Son İletiler

Sayfa: 1 2 3 [4] 5 6 7 8 9 10
31





İnsan kendi yaptıklarından zaten sorumlu, lâkin göz yumduğu her şeyden, ses çıkarmadığı her olaydan, zalimden taraf olduğu, haksızı, susarak koruduğu için de sorumlu.

İnsan yalnızca yaptıklarından değil, sessiz kaldığı her şeyden de sorumludur.

Bir haksızlık karşısında susmak, onu onaylamak demektir.

Zûlüm, yalnızca zâlimin elinden değil, sessiz kalabalıkların kayıtsızlığından da beslenir.

Her susuş, adâletin biraz daha zayıflamasına, vicdanın biraz daha körelmesine neden olur.

Gerçek sorumluluk, doğru olanı savunmakla başlar.

Adâlet, ancak sesini yükselten insanların cesaretiyle ayakta kalır.

Sessiz kalan bir toplumda zalim çoğalır, haksızlık sıradanlaşır, vicdan susturulur.

Oysa bir insanın sesi, bazen bir dünyanın yönünü değiştirebilir.

Bu yüzden insanın görevi, haksızlığa sessiz kalmamak ve kendi payına düşen doğruluğu savunmaktır.

Seyfettin Araç - Zamanı Tanrı Yaşar

Altına imzamızı atıyoruz.

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
32
Kötülük her zaman vardı.
Ama hiç bir devirde, bugünkü kadar; yaygın, güçlü ve koruma altında olduğu vaki değildir.

Milletimiz, makbûl görünümlü, mel'un bir zihniyetin pençesine düşmüştür.

Son yüzyılda, Türk Milleti’nin başına gelmiş bütün felaketler, bu makbûl görünümlü, mel'unlar eliyle, icra edilmiştir.

Türk toplumu, siyasal İslâmcılar dediğimiz bu, makbûl görünümlü, mel'unları deşifre edip, yakasından düşürmediği sürece; ne kurtuluşa erecek, ne ferah bulacak, ne de iflah olacaktır.

Bir millet kendi durumlarını değiştirmedikçe, Allah, onların durumlarını, değiştirmez.

Hükm-ü İlâhisi tahakkuk ediyor.

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
33
GÜNCEL / Ynt: Bahçeli : Yeni Kürt Açılımı
« Son İleti Gönderen: Üçoklu Börü Kam 24 Ekim 2025 »
Türk Bilge Kağan, 1300 yıl önce;

Ey Türk!
Bilgi bilmez kişinin, ardına düşme!
Aç, sefil, çıplak ve yurtsuz kalırsın!


Diye, uyarmıştı.

Ulu Atamızın bu öğüdünü, tuttuk mu?

Akılsız başa, öğüt neylesin?

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
34
Ülkemizde, hiç bir alanda olmayan istikrar, sömürge olma yolunda, kâmilen var.

Türkiye, fakir değil; yağmalanmış ve kaynakları israf edilmiş bir ülkedir.

Evi soyulmuş birine fakir demek, hırsızı aklamaktır.

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
35
GÜNCEL / Ynt: Bahçeli : Yeni Kürt Açılımı
« Son İleti Gönderen: Üçoklu Börü Kam 07 Ekim 2025 »
<a href="http://www.youtube.com/watch?v=caGZ_7KafDw" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=caGZ_7KafDw</a>

TBMM çatısı altında, DEM parti Gurup Salonunda Biji Serok Apo sloganları!

Bin yıllık kardeşlik edebiyatıyla Türk milletini kandıran, sayın çok bilge, Devlet Bahçeli, eseriyle övünebilir.

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

36
Tam inanmışlığın ifadesi nedir diye sorulsa;
Gâzi Başbuğ Atatürk'ün, Boğaz'a demirlemiş, işgalci Haçlı gemilerine bakarak;

GELDİKLERİ GİBİ, GİDECEKLER!

Sözü söylenir.

6 Ekim 1923 - GELDİKLERİ GİBİ, GİTTİLER!

İstanbul, 13 Kasım 1918'den, 6 Ekim 1923'e kadar; 4 yıl, 10 ay, 23 gün İngiliz işgali altında kaldı.
Bu süreçte, uzun zaman, ezan okunmadı, camilerin çoğu kapatıldı ve ibadetler kısıtlandı.


