TÜRK OLMAK NE DEMEK
Son Türkçü düşünür Hüseyin Nihal ATSIZ (1973) de yayınlanan Ötüken dergisinde "Tarihimizi Malazgirt'le veya İznik şehrinin alınmasıyla başlatanlara sormalı: İznik'i başkent yapanlar veya Malazgirt Savaşını kazananlar daha önce ne idiler?" diye haklı olarak bir uyarıda bulunur.
Çinlilerin "Dünyanın en eski halkı biziz ve kendimizi bildik bileli kuzeyde hep Türkler vardı" dediği (MS 220)’lerden başlayarak Avrupa içlerine kadar girerek yarı barbar şehir devletleri halinde yaşayan batı toplumlarına devlet disiplini altında, devlet olmayı öğreten, ilkel aşiret kolonileri halinde birbirleri ile devamlı dalaşan Arap toplumuna disiplinli bir devlet olmayı öğreten, devlet ve millet olma bilinci (MÖ 10.000) yıl eskilere giden bir Asya Kavmidir Türk Milleti.
Türkler, kıtaları aşan çok büyük ve çok çeşitli yaşamları barındıran alanlarda hakimiyet kurmaları ile hem kendilerini daha geliştirmişler hem gittikleri barbar ve yarı ilkel toplulukları geliştirerek medenileştirmişlerdir.
İnsanlar bazen duygusal, bazen ekonomik, bazense sosyolojik nedenlerden dolayı kendisine öğretilen dini duygularından vaz geçerek başka bir dini seçebilir ama milli kimlik yaratılış gereğidir din gibi sonradan değiştirilemez, reddedilemez. Kişi her ne kadar milli kimliğini reddetse de mensubu olduğu milletinin birçok özelliğini taşıdığı için her zaman kendini ele verir. Oysa sıkı bir eğitimle değiştirdiği yeni dinine uyum sağlar. İşte milli kimlik ile dini kimlik arasındaki fark budur. Türk milleti de binlerce yıl çeşitli coğrafyada çeşitli kültürlerle, çeşitli dinlerle içli-dışlı olmalarına rağmen, Bata da ‘’Barbar Türk diye dışlansa da, Ortadoğu da Kafirlikle itham edilse de ana kimlikleri olan Türk kimliğini ve Türk kültürünü muhafaza etmişlerdir. İşin garibi ise Türkleri, Barbarlık ve Kafirlikle dışlayan toplumlar Türk milleti olmadığı zaman tekrar barbar ve ilkel dönemlerine dönüş emareleri göstermeye başlamışlardır. Türkler adeta dünya milletlerinin sigortası durumunda olmaktadır.
Türk olmak sanırım zor bir sorumluluk istiyor.
Türk olmayanları ıslah etmek görevi olduğu kadar, Türk olup ta çeşitli nedenlerle mankurtlaşmış veya mankurtlaşma emareleri gösterenleri de tekrar Türk kimliğine döndürmek gibi zor bir görevi de üstlenmiş olmaktır.
Türk olmak kazanan tarafın koltuk deneği olmak değildir. Kazanan taraf olmaktır, lider olmaktır.
Türk olmanın başka zorluklara da göğüs germeyi gerektiriyor.
Cebime para girer mi düşüncesi ile, makam sahibi olabilir miyim, bir koltuk kapabilir miyim planları ile Türk kimliğini, atalarımız şunu yaptı, atalarımız bunu yaptı, atalarımız şöyle kahramandı gibi cilalanmış ama gelecek için hiçbir proje üretmeyenlerin sözlerine direnebilmektir Türk olmak.
Türk olmak direnmektir.
Bin yıldır kim olduğunu unutturmak isteyenlere karşı inadına ‘’Ne Mutlu Türküm Diyene!..’’ parolası ile Türklüğüne sarılabilmektir. Akıl oyunlarına, inanç simsarlarına, kimlik düşmanlarına, komplo teorilerine kulak asmadan direnmektir.
Zordur Türk Olmak.
Kendi tarihi unutturularak, başkalarının tarihi öğretilmek istenen kadim bir millettir Türkler.
Türk olmak ilim bilmek, fen bilmektir.
Okumaktır, Felsefe ile, Sosyoloji, Tıb ile, Ekonomi ile, Tarım ile, Hayvancılık ile Teknoloji ile insanlığa önder olmaktır. Uzayın derinliklerinde yeni dünyalar aramanın teknolojisin geliştirmektir. Çağ açan atalarının torunları olarak uzaya açılmaktır Türk olmak.
"İnsan sevdiklerini gözünden bile sakınırken" farkında olmadığımız şey, o gözümüzden bile sakındığımız sevdiklerimizin Türk olmasıdır.
O gözümüzden bile sakındığımız sevdiklerimiz; Annemizdir, Babamızdır, Amcamızdır, Halamızdır, Teyzemizdir, Dayımızdır, Eşimizdir, Oğlumuzdur, Kızımızdır, Damadımızdır, Gelinimizdir, Torunumuzdur, Komşumuzdur, Hemşehrimizdir, Arkadaşımızdır. Koskocaman Türk milletidir.
Tüm bunlar için Türk olmanın en zor yanı insan olmanın erdemini bilmektir.
‘’Ne Mutlu Türküm Diyene!..’’
Adil ÖZTÜRK