YORULANLAR
Bir yarış başladığı zaman,ilk anlarda bütün yarışçılar aynı hizada, aynı 
enerji ile koşarlar.Biraz sonra bir takımın azıcık geride kaldığı görülür.Daha 
sonra yarışçıların önde,ortada, arkada, en geride olmak üzere bir kaç gruba 
ayrılması mukadderdir.Fakat henüz hiç birisinde yılgınlık yoktur.Hatta zaman 
geçtikçe arkadakilerden bazılarının öndekilerden bazılarını geçmesi, 
öndekilerden bazılarının da kesilerek daha gerilere kalması olağandır.
Nihayet kritik anlar gelir.Mesafe uzamış,ciğerlerle kaslar yorulmuş,sinir gücü 
yıpranmıştır.Artık bundan sonrası inanç,karakter ve şeref meselesidir.
Turlar birer birer atlandıkça koşucuların arasındaki mesafeler çoğalacaktır. 
Yorulanlar birer ikişer,türlü bahanelerle yarışı bıraktıkları,onu şeref ve inanç 
meselesi yapanların ise yarışa devam ettikleri görülecektir.Yarışanların arasına 
bazılarının pek bitkin olduğu,fakat karakterleri icabı yarışı bırakmadıkları 
sezilecektir.Hatta bu bitkinler arasında,en ileride koşanlardan bazıları da 
vardır.Kimisi de maddi gücü elvermediği için çok geride kalmış olmasına rağmen 
ruh ve inanç kuvvetiyle yarışmaktadır.
Uzun yarışı bitirenler,başlayanlara göre oldukça azdır.Hatta bunlar arasında 
yarışı bitirdikten sonra kalb durmasından ölenler de bulunabilir.
İpi ilk göğüsleyenlerle son göğüsleyenler arasında bazen çok uzun zaman da 
bulunabilir.Fakat bu sonuncular maddi olarak kaybettikleri yarışta şeref ve 
karakter mükafatını kazanmışlardır.
Bütün yarışlar böyledir.Yarış başlarken pek neşeli olanların,büyük bir hızla 
ileriye atılıp ilk hamlede diğerlerini geçenlerin,biraz sonra yorulup yarışı 
bıraktıkları çok görülmüştür.
Yarışı terkedenler arasında da karakter farkı vardır.Soluğun tıkandığını, 
gücünün yetmediğini itiraf eden yiğit pek azdır.Çoğunluk yarış arkadaşlarında 
suç bulmak sevdasındadır.Bunlar yarış arkadaşları tarafından boyuna yollarının 
kesildiğini,kendilerine kasdi çarpmalar yapıldığını,depsrda ötekilerin nizamsız 
olarak daha önce fırladıklarını söyler.Bunların aslı,faslı yoktur.
Dünya durdukça yarışlar böyle olacaktır.kendisini ölçmeden yarışa katılan 
zayıflar,yarı yolda yarışı bırakacak,sonra bir bahane uyduracaktır.
Mızıkçılık bir çok insanların mayasıdır.Kendi kendisini eğitemeyen insanlar 
yaşlanıp kocasalar bile mızıkçı çocuk olarak kalırlar.Mızıkçılık,kendi 
eksikliğini ve başarısızlığını başkasına atmak hastalığıdır.
Kendisini atlet sanıp da yarışa giren kimse bu alandaki kabiliyetsizliğini 
bilmiyorsa ciddiyetten yoksunmuş demektir.
Her yarış bir davadır.O davanın adamı olmak gerektir.Halterci ile güreşçinin 
koşuda işi ne?onlar koşuya elverişsiz gövde yapılarıyla yarışabilirler mi? 
Halter ve güreş de spor olduğu için onları yarış sporu ile karıştırmak ne büyük 
gaflettir.Yük kaldırmak başka,koşmak başkadır.Ağırlık kaldıran adam halterci 
olabilir fakat yarışçı...Asla!...
Yarışlar böyledir.Yarı yolda yorulup bırakanlar bulunur.Hatta yarışı terk 
etmeden önce yanındakine çelme atanlar da bulunabilir.Bunlar olağandır.
Dünya durdukça yarışlar yapılacak ve onu şerefle bitirenler, az da olsa,daima 
bulunacaktır.
62-3123


