0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Alıntı yapılan: Muchula - 18 Kasım 2007Biz Türkler olarak, islamiyetin doğuşundan beri Arapça kökenli adlar veriyoruz çocuklarımıza. İster dinimize daha yakın olması için, ister dinden kopmaması için çocuğun daha dünyaya gelmesinden itibaren milliyetini köreltiyoruz aslında. Bu da araplara, islam ülkelerine ve islamın esas doğduğu yerlere karşı bizde bir zafiyet yaratıyor.Muchula andaya katılıyorum.Araplar, itiraf etmeliyiz ki, İslamiyet’i, özellikle Türklere karşı, Arap kültür emperyalizminin aracı olarak kullanmakta çok başarılı olmuşlardır.İslamiyet üstünlüğü ırka değil, takvaya göre değerlendirmiş olsa bile, buna, başta Halife Ömer olmak üzere sonra gelen bütün yöneticiler muhalefet etmişlerdir. Halife Ömer, soylu Arap kadınlarının kölelerle ve diğer milletlerle evliliğini yasaklamıştır.Peki Halife Ömer kimdir? Halife Ömer İslam Peygamberinin hem kayınpederi ve hem de en yakın bir kaç arkadaşından birisidir ki, İslam tarihi açısından da çok önemli bir simadır.Halifelik makamını ellerine geçiren Arap hanedanlarından Emeviler ırkçılığın ve hatta İslam'ı kendi emperyal amaçları için istismar etmenin daniskasını yapmışlardır.Emeviler, Arap kültürünü empoze etmek ve kendi iktidarlarını sağlamlaştırmak için, uydurma hadisler ortaya sürecek kadar İslam'a, Kur'ana ve Peygambere muhalefet etmiş, bir hanedandır.İşte Uydurdukları hadislerin bir kaçı:"Peygamber, mahşer günü, adı Kur'an'da geçmeyen kimselere, Müslüman olsalar bile, şefaat (yardım) etmeyecektir.""Cennet ehlinin dili Arap’çadır""Her kimin iki oğlu var ise birisine mutlaka, Muhammet ismini vermelidir."Oysaki Araplar, kendilerinin cahilliye devri dedikleri dönemde, İslamiyet gelmeden önce de, bu adları kullanmıyorlar mıydı?Elbetteki kullanıyorlardı! Hani İslam’la birlikte eski adlarını terk edip, yeni adlar almış olsalar, bunu bir nebze olsun anlayabiliriz.Türk Milletini, binlerce yıllık adlarından uzaklaştırmaya çalışırken ileri sürdükleri gerekçe, Türk isimleri olan Bozkurt, Börü, Şahin, Tuğrul, Çağrı ve benzerleri gibi isimlerin hayvan adları olmasıdır.Şimdi de İslam adıyla Türklere empoze edilen Arapça isimlerin bir kaçının anlamına bakalım:Zeynep: Tombul, etli-butlu yuvarlak kadın.Hatice: Prematüre( erken doğmuş) kızAyşe: Düve, doğum yapmamış dana,yaşar.Fatma: Sütü kesilmiş, kurumuş.Osman: Küçük yılanHattab: OdunKelb: Köpek, itMuaviye : Havlayan, uluyan köpekHaydar: AslanHamza: Aslan AvcısıBu örnekler daha da çoğaltılabilir.Peki yukarıda anlamları verilen ve hiç bir dönemde Türklerin kullanmak tenezzülünde bulunmayacağı bu edep dışı, iğrenç ve seviyesiz adların İslam'la ne alakası vardır?Oysaki Türklerin ad olarak aldıkları hayvanların hepsi asil, kudretli ve soyluluk ifade eden isimlerdir.İşte uyutmaca ve cahilliğimizin resmi bundan ibaret.Arapça’ya verilen kutsiyet öylesine ileri derecededir ki, Arapça olarak kadınlara mahsus özel durumu anlatan vaizin sözlerine, derin bir huşu ile gözyaşı dökmek garabet ve cahilliği de yine bize aittir.Alıntı yapılan: Muchula - 18 Kasım 2007 Ben Ankaradayken (bu yaz tatil için geldim kerkükten) ıraktan yeni göç etmiş amcamın oğlu, ırak büyükelçiliğinin okullarının dolu olması nedeniyle suudi arabistan'ın lisesine yazdırdılar çocuğu. Orada ATATÜRK'e apaçık küfreden hocaları dinlerken şok oldu. kitaplarında Türk ve Atatürk düşmanlığı dolu yazılar, her fırsatta Türkiye Cumhuriyetini ve Türk devletlerini kırma felsefesi ile yetiştiriyorlar. Çöl bedevilerin bu davranışı, Türklere