Irz ve namus tecavüzlerini yazmaya, edebimiz elvermiyor.

Atatürk'e ve cumhuriyet değerlerine hakaret ederek, insanlıktan çıkmayı din zanneden ve İslâmcılık ve Osmanlıcılık maskesiyle Türk düşmanlığı yapan gürûh, bunu bile, görmezden gelebiliyor.

Her gerçek; tarih, Türklüğün derin vicdanı ve Yaradan katında mahfûzdur.

29 Mayıs 1453'de, Kutlu Türk Başbuğu Fatih tarafından, İstanbul'un fethedilmesi, ne kadar önemli ise, 470 yıl sonra, 6 Ekim 1923'de, Türklüğün son başbuğu, Gâzi Mustafa Kemâl ATATÜRK tarafından; düşman işgalinden kurtarılarak, ebediyen Türk yurdu kılınması, o kadar önemlidir.

Türklüğe bu utku ve Kut'u armağan eden Fatih Sultan Mehmet Han'a, Türklüğün; tunç yürekli, bükülmez bilekli, çelik iradeli, Bozkurt oğlu Gâzi Başbuğ ATATÜRK'e ve kutlu ordularına; rahmet, minnet ve saygılar olsun!

İstanbul'un düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yılı; Altay Dağlarından Macaristan'a kadar bütün Türk Budunu'na uğurlu, kutlu ve beñgü olsun!

Yüreklerde, aynı Ülkü.
Tañrı korusun  Türk'ü!
Bu utku, hiç bitmeyecek!


Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
37
Tarihte Bugün / 3 EKİM TÜRK DÜNYASI GÜNÜ
« Son İleti Gönderen: Üçoklu Börü Kam 04 Ekim 2025 »



Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan arasında 3 Ekim 2009 tarihinde imzalanan Nahçıvan Anlaşması sonucunda, bu anlaşmanın imza tarihi olan 3 Ekim'de Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Günü ilan edilmiş ve kutlanmaktadır.

AzerbaycanTürkçesi: Türk Dövlətləri Əməkdaşlıq Günü
Kazak Türkçesi: Türik memleketteriniñ ıntımaqtastıq küni
Kırgız Türkçesi: Türk mamleketterinin kızmattaştık künü
Özbek Türkçesi: Turk davlatlari hamkorligi kuni
Tğürkiye Türkçesi: Türk Devletleri İşbirliği Günü

Özbek, Türkmen, Uygur, Tatar, Azer bir boydur.
Karakalpak, Kırgız, Kazak bunlar bir soydur.


Altaylardan Macaristan'a kadar; büyük Türk Budunu'nun; tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak altında, kutlu Turan'a, tez zamanda, kavuşması umuduyla, yüreği de, dileği de Türk'ten yana olan, herkesin, 3 EKİM TÜRK DÜNYASI GÜNÜ; uğurlu, Kut'lu ve beñgü olsun!

Yüreklerde aynı Ülkü,
Tañrı korusun Türk'ü.
Bu utku hiç bitmeyecek...


Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
38
<a href="http://www.youtube.com/watch?v=z64_IMmif0U" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=z64_IMmif0U</a>

Çin, Doğu Türkistan'da, yalnızca Uygur Türklerini değil, Camileri de esir alıyor.

YOUTUBE BAĞLANTISI İÇİN TIKLAYINIZ

Kızıl Çin, Doğu Türkistan'da, Uygur Türklerine; hem biyolojik ve hem de dini ve kültürel jenosit/soykırım yapıyor.

Bu soykırımın boyutu, Siyonistlerin Filistinlilere yaptığından onlarca kat daha fazla.

Lâkin ne Türk dünyası, ne İslâm Âlemi, ne Birleşmiş Milletler ve ne de insan hakları savunucusu kişi ve kuruluşlar, Uygur Türklerine yapılan bu soykırımı; görmüyor, duymuyor, bilmiyor!

Daha doğrusu; görmek, duymak, bilmek istemiyor.

Çünkü onlar TÜRK!

