Türkçüler Türk Milliyetçileri kime oy verecek ?

Türkçüler Türk Milliyetçileri kime oy verecek ?

Türkçüler yani Türk Milliyetçileri ne yapacak?

Bu soru her seçim dönemi hep başımıza gelen ancak ortaya çıkacak bir ürün olmadığı için ne yapacağımızı bilemediğimiz bir handikap olarak çıkmakta. Yıllar önce, Türkçülük kisvesi altında laiklik diye nara atan bazı kansızlar,  Kürtsever ve PKK sevici CHP'ye oy atmanın reklâmını yaparak malasef Türk Milliyetçilerini Türkçüleri farklı lanse etmişlerdi.

Sayımız az, bilinen bir şey bu kimse inkâr etmiyor. Ancak Kürşad'ın da çerisi azdı. Sayıya takılı kalıp susmak bize yakışmaz. Burda edebiyat yaparak akşama kadar, konuşarak bir şey elde edemediğimizi biliyoruz. Sonuçta Türk Milliyetçisi "adam" kimin ne olduğunu bilmeli, tartmalı kargaşa ortamı içinde olayları iyi analiz edebilmeli.


Marksist/Lenist/Anarşist v.b kitlenin en büyük olayı gaza gelip olmadık şeyleri [Sözde Kürt/Ermeni/Alevi katliamı, baskı, şiddet] varmış gibi gösterip kendilerine zemin ve kaynak bulabilmeleri. Peki bizde bu yöntemi kullanırsak ne farkımız kalacak. Önemli olan heyacan yaşamaksa yöntemleri çok. Nirvana'ya kadar çıkartırlar kaşınırsan istediğin kadar heyacanlan.

Lider'e itiaat önemli. Kimse bunun karşısında olamaz. Zaten bu yüzden "Başkanlık Sistemi" bizim için en ideal bir yöntem. Dikkat amalar sıralanıyor hemen. Başkan ama.... hemen aklımıza Habur geliyor... "Türk" demek suçmuş gibi kamu kurumlarından kaldırmak, açılım gibi safsatalar, köşe başına yerleşen/yerleştirilen "Cemaat Üyeleri".. saymaya gerek var mı? Her şeyi geçin "Ergenegon". Güzelim destanın adını terör örgütümüş gibi sabah akşam malum medya servis etti durdu. Milliyetçilikten midem bulanıyor diyebilen bir zihiyet. İster sağcı, ister solcu olsun bize göre farkı olmaması gerekli. Fatih Sultan Mehmet Han bir yandan kardeş katlini imza atarken, bir yandan da emri ile yan çadırdaki kardeşini boğduruyordu. Bunu babasının hayrına yapmadı her hal. Bu durumda ister yakınımızda olsun ister uzakta "Vatan Millet Sakarya" yoksa o durumda bizim için iş bitmiştir. Kılıç kınından çıkar gereği yerine getirilir.

TSK içinde Fettullahçılar tam olarak çözülmüş müdür?
Başka cemaatlerin durumu nedir?
Diğer cemaatlerin Kamu Kurumlarına sirayet etme şekli ve durumu nasıldır?
Çok soru var..


Edebiyat parçalamaya gerek yok demiştik, burdaki amacımız seçimde ne yapacağımız konusu. Geçimişi unutmayarak gelecekte ne yapabiliriz? Türk Otağı olarak bugüne kadar şu veya bu partiye oy verin gibi bir acziyet içinde olmamışsızdır. Ancak kişisel görüşümüzü de her zaman ortaya koyarız. Malasef bugüne kadar MHP haricinde hiç bir milliyetçi oluşum gündeme gelememiştir. Son bir heyacanla kurululan İYİ parti de merkeziyetçi olduğunu ortaya koymuş, küskünler haricinde başka kimseyi etrafında toplamak dışında ne ülke gündemine dair ne de dünya gündemine dair lehte bir açıklamaları bulunmaktadır. Zaten başka bir milliyetçi oluşumun zira gelecek gücü de yoktur.

Ya bu olayların dışında kalıp trene bakar gibi seyredeceksin. Ya da işin içine gireceksin. İki ucu değnek meselesi, bu durum, aklı olanın farkındadır.

Malasef ama malasef. Zira rahat bir ortamda değiliz. Yıllardır olduğu gibi Cemaatler her bir koldan saldıraya geçmiş. Hâlâ da geçmekte. Cemaat deyince aklınıza sadece Fetullahçılar gelmesin sakın. Suriye olayını görmezden gelemezsiniz. Bana ne diyemezsiniz. Dedikçe PKK'nın nasıl alan kazandığını görürsünüz. ABD ya da Yahudiler v.s yazmamıza gerek var mı? Fransa Şam Şeytanı gibi hazır. Keza Rusya ve İran açmış pis ağızlarını bekliyorlar. Afrin'de ne işimiz var diyebilen bir mahlukatlardan ülke yönetimine dair bir şey bekleme sakın. Ya kendini kurtaracaktır sadece ya da kanının gereğini yerine getiriyordur sadece.


Türk Milliyetçisinin en büyük referans noktası ülkenin an itibariyle bulunduğu sıkıntılı durumlardır. Buna göre karar almalı.

Dolar/Euro'nun yükselmesi, kalitesiz, liyâtsız insarların bürokraside yer bulması. Mülakat sistemi ile yandaşların devlet memuru ya da öğretmen olabilmesi, Kamu Kurumlardaki lüks yaşam, Kamu Kurumların ödedikleri fahiş kira bedelleri,rüşvet v.s sabaha kadar yazabiliriz. İçteki diğer sıkıntılarımız fazla. İçi sağlama almamız gerekli. Ancak etrafımızda yanan ateş varken bu durum imkânsızdır. Yanan ateş öyle ya da böyle bizim için iç meseledir. Misak-î Milli'yi yazmamıza da gerek yok sanırım. İçteki bu meseleri kenara bırakmadan acil ve ivedi bir şekilde karar almamız gereklidir.

Sonuç olarak; vizyona bakmak yerine, kısa zamanda ne yapabiliriz ? Yanan ateşi nasıl söndürebiliriz ? Etrafımızda ki bu sıkıntıları kısa zamanda nasıl lehimize çözüme kavuşturabiliriz? Bu soruların güçlü cevabını, güçlü bir şekilde verebilecek oluşumlara bakmakta fayda var. Kısa vadede bizim görüşlerimizi yansıtan bir oluşum bulmak imkânsız. Bu yüzden ülkemizin şuan için bulunduğu bu durum açısından olaya odaklanmak en mantıklı durumdur.

Kendi açımdan iki uçlu değnek olayındayım. Karar alırken kesinlikle yukarıda ki durumları göz önüne alarak karar almakta fayda var. Burda yazılanları Türk Otağın'da yıllar önce [yıllarca] yazıp çizdik. İleriyi az çok görebiliyorsak ona göre karar alalım.

Bir ağabeğimiz otağa girişe yazmış;

       

Yurtta sulh yoksa, cihanda sulh gereksizdir!

 

Koray Aslantaş

Nisan 2018


325-3844

Konuyla ilgili başlıklar