşağılanma ve zillete bizleri duçar etti.
Kader utansın diyeceğim de ona da dilim varmıyor, zira bu kaderi birazda biz kendi ihmallik ve duyarsızlığımızla oluşturduk.
Dur bakalım, daha neler görecek, neler duyacağız?

Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla.
Çağrıbey

Bahçeli'nin değil de o ayakta alkışlayanların topuna millettin sevgisi daha da artacaktır. İnşallah grup içinde alınarak, sevgi çemberinde kalırlar. Sevgi ile yaşamlarına devam ederler.

Ölmeden bu sevgi tadını tatsınlar. Biz "bilmeyik" sevgi nedir diye. Tecrübelerini sıra kankoşlarıyla paylaşmaları umudu ile.

Ülkemizde, hiç bir alanda olmayan istikrar, sömürge olma yolunda, kâmilen var.

Türkiye, fakir değil; yağmalanmış ve kaynakları israf edilmiş bir ülkedir.

Evi soyulmuş birine fakir demek, hırsızı aklamaktır.

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

Türkiye, fakir değil, yağmalanmış bir ülkedir.

Evi soyulmuş birisine yoksul demek, hırsızı aklamaktır.

Yoksulluk, artık, Türkiye'nin kronik sorunudur.

Görünen o ki, önlenebilmesi için değil; yönetilebilmesi için, çareler aranmaktadır.

O çare ise; yandaşı beslemeye, fakiri şükrettirmeye, rakipleri ise hapsetmeye matûftur.

Zûlüm, Azrail olsa bile, hep Hakk'ı tutanlara, selâm olsun!

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!