Gerçek şu ki; modern(!) dünyanın ve insan hakları savunucularının(!) insanlık(!) anlayışlarının sınırı, Türk'te bitiyor!

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
39
Hesap sorma kültürünün gelişmediği ülkelerde, bütün kabahat, bir kaç günah keçisinin üzerine yıkılıp, kuklacılar değil, göstermelik, kuklalar cezalandırılıp halkın gazı alınarak; vurguna, soyguna, talana ve yalana devam edilir.

GDO'lu siyasal din ve CİA tornasından çıkmış milliyetçiliğin(!) girdabına düşmüş olan Türk Yurdu, artık sistemsizlik anarşisiyle cezalandırılan, şaşkına dönmüş, bir halkın vatanı durumundadır.

Ama her şeye rağmen dünyanın; en şerefli, en âdil, en kahraman milletinin çocukları; onca ezilmişliklerine, yok sayılmışlıklarına, yoksun ve yoksul bırakılmışlıklarına rağmen, damarlarındaki asil kandan aldıkları güç ve ilhamla kâdim Türk medeniyetini, yeniden; çağdaş, aydınlanmacı Atatürk çizgisine oturtarak; taşıdıkları kana, şanlı tarihlerine ve ulu atalarına layık olduklarını ispat edeceklerdir.

Buna olan inancım tamdır.

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
40


Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.

Şu bizim siyasal İslâmcılar ölmüş birinin ardından konuşmak iyi değildir derler ama konu Atatürk ve Cumhuriyet olunca onlara saldırmayı kutsal cihatlarının bir gereği sayarlar.

Donkişot'un yel değirmenine saldırması gibi, bu cihat kervanına katılanlardan biri de Yavuz Bülent Bakiler adlı şahıstı.

Akp öncesinin siyasi ortamından cesaret bulamadığı için Atatürk ve Cumhuriyet hakkında bir tek laf edemeyen bu zat, AKP iktidarıyla birlikte, sobanın dibinde uyuyan uyuz kedi gibi, savurup küllerini aslan kesilmiştir.

Hizmet(!) hareketinin en önemli misyonerliğini yapan bu zerzavat kanal kanal, il il dolaşarak Atatürk ve Cumhuriyet devrimleri hakkında en ağır hakaretleri yapmış, Milliyetçiler arasında Fetö'ye adam devşirmeye çalışmıştır.

Kör ölünce badem gözlü olur derler ya, bu zevatta ölünce, başta AKP'sinin genel başkanı olmak üzere, açık ve gizli bütün dinciler, yani Türklük, cumhuriyet ve Atatürk düşmanı kriptolar, arkasından methiyeler dizdiler.
Yazımızın başında ne demiştik?
Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.

Son zamanlarda Türk Milliyetçiliğine dini figürler ilave edip, Ümmetçilikle anılır hala getirmek isteseler de, Türk Milliyetçilerinin yönü Ortadoğu'nun köhne zihniyeti değil, laik cumhuriyet ve çağdaş uygarlık yoludur. Yani Atatürk'ün yoludur.

Türk Milliyetçiliği, Türk Milletine adanmışlıktır.

Üç beş cilalı söz ve bir kaç mısra şiir ile, hamâset edebiyatı yapmakla, Türk Milliyetçisi olunmaz.

Türk çocuklarını, hizmet adı altında, küresel emperyalizmin taşeronluğunu yapan, karanlık mahfillere devşirenlerden, Türk Milliyetçisi olmaz.

Hele de; Atatürk'le, Cumhuriyet'le, kuruluş diğerleriyle kavgalı ve bunu da Osmanlıcılık ve İslâmcılık maskesi altında yapıyorsa, kat'i surette, milliyetçi olamazlar.

Türk Milliyetçiliği; devlet kurma ve yaşatma, Türk Milletini iki cihanda âziz kılma ülküsü ve mayasıdır.

Bu maya; sütü bozuklarda ve kanı ve vicdanı kirli olanlarda tutmaz.

Atalarımız.
Otu çek, köküne bak!
Demiş.

Kör ölünce badem gözlü olmamalı.

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
Sayfa: 1 2 3 [4] 5 6 7 8 9 10