Biz ne yapıyorsak "Allah yaptırdı!" sözü çok tehlikeli ve de gelecekte bir şeylere altyapı hazırlıyor gibi.
Mesala günün birinde, kandırıldık diyen zevat çıkıp derse ki:
Fetoye geçmişte yardım ve desdek verirken biz değil "Allah yaptırdı" deyince ne olur?
Birincisi fetöye yardım etme işini Allah yaptırdı diyerek Allah'ın haşa fetö'ye desdek verdiğini ve desteklerken bu zevatı kullandığını söylerse ne olur.
Hem fetö aklanır, hem de kendileri aklanır.
Şeytanın şeyhleri olan bu zümreye dikkat..
Tüm şeytanlıkları planlı bunların.
Gökbörü'nün izinde Tanrı Türk'ü Korusun!.
Değerli Andam Egenin Efesi Beğ, ironik olarak, çok doğru bir mantıkla, çok olası bir duruma dikkat çekmiş, sağolsun.
Fetöye desteği Allah yaptırdıyla kalsa iyi.
Ya Fetöye de Allah yaptırdı deyip, yeniden kucaklaşıp can ciğer kuzu sarması olup Türk Milletinin boğazını, kaldıkları yerden, birlikte sıkmaya devam ederlerse ne olacak?
Böyle bir şey olur mu demeyin.
Biz yapmadık, Allah yaptırdı mantığı her şeyi olası kılar. Hazreti Ali'yi katlederek iktidara sahip olan ve siyasal İslamcılığın da banisi sayılan Emeviler, Hicri 80 -110 uncu yıllar arasında, iktidarların pekiştirmek ve muhalifleri, Ehl-i Beyt'i ve Ehl-i Beyt sempatizanlarını, tamamen etkisiz hale getirmek için Müslümanların malını, canını alıp;
Bizim fiillerimiz Allah'ın kaderi üzerine cereyan ediyor. diyerek yaptıkları zulüm ve işledikleri cinayetleri, İslâm fıkıhının önemli ekollerinden birisi olan
Cebriyeci bir inanışla,
Allah'ın iradesine bağlıyorlardı.
Hatta cebriyeciliğe karşı çıkıp kaderiyecilik anlayışını savunan bir çok ilim adamı, düşünür ve din alimini; şeriate karşı tutum sergiledikleri, ulü'l emre itaat etmedikleri, bozgunculuk ve fitne çıkardıkları suçlamasıyla, idam etmişlerdir.
Peygamber ve Ehl-i Beyt düşmanı
Emevilerin günümüzdeki takipçi ve temsilcileri olan siyasal İslamcılar, her şeyiyle önderlerinin yolunda ve izinde olduklarını icraat ve söylemleriyle ortaya koyuyorlar.
Soslu Süleyman'ın sözlerini, sahibin sesi olarak, acemice bir boş bulunmayla,
dervişin fikri neyse zikri odur, babından, ağzından laf kaçırmak olarak anlamak, değerlendirmek gerekir.
Türk Milleti siyasal İslamcı tarikat ve cemaatler eliyle, bin yılı aşkın bir süredir kail oldukları akılcı ve aydınlanmacı
Türk Maturidi düşünüş ve Hanefi yaşayıştan uzaklaşarak, aklı ve bilimi ihmal ve inkar eden
nassçı ve nakilci Arap E'şari itikat ve amel dairesine girmişlerdir.
Türk Milleti
din ve dil bilinci bulandırılarak mankurtlaştırılıyor, dönüştürülüyor, özünden, esasında koparılarak, romantik ümmet kardeşliği söylemleriyle ait olmadığı başka bir iklimin, Arapçılığın, kucağına çekiliyor!
Ulu Atamız
Bilge Kağan'ın dediği gibi, Türk ivedilikle,
titreyip kendine dönmelidir! Aksi halde yok oluş mukadderdir.
Türk Milliyetçiliğinin, Türkçülüğün birinci görevi, yine
Ulu Atamız Atatürk'ün dediği gibi,
Türk istiklalini ve Türk Cumhuriyetini korumaktır!
Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!