Gönderen Konu: YILBAŞINDA NEDEN HİNDİ YENİR ?  (Okunma sayısı 4994 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Adil ÖZTÜRK

  • Türkçü-Turancı
  • ***
  • İleti: 83
YILBAŞINDA NEDEN HİNDİ YENİR ?
« : 26 Aralık 2018 »
YILBAŞINDA NEDEN HİNDİ YENİR?
Rivayet odur ki; ‘’Amerika’nın keşfinde bulunan hindi, Avrupa’da zamanın Hıristiyan lideri Papa’ya hediye olarak götürülür. Papa ilk defa gördüğü hindiye bakarak (Bu ne tür bir hayvan bu böyle, aynı Türkler gibi kırmızı suratlı, kabararak yürüyor, bunun adı Türk olsun) der ve Hıristiyanların inanışlarınca her yılbaşında Hz. İsa’ya bir Türk kurban etmek borç bilinirdi. Avrupalı Hıristiyanlar her yılbaşında bir Türk kurban edemedikleri için Türklere benzettikleri ve ismini Türk (Turkey) koydukları hindiyi keserler.’’
Son günlerde başka bir rivayet de; ‘’Türk Mitolojisinde Ayaz Ata yokmuş, Narduğan hakkında devşirme bir bayram olduğu hakkında şüpheler varmış, kucağımıza yeni bir bayram doğuyormuş.’’, Türk Milletinin ekmeğini yiyen hainin biri çıkar ‘’Türk diye bir ırk yok’ der. falan, filan. Hep miş’ler, muş’lar.
Hindiye neden Turkey derler, Narduğan Bayramı kadim Türk kültüründe var mıdır, yok mudur, Türk diye bir kavim var mıdır, yok mudur bunlarla uğraşanlara baktığımızda rahatsız olan çevrelerin dışta KGB artıkları içte Arap sevicileri olduklarını, Türk Milletinin kudreti karşısında ezildiklerini görüyoruz. Şamanist kafa ile Gök Tanrıya inanan Türk Milletinin efsanesi çocuklara ve düşkünlere yardım eden Ayaz Ata’ya Slav Kültürü kahramanı diye çamur atmak,  Türk Milletinin kadim kültürüne Slav ağzı ile dil uzatmak, Türk Milletine karşı kuyruk acılarını hindiyi Türk’e benzeterek uğraşmak olsa olsa basiretsizlik, acizlik olur. Bu basiretsiz ve aciz açıklamaları da gerçek gibi göstermek te aynı acizlik ve basiretsizlikten başka bir şey değildir.
Türk Milletinin kendi kadim kültürünü araştırarak güzel olan yönlerini tekrar yaşamaya başlaması birilerini rahatsız etmeye başladı. Öncelikle Narduğan Bayramı dini bir kimliği olmayan sadece Kozmolojide ileri seviyelere ulaşmış kadim Türklerin doğa ile bütünleşmesini, doğa sevgisini, hayvan sevgisini, insan sevgisini, yardımlaşmayı sembolize eden bir kutlamadır. Öğle kucağımıza bir bayramın falan doğduğu yok, bizlere unutturulmaya çalışmasına rağmen Türk dünyasının on binlerce yıldır kutladığı bir bayramdır. Bir zamanlar Türk Milletinin Nevruz Kutlamalarından rahatsız oldular ‘’Nevruz Moğol Bayramı’’ dediler. Devekuşu gibi kafalarını Ortadoğu kumlarına sokup Arap seviciliği ve Gobi Çölü kumlarına sokup Rus seviciliği yapmaya devam etsinler. Türk Milleti on binlerce yıllık kadim kültürüne sahip çıkacak. Artık Avrupalı arkeologlardan, Çin tarihçilerinden yalan yanlış şeyleri Türk tarihi diye okumayacak, kendi gerçek kadim tarihlerini kendi araştırmaları ile öğrenecekler. İyi ve güzel olanları da yeniden yaşayacaklar. Siz buna slav deseniz yırtınsanız da, Yeni bir bayram doğuyor diye çıldırsanız da atamız Bilge Kağan’ın ‘’Türk Oğuz Beyleri!.. Türk Ulusu. İşitin: Üstte gök basmasa (çökmese), altta yer delinmese, Türk Budununu, ilini töreni kim bozar? Türk Budunu!.. Kendine dön!.. Bağımsız, güzel yurduna, kendin yanılıp kötülük ettin.’’ buyruğu doğrultusunda Türk Milleti yüzde yüz Türk olma yolunda ilerlemeye devam edecektir.
Bir toplumun millet olması için kültürü, sanatı, sanatçısı, edebiyatı, edebiyatçısı, destanı, ozanı olur. Bütün bunlar da Türk milletinde on binlerce yıldır var ve bundan sonra da olmaya devam edecektir. Kıçını taşla silen sonradan olma milletcikler gibi uydurulmuş masallara ihtiyacı yok.
‘’Ne Mutlu Türküm Diyene!..’’
Adil ÖZTÜRK

Adil ÖZTÜRK