karşı ezikliğin psikolojik yansıyışından başka bir şey değildir.Türkler İslam'ı kabul etmeden önce 6 defa, İslam'ı kabul ettikten sonra da ancak bir defa, Timur Han'la, Turan'ı gerçekleştirmiş bir millettir.Dünya Tarihinin hiç bir döneminde Türk İmparatorluklarının ulaştığı kırk dört milyon metrekarelik toprağın yarısına bile sahip olabilmiş başka bir imparatorluk yoktur.Arapların devletleşme süreci MS. yedinci asırdan itibaren başlamıştır. Oysaki 7. asırda üç büyük Türk İmparatorluğu aynı anda tarih sahnesindeydi. İrili ufaklı Türk devletinin sayıları ise onlarcaydı. Çünkü Türk Turan İmparatorlukları konfederasyon olduğundan bünyesinde bir çok federasyon ve her federasyonda bir çok devleti barındırıyordu.İşte Türkün bu büyüklüğü karşısında ezilen gayri Türk unsurlar, bu ezikliklerini telafi etmek için Türk'ü hor ve hakir görme yoluna başvurmaktadırlar. Bu aşağılık adamların bedevi devleti kralı sıfatıyla Türkiye'ye yaptığı ziyarette Atatürk'ü ziyaret etmeyi ve İstiklal Marşımızı dinlemeyi reddetmesine, iktidarda bulunan ezik etnik döküntüler ses çıkartamamış, daha doğrusu için için sevinip, ne iyi ediyorsun dercesine, bu kepazeliği devlet şeref nişanı ve madalyası vererek ödüllendirmişlerdir. Türk Devlet gelenek ve protokol kaidelerini hiçe sayarak Suudi kralına yaptıkları yalamalıklar da çabası...Alıntı yapılan: Muchula - 18 Kasım 2007Peki Kuran'dan önce Allah inancı da arapçamıydı? Her millete gelen elçiler o millete özgü bir dille tanrıya yakınlaşmalarını istemiştir. Bu da bizim tarihimiz, dilimiz ve kültürümüzle övünmemize yetecek ve artacak bir olaydır.Türklerin en eski ve millileşmiş dini olan Tenğricilik ya da Gök Tenğri inancı putperest bir din değildir, muhavvitttir(Tevhit esaslı). Tarihi kaynaklar Oğuz Han Atamızın yalvaçlığını (peygamber) ortaya koymaktadır. Gök Tenğri inancı Türklerin Oğuz Han Atamız vasıtasıyla Tanrı'dan bir defalık ve hiç değiştirip, bozmaksızın, aldığı vahiydir(ilahi buyruk ve dini manzumeler bütünü) Sonuç olarak Tarihi gerçek şudur ki:Türkler Müslümanlık sayesinde değil, Müslümanlık Türkler sayesinde yükselmiş ve yaşamıştır.Türkler Müslüman olmadan önce de dünyanın en ihtişamlı imparatorluklarını kurup, medeniyetlerini inkişaf ettirmiş büyük bir millettir.Diliyle de, kültürüyle de, sanatıyla da, edebiyatıyla da, toplumsal düzeniyle de diğer bütün milletlerden fersah fersah öndedir, hele çöl bedevisi Arap aşiretlerinin bu büyüklük yanında esamisi bile okunmaz.Tarih ve medeniyet Türklerle başlar....Tanrı Yüce Türk'ünü Korusun.
Biz Türkler olarak, islamiyetin doğuşundan beri Arapça kökenli adlar veriyoruz çocuklarımıza. İster dinimize daha yakın olması için, ister dinden kopmaması için çocuğun daha dünyaya gelmesinden itibaren milliyetini köreltiyoruz aslında. Bu da araplara, islam ülkelerine ve islamın esas doğduğu yerlere karşı bizde bir zafiyet yaratıyor.
Ben Ankaradayken (bu yaz tatil için geldim kerkükten) ıraktan yeni göç etmiş amcamın oğlu, ırak büyükelçiliğinin okullarının dolu olması nedeniyle suudi arabistan'ın lisesine yazdırdılar çocuğu. Orada ATATÜRK'e apaçık küfreden hocaları dinlerken şok oldu. kitaplarında Türk ve Atatürk düşmanlığı dolu yazılar, her fırsatta Türkiye Cumhuriyetini ve Türk devletlerini kırma felsefesi ile yetiştiriyorlar.
Peki Kuran'dan önce Allah inancı da arapçamıydı? Her millete gelen elçiler o millete özgü bir dille tanrıya yakınlaşmalarını istemiştir. Bu da bizim tarihimiz, dilimiz ve kültürümüzle övünmemize yetecek ve artacak bir olaydır.