GENÇ KIZLARIMIZA ÇAĞRI
Her sosyal yapı, kadın ve erkek dediğimiz iki cinsin birbirini tamamlamasıyla 
var olmuş bir bütündür. Tek başlarına düşünülemeyen bu bireyler, birlikte 
yaratıcı bir güç kazanırlar. Erkek, kadınla beraberken daha bahadır, daha 
erdemli ve daha bilge olmak zorunluluğunu duyar.Kadın da bir erkekle birlik 
olunca daha soylu, daha ince ve daha içlidir. Türk milletinin sosyal yapısını 
incelerken de Türk kadını ile Türk erkeğinin birbirini tamamlayan bir bütün 
oluşu gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Eğer yurt ve millet işlerinde kadın, gücünü 
erinin gücüne kalmışsa başarı elde edilmiş; tersine kadın, umursamaz olmuşsa her 
şey yarım kalmıştır. Bu gerçeği bilen Türk milliyetçileri, daha savaşın başında, 
Türk kadınını - bilhassa genç kızlarımızı - kendi aralarında görmenin büyük 
mutluluk olduğunu inanıyorlar. Onun için de sizleri kendi yanlarına, savaş 
alanına çağırıyorlar.
Ey genç Türk kızı; Atillalar, Alpaslanlar, Osman Beyler, Timurlar yaratıcı 
güçlerini hep sizin kucağınızda kazandılar, İbni Sinalar, Kaşgarlı Mahmutlar, 
Uluğ Beyler, Fuzuliler ve Barbaroslar sizden emdikleri sütün kudretiyle Türk 
tarihinin birer parlak yıldızı oldular.
Siz, her çağda Türkçülük davasına kucak açıp süt verdiniz.
Genç Türk kızı, Kurtuluş Savaşı yıllarında İnebolu'dan Ankara'ya dek uzanan 
yolları dolduran kağnı kafilelerinin bütün insanları cinsdaşlarınızdı. Yamalı 
yorganını çıplak çocuğunun değil, nem kapmasından korktuğu, mermi sandıklarının 
üstüne örten sizin veya benim anam veya bacımdı. O savaşın kadın Mehmetçikleri, 
tarihimizin birer adsız bahadırıdır.
Ey genç Türk Kızı, Türk tarihinin büyük anıtlarında da sizin adınız, sizin 
ruhunuz var. Dünyanın en ince sanat eserlerinden biri olan Tac-Mahal sizden biri 
için yaratılmadı mı?
Fuzuli veya Nedim'in şiirlerinde her biriniz kendinizi bulmuyor musunuz? 
Ankara'nın Zafer Anıtındaki mermi taşıyan kadın da yine sizden biri değil mi?
Bugün Türk tarihinin yeni bir hamle çağı başlarken, sizleri aralarında görmek, 
sizlerden ışık, sizlerden inanç, sizlerden heyecan istemek Türk 
milliyetçilerinin en doğal haklarıdır.
Türkçülüğün; sosyal, ekonomik ve kültürel yönlerde kalkınmak için çadırlarını 
toplamış ve yeni ufuklara doğru göç hazırlığına başlamış damarlarınızdaki kanı 
ülkü yolunda karşı cinsin çabalarını katmak zorundasınız. Sizler de, Ankara'ya 
sırtında mermi taşıyan adsız dişi bozkurtlardan biri olunuz. Sizler de adı 
Zerrin Taç olan Kazvin'li Türk kızı gibi, inançlarınız uğruna, yüzünde tatlı bir 
gülümseme ile ateşe doğru erkek bir bozkurt gibi yürümesini biliniz.
Bir kocamış kurt, delikanlı Türk'e olduğu kadar -ve hatta belki de ondan fazla- 
siz genç Türk kızlarının yaratıcı atılışlarına inanan bir kişidir. Sizler 
isterseniz, toplulukları göz kırpmadan ateşe ve Ölüme sürebilirsiniz. Sizler 
isterseniz o toplumları kalkındırmak için yapılan her savaş kolay ve rahat bir 
savaş olur. Sizler isterseniz önünüzde eğilmeyecek baş ve devrilmeyecek kudret 
düşünülmez.
Ey Genç Türk Kızı, yarının mutlu ve büyük Türkiye'sini kendine ülkü edinen 
insanlar senin gücüne, senin inancına, senin desteğine muhtaçtırlar. Bu çetin 
yolda karşı cinsi - her zorluğu göze almış delikanlı Türk - yalnız bırakmamak 
sadece Ödevin değil, boyun borcundur da... Sen ona yardımcı oldukça tarihimiz 
yücelecek, sen, yüceleceksin...
Ey genç Türk Kızı, istedikten sonra her şeyi başaracağına inanıyorum. Çünkü: 
"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."
18-5342


